İtalya'nın güneyinde bulunan ve antik Roma dönemine ait olan 2100 yıllık 8 adet su kemerinin sırrı çözüldü. Araştırmalar, bu su kemerlerinin inşasında kullanılan teknikleri ve mühendislik harikalarını ortaya koydu.

Su kemerleri, MÖ 1. yüzyılda inşa edilmiş olup, Serino dağlarındaki kaynaklardan suyu alarak antik Roma şehirlerine taşımak için kullanılmıştır. Bu yapılar, Roma İmparatorluğu'nun mühendislik yeteneklerinin önemli bir göstergesi olarak kabul edilmektedir.

Yapılan incelemelerde, su kemerlerinin inşasında kullanılan malzemelerin yerel kaynaklardan elde edildiği belirlendi. Ayrıca, kemerlerin yapımında kullanılan harçların bileşimi ve taşların işlenmesi gibi detaylar da incelendi.

Araştırmacılar, su kemerlerinin tasarımında ve yapımında Roma mühendislerinin hidrolik prensiplerini ne kadar iyi anladıklarını vurguladı. Kemerlerin eğimi, suyun akış hızı ve basıncı gibi faktörlerin titizlikle hesaplandığı tespit edildi.

Bu keşif, antik Roma mühendisliğinin ulaştığı seviyeyi göstermesi açısından büyük önem taşıyor. Su kemerleri, günümüzdeki modern su dağıtım sistemlerinin de temelini oluşturuyor.

Kazılarda elde edilen bulgular, su kemerlerinin sadece su taşımakla kalmayıp, aynı zamanda Roma İmparatorluğu'nun gücünü ve teknolojik üstünlüğünü simgelediğini de ortaya koyuyor.

Su kemerlerinin korunması ve gelecek nesillere aktarılması için çalışmaların devam edeceği belirtildi.

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Oktay Saral'ın, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi (RTEÜ) Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Karaman'a yönelik hakaret içeren ifadeler kullandığı iddia edildi. İddialara göre, Saral, Rektör Karaman'ın Linet'in RTEÜ'de konser vermesine tepki göstermesi üzerine tartışma başlattı.

Oktay Saral'ın, Rektör Karaman'a yönelik "Sanane lan Linet’ten" şeklinde ağır ifadeler kullandığı belirtiliyor. Sözcü Gazetesi'nin haberine göre, bu olay, AKP içerisinde ve üniversite camiasında büyük yankı uyandırdı. Rektör Karaman'ın, konsere gösterdiği tepkinin nedeni ve Saral'ın bu tepkiye verdiği sert yanıtın ardındaki sebepler merak konusu oldu.

Olayın detaylarına ilişkin net bilgiler henüz kamuoyuyla paylaşılmazken, Cumhurbaşkanlığı ve RTEÜ'den resmi bir açıklama bekleniyor. Saral'ın bu çıkışı, görev süresi boyunca sergilediği tartışmalı tavırlarla da gündeme gelmişti.

Tartışmanın fitilini ateşleyen Linet konseri, RTEÜ öğrencilerinin ve öğretim görevlilerinin katılımıyla gerçekleşmişti. Rektör Karaman'ın konsere yönelik eleştirileri, muhafazakar kesimden destek alırken, sanat ve özgürlük alanında eleştirilere de yol açmıştı. Oktay Saral'ın bu eleştirilere karşı Rektör Karaman'a yönelik sert ifadeleri, AKP içindeki farklı görüşlerin ve gerilimlerin bir yansıması olarak değerlendiriliyor.

Bu olay, Türkiye'deki siyasi ve kültürel tartışmaların üniversiteler üzerindeki etkisini bir kez daha gözler önüne serdi.

Belediyelerin yetki alanında bulunan bazı görevlerin bakanlıklara devredilmesine yönelik yeni bir düzenleme hazırlığı yapılıyor. Bu düzenleme ile birlikte belediyelerin yetkileri bir kez daha sınırlandırılırken, merkezi hükümetin yetki alanı genişletilecek.

