Kırıkkale'de Yenidoğan Mahallesi 131. Sokak'ta bulunan 5 katlı bir apartmanın 3. katında yangın çıktı. Edinilen bilgilere göre, henüz belirlenemeyen bir nedenle başlayan yangın, kısa sürede büyüyerek daireyi sardı.

İhbar üzerine olay yerine çok sayıda itfaiye, sağlık ve polis ekibi sevk edildi. Kırıkkale Belediyesi itfaiye ekiplerinin hızlı müdahalesiyle yangın, diğer dairelere sıçramadan kontrol altına alındı ve söndürüldü.

Yangın sırasında apartman sakinleri panik halinde dışarı çıktı. Dumandan etkilenen bazı vatandaşlara olay yerinde sağlık ekipleri tarafından müdahale edildi. Yangında yaralanan olmazken, dairede maddi hasar meydana geldi.

Yangının çıkış nedeni ile ilgili inceleme başlatıldı. Apartman sakinleri, itfaiye ekiplerine teşekkür ederek, yangının büyümeden söndürülmesinden duydukları memnuniyeti dile getirdiler.

Yangınla ilgili soruşturma devam ediyor.

İngiliz futbol kulübü Arsenal, 22 yıldır kulüpte görev yapan bir çalışanını, sosyal medya platformlarında yaptığı İsrail karşıtı paylaşımlar sebebiyle işten çıkardı. Kulüp, söz konusu çalışanın paylaşımlarının ardından derhal soruşturma başlattı ve yapılan incelemeler sonucunda personelin görevine son verme kararı aldı.

Olay, çalışanın sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımların kamuoyunda tepki çekmesi üzerine patlak verdi. Paylaşımların içeriği ve niteliği hakkında detaylı bilgi verilmezken, Arsenal kulübünün bu türden ayrımcı veya nefret söylemi içeren davranışlara müsamaha göstermeyeceği vurgulandı.

Arsenal'den yapılan açıklamada, kulübün tüm çalışanlarından ve temsilcilerinden belirli davranış standartlarına uymalarının beklendiği ve bu standartların ihlalinin ciddi sonuçlar doğurabileceği belirtildi. Kulüp, çeşitliliğe ve kapsayıcılığa büyük önem verdiğini ve her türlü ayrımcılığa karşı sıfır tolerans politikası izlediğini yineledi. İşten çıkarma kararının, bu ilkeler doğrultusunda alındığı ifade edildi.

Bu olay, spor kulüplerinin ve diğer kurumların, çalışanlarının sosyal medya kullanımları konusundaki hassasiyetini bir kez daha gündeme getirdi. Birçok kurum, çalışanlarının çevrimiçi davranışlarının kurumun itibarı üzerindeki potansiyel etkilerini dikkate alarak, sosyal medya politikaları oluşturmakta ve uygulamaktadır.

İngiltere ve Avrupa Birliği (AB), Rusya ve Çin'in oluşturduğu zorluklara karşı koymak amacıyla stratejik işbirliğini derinleştirme konusunda anlaştı. Bu karar, Birleşik Krallık Dışişleri Bakanı David Cameron'ın AB Komisyonu'nu ziyaret etmesiyle teyit edildi.

Cameron, AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ve AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ile ayrı ayrı görüşmeler gerçekleştirdi. Görüşmelerde, Ukrayna'ya verilen destek, Gazze'deki insani durum ve enerji güvenliği gibi konular ele alındı. İngiltere ve AB arasındaki işbirliğinin, her iki tarafın da çıkarına olduğu vurgulandı.

Taraflar, özellikle Rusya'nın Ukrayna'daki saldırganlığına karşı ortak bir duruş sergileme ve Çin'in ekonomik ve politik etkisine karşı birlikte çalışma konusunda mutabık kaldı. Bu kapsamda, siber güvenlik, dezenformasyonla mücadele ve ekonomik dayanıklılık gibi alanlarda işbirliğinin artırılması planlanıyor.

David Cameron, İngiltere'nin Brexit sonrası Avrupa ile ilişkilerini yeniden tanımlama çabasının bir parçası olarak bu görüşmeleri gerçekleştirdiğini belirtti. AB yetkilileri de, İngiltere ile yakın işbirliğinin, Avrupa'nın güvenliği ve refahı için kritik öneme sahip olduğunu ifade ettiler.

