Moda dünyasında desenler her zaman önemli bir yere sahip olmuştur ve bu desenlerden biri de puantiye. Uzun yıllardır popülerliğini koruyan puantiye, son yıllarda yeniden yükselişe geçerek tasarımcıların ve moda severlerin ilgisini çekiyor.

Puantiye deseni, özellikle geçmiş dönemlerin nostaljik havasını yansıtmasıyla biliniyor. 1950'ler ve 1960'ların ikonik moda anlayışında sıkça karşılaşılan bu desen, günümüzde modern ve farklı yorumlarla karşımıza çıkıyor.

Puantiyenin en dikkat çekici özelliklerinden biri, farklı renk ve boyutlarda kullanılabilmesi. Klasik siyah beyaz kombinasyonunun yanı sıra, kırmızı, mavi, yeşil gibi canlı renklerdeki puantiyeler de oldukça popüler. Ayrıca, küçük ve sık puantiyeler daha zarif bir görünüm sunarken, büyük ve seyrek puantiyeler daha cesur ve dikkat çekici bir stil yaratıyor.

Puantiye deseni sadece giyimde değil, aksesuarlarda da sıkça kullanılıyor. Ayakkabılar, çantalar, eşarplar ve takılar gibi aksesuarlarda puantiye detayları, kombine farklı bir hava katıyor. Özellikle yaz aylarında puantiyeli şapkalar ve güneş gözlükleri, stil sahibi bir görünüm elde etmek için ideal seçenekler arasında yer alıyor.

Puantiye desenini kullanırken dikkat edilmesi gereken bazı noktalar bulunuyor. Öncelikle, puantiyeli bir parça seçildiğinde, kombinin diğer parçalarının daha sade ve düz renklerde olması gerekiyor. Aksi takdirde, karmaşık ve yorucu bir görünüm ortaya çıkabilir. Ayrıca, puantiye deseninin vücut tipine uygun seçilmesi de önemli. Büyük puantiyeler daha dolgun gösterirken, küçük puantiyeler daha zayıf bir görünüm sağlıyor.

Sonuç olarak, puantiye deseni moda dünyasında güçlü bir dönüş yaparak yeniden trend haline geldi. Farklı renk ve boyutlardaki puantiyeler, giyimden aksesuara her alanda kullanılarak, stil sahibi ve dikkat çekici kombinler yaratmaya olanak tanıyor.

Özgü Namal, Hürriyet Cumartesi'ye verdiği röportajda hayatındaki kaygıları ve bu kaygılarla başa çıkma yöntemlerini anlattı. Namal, kaygının kendisini sürekli tetikleyen bir unsur olduğunu ve bu durumdan kurtulmak istediğini belirtiyor. “Kaygı öldüremediğim bir şey, onu öldürmeyi çok isterim” ifadelerini kullanan oyuncu, kaygılarıyla yüzleşmenin ve onları anlamanın önemine değiniyor.

Oyunculuk kariyerine de değinen Namal, yeni projeler ve gelecekteki hedefleri hakkında ipuçları veriyor. Sanatın ve oyunculuğun kendisi için bir ifade biçimi olduğunu vurgulayan Namal, karakterleri canlandırırken yaşadığı deneyimleri ve bu deneyimlerin kendisine kattıklarını anlatıyor.

Namal, röportajda ayrıca yaşam felsefesi ve değerleri hakkında da konuştu. Hayatta önemli olanın dürüstlük, sevgi ve anlam arayışı olduğunu belirten oyuncu, kişisel gelişimine ve iç huzuruna odaklandığını ifade ediyor. Çocuklarıyla olan ilişkisinden bahsederken, onlara hayata dair önemli dersler vermeye çalıştığını ve onların kendi yollarını bulmalarına destek olduğunu söylüyor.

Röportajın bir bölümünde Namal, doğayla iç içe yaşamanın ve doğanın kendisine verdiği huzurun önemine değiniyor. Şehir hayatının stresinden uzaklaşmak için sık sık doğaya kaçtığını ve burada kendini yenilediğini belirtiyor. Ayrıca, sosyal sorumluluk projelerine katılarak topluma faydalı olmaya çalıştığını da sözlerine ekliyor.

Özgü Namal, röportaj boyunca samimi ve içten cevaplarıyla dikkat çekiyor. Hayata dair düşüncelerini ve deneyimlerini okuyucularla paylaşırken, kaygılarla başa çıkma konusunda ilham verici mesajlar veriyor.

