Türkiye'de her 7 ila 10 çiftten birinin kısırlık sorunu yaşadığı belirtilirken, erkek kısırlığının toplum tarafından kabullenilmek istenmediği vurgulanıyor.

Türkiye'de her 7 ila 10 çiftten birinin kısırlık sorunu yaşadığı belirtiliyor. Bu durumun çiftler üzerinde yarattığı psikolojik ve sosyal baskı da giderek artıyor. Erkek kısırlığı, toplum tarafından yeterince anlaşılamıyor ve kabullenilmek istenmiyor.
Kısırlık, çiftlerin çocuk sahibi olamaması durumudur ve hem erkeklerden hem de kadınlardan kaynaklanabilir. Erkeklerde kısırlığın nedenleri arasında genetik faktörler, hormonal bozukluklar, enfeksiyonlar, varikosel, sperm kanallarında tıkanıklıklar ve çevresel faktörler yer alabilir.
Erkek kısırlığının tanısı, spermiogram adı verilen sperm analiz testi ile konulur. Bu testte sperm sayısı, hareketliliği ve şekli değerlendirilir. Tedavi yöntemleri ise kısırlığın nedenine göre değişir. İlaç tedavisi, cerrahi müdahale veya yardımcı üreme teknikleri (aşılama, tüp bebek) gibi seçenekler mevcuttur.
Erkek kısırlığı, çiftlerin üreme sağlığı merkezlerine başvurmaktan çekinmelerine neden olabiliyor. Bu durum, tanı ve tedavide gecikmelere yol açabiliyor. Toplumda erkek kısırlığına yönelik farkındalığın artırılması ve bu konudaki tabuların yıkılması büyük önem taşıyor.
Kısırlık tedavisi gören çiftlerin psikolojik destek almaları da önemlidir. Tedavi süreci, çiftler üzerinde stres, kaygı ve depresyon gibi duygusal sorunlara yol açabilir. Psikolojik destek, çiftlerin bu zorlu süreçle başa çıkmalarına yardımcı olabilir.
Sağlıklı yaşam alışkanlıkları da üreme sağlığını olumlu yönde etkileyebilir. Sigara ve alkol tüketiminden kaçınmak, sağlıklı beslenmek, düzenli egzersiz yapmak ve stresten uzak durmak, sperm kalitesini artırabilir.