1999'da Mavi Çarşı'da meydana gelen olaylarla ilgili davada yargılanan Azime Işık, olaydan 26 yıl sonra beraat etti. Azime Işık, uzun yıllar sonra gelen bu kararla adalet arayışının bir nebze olsun karşılık bulduğunu ifade etti.

Mavi Çarşı Davası, Türkiye'nin gündemine oturan ve büyük yankı uyandıran bir dava olmuştu. Azime Işık, bu davanın sanıklarından biri olarak yargılanmış ve uzun yıllar süren yargılama sürecinin ardından beraat kararı verildi. Beraat kararı, Işık'ın ailesi ve destekçileri tarafından memnuniyetle karşılandı.

Dava sürecinde Azime Işık'ın avukatları, müvekkillerinin suçsuz olduğunu ve delillerin yetersiz olduğunu savunmuşlardı. Mahkeme, avukatların savunmalarını dikkate alarak Azime Işık'ın beraatine karar verdi.

Azime Işık'ın beraat kararı, benzer davalarda yargılanan diğer sanıklar için de emsal teşkil edebileceği belirtiliyor. Kararın, yargı sistemindeki uzun süren davaların ve mağduriyetlerin giderilmesi açısından önemli bir adım olduğu değerlendiriliyor.

Azime Işık'ın açıklamaları:

Beraat kararının ardından açıklama yapan Azime Işık, adaletin geç de olsa tecelli ettiğini söyledi. Işık, yaşadığı zorlu süreci anlatırken, ailesinin ve sevenlerinin desteğinin kendisine güç verdiğini ifade etti.

İktidar ve DEM Parti arasında, cezaevlerindeki ağır hasta mahkumların durumunu iyileştirmeyi amaçlayan 'Umut Hakkı' düzenlemesi konusunda anlaşmazlık yaşanıyor. DEM Parti, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'u düzenlemeye ilişkin tutumu nedeniyle eleştiriyor.

DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, yaptığı açıklamada, Adalet Bakanı Tunç'un konuya ilişkin açıklamalarının tatmin edici olmadığını belirtti. Doğan, hasta mahkumların durumunun aciliyetine dikkat çekerek, Umut Hakkı düzenlemesinin kapsamının genişletilmesi ve uygulanmasının hızlandırılması gerektiğini vurguladı.

DEM Parti'nin Adalet Bakanı'nı hedef almasının ardında, partinin hasta mahkumların serbest bırakılması konusundaki beklentilerinin karşılanmaması yatıyor. DEM Parti, özellikle ağır hasta ve infazı ertelenemeyecek durumda olan mahkumların durumuna dikkat çekerek, bu kişilerin tahliye edilmesi gerektiğini savunuyor.

Umut Hakkı düzenlemesi, cezaevlerinde bulunan ve ağır sağlık sorunları yaşayan mahkumların durumunu iyileştirmeyi amaçlıyor. Düzenleme, bu mahkumların infazının ertelenmesi veya cezalarının hafifletilmesi gibi imkanlar sunuyor. Ancak, düzenlemenin kapsamı ve uygulanması konusunda yaşanan tartışmalar, iktidar ve DEM Parti arasında krize neden oluyor.

DEM Parti'nin Adalet Bakanı'na yönelik eleştirileri, Umut Hakkı düzenlemesinin yanı sıra, genel olarak cezaevlerindeki hak ihlalleri ve tutuklu yargılamalar konusundaki rahatsızlıklarını da yansıtıyor. Parti, yargı reformu ve adil yargılanma hakkının güvence altına alınması için çağrıda bulunuyor.

Krizin çözümü için tarafların diyalog kurması ve ortak bir zeminde buluşması gerektiği belirtiliyor. Aksi takdirde, Umut Hakkı düzenlemesi ve hasta mahkumların durumu konusundaki belirsizlik devam edecek.

Çinli teknoloji devi Baidu, otonom sürüş alanındaki yatırımlarının bir parçası olarak geliştirdiği robotaksi hizmeti Apollo Go'yu Türkiye'ye getirmeyi hedefliyor. Robotaksi, sürücüsüz taksi anlamına geliyor ve tamamen otonom sürüş teknolojisiyle çalışıyor.

