Galatasaray, forma sırt sponsorluğu için araç kiralama şirketi SIXT rent a car ile 3 sezonluk bir anlaşma imzaladı. Bu anlaşma sayesinde kulüp, toplamda 400 milyon TL gelir elde edecek.

Sponsorluk anlaşmasının detaylarına göre, SIXT rent a car markası, Galatasaray futbol A takımı formalarının sırt kısmında yer alacak. Anlaşma, 2023-2024 sezonundan başlayarak 2025-2026 sezonunun sonuna kadar geçerli olacak.

Galatasaray Spor Kulübü Başkanı Dursun Özbek, bu anlaşmanın kulübün mali yapısına önemli bir katkı sağlayacağını belirtti. Özbek, SIXT rent a car gibi uluslararası bir markayla işbirliği yapmaktan duydukları memnuniyeti dile getirdi.

SIXT rent a car Türkiye CEO'su ise, Galatasaray gibi büyük bir kulübe sponsor olmaktan gurur duyduklarını ifade etti. Bu sponsorluğun, markalarının Türkiye'deki bilinirliğini artıracağını ve Galatasaray taraftarlarıyla güçlü bir bağ kurmalarına yardımcı olacağını söyledi.

Bu anlaşma, Galatasaray'ın son dönemde yaptığı en önemli sponsorluk anlaşmalarından biri olarak öne çıkıyor. Kulüp, bu gelirle birlikte mali açıdan rahatlayarak, transfer çalışmalarına daha fazla kaynak ayırabilecek.

Anlaşmanın Türk futboluna da olumlu yansımaları bekleniyor. Galatasaray'ın bu başarısı, diğer kulüpleri de sponsorluk anlaşmaları yapmaya teşvik edebilir.

ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell, tarife artışlarının bu yıl fiyatları yükseltebileceği uyarısında bulundu. Powell, Senato Bankacılık Komitesi'nde yaptığı sunumda, ekonomik görünüm ve para politikası hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Powell, enflasyonun Fed'in %2'lik hedefinin üzerinde seyrettiğini ve iş gücü piyasasının hala güçlü olduğunu belirtti. Ancak, tarife artışlarının enflasyon üzerinde yukarı yönlü baskı oluşturabileceğini ve bunun da para politikasını sıkılaştırma ihtiyacını artırabileceğini ifade etti.

Powell, faiz oranlarının düşürülmesinin zamanlaması konusunda aceleci davranmayacaklarını ve ekonomik verileri yakından izleyeceklerini vurguladı. Enflasyonun sürdürülebilir bir şekilde %2'ye gerilediğine dair daha fazla kanıt görmek istediklerini söyledi.

Konuşmasında, ABD ekonomisinin genel olarak iyi durumda olduğunu ve büyümenin devam ettiğini belirten Powell, tüketici harcamalarının güçlü olduğunu ve işletme yatırımlarının da toparlanmaya başladığını söyledi. Ancak, küresel ekonomideki yavaşlama ve jeopolitik risklerin de ekonomik görünüm üzerinde aşağı yönlü riskler oluşturduğunu ifade etti.

Powell'ın açıklamaları, Fed'in faiz indirimlerine başlamadan önce enflasyonun düşüş trendini teyit etmek istediği ve bu konuda temkinli bir yaklaşım sergileyeceği şeklinde yorumlandı. Piyasalar, Powell'ın açıklamalarının ardından faiz indirim beklentilerini biraz azalttı.

Özetle, Powell, tarife artışlarının enflasyon üzerindeki potansiyel etkisine dikkat çekerek, Fed'in para politikası kararlarında veri odaklı ve temkinli bir yaklaşım izleyeceğini vurguladı.

19 Haziran 2025 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan çeşitli kararlar ve düzenlemeler bulunmaktadır. Bu kararlar, farklı kurum ve kuruluşları ilgilendiren çeşitli konuları kapsamaktadır.

Resmi Gazete'de yayımlanan kararlar arasında Cumhurbaşkanlığı kararları, yönetmelikler, tebliğler ve diğer düzenleyici işlemler yer almaktadır. Bu kararlar, genellikle devletin işleyişi, ekonomik düzenlemeler, sosyal politikalar ve diğer kamu hizmetleri ile ilgilidir.