Yapılması planlanan bu değişiklik, özellikle şehir planlaması, imar, çevre düzenlemesi gibi konularda belediyelerin sahip olduğu yetkilerin bir kısmının Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı gibi ilgili bakanlıklara devredilmesini öngörüyor. Bu durum, belediyelerin karar alma süreçlerinde daha az etkili olmasına ve merkezi hükümetin kontrolünün artmasına yol açabilir.

Düzenlemenin Gerekçesi: Hükümet yetkilileri, bu düzenlemenin gerekçesi olarak, şehirlerin daha planlı ve düzenli gelişmesini sağlamak, çevre sorunlarına daha etkin çözümler üretmek ve imar uygulamalarında yaşanan sorunları ortadan kaldırmak gibi amaçları gösteriyor. Ayrıca, merkezi hükümetin koordinasyonu ile daha hızlı ve etkili kararlar alınabileceği savunuluyor.

Belediyelerin Tepkisi: Ancak, belediyeler bu düzenlemeye karşı çıkıyor. Belediyeler, yerel yönetimlerin yetkilerinin kısıtlanmasının, demokrasi ilkesine aykırı olduğunu ve yerel ihtiyaçlara uygun çözümler üretmeyi zorlaştıracağını savunuyor. Ayrıca, merkezi hükümetin yerel yönetimler üzerindeki kontrolünün artmasının, şeffaflığı ve hesap verebilirliği azaltabileceği endişesi taşıyorlar.

Beklenen Sonuçlar: Bu düzenlemenin hayata geçmesiyle birlikte, belediyelerin yetki alanında önemli değişiklikler yaşanması bekleniyor. Şehir planlaması, imar, çevre düzenlemesi gibi konularda bakanlıkların daha etkin rol oynaması, merkezi hükümetin yerel yönetimler üzerindeki etkisini artıracak. Ancak, bu durumun yerel demokrasi, şeffaflık ve yerel ihtiyaçlara uygun çözümler üretme konularında ne gibi sonuçlar doğuracağı ise belirsizliğini koruyor.

Bankalar, IBAN'a yapılan para transferlerinde dolandırıcılığın önüne geçmek ve güvenliği artırmak amacıyla yeni bir önlem alıyor. Bu kapsamda, para transferi işlemi sırasında alıcının ad ve soyadının doğrulanması zorunlu hale getiriliyor. Böylece, IBAN bilgisinin hatalı veya kötü niyetli kişiler tarafından kullanılması durumunda, transferin gerçekleşmesi engellenebilecek.

Yeni sistem sayesinde, para gönderen kişi, alıcının adını ve soyadını IBAN bilgisiyle birlikte teyit edebilecek. Eğer ad ve soyadı uyuşmazlığı tespit edilirse, banka transferi durduracak ve göndericiyi bilgilendirecek. Bu durum, özellikle internet bankacılığı ve mobil bankacılık üzerinden yapılan işlemlerde ek bir güvenlik katmanı sağlayacak.

Sözcü'de yer alan habere göre, bankaların bu yeni uygulamayı hayata geçirmesiyle birlikte, IBAN dolandırıcılığı vakalarının azalması ve müşterilerin mağduriyetlerinin önlenmesi hedefleniyor. Bankalar, müşterilerini bu yeni uygulama hakkında bilgilendirmeye başladı ve gerekli teknik altyapı çalışmalarını tamamlamak üzere.

Bu sistemin temel amacı, para transferi işlemlerinde alıcı bilgisinin doğruluğunu teyit ederek, hatalı veya sahte IBAN'lara para gönderilmesinin önüne geçmektir. Böylece, hem göndericinin hem de alıcının güvenliği sağlanmış olacak. Uygulamanın detayları ve ne zaman yürürlüğe gireceği bankalar tarafından ayrıca duyurulacak.

