Prof. Dr. Çağatay Güler, tutukluların ilaçlarına erişiminde yaşanan sorunlara dikkat çekiyor ve bu durumun halk sağlığı açısından oluşturduğu riskleri değerlendiriyor.

Prof. Dr. Çağatay Güler, yazısında tutuklu ve hükümlülerin sağlık hakkına erişimindeki sorunlara değinerek, özellikle ilaçlara ulaşmada yaşanan sıkıntıların kamu sağlığını tehdit ettiğini belirtiyor. Cezaevlerindeki sağlık hizmetlerinin yetersizliği ve ilaç teminindeki gecikmelerin, kronik hastalığı olan tutukluların durumunu daha da kötüleştirdiğine dikkat çekiyor.
Güler, konuya ilişkin şu noktalara dikkat çekiyor:
- Cezaevlerinde kalan kişilerin sağlık hakkı, Anayasa ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmıştır.
- Ancak uygulamada, tutuklu ve hükümlülerin sağlık hizmetlerine erişimi konusunda ciddi sorunlar yaşanmaktadır.
- Özellikle ilaç temininde yaşanan gecikmeler, tedavi süreçlerini olumsuz etkilemektedir.
- Kronik hastalığı olan (diyabet, hipertansiyon, kalp yetmezliği vb.) tutuklular için ilaçların düzenli kullanımı hayati önem taşımaktadır.
- İlaçlara erişimde yaşanan sorunlar, bu kişilerin sağlık durumlarının kötüleşmesine ve hatta ölümüne yol açabilmektedir.
Yazar, bu durumun sadece tutuklu ve hükümlüleri değil, aynı zamanda cezaevi personelini ve dolayısıyla tüm toplumu etkileyebilecek halk sağlığı sorunlarına yol açabileceğini vurguluyor. İlaç direnci, bulaşıcı hastalıkların yayılması gibi risklerin de göz önünde bulundurulması gerektiğini belirtiyor.
Güler, çözüm önerisi olarak cezaevlerindeki sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesi, ilaç temin süreçlerinin hızlandırılması ve sağlık personelinin sayısının artırılması gerektiğini savunuyor. Ayrıca, tutuklu ve hükümlülerin sağlık durumlarının düzenli olarak takip edilmesi ve gerekli tıbbi müdahalelerin zamanında yapılması gerektiğini ifade ediyor.
Son olarak, Prof. Dr. Çağatay Güler, yetkilileri bu konuda duyarlı olmaya ve gerekli önlemleri almaya çağırarak, cezaevlerindeki sağlık hizmetlerinin insan haklarına uygun bir şekilde yürütülmesinin önemini vurguluyor.