Robotaksi nedir? Robotaksi, geleneksel taksilerden farklı olarak sürücüye ihtiyaç duymayan, otonom sürüş teknolojileriyle donatılmış araçlardır. Bu araçlar, çeşitli sensörler, kameralar ve yapay zeka algoritmaları sayesinde çevrelerini algılayarak güvenli bir şekilde hareket edebilirler. Baidu'nun Apollo Go hizmeti, Çin'de belirli bölgelerde kullanıma sunulmuş durumda ve şirketin bu teknolojiyi farklı ülkelere de yayma planları bulunuyor.

Türkiye'ye getirilmesi planlanan Apollo Go hizmetinin, şehir içi ulaşımda önemli bir yenilik getirebileceği düşünülüyor. Otonom sürüş teknolojilerinin yaygınlaşmasıyla birlikte trafik kazalarının azalması, yakıt tasarrufu ve daha verimli bir ulaşım sistemi hedefleniyor.

Baidu'nun bu girişimi, Türkiye'deki otonom araç teknolojileri ve akıllı şehir çözümleri alanındaki gelişmelere katkı sağlayabilir. Ancak, robotaksi hizmetinin Türkiye'de kullanıma sunulabilmesi için yasal düzenlemelerin yapılması ve gerekli altyapının oluşturulması gerekiyor. Bu süreçte, ilgili kurumlar ve teknoloji şirketleri arasında iş birliği büyük önem taşıyor.

Otonom sürüş teknolojileri, geleceğin ulaşım sistemlerinde önemli bir rol oynamaya hazırlanıyor. Baidu'nun Apollo Go robotaksi hizmeti gibi projeler, bu teknolojinin potansiyelini ve getirebileceği yenilikleri gözler önüne seriyor.

Hande Ataizi, katıldığı bir programda 1998-2001 yılları arasında yayınlanan ve büyük ilgi gören Ruhsar dizisiyle ilgili bir itirafta bulundu. Ataizi, dizideki 'Ruhsar' karakteri için ilk düşünülen ismin kendisi olmadığını belirtti.

Ataizi, “Ruhsar için ilk düşünülen isim ben değildim. Başka bir oyuncu arkadaşımızdı. Hatta o arkadaşımızla deneme çekimleri de yapılmış. Ama sonra çeşitli sebeplerden dolayı o arkadaşımızla yollar ayrılmış ve rol bana teklif edildi” şeklinde konuştu.

Hande Ataizi, o dönemde yapımcıların kendisine gelerek, “Hande, biz böyle bir proje düşünüyoruz. Sen de düşünür müsün?” dediğini ve kendisinin de senaryoyu okuduktan sonra çok beğenerek kabul ettiğini ifade etti.

Ruhsar dizisi, bir trafik kazası sonucu hayatını kaybeden ve eşi Mazhar’la (Cem Davran) iletişim kurmaya devam eden Ruhsar’ın hikayesini anlatıyordu. Dizi, absürt mizahı ve ilginç karakterleriyle kısa sürede büyük bir izleyici kitlesi edinmişti.

Hande Ataizi'nin bu itirafı, dizinin hayranları arasında şaşkınlık yaratırken, 'Ruhsar' rolü için düşünülen ilk oyuncunun kim olduğu merak konusu oldu.

Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), DİSK Basın-İş, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) ve Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye Temsilciliği, yaptıkları ortak açıklama ile gazeteci Can Özçelik’in serbest bırakılmasını istedi. Açıklamada, Özçelik’in gözaltına alınma gerekçesi olarak sunulan “örgüt üyeliği” iddiasının somut delillere dayanmadığı vurgulandı.

Basın örgütleri, Can Özçelik’in sadece gazetecilik faaliyetleri nedeniyle hedef alındığını ve gözaltına alınmasının basın özgürlüğüne yönelik bir saldırı olduğunu belirtti. Açıklamada, “Can Özçelik’in polis kayıtlarında dahi görüntü aldığı belli olan bir gazeteci olduğu” ifade edilerek, bu durumun gözaltı gerekçesiyle çeliştiği savunuldu.

