Kurban Bayramı'nda kesilen etin sağlıklı bir şekilde tüketilmesi için kesimden hemen sonra yapılması gerekenler büyük önem taşıyor. Etin bozulmaması ve besin değerini koruması için dikkat edilmesi gereken adımlar şunlardır:

• Etin Dinlendirilmesi: Kesimden sonra etin hemen buzdolabına konulmaması gerekiyor. Etin oda sıcaklığında birkaç saat dinlendirilmesi, rigor mortis (ölüm katılığı) sürecinin tamamlanmasına yardımcı olur. Bu süreç, etin daha yumuşak ve lezzetli olmasını sağlar.
• Doğru Parçalama ve Paketleme: Etin büyük parçalar halinde değil, tüketilecek miktarlarda küçük parçalar halinde paketlenmesi önemlidir. Bu, etin daha hızlı soğumasını ve çözülmesini sağlar. Paketleme için hava almayan, gıdaya uygun poşetler veya kaplar kullanılmalıdır.
• Buzdolabında Saklama Koşulları: Etin buzdolabında doğru sıcaklıkta saklanması gerekir. Buzdolabının sıcaklığı 0-4°C arasında olmalıdır. Etler, buzdolabının en soğuk bölümünde, tercihen sebzelik kısmının üzerinde saklanmalıdır.
• Hızlı Soğutma: Etin mümkün olduğunca hızlı bir şekilde soğutulması, bakteri üremesini engeller. Bunun için etleri buzdolabına yerleştirmeden önce soğuk bir yerde (örneğin, buz aküsü üzerinde) bekletmek faydalı olabilir.
• Pişirme Yöntemleri: Etin doğru şekilde pişirilmesi de önemlidir. Etin iç sıcaklığının yeterli seviyeye ulaşması, zararlı bakterilerin ölmesini sağlar. Özellikle kıyma gibi ürünlerin iyice pişirilmesi gerekmektedir.

Bu adımlara dikkat ederek, kurban etinin sağlıklı ve güvenli bir şekilde tüketilmesini sağlayabilirsiniz. Etin tazeliğini ve besin değerini korumak için hijyen kurallarına uymak da büyük önem taşır.

İsviçre Merkez Bankası (SNB), beklenmedik bir kararla politika faizini 25 baz puan düşürerek yüzde 1,50 seviyesine çekti. Bu karar, İsviçre'nin yaklaşık dokuz yıldır uyguladığı negatif faiz politikasından vazgeçmesinin ardından, Mart 2015'ten bu yana gerçekleştirdiği ilk faiz indirimi olma özelliğini taşıyor.

SNB'nin bu hamlesi, enflasyonla mücadelede kaydedilen ilerlemeye ve İsviçre frangının değerindeki son dönemdeki zayıflamaya bağlanıyor. Bankadan yapılan açıklamada, enflasyonun son aylarda düşüş gösterdiği ve mevcut tahminlere göre önümüzdeki yıllarda da hedefin altında kalacağı belirtildi. Bu durum, SNB'nin faiz indirimine gitmesinde önemli bir rol oynadı.

Faiz indiriminin gerekçeleri:

• Enflasyonda kaydedilen düşüş
• İsviçre frangının değer kaybı
• Ekonomik büyümenin desteklenmesi

SNB'nin faiz indirimi kararı, piyasalarda genel olarak olumlu karşılandı. Analistler, bu adımın İsviçre ekonomisini destekleyebileceğini ve diğer merkez bankaları için de bir örnek teşkil edebileceğini belirtiyor. Ancak, bazı uzmanlar, faiz indiriminin enflasyonu yeniden tetikleyebileceği ve İsviçre frangının değerini daha da düşürebileceği yönünde endişelerini dile getiriyor.

SNB, faiz kararının yanı sıra, enflasyon tahminlerini de güncelledi. Banka, 2024 yılı için enflasyon beklentisini yüzde 1,3, 2025 yılı için ise yüzde 1,1 olarak açıkladı. Bu tahminler, SNB'nin enflasyonla mücadelede başarılı olduğuna ve önümüzdeki dönemde de enflasyonun kontrol altında kalacağına inandığını gösteriyor.

Sonuç olarak: SNB'nin faiz indirimi kararı, İsviçre ekonomisi ve para politikası açısından önemli bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor. Bu adımın, İsviçre ekonomisi üzerindeki etkileri ve diğer merkez bankalarının politikalarına nasıl yansıyacağı önümüzdeki dönemde yakından takip edilecek.

