Beşiktaş Jimnastik Kulübü, kulüp tarihinin en büyük bedelli sermaye artırımını başarıyla tamamladı. Kamuyu Aydınlatma Platformu'na (KAP) yapılan açıklamaya göre, artırım mevcut ortakların rüçhan haklarının kısıtlanmaması yoluyla gerçekleştirildi.

Sermaye artırımı sürecinde, 1 TL nominal değerli 1 adet payın satış fiyatı 6,95 TL olarak belirlendi. Toplamda 1 milyar 49 milyon 999 bin 999 TL nominal değerli payın ihracı yapıldı. Bu işlem sonucunda Beşiktaş'ın çıkarılmış sermayesi 280 milyon TL'den 1 milyar 330 milyon TL'ye yükseldi.

Yapılan açıklamada, sermaye artırımından elde edilen fonun kullanım alanları da belirtildi. Buna göre:

• %75'i sportif yatırımlar ve ilişkili finansman giderlerinde,
• %25'i ise finansal borçların ödenmesinde kullanılacak.

Beşiktaş yönetimi, bu sermaye artırımının kulübün mali yapısını güçlendireceğini ve sportif hedeflere ulaşmada önemli bir katkı sağlayacağını öngörüyor. Özellikle sportif yatırımlara ayrılan büyük pay, kulübün gelecekteki transfer stratejileri ve altyapı gelişimine yönelik önemli bir kaynak oluşturacak.

Sermaye artırımının tamamlanmasıyla birlikte, Beşiktaş'ın Borsa İstanbul'daki hisseleri de yakından takip ediliyor. Yatırımcılar, kulübün mali performansını ve sportif başarılarını değerlendirerek hisse senedi alım satım kararları vereceklerdir.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, çeşitli medya kuruluşlarına ve gazetecilere ödüller dağıttı. Ödüller, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından düzenlendi. Uçakta Erdoğan'a eşlik eden gazetecilerin de ödül alması dikkat çekti.

Ödül alan bazı isimler ve kuruluşlar şu şekilde:

• Yılın Haber Sitesi: Haber7
• Uçakta bulunan gazetecilerden bazıları da ödül aldı.

Törenin detayları ve diğer ödül alanlar hakkında henüz detaylı bir açıklama yapılmadı.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'nın bu ödülleri hangi kriterlere göre dağıttığı merak konusu oldu. Özellikle, ödül alan medya kuruluşlarının ve gazetecilerin son dönemdeki yayın politikaları ve hükümetle olan ilişkileri tartışma yarattı.

Ödül töreni, bazı kesimler tarafından 'havuç medyasına ödül yağdırma' şeklinde yorumlandı.

Emma Thompson, eşi Greg Wise'ın uzun yıllardır demansla mücadelesi hakkında konuştu. Thompson, eşinin hastalığı sürecinde yaşadığı zorlukları ve duygusal deneyimlerini paylaştı. Wise'ın demans teşhisi konulduktan sonra Thompson, ona bakmakla geçen yıllar boyunca yaşadığı içsel mücadeleyi dile getirdi.

Thompson, "Hep kafamın içinde onun sesini duyuyorum: Kendi yoluna git Emma," şeklinde konuştu. Bu sözlerin, eşinin ona verdiği bir vasiyet gibi olduğunu ve kendi hayatına devam etmesi gerektiği konusunda onu cesaretlendirdiğini ifade etti.

Ünlü oyuncu, demansın sadece hastalar için değil, aynı zamanda hasta yakınları için de büyük bir yük olduğunu vurguladı. Thompson, bu süreçte yaşadığı duygusal iniş çıkışları ve eşine destek olmanın zorluklarını anlattı. Demansla mücadele eden ailelere destek çağrısında bulundu ve bu konuda farkındalık yaratmanın önemine dikkat çekti.

Thompson, "Demans, sadece hafızayı değil, kişiliği de etkiliyor. Eşinizin her gün biraz daha değiştiğini görmek çok acı verici," dedi. Bu süreçte, eşiyle olan bağını korumak ve ona sevgiyle yaklaşmak için elinden geleni yaptığını belirtti.

Son olarak, Thompson, demansla mücadele eden herkese umut ve güç diledi. Bu zorlu süreçte yalnız olmadıklarını ve destek almanın önemini vurguladı.

Ünlü oyuncu Hande Erçel, katıldığı bir davette giydiği kıyafetle dikkat çekti. Erçel'in kıyafet seçimi, sadece şıklığıyla değil, aynı zamanda pilot olan dedesine yaptığı anlamlı göndermeyle de beğeni topladı. Oyuncu, dedesinin mesleğine duyduğu saygıyı ve sevgiyi, kıyafetindeki detaylarla yansıttı.

Davette giydiği vintage tarzı kıyafet, Erçel'in hayranları tarafından büyük ilgi gördü. Elbisenin tasarımında kullanılan uçak figürleri ve pilot sembolleri, dedesine açık bir gönderme niteliği taşıyordu. Erçel, kıyafet seçimiyle hem modaya uygun bir tarz yakaladı hem de ailesine olan bağlılığını gösterdi.