Örgütler, yetkililere seslenerek, Özçelik’in derhal serbest bırakılmasını ve gazetecilik faaliyetlerinin engellenmemesini talep etti. Ayrıca, Türkiye’de gazetecilere yönelik baskıların son bulması ve basın özgürlüğünün güvence altına alınması çağrısında bulunuldu. Açıklamada, “Gazetecilik suç değildir” sloganı vurgulanarak, gazetecilerin susturulmaya çalışılmasının kabul edilemez olduğu belirtildi.

Basın meslek örgütleri, Can Özçelik’e desteklerini yineleyerek, serbest bırakılana kadar konunun takipçisi olacaklarını duyurdu. Açıklamanın tamamı, basın örgütlerinin internet siteleri ve sosyal medya hesapları üzerinden kamuoyuyla paylaşıldı.

Özetle, basın meslek örgütleri, gazeteci Can Özçelik'in serbest bırakılmasını talep ederek, gözaltının basın özgürlüğüne aykırı olduğunu ve Özçelik'in sadece gazetecilik faaliyetleri nedeniyle hedef alındığını savundu.

Mehmet Altan, yazısında Türkiye'nin çalkantılı yakın tarihine odaklanarak, farklı dönemlerde yaşanan önemli olayları ve bunların etkilerini analiz ediyor.

Altan, basın tarihine değinerek, medyanın farklı dönemlerdeki rolünü ve sansürün etkilerini irdeliyor. Medyanın özgürlüğü ve bağımsızlığının önemini vurgularken, geçmişte yaşanan baskıları hatırlatıyor.

Yazıda, PKK'nın silah bırakma ihtimali de değerlendiriliyor. Bu konudaki farklı görüşler ve olası senaryolar ele alınırken, çözüm sürecinin önemi vurgulanıyor. Silahların susmasının bölgeye ve Türkiye'ye getireceği faydalar üzerinde duruluyor.

Altan, borsanın ekonomik göstergeler üzerindeki etkisini de inceliyor. Borsa İstanbul'daki dalgalanmaların nedenleri ve sonuçları analiz edilirken, yatırımcıların dikkat etmesi gereken hususlar belirtiliyor. Ekonomik istikrarın sağlanmasının borsa üzerindeki olumlu etkileri vurgulanıyor.

Hukukun üstünlüğünün önemine de değinen Altan, adalet sisteminin bağımsız ve tarafsız işlemesinin gerekliliğini vurguluyor. Hukukun herkes için eşit uygulanmasının, toplumsal barışın ve güvenin sağlanmasında kritik rol oynadığı belirtiliyor.

Özetle, Mehmet Altan'ın yazısı, Türkiye'nin yakın tarihini, siyasi gelişmelerini, ekonomik durumunu ve hukukun önemini farklı açılardan ele alarak okuyuculara kapsamlı bir perspektif sunuyor.

İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, Lozan Barış Antlaşması'nın 101. yıl dönümü nedeniyle bir açıklama yaptı. Dervişoğlu, Lozan Antlaşması'na yönelik eleştirilere sert tepki göstererek, "Demek ki neymiş; Türkiye’ye duyulan kin asla bitmemiş" ifadelerini kullandı.

Dervişoğlu, yaptığı açıklamada, Lozan Barış Antlaşması'nın Türkiye Cumhuriyeti'nin tapu senedi olduğunu vurguladı. Antlaşmanın, Kurtuluş Savaşı'nda kazanılan zaferin diplomatik bir sonucu olduğunu belirten Dervişoğlu, "Lozan, Türkiye'nin bağımsızlığını ve egemenliğini tüm dünyaya ilan ettiği bir belgedir" dedi.

Lozan Antlaşması'nın içeriğine yönelik eleştirilere de değinen Dervişoğlu, bu eleştirilerin art niyetli olduğunu savundu. Dervişoğlu, "Lozan'ı eleştirenler, aslında Türkiye'nin büyümesini ve güçlenmesini istemeyenlerdir" şeklinde konuştu. Ayrıca, antlaşmanın Türkiye'nin çıkarlarını koruduğunu ve ülkenin geleceği için önemli bir temel oluşturduğunu ifade etti.

