En güncel haberlerden anında haberdar olun. Takip Et

SEC, Altcoin ETF'lerine Yeşil Işık Yakıyor

1 dk'da okunur

ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu'nun (SEC), Ethereum ETF'lerinin ardından diğer altcoin'ler için de ETF'leri değerlendirmeye alabileceği belirtiliyor.

ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu'nun (SEC), Ethereum ETF'lerinin ardından diğer altcoin'ler için de ETF'leri değerlendirmeye alabileceği belirtiliyor.

ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC), spot Ethereum ETF'lerine onay vererek kripto para piyasasında önemli bir adım attı. Bu kararın ardından, gözler diğer altcoin'lere çevrildi. Piyasada, SEC'in gelecekte diğer altcoin'ler için de ETF'leri değerlendirebileceği yönünde beklentiler oluşmaya başladı.

SEC'in Ethereum ETF'lerine onay vermesi, kurumsal yatırımcıların kripto para piyasasına olan ilgisinin arttığının bir göstergesi olarak yorumlanıyor. Bu durum, diğer altcoin'ler için de ETF başvurularının önünü açabilir. Ancak, SEC'in her altcoin için ETF onaylayıp onaylamayacağı belirsizliğini koruyor.

Uzmanlar, SEC'in bir altcoin ETF'sini onaylaması için, o altcoin'in belirli kriterleri karşılaması gerektiğini belirtiyor. Bu kriterler arasında, piyasa değerinin yüksek olması, likiditesinin iyi olması ve manipülasyona karşı dirençli olması yer alıyor.

Ethereum ETF’lerinin onaylanma süreci ve sonrasındaki piyasa tepkisi, altcoin ETF’leri için de bir yol haritası sunabilir. SEC’in bu konudaki tutumu, kripto para piyasasının geleceği açısından kritik bir öneme sahip.

Altcoin ETF'lerinin potansiyel faydaları arasında, daha geniş bir yatırımcı kitlesinin kripto para piyasasına erişiminin kolaylaşması ve piyasaya daha fazla likidite girmesi yer alıyor. Ancak, ETF'lerin onaylanması aynı zamanda bazı riskleri de beraberinde getirebilir. Bu riskler arasında, piyasa manipülasyonu ve yatırımcıların bilinçsizce yüksek riskli altcoin'lere yatırım yapması sayılabilir.

Sonuç olarak, SEC'in altcoin ETF'lerine yeşil ışık yakıp yakmayacağı, kripto para piyasasının geleceği için önemli bir dönüm noktası olabilir. Yatırımcıların bu süreci yakından takip etmesi ve bilinçli yatırım kararları alması gerekiyor.

Son Güncelleme: 2025-06-21T15:32:24.829Z

En Son Haberler

Yaşam Haberleri

Kamburun çıktı, dik dur!

Günümüzde birçok insanın karşılaştığı sorunlardan biri olan kamburluk ve duruş bozuklukları, sadece estetik bir problem olmanın ötesinde, yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyebilecek sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Özellikle teknolojinin yaygınlaşması ve uzun süreli masa başı çalışmalarının artmasıyla birlikte, duruş bozuklukları daha da sık görülmeye başlandı.

Kamburluk Nedenleri: Kamburluğun pek çok farklı nedeni olabilmektedir. Bunlar arasında en sık rastlananlar şunlardır:

  • Yanlış duruş alışkanlıkları
  • Uzun süre masa başında eğilerek çalışmak
  • Ağır sırt çantaları taşımak
  • Genetik yatkınlık
  • Kas zayıflığı
  • Bazı hastalıklar (örneğin, Scheuermann hastalığı, osteoporoz)

Kamburluğun Sonuçları: Duruş bozuklukları ve kamburluk, zamanla çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilir:

  • Sırt, boyun ve omuz ağrıları
  • Baş ağrıları
  • Nefes almada zorluk
  • Sindirim sorunları
  • Yorgunluk
  • Kendine güvensizlik

Tedavi Yöntemleri: Kamburluk ve duruş bozukluklarının tedavisi, sorunun nedenine ve şiddetine göre değişir. Tedavi yöntemleri arasında şunlar yer alabilir:

  1. Fizik tedavi: Fizyoterapistler tarafından uygulanan egzersizler ve manuel terapi teknikleri ile duruşun düzeltilmesi ve kasların güçlendirilmesi hedeflenir.
  2. Egzersiz: Özellikle sırt ve karın kaslarını güçlendiren egzersizler, duruşun düzelmesine yardımcı olur.
  3. Duruş korseleri: Duruşu desteklemek ve düzeltmek için kullanılan korselerdir. Ancak uzun süreli kullanımları kasların zayıflamasına neden olabileceğinden, doktor kontrolünde kullanılması önemlidir.
  4. Manuel terapi: Elle yapılan çeşitli tekniklerle omurga ve eklemlerdeki kısıtlılıkların giderilmesi ve duruşun düzeltilmesi amaçlanır.
  5. Cerrahi: Nadiren, ileri düzeydeki kamburluk vakalarında cerrahi müdahale gerekebilir.