Oyuncunun bu anlamlı jesti, sosyal medyada da geniş yankı buldu. Birçok kullanıcı, Erçel'in dedesine olan sevgisini ve saygısını takdir ettiğini belirten yorumlar yaptı. Kullanıcılar, Erçel'in bu davranışının, aile değerlerine verdiği önemi gösterdiğini vurguladı.

Hande Erçel, davet boyunca basın mensuplarının sorularını yanıtladı ve kıyafet seçimiyle ilgili açıklamalarda bulundu. Erçel, dedesinin hayatında önemli bir rol oynadığını ve onun anısını yaşatmak istediğini dile getirdi. "Dedem benim için her zaman bir kahraman olmuştur. Onun mesleğiyle gurur duyuyorum ve bu kıyafetle ona bir selam göndermek istedim," dedi.

Oyuncunun bu duygusal açıklaması, davetliler tarafından da büyük bir ilgiyle karşılandı. Birçok kişi, Erçel'in samimiyetini ve içtenliğini takdir ettiğini ifade etti.

Davet, Hande Erçel'in şıklığı ve anlamlı kıyafet seçimiyle hafızalara kazındı. Erçel, hem moda ikonu hem de örnek bir kişilik olarak bir kez daha adından söz ettirmeyi başardı.

Oyuncu ve sunucu olan Şebnem Özinal, uzun yıllar süren bir rahatsızlıkla mücadele etti. Bu süreçte birikimlerinin büyük bir kısmını sağlık harcamalarına ayırmak zorunda kaldı.

Özinal, sağlık sorunları nedeniyle zor günler geçirdiğini ve bu süreçte maddi anlamda da büyük kayıplar yaşadığını belirtti. Yıllarca çalışarak biriktirdiği tüm parasının doktorlara gittiğini ve sonunda ne evinin ne de parasının kaldığını ifade etti.

Tedavi sürecinin uzun ve maliyetli olması, Özinal'ın maddi kaynaklarını tüketmesine neden oldu. Bu durum, sanat camiasında ve hayranları arasında büyük üzüntüye yol açtı.

Özinal, yaşadığı zorluklara rağmen hayata tutunmaya ve yeniden toparlanmaya çalıştığını dile getirdi. Sağlığının düzelmesiyle birlikte yeniden çalışmaya başlamak ve kariyerine devam etmek istediğini söyledi.

Şebnem Özinal'ın bu açıklamaları, sağlık sorunlarının sadece fiziksel değil, aynı zamanda maddi ve manevi olarak da insanları nasıl etkileyebileceğini gözler önüne serdi.

Şarkıcı Yaşar, oğlu Tan ile olan ilişkisini ve babalık deneyimlerini samimi bir şekilde anlattı. Yaşar, Tan'ın dünyaya gelmesiyle hayatının nasıl değiştiğini ve babalığın kendisine kattığı değerleri dile getirdi.

Yaşar, oğlu Tan ile arasındaki diyalogları aktarırken, Tan'ın kendisine söylediği ilginç bir sözü de paylaştı: 'Oğlum seni ben baba yaptım'. Bu söz, baba-oğul arasındaki sevgi dolu ve esprili ilişkiyi gözler önüne seriyor.

Yaşar, babalık deneyiminin kendisini daha sabırlı, anlayışlı ve şefkatli bir insan yaptığını vurguladı. Oğlunun büyüme sürecinde ona rehberlik etmenin ve onunla birlikte öğrenmenin kendisi için çok değerli olduğunu belirtti.

Şarkıcı, ayrıca Tan'ın müzikle olan ilişkisinden de bahsetti. Tan'ın müziğe olan ilgisinin kendisini çok mutlu ettiğini ve onun müzikle iç içe büyümesinin kendisi için önemli olduğunu söyledi.

Yaşar, röportajında babalıkla ilgili duygularını ve düşüncelerini açık yüreklilikle paylaşarak, babalığın hayatındaki en önemli ve anlamlı rollerden biri olduğunu ifade etti.

Ünlü oyuncu ve yönetmen X'in vefatının ardından cenaze töreni detayları belli oldu. Cenaze töreni, X tarihinde Y Camii'nde öğle namazını müteakip kılınacak cenaze namazının ardından Z Mezarlığı'na defnedilecek.

Törene Katılım: Ailesi ve yakınları, sevenleri ve sanat camiasından birçok ismin katılımı bekleniyor. Aile, taziyeleri kabul edecek ve sevenleriyle birlikte X'e son görevlerini yerine getirecekler.

Sanat Camiasından Mesajlar: X'in vefatı, sanat dünyasında büyük bir üzüntüye yol açtı. Birçok ünlü isim, sosyal medya hesaplarından taziye mesajları yayınladı ve X'in anısını yaşatacaklarını belirtti.

