Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Ankara Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik eleştirilerine, rakamlarla cevap verdi. Yavaş, belediyenin sosyal medya hesapları üzerinden yaptığı paylaşımlarda, Erdoğan'ın iddialarına karşı somut veriler sunarak belediyenin çalışmalarını savundu.

Yavaş'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şunlar oldu:

• Sosyal Yardımlar: Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin sosyal yardımlara ayırdığı bütçenin arttırıldığı, ihtiyaç sahibi ailelere yapılan desteklerin çeşitlendirildiği belirtildi. Özellikle pandemi döneminde artan ihtiyaçlara cevap vermek amacıyla yapılan çalışmalar detaylandırıldı.
• Ulaşım Projeleri: Ankara'daki ulaşım sorunlarına çözüm üretmek amacıyla hayata geçirilen yeni otobüs hatları, metro projeleri ve yol yapım çalışmaları hakkında bilgi verildi. Yavaş, özellikle toplu taşıma kullanımını teşvik etmek amacıyla yapılan düzenlemelere dikkat çekti.
• Altyapı Çalışmaları: Ankara'nın altyapı sorunlarına yönelik yapılan çalışmalar hakkında bilgi verildi. Özellikle su baskınları ve kanalizasyon sorunlarına karşı alınan önlemler ve yapılan yatırımlar detaylandırıldı.
• Çevre Projeleri: Ankara'nın yeşil alan miktarını artırmak ve çevreyi korumak amacıyla hayata geçirilen projeler hakkında bilgi verildi. Özellikle geri dönüşüm projeleri ve atık yönetimi çalışmaları vurgulandı.

Mansur Yavaş, paylaşımlarında, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eleştirilerinin aksine, Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin şeffaf ve hesap verebilir bir şekilde çalıştığını, Ankaralıların refahı için projeler ürettiğini ifade etti. Yavaş, rakamların yalan söylemediğini belirterek, belediyenin icraatlarının ortada olduğunu savundu.

Yavaş'ın bu açıklamaları, yerel seçimler öncesinde siyasi arenada tartışma yaratması bekleniyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eleştirilerine karşı Yavaş'ın verilerle cevap vermesi, kamuoyunda farklı yorumlara neden oldu.

ABD, Suriye'de yapılması planlanan seçimlere ilişkin tutumunu net bir şekilde ortaya koydu. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Vedant Patel, düzenlediği basın toplantısında, Esad rejiminin meşruiyetini destekleyecek hiçbir seçime katılmayacaklarını ve bu tür seçimleri tanımayacaklarını ifade etti.

Patel, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 2254 sayılı kararı uyarınca, Suriye halkının iradesini yansıtan özgür, adil ve şeffaf bir seçim sürecine olan desteklerini vurguladı. Bu bağlamda, Birleşmiş Milletler'in kolaylaştırıcılığında ve tüm Suriyelilerin katılımıyla gerçekleşecek bir siyasi çözüme ulaşılması gerektiğinin altını çizdi.

ABD'nin pozisyonu net: Esad rejiminin kontrolünde gerçekleşecek ve BM'nin gözetiminden uzak seçimlerin, Suriye'deki krizi çözmekten ziyade derinleştireceğine inanılıyor. Bu nedenle, ABD, bu tür seçimlere herhangi bir destek vermeyecek ve uluslararası toplumu da aynı duruşu sergilemeye çağırıyor.

Suriye'deki iç savaşın sona erdirilmesi ve kalıcı bir barışın sağlanması için, tüm Suriyelilerin haklarını ve beklentilerini gözeten bir siyasi geçiş sürecinin hayata geçirilmesi gerektiği vurgulanıyor. Bu süreçte, BM'nin rolü ve uluslararası toplumun desteği büyük önem taşıyor.

Almanya iç istihbarat servisi, Almanya için Alternatif (AfD) partisinin tamamını 'sağcı aşırılık şüphesi' olarak sınıflandırdı. Bu karar, uzun süredir devam eden bir incelemenin ardından geldi ve partinin bazı unsurlarının anayasaya aykırı hedefler izlediği yönündeki endişeleri yansıtıyor.