Önleme Yolları: Kamburluk ve duruş bozukluklarını önlemek için dikkat edilmesi gereken bazı noktalar şunlardır:

  • Doğru duruş alışkanlıkları edinmek
  • Ergonomik çalışma ortamı oluşturmak
  • Düzenli egzersiz yapmak
  • Ağır sırt çantaları taşımaktan kaçınmak
  • Uygun yatak ve yastık seçimi yapmak

Duruş bozuklukları ve kamburluk, tedavi edilebilir ve önlenebilir sorunlardır. Erken teşhis ve doğru tedavi yöntemleriyle, yaşam kalitesini artırmak mümkündür.

Kültür ve Sanat Haberleri

Türü yeniden ayağa kaldırmıştı

90'lı yılların popüler müzik türlerinden trip-hop'ın yeniden canlanmasında büyük rol oynayan Portishead grubunun 1994 yılında çıkardığı 'Dummy' albümü, müzik dünyasında önemli bir etki yarattı. Albüm, grubun kendine özgü karanlık ve melankolik atmosferiyle dikkat çekti ve trip-hop türünün yeniden tanımlanmasına yardımcı oldu.

Portishead, 'Dummy' albümüyle sadece ticari başarı elde etmekle kalmadı, aynı zamanda müzik eleştirmenlerinden de tam not aldı. Albüm, Mercury Ödülü'nü kazanarak grubun başarısını taçlandırdı. Grubun vokalisti Beth Gibbons'ın etkileyici sesi ve grubun deneysel müzik anlayışı, 'Dummy' albümünü diğer trip-hop albümlerinden ayırdı.

Bristol çıkışlı grup, Geoff Barrow'un yapımcılığında ve Adrian Utley'in gitarıyla benzersiz bir sound yakaladı. 'Dummy' albümü, özellikle 'Glory Times', 'Sour Times' ve 'Numb' gibi şarkılarıyla büyük beğeni topladı. Bu şarkılar, grubun melankolik ve karanlık atmosferini en iyi şekilde yansıtan eserler olarak kabul ediliyor.

Portishead'in 'Dummy' albümü, trip-hop türünün yanı sıra elektronik müzik ve alternatif rock müzik alanlarında da etkili oldu. Albüm, birçok müzisyen ve yapımcıya ilham kaynağı oldu ve günümüzde de müzikseverler tarafından dinlenmeye devam ediyor. 'Dummy', sadece bir albüm değil, aynı zamanda 90'ların müzik sahnesine damgasını vuran bir kültürel fenomen olarak kabul ediliyor.

Grubun müziği, melankoli ve hüznü bir araya getirerek dinleyicilere derin bir duygusal deneyim sunuyor. Portishead, 'Dummy' albümüyle müzik dünyasında kalıcı bir iz bıraktı ve trip-hop türünün yeniden popülerleşmesinde öncü bir rol oynadı.

Yaşam Haberleri

Miniklere oyun ailelere keyif ve lezzet

İstanbul'da ailelerin çocuklarıyla birlikte keyifli vakit geçirebileceği ve lezzetli yemekler yiyebileceği mekanlar öne çıkıyor. Bu mekanlar, hem miniklere oyun imkanı sunuyor hem de ailelere rahat bir ortam sağlıyor.

Bu mekanlardan biri, Le Petit Village. Burası, çocukların hem eğlenebileceği hem de farklı aktivitelerle vakit geçirebileceği bir alan sunuyor. Aileler de bu sırada keyifli sohbetler edebilir ve lezzetli atıştırmalıkların tadını çıkarabilirler.

Bir diğer seçenek ise, özellikle hafta sonları ailelerin tercih ettiği Bebeköy. Burada çocuklar için özel oyun alanları bulunurken, aileler de Boğaz manzarasına karşı kahvaltı veya brunch yapma imkanı buluyorlar. Mekan, hem çocukların hem de yetişkinlerin ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde tasarlanmış.

