İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası verildi. Mahkeme, İmamoğlu hakkında siyasi yasak da kararlaştırdı. Kararın ne anlama geldiği ve bundan sonraki süreç BBC Türkçe tarafından incelendi.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'na, 2019 yerel seçimleri sonrasında yaptığı bir açıklamada Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası verildi. İmamoğlu'na ayrıca siyasi yasak da getirildi. Karar, henüz kesinleşmiş değil ve istinaf ve Yargıtay aşamaları bulunuyor.
Siyasi Yasak Ne Anlama Geliyor?
Türk Ceza Kanunu'nun 53. maddesi uyarınca, bir yıldan fazla hapis cezası alanlar belirli haklardan mahrum bırakılıyor. Bu haklar arasında seçme ve seçilme hakkı da bulunuyor. Ancak bu yasak, cezanın kesinleşmesiyle birlikte uygulanmaya başlanacak. İmamoğlu'nun avukatları karara itiraz edeceklerini ve süreci sonuna kadar takip edeceklerini belirtiyor.
Kararın Zamanlaması ve Olası Etkileri:
Kararın, yaklaşan seçimler öncesinde verilmesi dikkat çekiyor. İmamoğlu, olası bir Cumhurbaşkanı adayı olarak değerlendiriliyordu. Bu karar, siyasi arenada geniş yankı uyandırdı ve farklı kesimlerden tepkiler geldi. Kararın İmamoğlu'nun siyasi kariyeri üzerindeki etkileri önümüzdeki günlerde daha net görülecek.
Bundan Sonraki Süreç:
- Karar henüz kesinleşmedi.
- İstinaf Mahkemesi'ne başvurulacak.
- İstinaf Mahkemesi kararı onarsa, Yargıtay'a temyiz yolu açık.
- Yargıtay'ın onama kararı vermesi halinde ceza kesinleşecek ve siyasi yasak uygulanmaya başlanacak.
Hukukçuların Yorumları:
Hukukçular, kararın hukuki dayanağının tartışmalı olduğunu ve siyasi bir karar olduğu yönünde eleştirilerde bulunuyor. Kararın, yargı bağımsızlığı ve seçim güvenliği konularında soru işaretleri yarattığı ifade ediliyor.
YSK Üyelerine Hakaret İddiası:
İmamoğlu'na yönelik suçlama, 2019 yerel seçimlerinin iptal edilmesinin ardından yaptığı bir açıklamada kullandığı ifadelerden kaynaklanıyor. İmamoğlu, seçimlerin iptalini eleştirirken YSK üyelerine yönelik ifadeler kullanmıştı. Bu ifadeler, hakaret olarak değerlendirildi ve dava açılmasına neden oldu.