Cumhurbaşkanlığı Kararları: Cumhurbaşkanlığı kararları, devletin genel politikalarını ve stratejik hedeflerini belirleyen önemli düzenlemelerdir. Bu kararlar, genellikle ülkenin ekonomik, sosyal ve kültürel gelişimini etkileyen büyük projeler ve politikalar hakkında alınır.

Yönetmelikler: Yönetmelikler, kanunların uygulanmasını sağlamak amacıyla çıkarılan düzenleyici işlemlerdir. Çeşitli bakanlıklar ve kamu kurumları tarafından yayımlanan yönetmelikler, ilgili kanunların daha ayrıntılı bir şekilde uygulanmasını ve belirli alanlardaki faaliyetlerin düzenlenmesini sağlar.

Tebliğler: Tebliğler, genellikle belirli bir konuda bilgilendirme veya açıklama yapmak amacıyla yayımlanan düzenleyici işlemlerdir. Bakanlıklar veya diğer kamu kurumları tarafından yayımlanan tebliğler, ilgili konularda kamuoyunu bilgilendirmeyi ve uygulamalara açıklık getirmeyi amaçlar.

Resmi Gazete'de yayımlanan bu kararlar, ilgili kurum ve kuruluşlar tarafından titizlikle incelenerek uygulanır. Bu kararlar, ülkenin genel hukuk düzeninin bir parçası olup, vatandaşların ve kurumların hak ve yükümlülüklerini belirler.

Özetle, 19 Haziran 2025 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan kararlar, Türkiye Cumhuriyeti'nin hukuk sisteminin ve kamu yönetiminin işleyişi için önemli bir role sahiptir.

İsrailli piyanist ve orkestra şefi David Greilsammer, T24'e verdiği röportajda, İsrail'deki askerlik deneyimini ve bunun müzik hayatına etkilerini anlattı. Greilsammer, askerliğin geleceğini bilmesine rağmen yine de kendisi için korkunç bir şok olduğunu ifade etti.

Greilsammer, İsrail'de gençlerin 18 yaşında zorunlu askerlik görevine başladığını ve kendisinin de bu süreçten geçtiğini belirtti. Askerlik yapmanın, özellikle bir müzisyen için, büyük bir zorluk olduğunu vurguladı. Askerlik hizmeti boyunca müzikten uzak kalmanın ve sanatsal gelişimini durdurmanın kendisi için çok yıpratıcı olduğunu dile getirdi.

Askerlik deneyiminin, hayatına farklı bir bakış açısı kazandırdığını ve daha sonraki sanatsal çalışmalarında etkili olduğunu da sözlerine ekledi. Greilsammer, askerlikte yaşadığı zorlukların, müzik yapma arzusunu daha da güçlendirdiğini ve sanata olan bağlılığını pekiştirdiğini ifade etti.

Röportajda Greilsammer, askerlik görevinin, bireylerin özgürlüğünü kısıtladığını ve yaratıcılıklarını engelleyebileceğini savundu. Ancak, bu deneyimin aynı zamanda insanı olgunlaştırdığını ve hayata farklı bir perspektifle bakmasını sağladığını da belirtti.

Son olarak Greilsammer, genç müzisyenlere, zorluklar karşısında yılmamalarını ve sanata olan tutkularını her zaman korumalarını tavsiye etti. Müzik yapmanın, dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek için güçlü bir araç olduğunu vurguladı.

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kabul edilen Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) Personel Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, Cumhurbaşkanı'na TSK personelinin rütbe bekleme sürelerini belirleme yetkisi veriyor.

Yapılan düzenlemeyle, subay, astsubay, uzman erbaş ve sözleşmeli erbaşların rütbe bekleme süreleri, Cumhurbaşkanı kararıyla kısaltılabilecek veya uzatılabilecek. Bu değişiklik, TSK'daki personel yapısında daha esnek bir yönetim anlayışının benimsenmesini amaçlıyor.

Kanun ayrıca, harp okulları ve astsubay meslek yüksekokullarında öğrenim gören askeri öğrencilerin disiplin cezalarına ilişkin düzenlemeler de içeriyor. Buna göre, okullardan çıkarılmayı gerektiren disiplin suçları yeniden tanımlanırken, öğrencilerin savunma hakları da güvence altına alınıyor.

