Ukrayna, İstanbul'da yapılması planlanan zirve öncesinde müzakere şartlarını netleştirdi. Ukrayna kaynakları, Rusya ile olası görüşmelerde sadece Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile masaya oturacaklarını duyurdu. Bu açıklama, müzakerelerin hangi düzeyde ve kimlerle yürütüleceği konusundaki belirsizliği gidermeye yönelik bir adım olarak değerlendiriliyor.

Ukrayna'nın bu tutumu, daha önceki müzakere süreçlerinde yaşanan tıkanıklıklar ve sonuçsuz kalan görüşmeler göz önüne alındığında, müzakerelerin en üst düzeyde ve doğrudan bir şekilde yürütülmesini hedeflediğini gösteriyor. Ukrayna tarafı, Putin ile doğrudan yapılacak görüşmelerin daha hızlı ve etkili sonuçlar verebileceğine inanıyor.

İstanbul'da yapılması planlanan zirve, Rusya-Ukrayna savaşının çözümü için önemli bir fırsat olarak görülüyor. Ancak, müzakerelerin başlaması ve sonuç vermesi, her iki tarafın da tavizler vermesine ve ortak bir zeminde buluşmasına bağlı olacak. Ukrayna'nın müzakere şartlarını net bir şekilde ortaya koyması, sürecin daha şeffaf ve öngörülebilir bir şekilde ilerlemesine katkı sağlayabilir.

Ukrayna'nın müzakere şartları özetle şöyle:

• Sadece Vladimir Putin ile görüşülecek.
• Müzakerelerin amacı, savaşın sona erdirilmesi ve Ukrayna'nın toprak bütünlüğünün sağlanması.
• Ukrayna, egemenlik haklarından taviz vermeyecek.

Bu şartlar, Ukrayna'nın müzakerelere hangi çerçevede yaklaştığını açıkça ortaya koyuyor. Ancak, Rusya'nın bu şartlara ne şekilde yanıt vereceği ve müzakerelerin nasıl ilerleyeceği henüz belirsizliğini koruyor.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, terör örgütü PKK'nın fesih kararı alabileceği yönündeki iddialar üzerine dikkat çekici bir çıkış yaptı. Yavaş, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, bu türden bir gelişmenin ardından atılması gereken adımlara dair önemli bir öneri sundu.

Yavaş'ın referandum önerisi: Yavaş, olası bir fesih kararının ardından, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının tamamının katılacağı bir referandum düzenlenmesini önerdi. Bu referandumda, Kürt vatandaşların hak ve hukukunun anayasal güvenceye alınmasının oylanmasını ve alınacak kararların tüm vatandaşlar için bağlayıcı olmasını savundu.

Lozan vurgusu: Yavaş, açıklamasında Lozan Antlaşması'na da atıfta bulundu. Lozan'ın, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının tamamının eşit haklara sahip olduğunu tescil ettiğini belirtti. Bu bağlamda, Kürt vatandaşların haklarının da bu eşitlik ilkesi çerçevesinde anayasal güvenceye alınmasının önemine dikkat çekti.

Siyasi yankıları: Mansur Yavaş'ın bu çıkışı, siyasi arenada geniş yankı uyandırdı. Önerinin destekçileri, bu adımın Kürt sorununun çözümüne katkı sağlayacağını ve toplumsal barışı güçlendireceğini savunurken, eleştirenler ise terörle mücadelede taviz verilmemesi gerektiğini vurguladı. Referandum önerisi ve Lozan vurgusu, önümüzdeki günlerde siyasi tartışmaların odağında yer almaya devam edecek gibi görünüyor.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasası hakkındaki sözlerine cevap verdi. Özel, Erdoğan'ın bu konuları gündeme getirmesini eleştirdi ve Lozan Antlaşması'nın Türkiye Cumhuriyeti'nin tapusu olduğunu vurguladı.