İşbirliğinin somut adımları arasında, ortak yaptırımlar, istihbarat paylaşımı ve diplomatik girişimler yer alıyor. Ayrıca, her iki tarafın da enerji kaynaklarını çeşitlendirme ve iklim değişikliğiyle mücadele gibi konularda birlikte çalışmaya devam edeceği belirtildi.

• Ukrayna'ya destek
• Gazze'deki insani durum
• Enerji güvenliği

Bu stratejik işbirliği, İngiltere ve AB'nin ortak değerlere ve küresel sorunlara karşı ortak çözümler bulma arayışının bir yansıması olarak değerlendiriliyor.

Endonezya'da Batik Air şirketine ait bir yolcu uçağı, pilotların uyuyakalması sonucu yaklaşık 10 dakika boyunca kontrolsüz bir şekilde uçtu. Olay, geçtiğimiz Ocak ayında meydana geldi ancak raporu yeni yayınlandı.

Rapora göre, uçuş sırasında hem pilot hem de yardımcı pilot aynı anda uyuyakaldı. Uçak, planlanan rotasından saptı. Olay, uçağın kalkışından yaklaşık yarım saat sonra meydana geldi.

Uçağın kara kutusundan elde edilen verilere göre, pilotlardan biri kokpitte telsizle konuşmaya çalışırken uyuyakaldı. Yardımcı pilot da daha önce yorgun olduğunu belirtmişti ve o da uykuya daldı.

Uçak Kontrolsüz Kaldı: Uçak, yaklaşık 10 dakika boyunca herhangi bir pilot kontrolü olmadan uçtu. Hava trafik kontrol kulesi, pilotlarla iletişim kurmaya çalıştı ancak yanıt alamadı.

Olay, pilotlardan birinin uyanmasıyla sona erdi. Pilot, uçağın kontrolünü yeniden sağladı ve hava trafik kontrol kulesiyle iletişime geçti. Uçak, planlanan rotasına geri döndü ve sorunsuz bir şekilde iniş yaptı.

Yetkililer, olayla ilgili soruşturma başlattı. Pilotların neden uyuyakaldığı ve bu tür olayların önlenmesi için hangi önlemlerin alınabileceği araştırılıyor.

Olayda herhangi bir yolcu yaralanmadı. Ancak, bu durum havacılık güvenliği konusunda ciddi endişelere yol açtı.

• Olay Ocak ayında yaşandı.
• Pilotlar aynı anda uyuyakaldı.
• Uçak 10 dakika kontrolsüz uçtu.
• Soruşturma başlatıldı.

Yapılan araştırmalar, sol elini kullanan bireylerin bazı sağlık riskleri açısından daha dikkatli olmaları gerektiğini gösteriyor. Uzmanlar, sol elini kullanan kişilerde görülen bir hastalığın riskini ilk kez açıkladı.

Solaklık, dünya nüfusunun yaklaşık %10'unu etkileyen bir durumdur. Genetik ve çevresel faktörlerin etkileşimi sonucu ortaya çıktığı düşünülmektedir. Son araştırmalar, sol elini kullanan bireylerin bazı nörolojik rahatsızlıklara yakalanma olasılığının daha yüksek olduğunu gösteriyor. Özellikle, Parkinson hastalığı riskinin solaklarda daha fazla olduğu belirtiliyor.

Parkinson hastalığı, beyindeki dopamin üreten hücrelerin kaybıyla karakterize, ilerleyici bir nörodejeneratif hastalıktır. Titreme, hareketlerde yavaşlama, kas sertliği ve denge sorunları gibi belirtilerle kendini gösterir. Araştırmalar, sol elini kullanan bireylerde bu hastalığın görülme sıklığının, sağ elini kullananlara göre daha yüksek olduğunu ortaya koymaktadır.

Uzmanlar, bu durumun nedenini tam olarak açıklayamamakla birlikte, beyin asimetrisi ve genetik yatkınlık gibi faktörlerin etkili olabileceğini düşünüyor. Solak bireylerin beyinlerinin sağ ve sol yarım küreleri arasındaki iletişimde farklılıklar olabileceği ve bu durumun Parkinson hastalığına karşı daha savunmasız hale getirebileceği öne sürülüyor.

