Microsoft, Avrupa Birliği (AB) vatandaşlarının verilerine yönelik hükümetlerin erişim taleplerine karşı dava açma sözü verdi. Şirket, bu tür taleplerin AB yasalarına aykırı olduğunu ve veri egemenliği ilkesini ihlal ettiğini savunuyor.

Microsoft'un bu kararı, Avrupa'da veri gizliliği ve egemenliği konusundaki tartışmaların yoğunlaştığı bir dönemde geldi. AB, vatandaşlarının verilerinin korunması ve şirketlerin veri işleme faaliyetlerinin düzenlenmesi konusunda giderek daha katı önlemler alıyor.

Şirket, AB üyesi olmayan ülkelerin hükümetlerinin, AB'de depolanan verilere erişim taleplerinin sayısının arttığını belirtiyor. Microsoft, bu taleplerin birçoğunun yasal dayanağının olmadığını ve AB yasaları ile çeliştiğini iddia ediyor.

Microsoft Başkanı Brad Smith yaptığı açıklamada, “AB vatandaşlarının verilerinin korunması bizim için en önemli önceliklerden biridir. Hükümetlerin bu verilere erişim taleplerine karşı yasal yollara başvurmaktan çekinmeyeceğiz” dedi.

Microsoft'un dava açma kararı, AB'deki diğer teknoloji şirketleri ve sivil toplum kuruluşları tarafından da desteklendi. Bu kuruluşlar, hükümetlerin veri erişim taleplerinin şeffaf ve denetlenebilir olması gerektiğini vurguluyor.

Davanın, AB Adalet Divanı'nda görülmesi bekleniyor. Kararın, AB'deki veri gizliliği ve egemenliği standartları üzerinde önemli bir etkisi olabileceği belirtiliyor.

• Microsoft, AB vatandaşlarının verilerinin korunmasının önceliği olduğunu vurguluyor.
• Şirket, hükümetlerin veri erişim taleplerinin yasal dayanağını sorgulayacak.
• Davanın, AB Adalet Divanı'nda görülmesi bekleniyor.

WhatsApp, kullanıcıların önemli güncellemeleri takip etmesini kolaylaştıran yeni özelliği Kanallar'ı kullanıma sundu. Bu özellik, tek yönlü bir yayın aracı olarak işlev görüyor ve yöneticilerin metin, fotoğraf, video, çıkartma ve anket göndermesine olanak tanıyor.

Kanallar'ın temel özellikleri:

• Gizlilik: Kanal yöneticilerinin telefon numaraları ve profil fotoğrafları takipçilere gösterilmiyor. Benzer şekilde, bir kanalı takip edenlerin telefon numaraları da yöneticilere veya diğer takipçilere görünmüyor.
• Arama: Yeni bir dizin sayesinde kullanıcılar hobilerine, spor takımlarına, yerel yetkililere ve daha fazlasına göre kanalları bulabiliyor. Ayrıca, bir kanalın bağlantısı davetiye olarak gönderilebiliyor.
• Geçmiş: Kanallar 30 gün boyunca sunucularda saklanıyor ve bu süre sonunda otomatik olarak siliniyor. Takipçiler, cihazlarında daha uzun süre kalmasını istedikleri güncellemelerin ekran görüntüsünü alabiliyor.
• Güncellemeler: WhatsApp, yöneticilere kanallarında ne tür içerik paylaşabilecekleri konusunda rehberlik sağlamak amacıyla yeni araçlar sunacak. Ayrıca, kullanıcıların geri bildirimlerine dayanarak Kanallar özelliğini geliştirmeye devam edecek.

Kanallar, ilk olarak belirli ülkelerde kullanıma sunulacak ve önümüzdeki aylarda daha geniş bir kitleye yayılması planlanıyor. Bu özellik, WhatsApp'ın kullanıcı deneyimini zenginleştirmeye yönelik sürekli çabalarının bir parçası olarak değerlendiriliyor.

WhatsApp, bu yeni özellik ile kullanıcıların ilgi alanlarına yönelik güncel bilgilere daha kolay ulaşmasını ve önemli duyuruları kaçırmamasını hedefliyor.

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, katıldığı bir televizyon programında Togg ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Bakan Kacır, Togg'un 2024 yılı hedeflerine ulaştığını ve planların ötesine geçildiğini belirtti. Ayrıca, Togg'un yeni modelinin yaz aylarında tanıtılarak milletle buluşacağını duyurdu.

Bakan Kacır, Togg'un sadece bir otomobil üreticisi olmadığını, aynı zamanda bir teknoloji şirketi olduğunu vurguladı. Bu bağlamda, Togg'un mobilite ekosistemini geliştirmeye odaklandığını ve farklı alanlarda da faaliyet göstereceğini ifade etti.