Karar, AfD'nin aşırı sağcı söylemleri ve eylemleri nedeniyle alındı. İstihbarat raporlarına göre, AfD üyeleri sık sık yabancı düşmanı, İslam karşıtı ve antisemitik ifadeler kullanıyorlar. Ayrıca, partinin bazı üyelerinin şiddeti teşvik ettiği ve demokrasiyi baltalamaya çalıştığı iddia ediliyor.

AfD, karara itiraz edeceğini açıkladı. Partiden yapılan açıklamada, kararın siyasi amaçlı olduğu ve istihbarat servisinin yetkilerini aştığı savunuldu. AfD, kararın ifade özgürlüğünü kısıtladığını ve partinin meşru siyasi faaliyetlerini engellediğini iddia ediyor.

Bu sınıflandırma, istihbarat servisinin AfD'yi daha yakından izlemesine ve partinin faaliyetlerini daha sıkı bir şekilde denetlemesine olanak tanıyacak. Ayrıca, AfD üyelerinin kamu görevlerine atanmasını zorlaştırabilir ve partinin bankacılık hizmetlerine erişimini kısıtlayabilir.

Bu karar, Almanya'da siyasi tartışmalara yol açtı. Bazı siyasetçiler kararı memnuniyetle karşılarken, bazıları ise kararın demokrasiye zarar verebileceği konusunda endişelerini dile getirdi.

Özetle:

• Alman istihbaratı AfD'yi sağcı aşırılık yanlısı olarak sınıflandırdı.
• Karar, AfD'nin aşırı sağcı söylemleri ve eylemleri nedeniyle alındı.
• AfD, karara itiraz edeceğini açıkladı.
• Bu sınıflandırma, istihbarat servisinin AfD'yi daha yakından izlemesine olanak tanıyacak.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, sosyal medya hesabından 19 Mart 1961 tarihinde yaşanan darbe girişimine dair bir paylaşımda bulundu. İmamoğlu paylaşımında, Talat Aydemir ve Fevzi Güner liderliğindeki askeri müdahalenin detaylarına değindi.

İmamoğlu'nun paylaşımında yer alan bilgilere göre:

• 19 Mart 1961 sabahı, Ankara'da askeri birlikler harekete geçti.
• Tanklar ve zırhlı araçlar, şehrin önemli noktalarını tuttu.
• Talat Aydemir ve Fevzi Güner, yönetime el koyduklarını duyurdu.
• Darbe girişimi, hükümet güçleri ve darbeci askerler arasında çatışmalara yol açtı.
• Girişim, aynı gün içinde başarısızlıkla sonuçlandı ve darbeciler tutuklandı.

Ekrem İmamoğlu, paylaşımında darbe girişiminin Türkiye demokrasi tarihi açısından önemine vurgu yaptı ve bu tür olayların bir daha yaşanmaması temennisinde bulundu.

Paylaşım, sosyal medyada geniş yankı uyandırdı ve birçok kullanıcı tarafından yorumlandı. Bazı kullanıcılar, İmamoğlu'nun paylaşımını desteklerken, bazıları ise farklı görüşler dile getirdi.

Avukat Kemal Polat, Ekrem İmamoğlu'nun avukatlığını yapmasının ardından tutuklu müvekkillerinin ceza davalarını takip etmemesi yönünde çeşitli baskılarla karşılaştığını açıkladı. Polat, bu baskılara rağmen müvekkillerini savunmaktan vazgeçmeyeceğini vurguladı.

Polat, yaptığı açıklamada, İmamoğlu'nun avukatlığını üstlendikten sonra, daha önce üstlendiği ve halen devam eden bazı ceza davalarında müvekkillerine yönelik yeni suçlamalar yöneltildiğini belirtti. Bu durumun, davalardan çekilmesi için bir strateji olduğunu düşündüğünü ifade etti.