Özel, Erdoğan'ın 'Lozan'ı yeniden müzakereye açarız' söylemlerine tepki göstererek, bu tür açıklamaların terör örgütlerinin ekmeğine yağ sürmek anlamına geldiğini belirtti. Ayrıca, 1924 Anayasası'nın da Türkiye'nin önemli bir dönüm noktası olduğunu ve bu anayasanın da hedef alınmasının kabul edilemez olduğunu ifade etti.

Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'kelime kelime müzakere edildi' sözlerine atıfta bulunarak, Lozan Antlaşması'nın ve 1924 Anayasası'nın büyük bir titizlikle hazırlandığını ve Türkiye'nin çıkarlarını koruduğunu savundu. Bu nedenle, bu konuların yeniden tartışmaya açılmasının Türkiye'ye fayda sağlamayacağını, aksine zarar vereceğini dile getirdi.

Özetle, Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Lozan ve 1924 Anayasası hakkındaki açıklamalarına karşı çıkarak, bu konuların Türkiye'nin milli menfaatleri açısından hassas olduğunu ve terör örgütlerinin hedefi haline gelmemesi gerektiğini savundu.

Prof. Dr. Naci Görür, Marmara Denizi'nde beklenen büyük deprem konusunda uzun süredir yaptığı uyarılara devam ediyor. Sabah saatlerinde meydana gelen ve İstanbul'da da hissedilen depremin ardından Görür, sosyal medya hesabı üzerinden dikkat çekici bir paylaşımda bulundu. Paylaşımında, depremin olası bir stres boşalımı olup olmadığını değerlendirdiğini belirtti.

Görür, Marmara bölgesinde 7'nin üzerinde bir deprem beklediğini hatırlatarak, bu depremin ne zaman gerçekleşeceği konusundaki belirsizliğe vurgu yaptı. Sabahki depremin, beklenen büyük Marmara depremiyle ilişkili olup olmadığına dair net bir açıklama yapmaktan kaçınan Görür, konuyu daha detaylı inceleyeceklerini ifade etti.

Prof. Dr. Görür'ün açıklamaları, Marmara bölgesinde yaşayan vatandaşlar arasında tedirginliğe yol açarken, yetkililerin ve uzmanların deprem hazırlıklarına daha fazla önem vermesi gerektiği yönündeki çağrıları da beraberinde getirdi. Özellikle binaların depreme dayanıklılığı, acil durum planlaması ve halkın bilinçlendirilmesi konularının öncelikli hale getirilmesi gerektiği vurgulanıyor.

Naci Görür'ün açıklamalarından öne çıkanlar:

• Marmara Denizi'nde 7'nin üzerinde deprem beklentisi devam ediyor.
• Sabahki depremin olası bir stres boşalımı olup olmadığı inceleniyor.
• Deprem hazırlıklarının önemi vurgulanıyor.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) faiz kararları, yatırımcılar ve ekonomistler tarafından yakından takip ediliyor. 2024 yılında uygulanan sıkı para politikası çerçevesinde faiz artışlarına giden TCMB'nin, 2025 yılındaki olası faiz kararları merak konusu.

2025 Yılı Faiz Kararı Toplantı Takvimi: TCMB'nin 2025 yılı için planlanan Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı tarihleri henüz açıklanmadı. Ancak, geçmiş yıllardaki takvimler dikkate alındığında, toplantıların genellikle aylık periyotlarla yapılması bekleniyor. Toplantı tarihleri açıklandığında, kamuoyu ile paylaşılacaktır.

Faiz Beklentileri: 2024 yılındaki enflasyonla mücadele kapsamında uygulanan sıkı para politikasının 2025 yılında da devam edip etmeyeceği, faiz oranları üzerinde belirleyici olacak. Ekonomistlerin genel beklentisi, enflasyonun seyrine bağlı olarak faiz oranlarında istikrarın korunması veya kademeli indirimlere gidilmesi yönünde. Ancak, küresel ekonomik gelişmeler ve jeopolitik riskler de faiz kararlarını etkileyebilir.