Dervişoğlu, açıklamasında, Lozan Barış Antlaşması'nın önemini gelecek nesillere aktarmanın gerekliliğine de dikkat çekti. Türk gençliğinin, Lozan'ın değerini ve anlamını iyi kavraması gerektiğini belirten Dervişoğlu, "Lozan, bizim için bir onur vesilesidir. Bu onuru korumak ve yaşatmak hepimizin görevidir" dedi.

Son olarak Dervişoğlu, Lozan Barış Antlaşması'nın Türkiye Cumhuriyeti'nin bekası için vazgeçilmez bir öneme sahip olduğunu vurgulayarak, antlaşmaya yönelik her türlü saldırıya karşı duracaklarını sözlerine ekledi.

Kanada Başbakanı Yardımcısı Chrystia Freeland'ın da katıldığı bir basın toplantısında konuşan Kanada Başbakanı Yardımcısı Chrystia Freeland, İstanbul'da yapılacak Rusya-Ukrayna müzakerelerinin önemli olduğunu vurguladı. Freeland, Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik saldırılarının devam ettiğini ve bu nedenle müzakerelerin kritik bir süreç olduğunu belirtti.

Freeland, Kanada'nın Ukrayna'ya olan desteğinin süreceğini ve Ukrayna halkının yanında olmaya devam edeceklerini ifade etti. Ayrıca, Rusya'ya yönelik uygulanan yaptırımların da devam edeceğini ve Rusya'nın bu saldırılarının sonuçlarına katlanması gerektiğini söyledi.

Müzakerelerin İstanbul'da yapılmasına ilişkin olarak Freeland, Türkiye'nin bu süreçte önemli bir rol oynadığını ve Türkiye'nin arabuluculuk çabalarını takdir ettiklerini dile getirdi. Freeland, müzakerelerin başarılı bir şekilde sonuçlanması ve Ukrayna'da barışın sağlanması için ellerinden gelen her türlü desteği vermeye hazır olduklarını ifade etti.

Kanada'nın Ukrayna'ya yönelik insani yardım ve askeri destek sağlama konusundaki kararlılığını vurgulayan Freeland, Kanada halkının Ukrayna halkıyla dayanışma içinde olduğunu ve Ukrayna'nın egemenliği ve toprak bütünlüğünü desteklediklerini belirtti.

Son olarak Freeland, uluslararası toplumun Rusya'ya karşı birlik içinde hareket etmesinin önemine dikkat çekti ve Rusya'nın Ukrayna'daki saldırılarını durdurması için baskı yapmaya devam edeceklerini söyledi.

Trabzon'da etkili olan kar yağışı, bir otobüsün yoldan çıkmasına neden oldu. Sürmene ilçesi yakınlarında meydana gelen olayda, Trabzonspor taraftarlarını taşıyan otobüs, kar nedeniyle kontrolden çıkarak yol kenarına savruldu.

Edinilen bilgilere göre, olayda herhangi bir yaralanma yaşanmadı. Otobüste bulunan taraftarlar, kısa süreli bir panik yaşasalar da, durumun ciddiyetinin anlaşılmasıyla rahatladılar.

Yoldan çıkan otobüsün kurtarılması için çalışma başlatılırken, taraftarların mağdur olmaması için bölgeye başka bir otobüs sevk edildi. Taraftarlar, olay yerine gelen otobüse binerek yollarına devam ettiler.

Olayla ilgili soruşturma başlatıldı. Yetkililer, sürücülerin kar yağışı ve buzlanmaya karşı dikkatli olmaları konusunda uyarılarda bulundu.

Olayın Özeti:

• Trabzon'da kar yağışı nedeniyle Trabzonspor taraftarlarını taşıyan otobüs yoldan çıktı.
• Olayda yaralanan olmadı.
• Taraftarlar başka bir otobüsle yollarına devam etti.
• Yetkililer, sürücüleri kar yağışı ve buzlanmaya karşı uyardı.

Yetkililerin Uyarıları:

1. Sürücülerin kar yağışı ve buzlanmaya karşı dikkatli olmaları gerekmektedir.
2. Araçların hızlarını hava koşullarına göre ayarlamaları önemlidir.
3. Trafik işaret ve işaretçilerine uyulması hayati önem taşımaktadır.