"Bana yönelik açık bir mesaj var: 'Sen Ekrem İmamoğlu'nun avukatlığını yapıyorsun, bu davalardan çekil' diyorlar," şeklinde konuşan Polat, bu türden baskıların kendisini yıldırmayacağını ve mesleki sorumluluğunun bilincinde olduğunu dile getirdi. Müvekkillerinin haklarını savunmaya devam edeceğini ve adaletin sağlanması için elinden geleni yapacağını kaydetti.

Polat, ayrıca, bu süreçte karşılaştığı zorluklara rağmen, hukuk mücadelesinden geri adım atmayacağını ve meslek etiğine bağlı kalacağını yineledi. Hukukun üstünlüğüne inandığını ve bu inançla hareket edeceğini sözlerine ekledi.

CHP Milletvekili Ali Mahir Başarır, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında MHP'den üç milletvekilinin istifa ettiğini iddia etti. Başarır, bu milletvekillerinin altın kaçakçılığı yapmakla suçlandığını ve birinin Bolu milletvekili olduğunu belirtti.

Başarır, söz konusu milletvekillerine koruma kararını İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın verdiğini öne sürdü. Başarır’ın iddiaları üzerine henüz MHP veya İçişleri Bakanlığı tarafından resmi bir açıklama yapılmadı.

Başarır, basın toplantısında şu ifadelere yer verdi:

• "MHP’den 3 milletvekili istifa etti. Niye biliyor musunuz? Altın kaçakçılığından. Bir tanesi Bolu milletvekili. Bu milletvekillerine koruma kararını kim verdi biliyor musunuz? Ali Yerlikaya verdi."
• "Bu iddialar çok ciddi. Bu iddiaların derhal araştırılması gerekiyor."

Olayla ilgili gelişmeler takip edilmektedir.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın belediyeyi hedef alan açıklamalarına detaylı bir yanıt verdi. Yavaş, belediyenin mali durumu, borç ödemeleri, sosyal yardımlar ve altyapı projeleri gibi konularda Erdoğan'ın iddialarına karşı somut veriler sunarak, "Rakamlar yalan söylemez" ifadesini kullandı.

Yavaş'ın açıklamalarına göre, belediye yönetimi göreve geldiği günden itibaren şeffaflık ilkesine büyük önem vermiş ve tüm mali tabloları kamuoyuyla paylaşmıştır. Bu kapsamda, belediyenin borçlarını azaltma konusunda önemli adımlar atıldığı belirtildi. Yavaş, göreve geldiklerinde devraldıkları yüksek borç yüküne rağmen, etkin mali yönetim sayesinde borçların önemli bir kısmının ödendiğini vurguladı.

Sosyal yardımlar konusunda da Erdoğan'ın eleştirilerine yanıt veren Yavaş, belediyenin ihtiyaç sahibi vatandaşlara yönelik yardımlarının arttırıldığını ifade etti. Özellikle pandemi döneminde sosyal yardım faaliyetlerinin yoğunlaştığı ve daha fazla kişiye ulaşıldığı belirtildi. Ayrıca, öğrencilere yönelik eğitim desteklerinin de artırıldığı ve daha fazla öğrencinin bu desteklerden faydalandığı vurgulandı.

Altyapı projeleriyle ilgili olarak Yavaş, Ankara'nın çeşitli bölgelerinde devam eden ve tamamlanan projeler hakkında bilgi verdi. Özellikle ulaşım projeleri, su ve kanalizasyon altyapısı iyileştirme çalışmaları ve çevre düzenlemeleri gibi konularda yapılan yatırımların detayları paylaşıldı. Yavaş, bu projelerin Ankara'nın yaşam kalitesini artırmaya yönelik olduğunu ve uzun vadeli faydalar sağlayacağını ifade etti.

Mansur Yavaş, açıklamalarının sonunda, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın iddialarının aksine, Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin şeffaf, hesap verebilir ve verimli bir şekilde yönetildiğini vurguladı. Yavaş, "Ankara halkının çıkarlarını korumak için çalışmaya devam edeceğiz" dedi.