Türkiye'nin yerli üretim uzun menzilli seyir füzesi, önemli bir başarıya daha imza attı. Turbojet motoruyla yapılan test atışında füze, hedefi tam isabetle vurdu. Bu gelişme, Türkiye'nin savunma sanayii alanındaki yeteneklerini bir kez daha gözler önüne serdi.

Füzenin geliştirme sürecinde gelinen bu aşama, özellikle uzun menzilli ve hassas hedefleme kabiliyetleri açısından kritik öneme sahip. Turbojet motorunun entegrasyonu, füzenin menzilini ve hızını artırarak operasyonel etkinliğini önemli ölçüde yükseltiyor.

Test atışının başarıyla tamamlanması, projenin sonraki aşamalarına geçilmesi için de önemli bir motivasyon kaynağı oldu. Savunma sanayii yetkilileri, bu başarının yerli mühendislik ve teknoloji alanındaki yetkinliğin bir göstergesi olduğunu vurguladı.

Füzenin sahip olduğu gelişmiş seyrüsefer sistemleri ve hedef tespit teknolojileri, zorlu koşullarda dahi yüksek hassasiyetle hedefleri vurabilmesini sağlıyor. Bu özellikler, füzenin potansiyel kullanım alanlarını genişletirken, Türkiye'nin caydırıcılık gücüne de önemli katkılar sunuyor.

Projenin ilerleyen aşamalarında, füzenin farklı platformlara entegrasyonu ve çeşitli harp başlıklarıyla donatılması gibi çalışmaların yapılması planlanıyor. Bu sayede, füzenin farklı operasyonel ihtiyaçlara cevap verebilmesi ve etkinliğinin artırılması hedefleniyor.

• Yerli üretim: Füzenin tamamen yerli imkanlarla geliştirilmesi, Türkiye'nin dışa bağımlılığını azaltıyor.
• Turbojet motoru: Motor, füzenin menzilini ve hızını artırıyor.
• Hassas hedefleme: Gelişmiş seyrüsefer sistemleri sayesinde yüksek hassasiyetle hedef vurulabiliyor.

Türkiye otomotiv pazarında satılan her 10 araçtan 4'ünün otomatik şanzımanlı olduğu belirtiliyor. Bu durum, sürücülerin konfor ve kullanım kolaylığına verdiği önemi gösteriyor. Otomatik şanzımanlı araçların pazar payının yüksek olmasının nedenleri arasında, şehir içi trafiğinin yoğunluğu ve uzun yolculuklarda sağladığı rahatlık yer alıyor.

Otomatik şanzıman, sürücünün vites değiştirme zorunluluğunu ortadan kaldırarak sürüş deneyimini daha keyifli hale getiriyor. Özellikle büyük şehirlerdeki trafik sıkışıklığı düşünüldüğünde, otomatik vitesin sunduğu avantajlar daha da belirginleşiyor. Bu nedenle, otomatik şanzımanlı araçlar, özellikle şehir içinde yaşayan ve sık sık trafikle karşılaşan sürücüler tarafından tercih ediliyor.

Araştırmalar, otomatik şanzımanlı araçların sadece konfor sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda yakıt verimliliği açısından da avantajlı olabileceğini gösteriyor. Gelişen teknoloji ile birlikte, bazı otomatik şanzıman sistemleri, manuel şanzımanlı araçlara kıyasla daha az yakıt tüketebiliyor. Bu da otomatik şanzımanlı araçların tercih edilme nedenlerinden birini oluşturuyor.

Otomatik şanzımanlı araçların avantajları:

• Sürüş konforu
• Trafikte kolay kullanım
• Yakıt verimliliği (bazı modellerde)
• Daha az yorucu sürüş deneyimi

Manuel şanzımanlı araçların avantajları:

• Daha düşük maliyet
• Daha fazla kontrol hissi
• Daha basit mekanizma

Sonuç olarak, Türkiye otomotiv pazarında otomatik şanzımanlı araçların yüksek oranda tercih edilmesi, sürücülerin konfor ve kullanım kolaylığına verdiği önemin bir göstergesi olarak değerlendirilebilir. Ancak manuel şanzımanlı araçlar da özellikle maliyet ve kontrol hissi gibi avantajları nedeniyle hala önemli bir pazar payına sahip.

Türkiye'nin belirli bir üründeki ihracat harcamaları son dört ayda 103 milyon TL'ye ulaştı. Bu durum, söz konusu ürünün üretim ve ihracat süreçlerinde yaşanan maliyet artışlarını gözler önüne seriyor.