• Güvenlik Artışı: IBAN'a para transferlerinde alıcının ad ve soyadı doğrulanacak.
• Dolandırıcılık Önleme: Hatalı veya kötü niyetli IBAN kullanımının önüne geçilecek.
• Bilgilendirme: Bankalar müşterilerini yeni uygulama hakkında bilgilendiriyor.

Brent petrolün varil fiyatı, yeni haftaya yatay bir başlangıç yaparak 82,5 dolar seviyelerinde seyrediyor. Bu durum, benzin ve motorin fiyatlarını doğrudan etkilediği için tüketiciler ve sektör temsilcileri tarafından yakından izleniyor.

Brent petrolün varil fiyatındaki bu stabil durumun arkasında, küresel piyasalardaki arz ve talep dengesi ile jeopolitik gelişmelerin etkisi bulunuyor. Özellikle Orta Doğu'daki gerginlikler ve büyük petrol üreticisi ülkelerin üretim politikaları, petrol fiyatları üzerinde belirleyici rol oynuyor.

Benzin ve motorin fiyatları, petrol fiyatlarındaki değişimlere duyarlı olduğu için, brent petroldeki yatay seyir benzin ve motorin fiyatlarında da belirgin bir değişiklik yaşanmamasına neden oluyor. Ancak, döviz kurlarındaki dalgalanmalar ve vergi düzenlemeleri gibi diğer faktörler de akaryakıt fiyatlarını etkileyebiliyor.

Uzmanlar, petrol fiyatlarının gelecekteki seyrini tahmin etmenin zor olduğunu belirtiyor. Küresel ekonomik büyüme, enerji talebi, siyasi istikrarsızlıklar ve iklim değişikliği gibi birçok faktör, petrol fiyatları üzerinde baskı oluşturabilir. Bu nedenle, tüketicilerin ve işletmelerin enerji maliyetlerini yönetirken dikkatli olmaları gerekiyor.

Önümüzdeki günlerde petrol fiyatlarındaki olası hareketler, benzin ve motorin fiyatları başta olmak üzere birçok sektörü etkileyecek. Bu nedenle, piyasaların yakından takip edilmesi ve gerekli önlemlerin alınması önem taşıyor.

Atakan Özkaya, “Uzak Şehrin Yıldızı” adlı dizideki rolüyle ilgili açıklamalarda bulundu. Dizide canlandırdığı karakterin yaşadığı zorluklara değinen Özkaya, benzer bir durumun kendi başına gelmesi halinde nasıl tepki vereceğini kestiremediğini belirtti.

Özkaya, karakterinin karşılaştığı ihanet ve hayal kırıklığı gibi durumların, insanın hayatında derin izler bırakabileceğini vurguladı. Röportajda, karakterin yaşadığı duygusal çalkantıları anlamaya çalıştığını ve bu durumun oyunculuğuna yansıdığını ifade etti.

Oyuncu, dizinin çekim sürecinde yaşadığı deneyimlerden de bahsetti. Set ortamının yoğunluğuna rağmen, ekip olarak uyumlu bir çalışma sergilediklerini ve bu durumun performansı olumlu yönde etkilediğini dile getirdi. Ayrıca, dizinin izleyicilerden gördüğü ilgiden duyduğu memnuniyeti de dile getirdi.

Atakan Özkaya, gelecekteki projeleriyle ilgili de ipuçları verdi. Farklı türlerdeki yapımlarda yer almak istediğini ve kendisini geliştirmeye açık olduğunu belirtti. Oyunculuk kariyerinde yeni deneyimler kazanmak ve farklı karakterleri canlandırmak istediğini sözlerine ekledi.

Dizinin konusu genel olarak, bir ilişkide yaşanan güven sorunları ve bu sorunların bireyler üzerindeki etkileri üzerine yoğunlaşıyor. Atakan Özkaya'nın canlandırdığı karakter, bu süreçte yaşadığı değişim ve dönüşümle izleyicinin ilgisini çekiyor.