Togg'un üretim süreci ve gelecek hedefleri hakkında da bilgi veren Bakan Kacır, 2024 yılında belirlenen üretim hedeflerine ulaşıldığını ve hatta bu hedeflerin aşıldığını dile getirdi. Togg'un Türkiye ekonomisine katkısının artarak devam edeceğini öngördüklerini söyledi.

Bakan Kacır'ın açıklamalarına göre, Togg'un yeni modeli yaz aylarında Türkiye'de tanıtılacak ve satışa sunulacak. Bu yeni modelin özellikleri ve tasarımı hakkında henüz detaylı bilgi verilmedi. Ancak, Togg'un mevcut modelindeki teknolojik yeniliklerin ve tasarım anlayışının bu yeni modelde de devam edeceği tahmin ediliyor.

Togg'un Türkiye'deki otomotiv sektörüne getirdiği yenilikler ve teknolojik gelişmeler, Bakan Kacır tarafından da vurgulandı. Togg'un, Türkiye'nin otomotiv endüstrisindeki rekabet gücünü artırdığı ve yerli üretimi teşvik ettiği belirtildi.

Sonuç olarak, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır'ın açıklamaları, Togg'un Türkiye için stratejik bir öneme sahip olduğunu ve gelecekteki mobilite çözümlerine önemli katkılar sağlayacağını gösteriyor. Yeni modelin yaz aylarında tanıtılmasıyla birlikte, Togg'un Türkiye pazarındaki varlığının daha da güçlenmesi bekleniyor.

Avrupa'da yapay zeka konusundaki düzenlemeler tartışılırken, ABD'li teknoloji devlerinin Avrupa Komisyonu'na yönelik lobi faaliyetleri yoğunlaşıyor. Euronews'in aktardığı rapora göre, bu şirketler, hazırlanan yapay zeka yasalarının kendi çıkarlarına uygun şekilde şekillenmesi için baskı yapıyor.

Rapora göre, Google, Microsoft, Meta ve Apple gibi büyük teknoloji şirketleri, Avrupa Komisyonu nezdinde aktif bir şekilde lobi faaliyetleri yürütüyor. Şirketlerin temel amacı, yapay zeka kullanımını kısıtlayabilecek veya maliyetlerini artırabilecek düzenlemelerin önüne geçmek. Özellikle, yapay zeka sistemlerinin geliştirilmesi ve kullanımına ilişkin şeffaflık, hesap verebilirlik ve risk değerlendirmesi gibi konularda düzenlemelerin hafifletilmesi hedefleniyor.

Lobi faaliyetlerinin yoğunluğu, yapay zeka teknolojilerinin geleceği açısından kritik bir dönemde gerçekleşiyor. Avrupa Birliği, yapay zeka alanında küresel bir standart belirleyici olmayı amaçlarken, teknoloji şirketlerinin bu sürece etkisi merakla bekleniyor. Avrupa Komisyonu'nun hazırlayacağı nihai yasa tasarısının, teknoloji şirketlerinin taleplerini ne ölçüde dikkate alacağı ve yapay zeka ekosistemini nasıl şekillendireceği önümüzdeki aylarda netleşecek.

Raporda ayrıca, teknoloji şirketlerinin sadece doğrudan lobi faaliyetleri yürütmekle kalmayıp, aynı zamanda çeşitli düşünce kuruluşları ve sivil toplum örgütleri aracılığıyla da kamuoyunu etkilemeye çalıştığı belirtiliyor. Bu stratejinin amacı, yapay zeka düzenlemelerine yönelik kamuoyu desteğini azaltmak ve daha esnek bir yaklaşımın benimsenmesini sağlamak.

Google, kariyerini geliştirmek isteyenler için çeşitli alanlarda ücretsiz online kurslar sunuyor. Bu kurslar, özellikle dijital becerilerini artırmak isteyenler için büyük bir fırsat sunuyor. Türkiye'den de erişilebilen bu kurslar, katılımcılara sertifika alma imkanı da sağlıyor.

Sunulan Kurslar ve Alanlar:

• Dijital Pazarlama: Google'ın sunduğu temel dijital pazarlama eğitimi, online pazarlama stratejilerini öğrenmek isteyenler için ideal bir başlangıç noktası.
• Veri Analizi: Veri analizi kursları, büyük veri setlerini anlamlandırma ve iş zekası çözümleri geliştirme konusunda yetkinlik kazanmayı hedefliyor.
• Yazılım Geliştirme: Android uygulama geliştirme ve web geliştirme gibi alanlarda sunulan kurslar, yazılım sektöründe kariyer yapmak isteyenler için önemli bir kaynak.
• Bulut Bilişim: Bulut bilişim teknolojileri hakkında bilgi edinmek ve bu alanda uzmanlaşmak isteyenler için çeşitli seviyelerde kurslar mevcut.