Ulus Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından verilen ilana göre, borçlu Savaş Kurt hakkında icra takibi başlatılmıştır. İcra takibine konu olan alacak, alacaklı Murat Demirel'in talebi üzerine başlatılmış olup, borçluya ait olan Ankara ili, Altındağ ilçesi, Ulus Mahallesi'nde bulunan taşınmazın satışına karar verilmiştir.

Taşınmazın Özellikleri:

• Adresi: Ankara ili, Altındağ ilçesi, Ulus Mahallesi, 179 ada, 1 parselde kayıtlıdır.
• İmar Durumu: Taşınmazın bulunduğu bölge imarlıdır.
• Yüzölçümü: Parselin toplam yüzölçümü belirtilmemiştir.
• Niteliği: Taşınmazın niteliği arsa olarak belirtilmiştir.

Satış Şartları:

• Satış, açık artırma yoluyla yapılacaktır.
• Birinci artırma, belirtilen adreste ve belirtilen saatler arasında gerçekleştirilecektir.
• Birinci artırmada, taşınmazın muhammen değerinin %50'si ve satış masraflarını karşılayacak bir bedelle alıcı çıkmaması durumunda, ikinci artırma yapılacaktır.
• İkinci artırma da aynı adreste ve belirtilen saatler arasında yapılacaktır.
• Artırmaya katılmak isteyenlerin, muhammen değerin %20'si oranında teminat göstermeleri gerekmektedir.

Artırma Bilgileri:

1. Birinci Artırma Tarih ve Saati: Belirtilmemiştir.
2. İkinci Artırma Tarih ve Saati: Belirtilmemiştir.
3. Artırma Yeri: Ulus Adliyesi Mezat Salonu

İlgilenenlerin, Ulus Sulh Hukuk Mahkemesi'ne başvurarak dosya numarasından (2024/… Esas) daha detaylı bilgi alabilecekleri belirtilmiştir. İlan metninde, artırma şartnamesinin icra dosyasında görülebileceği ve gideri verilmek suretiyle örneğinin alınabileceği ifade edilmiştir.

Bu ilan, İcra ve İflas Kanunu'nun ilgili maddeleri uyarınca yapılmıştır.

Ünlü oyuncu Angelina Jolie, ilk evliliğinden sonra yaşadığı zorlu süreci ve ardından gelen dönüşünü anlattı. Bir dönem eşi Brad Pitt ile ayrılığın eşiğine gelen Jolie, o dönemde bir bebeği kucağında ve diğeri karnında olduğunu belirtti. Evlilik yüzüğünü çıkarıp yola düştüğünü ifade eden Jolie, daha sonra yuvasına geri dönerek dört çocuk daha dünyaya getirdi.

Angelina Jolie, evliliğinin ilk yıllarında yaşadığı sorunları aşmak için büyük çaba sarf ettiğini ve bu süreçte ailesinin desteğinin çok önemli olduğunu vurguladı. Çocuklarının mutluluğu için her şeyi yapmaya hazır olduğunu belirten Jolie, evliliğini kurtarmak için eşi Brad Pitt ile birlikte terapiye gittiklerini ve bu sayede sorunların üstesinden geldiklerini söyledi.

Jolie, o dönemde yaşadığı zorluklara rağmen hayata tutunmayı başardığını ve çocuklarına iyi bir anne olmak için elinden geleni yaptığını ifade etti. Evliliğindeki krizin ardından daha da güçlendiğini ve hayata daha farklı bir perspektiften bakmaya başladığını belirten Jolie, ailesinin kendisi için her şeyden önemli olduğunu ve onlarla birlikte mutlu bir hayat sürmek istediğini dile getirdi.

Ünlü oyuncu, yaşadığı zorlu sürecin ardından evliliğini kurtarmayı başarmış ve dört çocuk daha dünyaya getirerek ailesini genişletmiştir. Angelina Jolie, günümüzde mutlu bir evlilik sürdürmekte ve kariyerine başarıyla devam etmektedir.

Oyuncu Özge Gürel, sevgilisi Serkan Çayoğlu ile Paris’te bir araya geldi. Paris sokaklarında birlikte vakit geçiren çift, romantik anlar yaşadı. Özge Gürel, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla dikkat çekti.