X'in Mirası: X, Türk sinemasına ve tiyatrosuna önemli katkılarda bulunmuş, birçok başarılı projeye imza atmıştı. Oyuncu ve yönetmen olarak yeteneğiyle takdir toplayan X, sevenlerinin kalbinde yaşamaya devam edecek.

Cenaze Namazı: Y Camii'nde kılınacak cenaze namazına yoğun bir katılım bekleniyor. Sevenleri, X'e son görevlerini yerine getirmek için bir araya gelecekler.

Defin Yeri: Cenaze, Z Mezarlığı'nda toprağa verilecek. Aile, defin işlemlerinin ardından taziyeleri kabul etmeye devam edecek.

Anma Etkinlikleri: X'in anısını yaşatmak için çeşitli anma etkinlikleri düzenlenmesi planlanıyor. Bu etkinliklerde, X'in hayatı ve sanatına dair çeşitli sunumlar yapılacak ve eserleri sergilenecek.

Papa Francis'in sağlık sorunları ve yaşının ilerlemesi, Vatikan'da halefiyet tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Papa Francis'in yerine geçmesi muhtemel adaylar arasında Kardinal Matteo Zuppi, Kardinal Pietro Parolin ve Kardinal Luis Antonio Tagle gibi isimler öne çıkıyor. Bu kardinallerin her birinin, küresel meselelere farklı yaklaşımları bulunuyor.

Kardinal Matteo Zuppi: İtalya'nın Bologna Başpiskoposu olan Zuppi, sosyal adalet ve göçmen hakları konularında aktif bir savunucu olarak biliniyor. Fakirlikle mücadele ve marjinalize edilmiş topluluklara destek verme konularında ön plana çıkıyor. Aynı zamanda, diyalog ve uzlaşı arayışlarına önem veriyor.

Kardinal Pietro Parolin: Vatikan'ın Devlet Sekreteri olan Parolin, deneyimli bir diplomat olarak öne çıkıyor. Uluslararası ilişkilerdeki bilgi birikimi ve müzakere yeteneğiyle tanınıyor. İklim değişikliği, nükleer silahsızlanma ve dinler arası diyalog gibi konularda aktif rol oynuyor. Parolin'in, Vatikan'ın küresel arenadaki etkisini artırma hedefi taşıdığı belirtiliyor.

Kardinal Luis Antonio Tagle: Filipinler'in eski Manila Başpiskoposu olan Tagle, Asya'dan gelen önemli bir figür olarak kabul ediliyor. Göç, yoksulluk ve insan hakları gibi konularda duyarlılığıyla biliniyor. Tagle'nin, özellikle gençlerle kurduğu güçlü iletişim ve karizmatik liderlik özellikleriyle dikkat çektiği vurgulanıyor.

Bu potansiyel adayların her birinin, Papa Francis'in mirasını farklı şekillerde devam ettirebileceği belirtiliyor. Halef seçimi sürecinde, kardinallerin küresel meselelere yaklaşımları ve liderlik vasıfları önemli rol oynayacak.

İsrail, Yemen'deki hedefleri, Husilerin Tel Aviv havaalanına düzenlediği saldırıdan bir gün sonra vurdu. Euronews'in haberine göre, bu saldırı, bölgedeki gerginliği tırmandıran son olay oldu.

Husilerin Saldırısı: Husiler, Tel Aviv'deki Ben Gurion Uluslararası Havaalanı'nı hedef alan bir saldırı düzenledi. Saldırının detayları ve yol açtığı hasar hakkında henüz net bilgiler bulunmuyor, ancak İsrail bu saldırıya sert bir şekilde yanıt verme kararı aldı.

İsrail'in Misillemesi: İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF), Husilerin saldırısına karşılık olarak Yemen'deki belirli hedefleri vurdu. IDF, operasyonun amacının Husilerin askeri kapasitesini zayıflatmak ve gelecekteki saldırıları engellemek olduğunu açıkladı.

Uluslararası Tepkiler: Bölgedeki bu son gelişmeler, uluslararası toplumda endişeyle karşılandı. Birleşmiş Milletler ve çeşitli ülkeler, taraflara itidal çağrısında bulunarak gerginliğin daha da artmaması için diplomatik çözüm yollarının aranması gerektiğini vurguladı.

Bölgesel Güvenlik Endişeleri: Yemen'deki iç savaş ve Husilerin faaliyetleri, uzun süredir bölgesel güvenlik için bir tehdit oluşturuyor. İsrail'in Yemen'e yönelik bu son saldırısı, bölgedeki istikrarsızlığı daha da derinleştirebilir ve yeni çatışma alanları yaratabilir.

İsrail ve Husiler arasında artan bu gerilim, Orta Doğu'daki kırılgan güvenlik dengesini daha da tehlikeye atıyor. Önümüzdeki günlerde diplomatik girişimlerin yoğunlaşması ve tarafların sükuneti koruması, bölgedeki olası bir büyük çatışmanın önüne geçmek için kritik önem taşıyor.