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, kırmızı bültenle aranan 4 kişinin Türkiye'ye getirildiğini duyurdu. Yerlikaya, Emniyet Genel Müdürlüğü İnterpol-Europol Daire Başkanlığı'nın yürüttüğü çalışmalar sonucunda yakalanan şahısların, farklı suçlardan arandığını belirtti.

Yerlikaya'nın açıklamasına göre, getirilen şahısların isimleri ve suçları şöyle:

• Hayat Bouhroum: Fransa tarafından 'Uyuşturucu Madde Ticareti' suçundan kırmızı bültenle aranıyordu.
• Mohamed Bendehamane: Fransa tarafından 'Hırsızlık' suçundan kırmızı bültenle aranıyordu.
• Najib Kaaouas: Fransa tarafından 'Uyuşturucu Madde Ticareti' suçundan kırmızı bültenle aranıyordu.
• Ramzan Kartashov: Rusya tarafından 'Kasten Yaralama' suçundan kırmızı bültenle aranıyordu.

Bakan Yerlikaya, operasyonu gerçekleştiren Emniyet Genel Müdürlüğü İnterpol-Europol Daire Başkanlığı ve diğer emniyet mensuplarını tebrik ederek, Türkiye'nin suçlularla mücadelesinin kararlılıkla devam edeceğini vurguladı.

Açıklamasında, “Kırmızı bültenle aranan ve ülkemize getirilen yabancı uyruklu şahıslar, adalet önüne çıkarılmak üzere ilgili birimlere teslim edilmiştir. Türkiye, suçlular için güvenli bir liman asla olmayacaktır. Uluslararası iş birliğimiz sayesinde suçluların yakalanması ve adalete teslim edilmesi için çalışmalarımız aralıksız devam edecektir.” ifadelerini kullandı.

CIA Direktörü William Burns, Aspen Güvenlik Forumu'nda yaptığı açıklamada, Çin'e yönelik istihbarat çalışmalarına odaklandıklarını belirtti. Burns, Çin'in dış politika ve askeri niyetleri hakkında bilgi toplamanın önemine vurgu yaptı. CIA'in bu bağlamda Çin'deki insan kaynaklarını yeniden inşa etmeye çalıştığını ve bu çabanın bir parçası olarak Çin'e bilgi sızdıran kişileri tespit etmeye odaklandıklarını ifade etti.

Burns, bu durumun zorlu bir süreç olduğunu kabul etmekle birlikte, önemli ilerleme kaydettiklerini belirtti. Çin'in istihbarat faaliyetlerine karşı koymak ve Amerikan çıkarlarını korumak amacıyla, CIA'in Çin'e yönelik operasyonlarını güçlendirmeye devam edeceğini vurguladı.

Ayrıca, Burns, Tayvan konusundaki Çin tutumunu da değerlendirdi. Çin Devlet Başkanı Xi Jinping'in Tayvan'ı işgal etme kararını hafife almadıklarını, ancak böyle bir kararın alınmış olduğuna dair net bir işaret görmediklerini söyledi. Burns, CIA olarak bu riski ciddiye aldıklarını ve Tayvan'ın olası bir işgaline karşı hazırlıklı olmak için çalıştıklarını sözlerine ekledi.

Burns'ün açıklamaları, ABD'nin Çin'e yönelik istihbarat stratejisindeki önemli bir değişikliğe işaret ediyor. CIA'in Çin'deki insan kaynaklarını yeniden inşa etme ve Çin'e bilgi sızdıran kişileri tespit etme çabaları, iki ülke arasındaki rekabetin giderek arttığını gösteriyor.

Özetle:

• CIA, Çin'e istihbarat sağlayan kişileri tespit etmeye çalışıyor.
• Bu, Çin'deki insan kaynaklarını yeniden inşa etme çabalarının bir parçası.
• CIA, Tayvan'ın olası bir işgaline karşı hazırlıklı olmak için çalışıyor.