ABD, Trump döneminde küçültülen iklim değişikliğinin ekonomik etkilerini hesaplamama kararı aldı. Bu durum, gelecekteki düzenlemelerin ve politikaların şekillenmesinde önemli sonuçlar doğurabilir.

Amerika Birleşik Devletleri, eski Başkan Donald Trump döneminde yapılan bir değişiklikle iklim değişikliğinin ekonomik maliyetlerini hesaplamaktan vazgeçti. Bu karar, çevresel düzenlemelerin ve gelecekteki politikaların belirlenmesinde kritik bir rol oynuyor. Trump yönetimi, sera gazı emisyonlarının yol açtığı zararın parasal değerini ölçen 'sosyal maliyet' kavramını önemli ölçüde düşürmüştü.
Sosyal maliyet kavramı, hükümetin iklim değişikliğiyle mücadele için attığı adımların ekonomik gerekçelerini desteklemekte kullanılıyordu. Bu metrik, enerji verimliliği standartlarından tutun da araç emisyonlarına kadar birçok düzenlemenin temelini oluşturuyordu. Trump yönetiminin bu maliyeti düşürmesi, iklim değişikliğinin potansiyel etkilerini hafife aldığı eleştirilerine yol açmıştı.
Biden yönetimi göreve geldiğinde bu uygulamayı yeniden değerlendirme sözü vermiş olsa da, henüz eski Obama dönemi rakamlarına geri dönülmedi. Bu durum, bazı çevreciler ve bilim insanları tarafından hayal kırıklığıyla karşılanıyor. İklim değişikliğinin maliyetini hesaplamamak, gelecekteki düzenlemelerin ve yatırımların ne kadar etkili olacağını değerlendirmeyi zorlaştırıyor.
Özellikle yükselen deniz seviyeleri, aşırı hava olayları ve tarım üzerindeki etkiler gibi faktörler göz önüne alındığında, iklim değişikliğinin ekonomik etkilerinin doğru bir şekilde hesaplanması büyük önem taşıyor. Bu hesaplamalar, politika yapıcıların daha bilinçli kararlar almasına ve kaynakları daha verimli bir şekilde kullanmasına yardımcı olabilir.
ABD'nin bu kararı, diğer ülkeler ve uluslararası işbirliği açısından da önemli sonuçlar doğurabilir. İklim değişikliğiyle mücadelede küresel liderlik rolünü üstlenmesi beklenen bir ülkenin, bu tür hesaplamaları yapmaması, uluslararası alanda soru işaretleri yaratabilir.