Ancak, uzmanlar solak olmanın kesinlikle Parkinson hastalığına yakalanma anlamına gelmediğini vurguluyor. Sadece riskin biraz daha yüksek olduğu belirtiliyor. Bu nedenle, sol elini kullanan bireylerin düzenli sağlık kontrollerini yaptırmaları ve özellikle nörolojik belirtiler konusunda dikkatli olmaları öneriliyor.

Öneriler:

• Düzenli egzersiz yapmak
• Sağlıklı beslenmek
• Uyku düzenine dikkat etmek
• Stresten uzak durmak
• Nörolojik belirtiler konusunda bilinçli olmak ve erken teşhis için doktora başvurmak

Bu önlemler, tüm bireyler için genel sağlık önerileri olmakla birlikte, sol elini kullanan bireylerin Parkinson hastalığı riskini azaltmaya yardımcı olabilir.

Çin ekonomisi, ABD ile arasındaki ticaret savaşına rağmen pozitif bir seyir izledi. HaberGlobal'de yer alan bilgilere göre, Çin ekonomisi, ABD'nin uyguladığı tarifelere rağmen büyümeye devam etti. Ancak, bu büyümenin ne kadar sürdürülebilir olduğu konusunda farklı görüşler bulunuyor.

Ekonomi uzmanları, Çin'in ekonomik büyüme modelinin geleceği hakkında çeşitli değerlendirmelerde bulunuyorlar. Bazı uzmanlar, Çin'in ihracata dayalı büyüme modelinin artık sürdürülebilir olmadığını ve iç tüketime odaklanması gerektiğini savunuyor. Diğerleri ise, Çin'in teknolojiye yatırım yaparak ve inovasyonu teşvik ederek büyümesini sürdürebileceğine inanıyor.

Çin hükümeti, ekonomik büyüme hedeflerini gerçekleştirmek için bir dizi politika uygulamaya koydu. Bu politikalar arasında, altyapı yatırımlarını artırmak, vergi indirimleri yapmak ve işletmelerin üzerindeki düzenleyici yükü azaltmak yer alıyor.

ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşının küresel ekonomi üzerindeki etkileri de yakından takip ediliyor. Uzmanlar, ticaret savaşının küresel ticareti olumsuz etkileyebileceği ve ekonomik büyümeyi yavaşlatabileceği konusunda uyarıyorlar.

Çin ekonomisinin geleceği, hem Çin hem de dünya ekonomisi için büyük önem taşıyor. Çin'in ekonomik büyüme modelindeki olası değişiklikler, küresel ticaret akışlarını ve yatırım kararlarını önemli ölçüde etkileyebilir.

Uluslararası Para Fonu (IMF) verilerine göre, ABD'nin dünyanın en büyük ekonomisi olma unvanını kaybettiği ve bu pozisyona Çin'in yükseldiği belirtiliyor. Bu değişim, küresel ekonomik güç dengelerinde önemli bir kaymayı gösteriyor.

IMF'nin raporuna göre:

• Çin, satın alma gücü paritesine (SAGP) göre dünyanın en büyük ekonomisi haline geldi.
• ABD'nin ekonomik büyüklüğü, Çin'in gerisinde kaldı.
• Bu durum, ABD için önemli bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor.

Bu gelişme, farklı uzmanlar tarafından çeşitli şekillerde yorumlanıyor. Bazı ekonomistler, bu değişimin uzun vadeli etkileri olacağını ve küresel ticaret ve yatırım akışlarını etkileyebileceğini öne sürüyor. Diğerleri ise, ABD'nin hala önemli bir ekonomik güç olduğunu ve bu durumun kısa vadeli bir dalgalanma olabileceğini belirtiyor.

Bu durumun olası sonuçları:

1. Küresel ticaretin yeniden şekillenmesi
2. Yatırım akışlarında değişiklikler
3. Uluslararası ilişkilerde yeni dinamikler

Ekonomik analistler, bu gelişmeyi yakından takip ediyor ve gelecekteki olası senaryoları değerlendiriyorlar.