Türk sinemasının duayen isimlerinden biri olan Ahmet Mekin, 89 yaşında sağlık sorunları nedeniyle hastaneye kaldırıldı. Sanatçının hastaneye kaldırılma sebebi ve sağlık durumu hakkında henüz detaylı bir açıklama yapılmadı.

Ahmet Mekin, Türk sinemasında önemli bir yere sahip. Kariyeri boyunca birçok unutulmaz filmde rol alan Mekin, özellikle 1960'lar ve 1970'lerdeki performanslarıyla büyük beğeni toplamıştı. 'Gurbet Kuşları', 'Düğün', ve 'Selvi Boylum Al Yazmalım' gibi Türk sinemasının klasikleri arasında yer alan filmlerdeki rolleriyle hafızalara kazınmıştır.

Sevenleri, Ahmet Mekin'in sağlık durumuyla ilgili gelecek haberleri merakla bekliyor. Sanat camiası ve hayranları, usta oyuncuya acil şifalar dileğinde bulunuyor.

Ahmet Mekin'in kariyeri boyunca aldığı ödüller ve sinemaya katkıları, onu Türk sinemasının unutulmaz isimlerinden biri yapmıştır. Mekin'in sağlık durumuyla ilgili gelişmeler yakından takip ediliyor.

Günümüzde plak kültürü yeniden canlanıyor ve birçok sanatçı yeni albümlerini plak formatında da yayınlıyor. Plak satışları son yıllarda önemli ölçüde arttı ve bu durum müzik endüstrisindeki değişimi gözler önüne seriyor.

Plakların yeniden popülerleşmesinde, dijital müziğin yaygınlaşmasına karşı bir tepki ve nostaljik bir özlem etkili oluyor. Plak dinlemek, müzikle daha derin bir bağ kurmayı ve daha özenli bir dinleme deneyimi yaşamayı sağlıyor.

Birçok müziksever, plakların ses kalitesinin dijital kayıtlardan daha iyi olduğunu düşünüyor. Ayrıca, plak kapakları ve ambalajları da koleksiyoncular için önemli bir değer taşıyor.

Plak kültürü sadece müzikle sınırlı değil, aynı zamanda bir yaşam tarzını da temsil ediyor. Plak dinlemek, bir ritüel haline geliyor ve müzikseverler bu deneyimi paylaşmak için bir araya geliyor.

Son dönemde birçok yeni plak dükkanı açıldı ve plak festivalleri düzenleniyor. Bu etkinlikler, plak kültürünün yaygınlaşmasına katkıda bulunuyor.

Plakların geleceği parlak görünüyor. Müzikseverler, plak dinlemenin keyfini yeniden keşfediyor ve bu nostaljik deneyimi yaşamak için plaklara yöneliyor.

İzmir 15. Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından verilen ilanda, 2024/314 Esas numarası ile görülen mirasçılık belgesi verilmesi talepli davada, bazı kişilere ilanen tebligat yapılması gerektiği belirtilmektedir.

Mahkeme, davacı Hatice Ceylan'ın mirasçılık belgesi talebine ilişkin olarak, miras bırakan Şevket Uzun'un mirasçılarını tespit etmeye çalışmaktadır. Şevket Uzun'un vefat ettiği ve mirasçılarının belirlenmesi amacıyla, ilgili kişilerin belirli bir süre içinde mahkemeye başvurmaları istenmektedir.

İlgili Kişiler ve Süre:

• Miras bırakan Şevket Uzun'un mirasçıları
• İlgili kişilerin, ilanın yayın tarihinden itibaren 3 ay içinde mahkemeye başvurmaları gerekmektedir.
• Bu süre içinde başvurmayan mirasçıların, mirasçılık belgesi talebiyle ilgili olarak hak iddia edemeyecekleri belirtilmektedir.

Başvuru Yeri:

• İzmir 15. Sulh Hukuk Mahkemesi

Bu ilan, mirasçılık belgesi talebine ilişkin yasal bir süreç olup, ilgili kişilerin belirtilen süre içinde mahkemeye başvurmaları önemlidir.