Gürel, Paris sokaklarında yürürken şarkı söylediği bir videoyu yayınladı. Serkan Çayoğlu da sevgilisine eşlik ederek düet yaptı. Bu anları takipçileriyle paylaşan Gürel, gönderisine herhangi bir not düşmedi.

Çiftin hayranları, bu romantik paylaşıma beğeni ve yorum yağdırdı. Birçok kullanıcı, çiftin uyumuna ve mutluluğuna dikkat çekti. Özge Gürel ve Serkan Çayoğlu, uzun süredir birlikte olan ve evlilik yolunda ilerleyen bir çift olarak biliniyor.

Özge Gürel, son olarak 'Hayaller ve Hayatlar' dizisinde rol almıştı. Serkan Çayoğlu ise 'Bir Zamanlar Kıbrıs' dizisinde yer almıştı. Çift, yoğun çalışma tempolarına rağmen birbirlerine vakit ayırmayı başarıyor.

Paris’teki bu buluşma, çiftin aşk dolu anlarına bir yenisini ekledi. Hayranları, Özge Gürel ve Serkan Çayoğlu'nun evlilik haberlerini merakla bekliyor.

“I Kissed a Girl” adlı şarkısıyla tanınan şarkıcı ve söz yazarı Jill Sobule, evinde cinsel saldırıya uğradığını duyurdu. 64 yaşındaki sanatçı, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla yaşadığı travmayı takipçileriyle paylaştı. Sobule, saldırının detaylarını ve failin kimliğini açıklamadı. Sadece olayın evinde gerçekleştiğini ve kendisini derinden etkilediğini belirtti.

Sobule'un paylaşımı, müzik dünyasında ve sosyal medyada büyük yankı uyandırdı. Birçok hayranı ve meslektaşı, sanatçıya destek mesajları gönderdi. Sosyal medya kullanıcıları, Sobule'a geçmiş olsun dileklerini iletirken, cinsel saldırıya karşı farkındalık çağrısında bulundu.

Jill Sobule Kimdir?

Jill Sobule, 1961 doğumlu Amerikalı şarkıcı ve söz yazarıdır. Müzik kariyerine 1990'larda başlamış ve özellikle “I Kissed a Girl” şarkısıyla büyük bir çıkış yakalamıştır. Şarkı, eşcinsel temasıyla dikkat çekmiş ve tartışmalara yol açmıştır. Sobule, kariyeri boyunca birçok albüm yayınlamış ve farklı müzik tarzlarını denemiştir. Şarkılarında genellikle toplumsal konulara ve kişisel deneyimlere yer vermektedir.

Sobule, cinsel saldırı olayının ardından henüz bir açıklama yapmadı. Olayla ilgili soruşturma başlatılıp başlatılmadığı ise bilinmiyor. Sanatçının sevenleri, Sobule'un bu zorlu süreci atlatması için desteklerini sürdürüyor.

ABD'nin insansı robot teknolojilerinde Çin'i geçme umutları, finansman eksiklikleri ve stratejik uyumsuzluklar nedeniyle zayıflıyor. Savunma Araştırma Projeleri Ajansı'nın (DARPA) öncülük ettiği robotik projeler, sivil sektörde yeterli desteği bulamıyor. Bu durum, ABD'nin robotik alanındaki rekabet avantajını kaybetme riskini beraberinde getiriyor.

ABD'nin karşılaştığı zorluklar:

• Finansman Eksikliği: Savunma bütçesinden ayrılan kaynakların sivil kullanıma aktarılmasında yaşanan sıkıntılar, insansı robot projelerinin gelişimini yavaşlatıyor.
• Stratejik Koordinasyon Eksikliği: Farklı kurumlar ve kuruluşlar arasındaki işbirliği eksikliği, kaynakların verimli kullanılmasını engelliyor.
• Çin'in Artan Yatırımları: Çin, robotik teknolojilere yaptığı büyük yatırımlarla ABD'nin liderliğini tehdit ediyor. Çin hükümetinin sistematik yaklaşımı, robotik endüstrisinin hızla büyümesini sağlıyor.

ABD'deki robotik şirketleri, genellikle savunma sanayisine yönelik çalışmalar yürütüyor ve bu durum, sivil alandaki uygulamaların geliştirilmesini zorlaştırıyor. Çin ise robotik teknolojileri hem askeri hem de sivil alanlarda yaygınlaştırmayı hedefliyor. Bu stratejik fark, Çin'in robotik alanında daha hızlı ilerlemesine olanak tanıyor.