Kurslara Erişim ve Sertifikasyon:

Google'ın ücretsiz kurslarına erişmek için Google Kariyer Sertifikaları web sitesini ziyaret edebilirsiniz. Kursları tamamladıktan sonra, belirli bir ücret karşılığında sertifika alabilirsiniz. Bu sertifikalar, iş başvurularınızda ve kariyerinizde size avantaj sağlayabilir.

Kimler Katılabilir?

Google'ın ücretsiz kurslarına, kariyerini geliştirmek isteyen herkes katılabilir. Özellikle, dijital becerilerini artırmak, yeni bir alanda uzmanlaşmak veya mevcut bilgi ve becerilerini güncellemek isteyenler için bu kurslar büyük bir fırsat sunuyor.

Microsoft, geliştirme süreçlerinde yapay zekayı (YZ) etkin bir şekilde kullanarak, kodlarının yaklaşık yüzde 30'unu yapay zeka ile yazdırdığını duyurdu. Bu durum, şirketin yazılım geliştirme süreçlerinde verimliliği artırma ve geliştiricilere daha fazla destek sağlama stratejisinin bir parçası olarak değerlendiriliyor.

Microsoft'un bu hamlesi, yazılım geliştirme sektöründe yapay zekanın rolünün giderek arttığını gösteriyor. YZ destekli kodlama araçları, geliştiricilerin daha hızlı ve hatasız kod yazmasına yardımcı olarak, projelerin tamamlanma süresini kısaltıyor ve maliyetleri düşürüyor.

Şirket yetkilileri, yapay zeka tarafından üretilen kodların kalitesinin ve güvenilirliğinin sürekli olarak denetlendiğini ve geliştiricilerin YZ tarafından oluşturulan kodları inceleyip düzenleyebildiğini belirtiyor. Bu sayede, YZ'nin sunduğu avantajlardan faydalanılırken, insan kontrolü de sağlanarak olası hataların önüne geçiliyor.

Microsoft'un bu uygulaması, diğer teknoloji şirketleri için de örnek teşkil edebilir ve YZ'nin yazılım geliştirme süreçlerindeki kullanımının yaygınlaşmasına katkıda bulunabilir. Yapay zeka, gelecekte yazılım geliştirme alanında daha da önemli bir rol oynayarak, sektördeki dönüşümü hızlandıracak gibi görünüyor.

Bu gelişme, aynı zamanda yapay zekanın iş gücü piyasası üzerindeki etkileri konusunda da tartışmaları beraberinde getiriyor. YZ'nin bazı görevleri devralmasıyla birlikte, yazılım geliştirme alanında yeni becerilere ve uzmanlıklara olan ihtiyacın artabileceği öngörülüyor.

AloTech, müşteri deneyimi alanında yapay zeka (YZ) çözümleriyle sektöre yön vermeye devam ediyor. Şirket, YZ'nin müşteri hizmetleri ve etkileşimlerinde sunduğu potansiyeli değerlendirerek, müşteri deneyimini kişiselleştirmeyi ve iyileştirmeyi hedefliyor.

AloTech'in YZ stratejisi, müşteri verilerini analiz ederek, müşteri davranışlarını anlamak ve buna göre özelleştirilmiş hizmetler sunmak üzerine kurulu. Bu sayede, müşterilerin beklentileri daha iyi karşılanıyor ve müşteri memnuniyeti artırılıyor.

AloTech'in YZ odaklı çözümleri şu alanlarda kendini gösteriyor:

• Kişiselleştirilmiş Müşteri Hizmetleri: YZ destekli chatbotlar ve sanal asistanlar aracılığıyla müşterilere 7/24 destek sağlanıyor. Bu sayede, müşterilerin sorularına hızlı ve etkili yanıtlar veriliyor.
• Veri Analizi ve Öngörü: Müşteri verileri analiz edilerek, gelecekteki müşteri davranışları tahmin ediliyor. Bu sayede, proaktif hizmetler sunulabiliyor ve müşteri kaybı önlenebiliyor.
• Otomatikleştirilmiş İş Süreçleri: YZ, tekrarlayan ve zaman alan iş süreçlerini otomatikleştirerek, çalışanların daha stratejik görevlere odaklanmasını sağlıyor.

AloTech, YZ'nin müşteri deneyimini dönüştürme potansiyeline inanıyor ve bu alandaki yatırımlarını artırmaya devam ediyor. Şirketin hedefi, YZ teknolojilerini kullanarak, müşterilerine daha iyi, daha hızlı ve daha kişiselleştirilmiş hizmetler sunmak.