Merkez Bankası'nın Enflasyon Hedefleri: TCMB'nin temel amacı, fiyat istikrarını sağlamak ve enflasyonu belirlenen hedeflere düşürmek. Bu doğrultuda, para politikası araçlarını etkin bir şekilde kullanmaya devam edecektir. Enflasyonun düşüş trendine girmesi durumunda, faiz indirimleri gündeme gelebilir. Ancak, enflasyon beklentilerininAbove hedeflerin üzerinde seyretmesi halinde, sıkı para politikası devam edebilir.

Piyasa Beklentileri ve Yatırımcı Stratejileri: Faiz kararları, döviz kurları, hisse senedi piyasası ve tahvil piyasası gibi çeşitli yatırım araçları üzerinde etkili olabilir. Yatırımcılar, TCMB'nin faiz kararlarını yakından takip ederek, portföylerini buna göre şekillendirebilirler. Özellikle, faiz artışları tahvil getirilerini yükseltirken, faiz indirimleri hisse senedi piyasasını olumlu etkileyebilir.

Sonuç olarak, TCMB'nin 2025 yılı faiz kararları, enflasyon görünümü, küresel ekonomik koşullar ve piyasa beklentileri gibi çeşitli faktörlerin etkisi altında şekillenecektir. Yatırımcılar ve ekonomistler, bu faktörleri dikkate alarak, gelecek dönemdeki olası senaryolara hazırlıklı olmalıdır.

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) 2023-2024 eğitim öğretim yılı takvimine göre okulların kapanış tarihi ve yaz tatilinin başlangıç zamanı merak konusu. Öğrenciler ve veliler, karnelerin ne zaman verileceğini ve yaz tatilinin ne zaman başlayacağını araştırıyor. MEB tarafından yayımlanan takvime göre, 2023-2024 eğitim öğretim yılı 14 Haziran 2024 Cuma günü sona erecek.

Bu tarihte tüm öğrenciler karnelerini alarak yaz tatiline başlayacaklar. Eğitim yılının sona ermesiyle birlikte öğrenciler, yaklaşık 3 ay sürecek olan yaz tatilinde dinlenme ve eğlenme fırsatı bulacaklar.

2024-2025 eğitim öğretim yılı ise 9 Eylül 2024 Pazartesi günü başlayacak. Öğrenciler ve öğretmenler, yeni eğitim yılına bu tarihte başlayacaklar.

MEB'in belirlediği takvim çerçevesinde okullar, 14 Haziran 2024 tarihinde kapanacak ve öğrenciler yaz tatiline girecekler. Yeni eğitim öğretim yılı ise 9 Eylül 2024 tarihinde başlayacak.

Özetle:

• Okulların Kapanış Tarihi: 14 Haziran 2024 Cuma
• Karnelerin Veriliş Tarihi: 14 Haziran 2024 Cuma
• 2024-2025 Eğitim Öğretim Yılının Başlangıcı: 9 Eylül 2024 Pazartesi

Benzin ve motorin kullanıcıları için kötü haber geldi. 12 Mayıs 2024 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere benzin ve motorin fiyatlarına zam yapılması bekleniyor. Sektör kaynaklarından edinilen bilgilere göre, benzin fiyatlarında 1,5 TL ile 2 TL arasında, motorin fiyatlarında ise 1,3 TL ile 1,7 TL arasında bir artış öngörülüyor.

Bu zam öncesinde güncel benzin ve motorin fiyatları da merak konusu oldu. 11 Mayıs 2024 itibarıyla, İstanbul, Ankara ve İzmir'deki ortalama benzin ve motorin fiyatları şu şekilde:

• İstanbul: Benzin ortalama 43,50 TL, motorin ortalama 41,80 TL
• Ankara: Benzin ortalama 44,20 TL, motorin ortalama 42,50 TL
• İzmir: Benzin ortalama 44,00 TL, motorin ortalama 42,30 TL

Fiyatlar, pompa fiyatları olup, istasyonlar arasında küçük farklılıklar gösterebilir. Brent petrol fiyatlarındaki yükseliş ve döviz kurlarındaki hareketlilik bu zamların temel nedeni olarak gösteriliyor. Sürücülerin zam öncesinde yakıt depolarını doldurmaları tavsiye ediliyor.