Uzmanlar, ABD'nin insansı robot yarışında başarılı olabilmesi için daha fazla yatırım yapması, stratejik koordinasyonu güçlendirmesi ve sivil sektörün ihtiyaçlarına yönelik çözümler geliştirmesi gerektiğini vurguluyor.

Donald Trump, Yüksek Mahkeme'den yaklaşık 350 bin Venezuelalının ABD'deki yasal korumalarının kaldırılmasını istedi. Bu talep, Trump yönetiminin göçmenlik politikalarındaki sıkı tutumunun bir parçası olarak değerlendiriliyor.

Trump'ın bu hamlesi, ABD'de yaşayan Venezuelalı göçmenlerin geleceği hakkında ciddi endişelere yol açtı. Yüksek Mahkeme'nin bu talebi kabul etmesi durumunda, söz konusu kişilerin sınır dışı edilme riski bulunuyor. Bu durum, hem göçmenlerin kendileri hem de aileleri için büyük bir belirsizlik yaratıyor.

Venezuelalı göçmenlerin yasal statüsü, ülkedeki siyasi ve ekonomik istikrarsızlık nedeniyle karmaşık bir hal almış durumda. Birçok Venezuelalı, ülkelerindeki kötüleşen koşullar nedeniyle ABD'ye sığınmış ve geçici koruma statüsü elde etmişti. Trump'ın bu talebi, bu kişilerin sığınma haklarına yönelik bir tehdit olarak görülüyor.

Yüksek Mahkeme'nin bu konuda nasıl bir karar vereceği henüz belirsizliğini koruyor. Ancak, bu davanın sonucu, ABD'deki Venezuelalı göçmenlerin geleceği ve genel göçmenlik politikaları açısından büyük önem taşıyor.

Olası Sonuçlar:

• Yüksek Mahkeme'nin Trump'ın talebini kabul etmesi durumunda, 350 bin Venezuelalı sınır dışı edilme riskiyle karşı karşıya kalabilir.
• Bu durum, ABD'deki insan hakları örgütleri ve göçmen hakları savunucuları tarafından sert bir şekilde eleştirilebilir.
• Yüksek Mahkeme'nin kararı, diğer göçmen grupları için de emsal teşkil edebilir.

Yargıtay, emsal niteliğinde bir karara imza atarak, sosyal medya hesabında kendisini bekar olarak tanıtan bir kocanın, eşine tazminat ödemesine hükmetti. Davaya konu olan olayda, koca, sosyal medya platformlarında bekar olduğunu belirterek eşini yanıltmış ve bu durum evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olmuştur.

Yargıtay'ın kararında, sosyal medyanın günümüzde insanların iletişim kurma ve kendilerini ifade etme biçimlerini önemli ölçüde değiştirdiği vurgulandı. Bu bağlamda, bir kişinin sosyal medya hesabında sergilediği davranışların, özel hayatı ve evlilik ilişkisi üzerindeki etkileri de göz önünde bulundurulması gerektiği belirtildi.

Kararda, kocanın sosyal medya hesabında bekar olduğunu beyan etmesinin, eşinin güvenini sarstığı ve evlilik birliğinin devamı için gerekli olan sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği ifade edildi. Bu durumun, eşin manevi bütünlüğüne zarar verdiği ve tazminat ödenmesini gerektirdiği sonucuna varıldı.

Yargıtay'ın bu kararı, sosyal medyanın özel hayata etkileri konusunda önemli bir emsal teşkil ediyor. Karar, evli bireylerin sosyal medya davranışlarının, evlilik birliği içindeki sorumlulukları ve yükümlülükleri ile uyumlu olması gerektiğine işaret ediyor.

Mahkeme, kocanın eylemlerinin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olduğunu ve bu durumun eş için çekilmez bir hal aldığını belirterek, tazminat miktarının belirlenmesinde kusur oranını dikkate aldı. Bu karar, sosyal medya kullanımının evlilik ilişkileri üzerindeki potansiyel etkilerini ve hukuki sonuçlarını gözler önüne seriyor.

Bu karar ile birlikte, sosyal medya kullanımının evlilik birliği içerisindeki etkileri ve sınırları konusunda yeni bir tartışma başlaması bekleniyor. Uzmanlar, evli çiftlerin sosyal medya kullanımlarında daha dikkatli olmaları ve birbirlerine karşı saygılı davranmaları gerektiğini vurguluyor.