İhracat harcamalarındaki bu yükselişin nedenleri arasında hammadde fiyatlarındaki artış, enerji maliyetlerindeki yükselme ve lojistik giderlerindeki artışlar yer alıyor. Üreticiler, artan maliyetleri dengelemek için farklı stratejiler uygulamaya çalışıyorlar. Ancak, maliyet artışlarının ürün fiyatlarına yansıması kaçınılmaz hale geliyor.

Bu durum, Türkiye'nin ihracat rekabet gücünü olumsuz etkileyebilir. İhracatçıların, maliyetleri düşürmek ve verimliliği artırmak için daha fazla çaba göstermesi gerekiyor. Ayrıca, devletin de ihracatçıları destekleyici politikalar uygulaması önem taşıyor.

İhracat harcamalarındaki artışın sektörel bazda etkileri de farklılık gösteriyor. Bazı sektörler, maliyet artışlarını daha kolay absorbe edebilirken, bazı sektörler daha fazla zorlanıyor. Bu durum, sektörler arasındaki rekabet dengesini de değiştirebilir.

Uzmanlar, ihracat harcamalarındaki artışın geçici bir durum olmadığını ve önümüzdeki dönemde de devam edebileceğini belirtiyorlar. Bu nedenle, ihracatçıların ve devletin bu duruma karşı hazırlıklı olması gerekiyor.

• Hammadde fiyatlarındaki artış
• Enerji maliyetlerindeki yükselme
• Lojistik giderlerindeki artış

1. Maliyetleri düşürmek
2. Verimliliği artırmak
3. Devletin desteği

Türkiye'de elektrikli otomobil satışları, 2024 yılının ilk çeyreğinde önemli bir artış gösterdi. Otomotiv Distribütörleri ve Mobilite Derneği (ODMD) verilerine göre, elektrikli otomobil satışları geçen yılın aynı dönemine kıyasla önemli ölçüde yükseldi.

Elektrikli otomobil satışlarındaki artışın nedenleri arasında şunlar bulunuyor:

• Çevresel duyarlılığın artması
• Benzin fiyatlarındaki yükseliş
• Elektrikli araç teknolojisindeki gelişmeler
• Devlet teşvikleri ve vergi avantajları

Elektrikli otomobiller, özellikle şehir içi kullanımda sunduğu avantajlar nedeniyle tercih ediliyor. Düşük işletme maliyetleri, sessiz sürüş deneyimi ve çevreye duyarlı olmaları, elektrikli otomobilleri cazip kılıyor.

Satışlarda öne çıkan markalar ve modeller:

• Tesla
• BYD
• MG
• BMW
• Mercedes-Benz

Türkiye'de elektrikli şarj istasyonu altyapısı da hızla gelişiyor. Özellikle büyük şehirlerde ve ana yollar üzerinde şarj istasyonlarının sayısı artıyor. Bu durum, elektrikli otomobil sahiplerinin menzil endişesini azaltıyor ve elektrikli araç kullanımını teşvik ediyor.

Otomotiv sektörü temsilcileri, elektrikli otomobil satışlarındaki artışın devam edeceğini öngörüyor. Özellikle batarya teknolojilerindeki gelişmeler ve şarj altyapısının yaygınlaşmasıyla birlikte, elektrikli otomobillerin pazar payının daha da artması bekleniyor.

Mersin'de sosyal medya platformlarında çektiği tantuni hazırlama videolarıyla ünlenen bir işletme sahibinin, at ve eşek eti kullandığı iddiasıyla soruşturma başlatıldı. İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ekipleri, gelen ihbarlar üzerine söz konusu tantunicide denetim gerçekleştirdi. Yapılan incelemelerde, işletmede bulunan etlerin at ve eşek eti olduğu tespit edildi.

Olayın ardından işletme sahibi gözaltına alınırken, Tarım ve Orman Müdürlüğü ekipleri etlere el koydu. Numuneler detaylı analiz için laboratuvara gönderildi. Mersin İl Tarım ve Orman Müdürlüğü'nden yapılan açıklamada, halk sağlığını tehdit eden bu tür usulsüzlüklere karşı denetimlerin aralıksız devam edeceği belirtildi.