Konut sahibi olmak isteyenler için yeni bir dönem başlıyor. Konut alım hakkı genişletilerek, daha fazla kişinin ev sahibi olmasının önü açılıyor. Bu kapsamda yapılan düzenlemeler, özellikle ilk kez ev alacaklar için önemli fırsatlar sunuyor.

Konut Alım Hakkının Genişletilmesi: Yapılan düzenlemeyle, konut alımında uygulanan bazı kısıtlamalar kaldırıldı. Bu sayede, daha önce konut alma imkanı bulamayan vatandaşlar için yeni bir fırsat doğdu. Özellikle dar gelirli ve orta gelirli ailelerin konut sahibi olabilmesi için çeşitli destekler ve kolaylıklar sağlanıyor.

Kredi ve Finansman İmkanları: Konut alımını kolaylaştırmak amacıyla, bankalar ve finans kuruluşları tarafından çeşitli kredi ve finansman imkanları sunuluyor. Düşük faizli konut kredileri, uzun vadeli ödeme seçenekleri ve peşinat desteği gibi uygulamalar, ev sahibi olmayı kolaylaştırıyor.

Devlet Destekli Konut Projeleri: Devletin desteklediği konut projeleri de konut alım hakkının genişletilmesi kapsamında büyük önem taşıyor. Bu projeler, uygun fiyatlı konutlar sunarak, özellikle dar gelirli ailelerin ev sahibi olmasını hedefliyor. Başvuruların nasıl yapılacağı, şartları ve diğer detayları ilgili kurumların internet sitelerinden öğrenmek mümkün.

Yeni Düzenlemelerin Detayları:

• Konut alımında uygulanan bazı vergi ve harçlarda indirim yapıldı.
• İlk kez ev alacaklara yönelik özel kredi paketleri oluşturuldu.
• Devlet destekli konut projelerinde kontenjan artışı yapıldı.

Uzmanların Yorumları: Konut piyasası uzmanları, yapılan düzenlemelerin konut sektörünü canlandıracağını ve ev sahibi olmayı kolaylaştıracağını belirtiyor. Ancak, konut almadan önce dikkatli bir araştırma yapılması ve bütçeye uygun bir seçim yapılması gerektiği vurgulanıyor.

Ticaret Bakanlığı, sebze ve meyve fiyatlarındaki artışın önüne geçmek ve üreticiden tüketiciye ulaşan ürünlerin daha uygun fiyatlarla satılmasını sağlamak amacıyla yeni bir düzenleme üzerinde çalışıyor. Bu düzenleme ile hallerdeki komisyon oranlarının düşürülmesi ve üretici birliklerinin güçlendirilmesi hedefleniyor.

Bakanlık yetkilileri, sebze ve meyve fiyatlarındaki dalgalanmanın temel nedenlerinden birinin hallerdeki yüksek komisyon oranları olduğunu belirtiyor. Yeni düzenleme ile bu oranların makul seviyelere çekilmesi ve üreticilerin ürünlerini doğrudan tüketiciye ulaştırabileceği mekanizmaların oluşturulması planlanıyor.

Üretici Birlikleri Güçlendirilecek: Düzenlemenin bir diğer önemli ayağı ise üretici birliklerinin güçlendirilmesi. Bakanlık, üretici birliklerinin daha etkin rol oynaması için destek sağlayacak ve bu birliklerin ürünlerini pazarlama ve dağıtım konusunda daha aktif olmalarını teşvik edecek.

Yeni düzenlemenin hayata geçirilmesiyle birlikte, sebze ve meyve fiyatlarında belirgin bir düşüş yaşanması ve tüketicinin daha uygun fiyatlarla ürünlere ulaşabilmesi bekleniyor. Ayrıca, üreticilerin de ürünlerini daha iyi koşullarda satabilmesi ve gelirlerini artırması hedefleniyor.

Bakanlık yetkilileri, düzenlemenin detayları üzerinde çalışmaların sürdüğünü ve en kısa sürede kamuoyu ile paylaşılacağını ifade etti. Düzenlemenin, sektördeki tüm paydaşların görüşleri alınarak hazırlanacağı ve uygulanacağı belirtildi.