Yeni düzenleme, TSK'daki personel terfi sisteminde Cumhurbaşkanı'na daha fazla yetki tanırken, askeri okullardaki disiplin uygulamalarında da öğrenci haklarını gözeten bir yaklaşım sunmayı hedefliyor.

Değişikliğin Potansiyel Etkileri:

• Rütbe bekleme sürelerinin Cumhurbaşkanı kararıyla değiştirilebilmesi, TSK içinde hızlı yükselme veya görevde kalma sürelerinin uzaması gibi durumlara yol açabilir.
• Bu durum, personel motivasyonu ve kariyer planlaması üzerinde etkili olabilir.
• Askeri okullardaki disiplin suçlarının yeniden tanımlanması, öğrenci-okul ilişkilerinde daha şeffaf ve adil bir ortam yaratılmasına katkıda bulunabilir.

Kanun değişikliği, TSK personel yönetiminde daha merkezi bir kontrol mekanizması oluştururken, askeri eğitim kurumlarında da disiplin standartlarını güncellemeyi amaçlıyor.

İsrail'de yayınlanan bir anket raporuna göre, İsrail halkının önemli bir bölümü İran'a yönelik saldırıları destekliyor. Anket, olası bir askeri operasyona halkın bakış açısını değerlendirmeyi amaçlıyor.

Raporda, katılımcılara İran'ın nükleer programına karşı olası bir İsrail saldırısı soruldu. Cevaplar, İsrail kamuoyunun bu konuda bölünmüş olduğunu gösteriyor. Ancak genel eğilim, saldırı olasılığına destek yönünde.

Ankete katılanların çoğunluğu, İsrail hükümetinin İran'ın nükleer silah geliştirmesini engellemek için askeri harekat düzenlemesini desteklediğini belirtiyor. Destekleyenlerin oranı, farklı demografik gruplar arasında değişiklik gösterse de, genel olarak yüksek bir seviyede seyrediyor.

Ankette öne çıkan bazı bulgular:

• Katılımcıların büyük bir bölümü, İran'ın nükleer silah elde etmesinin İsrail için büyük bir tehdit oluşturduğuna inanıyor.
• Birçok kişi, diplomatik çözüm yollarının tükendiğini ve askeri seçeneğin masada olması gerektiğini düşünüyor.
• Ancak, İran'a yönelik bir saldırının bölgesel bir savaşı tetikleyebileceği ve İsrail'i de hedef alabilecek misillemelere yol açabileceği endişesi de taşınıyor.

Anket sonuçları, İsrail hükümetinin İran politikalarını şekillendirmede önemli bir rol oynayabilir. Hükümetin, halkın endişelerini dikkate alarak hareket etmesi ve olası bir askeri operasyonun risklerini ve faydalarını dikkatlice değerlendirmesi bekleniyor.

Raporda ayrıca, katılımcıların çoğunun, İsrail'in müttefikleriyle koordineli bir şekilde hareket etmesini ve uluslararası destek sağlamasını istediği vurgulanıyor. İsrail kamuoyu, tek taraflı bir askeri operasyonun risklerinin farkında ve bölgesel istikrarın korunması gerektiğine inanıyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'yu Adolf Hitler'e benzetmesi, İsrail basınında büyük tepkilere yol açtı. Erdoğan'ın bu sözleri, İsrail'de yayın yapan çeşitli gazetelerde geniş yer buldu ve sert eleştirilere neden oldu.

Haberlerde, Erdoğan'ın Netanyahu'nun Gazze'deki saldırıları nedeniyle Hitler'e benzetmesinin 'kabul edilemez' ve 'antisemitik' bir söylem olduğu vurgulandı. İsrail basını, Erdoğan'ın bu açıklamalarının iki ülke arasındaki ilişkileri daha da gerginleştireceği yorumunu yaptı. Bazı gazeteler, Erdoğan'ın geçmişte de benzer söylemlerde bulunduğunu hatırlatarak, bu tür açıklamaların Türkiye'nin uluslararası imajına zarar verdiğini belirtti.

Jerusalem Post gazetesi, Erdoğan'ın sözlerini 'şok edici' olarak nitelendirirken, bu tür bir benzetmenin Holokost kurbanlarına saygısızlık olduğunu savundu. Gazete ayrıca, Erdoğan'ın bu açıklamalarının iç politikadaki desteğini artırmaya yönelik bir taktik olabileceğini iddia etti.