İşletme sahibinin sosyal medya hesaplarında binlerce takipçisi bulunuyordu ve tantuni yapımını gösteren videoları büyük ilgi görüyordu. Ancak, yapılan bu operasyon ve ortaya çıkan sonuçlar, hem müşterilerde hem de sosyal medya kullanıcılarında büyük bir şaşkınlık ve tepkiye neden oldu. Konuyla ilgili başlatılan soruşturma devam ediyor.

Yetkililer, tüketicileri gıda güvenliği konusunda daha dikkatli olmaya çağırırken, şüpheli durumlarda Alo 174 Gıda Hattı'na ihbarda bulunulabileceğini hatırlattı. Bu olay, gıda sektöründe denetimlerin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.

DS Automobiles, Fransız zanaatkarlığını en üst düzeyde temsil eden DS N°8 modelini, Paris'teki Révélations Fuarı'nda tanıttı. Marka, bu özel modelle lüks otomobil segmentindeki iddiasını bir kez daha ortaya koyuyor.

DS N°8, Fransız lüksünü ve zanaatkarlığını simgeleyen özel bir model olarak dikkat çekiyor. Fuar boyunca sergilenen araç, ziyaretçilerden yoğun ilgi gördü. DS Automobiles, bu modelle, otomotiv dünyasında farklı bir yere sahip olmayı hedefliyor.

Révélations Fuarı, uluslararası sanat ve tasarım dünyasının önemli etkinliklerinden biri olarak kabul ediliyor. DS Automobiles'in bu fuarda yer alması, markanın sanat ve tasarım ile olan bağını güçlendiriyor. DS N°8 modelinin sergilenmesi, markanın prestijini artırmaya yönelik stratejik bir hamle olarak değerlendiriliyor.

DS Automobiles, DS N°8 ile otomotiv sektöründe yeni bir lüks anlayışı sunmayı amaçlıyor. Modelin detayları ve teknik özellikleri hakkında henüz tüm bilgiler paylaşılmamış olsa da, tasarım ve işçilik kalitesiyle dikkat çekiyor.

Fuarda sergilenen diğer otomobiller arasında DS 4, DS 7 ve DS 9 modelleri de bulunuyor. Marka, tüm bu modelleriyle Fransız zarafetini ve yenilikçiliğini temsil ediyor. DS Automobiles, gelecekte de bu tür özel projelerle adından söz ettirmeye devam edeceğini belirtiyor.

DS Automobiles'in Révélations Fuarı'ndaki varlığı, markanın sanata olan bağlılığını ve lüks otomobil segmentindeki konumunu güçlendiriyor.

Opel, Mokka GSE Rally modeliyle elektrikli rallinin geleceğine yön veriyor. Markanın açıklamasına göre, bu yeni model, ralli parkurlarında elektrikli araçların potansiyelini sergilemeyi hedefliyor.

Mokka GSE Rally, hem performansı hem de sürdürülebilirliği bir araya getirerek dikkat çekiyor. Opel, bu modelle elektrikli araç teknolojisinin ralli sporunda nasıl kullanılabileceğine dair önemli veriler elde etmeyi amaçlıyor.

Modelin teknik detayları hakkında henüz kapsamlı bilgi verilmemiş olsa da, Opel'in açıklamaları aracın yüksek performanslı bir elektrik motoruna ve özel olarak ayarlanmış bir süspansiyon sistemine sahip olacağını gösteriyor.

Opel'in motor sporlarındaki deneyimi, Mokka GSE Rally'nin geliştirilmesinde önemli bir rol oynuyor. Marka, daha önce de elektrikli araçlarla çeşitli yarışlara katılarak bu alandaki bilgi birikimini artırmıştı.

Mokka GSE Rally'nin ralli parkurlarındaki performansı, gelecekteki elektrikli ralli araçlarının tasarımına ve teknolojisine önemli katkılar sağlayabilir. Opel, bu modelle sadece bir yarış aracı geliştirmekle kalmıyor, aynı zamanda elektrikli mobiliteye olan bağlılığını da gösteriyor.

Opel, Mokka GSE Rally projesiyle, motor sporlarının geleceğinde elektrikli araçların önemli bir rol oynayacağına inanıyor. Markanın bu alandaki yatırımları ve geliştirmeleri, elektrikli ralli sporunun gelişimine katkıda bulunmayı amaçlıyor.

Mokka GSE Rally’nin tanıtımı, otomotiv dünyasında ve motor sporları camiasında büyük ilgi uyandırdı. Modelin, önümüzdeki dönemde çeşitli ralli etkinliklerinde yer alması bekleniyor.