Soner Yalçın, yazısında tanıdığı Sırrı'yı (Sırrı Süreyya Önder) anlatıyor. Yazıda, Önder'in farklı yönlerine ve çeşitli olaylardaki tutumuna değiniliyor.

Soner Yalçın'ın yazısı, Sırrı Süreyya Önder'i farklı yönleriyle ele alıyor. Yalçın, Önder'i hem 'kırmızı karanfil' hem de 'kara merhem' olarak tanımlıyor.
Yazıda, Önder'in Gezi Parkı olaylarındaki rolü ve o dönemde yaşananlar detaylı bir şekilde anlatılıyor. Sırrı Süreyya Önder'in olayların yatışmasında oynadığı arabulucu rolüne vurgu yapılıyor. Ayrıca, Önder'in o dönemde Başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı görüşmeler ve bu görüşmelerin içeriği hakkında bilgiler veriliyor.
Yalçın, Sırrı Süreyya Önder'in sadece bir siyasetçi olmadığını, aynı zamanda bir sanatçı ve entelektüel olduğunu belirtiyor. Önder'in sinema geçmişi ve kültürel birikimi de yazıda yer alıyor.
Yazıda, Önder'in Kürt meselesine yaklaşımı ve bu konudaki çabaları da değerlendiriliyor. Önder'in barış sürecindeki rolü ve bu süreçte karşılaştığı zorluklar anlatılıyor.
Soner Yalçın, yazısının sonunda Sırrı Süreyya Önder'in karmaşık ve çok yönlü bir kişiliğe sahip olduğunu, onu tam olarak anlamanın zor olduğunu ifade ediyor. Önder'in hem eleştirilmesi hem de takdir edilmesi gereken yönleri olduğunu belirtiyor.
Önder'in, bir yandan çözüm odaklı ve yapıcı bir yaklaşım sergilerken, diğer yandan sert ve eleştirel olabildiği vurgulanıyor. Bu durum, onun 'kırmızı karanfil' ve 'kara merhem' metaforlarıyla ifade edilmesine neden oluyor.