Haaretz gazetesi ise, Erdoğan'ın Netanyahu'yu Hitler'e benzetmesinin diplomatik açıdan kabul edilemez olduğunu ve Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkilerin zaten hassas bir dönemden geçtiği bir zamanda yapıldığını vurguladı. Gazete, bu tür açıklamaların iki ülke arasındaki olası bir yakınlaşmayı zorlaştıracağını belirtti.

İsrail basınındaki haberlerde, Erdoğan'ın bu açıklamalarına İsrail hükümetinden henüz resmi bir yanıt gelmediği de belirtildi. Ancak, bazı hükümet yetkililerinin özel görüşmelerde Erdoğan'ın sözlerini kınadığı ifade edildi.

ABD Merkez Bankası (FED), politika faizini beklentiler dahilinde değiştirmeyerek %5,25 - %5,50 aralığında sabit tuttu. Karar, oybirliğiyle alındı.

FED'in Açıklamaları:

• Enflasyonun hala yüksek olduğu ve %2 hedefinin üzerinde seyrettiği belirtildi.
• İstihdam piyasasının güçlü olduğu vurgulandı.
• Ekonomik görünümün belirsizlik içerdiği ve gelişmelere göre hareket edileceği ifade edildi.
• Faiz oranlarının gelecekteki olası ayarlamalarında, ekonomik veriler, piyasa koşulları ve risk dengesi gibi faktörlerin dikkate alınacağı belirtildi.

Piyasalara Etkisi:

Karar sonrası piyasalarda ilk tepkiler sınırlı oldu. Dolar endeksinde hafif bir yükseliş görülürken, ABD tahvil getirilerinde belirgin bir değişiklik yaşanmadı. Analistler, FED'in enflasyonla mücadele konusundaki kararlılığını sürdürdüğünü ancak ekonomik büyüme konusunda da endişeli olduğunu belirtiyorlar.

Gelecek Beklentiler:

FED'in bir sonraki toplantısında faiz artırımına gidip gitmeyeceği, önümüzdeki dönemde açıklanacak ekonomik verilere bağlı olacak. Özellikle enflasyon ve istihdam verileri yakından takip edilecek. FED yetkililerinin yapacağı açıklamalar da piyasaların yönü üzerinde etkili olacak.

Özetle: FED faizleri sabit tuttu, enflasyonla mücadele vurgusu devam etti ve ekonomik görünümdeki belirsizliğe dikkat çekti.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich'in Filistin halkına yönelik kullandığı ifadeler üzerine sert bir açıklama yaptı. Çelik, Smotrich'in sözlerinin 'faşizan' ve 'ırkçı' olduğunu belirterek, bu tür söylemlerin bölgedeki gerginliği artırdığını ve barış sürecine zarar verdiğini ifade etti.

Çelik, İsrailli bakanın açıklamalarının uluslararası hukuka ve insan haklarına aykırı olduğunu vurgulayarak, bu tür nefret söylemlerinin hiçbir şekilde hoş görülemeyeceğini belirtti. Ayrıca, İsrail hükümetini bu tür provokatif açıklamalara karşı net bir tavır almaya çağırdı.

Ömer Çelik'in açıklamalarından satır başları:

• 'İsrailli Bakanın Filistin halkına yönelik ırkçı ve faşizan açıklamalarını şiddetle kınıyoruz.'
• 'Bu tür nefret söylemleri bölgedeki barış ve istikrarı tehdit etmektedir.'
• 'İsrail hükümeti, bu tür provokasyonlara karşı gerekli adımları atmalıdır.'
• 'Uluslararası toplumu, bu tür ırkçı söylemlere karşı sesini yükseltmeye davet ediyoruz.'

Çelik, Türkiye'nin her zaman Filistin halkının yanında olduğunu ve adil bir çözüme ulaşılması için çaba göstermeye devam edeceğini vurguladı. Ayrıca, uluslararası toplumu İsrail-Filistin meselesinde daha aktif rol almaya ve barış sürecini desteklemeye çağırdı.

Türkiye'nin, bölgedeki barış ve istikrarın sağlanması için her türlü çabayı göstermeye devam edeceğini belirten Çelik, bu tür provokatif açıklamaların amacının, barış sürecini sabote etmek olduğunu ve buna izin verilmemesi gerektiğini sözlerine ekledi.