Sonuç olarak, AloTech'in YZ alanındaki çalışmaları, müşteri deneyimini iyileştirme ve sektöre öncülük etme yolunda önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.

Inmerge İnovasyon Zirvesi, İstanbul'da gerçekleştirilen InTurkiye etkinliği ile uluslararası bir platforma taşındı. Etkinlik, Türkiye'nin inovasyon alanındaki yeteneklerini ve küresel iş birliği fırsatlarını vurguladı.

Zirvede, Türkiye'nin inovasyon ekosisteminin mevcut durumu ve gelecekteki potansiyeli detaylı bir şekilde değerlendirildi. Katılımcılar, çeşitli panel ve sunumlar aracılığıyla, Türkiye'deki girişimcilik ortamını, teknoloji transferini ve yatırım imkanlarını yakından inceleme fırsatı buldu.

Etkinlik kapsamında, farklı sektörlerden uzmanlar bir araya gelerek, inovasyonun farklı boyutlarını tartıştı. Sürdürülebilirlik, yapay zeka, nesnelerin interneti (IoT) ve blokzincir gibi konular, zirvenin ana temaları arasında yer aldı. Ayrıca, genç girişimcilerin projelerini sergilemeleri ve yatırımcılarla bir araya gelmeleri için özel alanlar oluşturuldu.

InTurkiye etkinliği, Türkiye'nin inovasyon alanındaki rekabet gücünü artırmayı ve ülkenin teknoloji ihracatını desteklemeyi hedefliyor. Zirve, aynı zamanda, Türkiye'yi uluslararası yatırımcılar için cazip bir merkez haline getirme amacını taşıyor.

Zirvede yapılan konuşmalarda, Türkiye'nin genç ve dinamik nüfusu, stratejik konumu ve gelişmiş altyapısı gibi avantajlarına dikkat çekildi. Bu avantajların, ülkeyi inovasyon alanında önemli bir oyuncu haline getirebileceği vurgulandı. Ayrıca, devletin inovasyonu teşvik etmek amacıyla sağladığı destekler ve teşvikler de katılımcılarla paylaşıldı.

Etkinlik, Türkiye'deki inovasyon ekosisteminin uluslararası alanda tanıtılması ve yeni iş birliği fırsatlarının yaratılması açısından büyük önem taşıyor. Inmerge İnovasyon Zirvesi'nin, önümüzdeki yıllarda da düzenlenerek, Türkiye'nin inovasyon alanındaki gelişimine katkı sağlaması bekleniyor.

Nvidia, 2024 mali yılının ilk çeyreğinde rekor gelir elde ettiğini duyurdu. Şirketin geliri, bir önceki yılın aynı dönemine göre %262 artarak 26,04 milyar dolara ulaştı. Bu sonuç, şirketin beklentileri aşan güçlü bir performans sergilediğini gösteriyor.

Şirketin kurucusu ve CEO'su Jensen Huang, hızlandırılmış hesaplama ve üretken yapay zeka alanlarındaki büyümenin bu başarıda önemli rol oynadığını belirtti. Huang, Nvidia'nın veri merkezlerinde yapay zeka eğitimi, veri işleme ve bilimsel hesaplama alanlarında yaygın olarak kullanılan platformlarının talebinin arttığını vurguladı.

Nvidia'nın gelirindeki bu artışın temel nedenleri arasında şunlar yer alıyor:

• Veri Merkezi Gelirlerindeki Artış: Veri merkezi gelirleri, bir önceki yıla göre %427 artarak 22,6 milyar dolara ulaştı. Bu büyüme, Hopper ve Ampere mimarili GPU'lara olan yüksek talepten kaynaklandı.
• Oyun Gelirlerindeki Artış: Oyun gelirleri de %18 artarak 2,6 milyar dolara yükseldi. Yeni nesil GeForce RTX ekran kartlarına olan talep, bu artışta etkili oldu.
• Otomotiv Gelirlerindeki Artış: Otomotiv gelirleri %11 artarak 281 milyon dolara ulaştı. Otonom sürüş teknolojilerine olan yatırım, bu alandaki büyümeyi destekledi.

Nvidia, 2025 mali yılının ikinci çeyreği için gelir beklentisini 28 milyar dolar olarak açıkladı. Şirket, yapay zeka alanındaki liderliğini sürdürmeyi ve yeni nesil teknolojilere yatırım yapmaya devam edeceğini belirtti.

Analistler, Nvidia'nın bu güçlü performansının şirketin yapay zeka pazarındaki hakimiyetini pekiştirdiğini ve gelecekte de büyüme potansiyelinin yüksek olduğunu belirtiyor. Ancak, şirketin hisse senedi fiyatının yüksek olması ve rekabetin artması gibi risk faktörleri de bulunuyor.