Güncel akaryakıt fiyatlarını takip etmek ve en uygun fiyatlı istasyonları bulmak için çeşitli mobil uygulamalar ve internet siteleri bulunmaktadır.

12 Mayıs 2025 tarihinde yapılan Kabine Toplantısı'nda alınan kararlar kamuoyuna duyuruldu. Toplantıda, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durum, sağlık sektöründeki gelişmeler, eğitim alanındaki reformlar ve dış politikadaki son gelişmeler detaylı bir şekilde ele alındı.

Ekonomi alanında, enflasyonla mücadele kapsamında yeni bir dizi önlem paketi onaylandı. Bu paketin, özellikle gıda fiyatlarındaki artışı kontrol altına almayı hedeflediği belirtildi. Ayrıca, KOBİ'lere yönelik yeni kredi destek programlarının başlatılması kararlaştırıldı. Bu programlar, küçük ve orta ölçekli işletmelerin finansman ihtiyaçlarını karşılamalarına ve büyümelerine yardımcı olmayı amaçlıyor.

Sağlık sektöründe, aşı çalışmalarına hız verilmesi ve yerli aşı üretiminin desteklenmesi kararı alındı. Ayrıca, sağlık çalışanlarının özlük haklarının iyileştirilmesi ve sağlık hizmetlerinin kalitesinin artırılmasına yönelik çeşitli düzenlemeler yapılması planlanıyor.

Eğitim alanında, uzaktan eğitim altyapısının güçlendirilmesi ve öğretmenlerin mesleki gelişimine yönelik yeni programların başlatılması kararlaştırıldı. Ayrıca, öğrencilerin akademik başarılarını artırmak ve eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak amacıyla çeşitli projelerin hayata geçirilmesi planlanıyor.

Dış politika konusunda, Türkiye'nin bölgesindeki barış ve istikrarın korunmasına yönelik çabaların sürdürülmesi ve uluslararası iş birliğinin güçlendirilmesi vurgulandı. Ayrıca, Türkiye'nin Avrupa Birliği ile ilişkilerinin geliştirilmesi ve yeni ticaret anlaşmalarının yapılması için çalışmaların devam edeceği belirtildi.

Toplantıda ayrıca, terörle mücadele konusundaki kararlılık da vurgulandı ve güvenlik güçlerinin operasyonlarına aralıksız devam edeceği ifade edildi. Toplantı sonrasında yapılan açıklamada, alınan kararların ülkenin refahı ve güvenliği için hayati öneme sahip olduğu belirtildi.

CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, Habur Sınır Kapısı'nda Suriye'den gelen bir grubun neden olduğu olayları gündeme taşıdı. Tanal, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlarla, gümrük görevlilerinin ve güvenlik güçlerinin müdahalesiyle durumun kontrol altına alındığını belirtti.

Tanal, yaptığı açıklamada, “İkinci bir Habur vakası yaşanıyordu, son anda önlendi” ifadelerini kullandı. Ayrıca, benzer olayların tekrarlanmaması için yetkilileri uyardı ve gerekli önlemlerin alınması gerektiğini vurguladı.

Olayın detaylarına ilişkin net bilgiler verilmezken, Tanal'ın açıklamaları ve uyarıları, sınır kapılarında yaşanan güvenlik sorunlarına dikkat çekiyor. CHP Milletvekili, konunun takipçisi olacağını ve benzer durumların önüne geçilmesi için çaba göstereceğini belirtti.

Tanal, daha önceki açıklamalarında da sınır güvenliğinin önemine dikkat çekmiş ve yetkilileri bu konuda daha duyarlı olmaya çağırmıştı.