Saklı Bahçe de ailelerin sıklıkla ziyaret ettiği mekanlardan. Şehrin gürültüsünden uzak, doğayla iç içe olan bu mekanda çocuklar için geniş oyun alanları mevcut. Aileler ise bahçede oturup huzurlu bir ortamda yemek yiyebilirler.

İstanbul'da çocuk dostu mekanlar arasında yer alan bu yerler, ailelerin hem çocuklarıyla kaliteli vakit geçirmesini sağlıyor hem de kendilerine keyifli anlar yaratmalarına olanak tanıyor. Menüler genellikle çocukların damak zevkine uygun seçenekler sunarken, yetişkinler için de çeşitli lezzetler barındırıyor.

Özetle, İstanbul'da miniklere oyun, ailelere keyif ve lezzet sunan birçok mekan bulunuyor. Bu mekanlar, ailelerin hafta sonu kaçamakları veya günlük molaları için ideal seçenekler sunuyor.

Yaşam Haberleri

Değişik değişik ruh halleri

Ruh halleri, insanların hayatlarındaki iniş çıkışları ve deneyimleri yansıtan karmaşık duygusal durumlar olarak tanımlanır. Her bir duygu, farklı bir deneyimin ifadesidir ve yaşamın zenginliğini oluşturan önemli bir parçadır. Bu duygusal durumlar, bazen beklenmedik anlarda ortaya çıkarak bireylerin davranışlarını, düşüncelerini ve hatta fiziksel sağlıklarını etkileyebilir.

Ruh hallerinin çeşitliliği oldukça geniştir. Mutluluk, sevinç, huzur gibi pozitif duyguların yanı sıra, üzüntü, öfke, kaygı gibi negatif duygular da insanların yaşamlarının bir parçasıdır. Bu duyguların her biri, bireyin çevresiyle ve kendi iç dünyasıyla olan etkileşiminin bir sonucu olarak ortaya çıkar.

Ruh hallerini anlamak ve yönetmek, bireylerin psikolojik iyi oluşu için kritik öneme sahiptir. Duygusal farkındalık, yani kendi duygularını tanıma ve anlama becerisi, bu süreçte önemli bir rol oynar. Duygusal farkındalığı yüksek olan bireyler, duygularının nedenlerini daha kolay anlayabilir, duygusal tepkilerini daha etkili bir şekilde yönetebilir ve dolayısıyla daha sağlıklı ilişkiler kurabilirler.

Ruh halini etkileyen birçok faktör bulunmaktadır. Genetik yatkınlık, yaşam deneyimleri, stres, sosyal ilişkiler ve fiziksel sağlık gibi çeşitli etkenler, duygusal durumları etkileyebilir. Özellikle stresli yaşam olayları, travmalar veya kronik hastalıklar, ruh halini olumsuz yönde etkileyerek depresyon, anksiyete gibi psikolojik sorunlara yol açabilir.

Ruh halini iyileştirmek ve duygusal dengeyi sağlamak için çeşitli yöntemler bulunmaktadır. Düzenli egzersiz, sağlıklı beslenme, yeterli uyku, sosyal destek, meditasyon ve mindfulness gibi uygulamalar, duygusal iyi oluşu destekleyebilir. Ayrıca, gerektiğinde bir uzmana başvurmak ve psikoterapi almak da ruh sağlığını korumak için önemli bir adımdır.

Sonuç olarak, ruh halleri insanların yaşamlarının ayrılmaz bir parçasıdır ve duygusal deneyimlerin çeşitliliği, yaşamın zenginliğini oluşturur. Duygusal farkındalık, duygusal düzenleme becerileri ve sağlıklı yaşam alışkanlıkları, ruh sağlığını korumak ve duygusal dengeyi sağlamak için önemlidir. Unutulmamalıdır ki, her duygu değerlidir ve duygusal deneyimlerinizi anlamak ve kabul etmek, kendinizle daha derin bir bağ kurmanıza yardımcı olabilir.

Magazin Haberleri

Evrenimiz çok pozitif, biraz düşsel, bir çeşit ütopya gibi

Esra Dermancıoğlu, Hürriyet Cumartesi'ye verdiği röportajda hayatına dair çeşitli konulara değindi. Dermancıoğlu, evrenin pozitif olduğuna inandığını, bunun biraz düşsel ve ütopik bir yaklaşım olduğunu belirtti.

Oyunculuk kariyerine dair konuşan Dermancıoğlu, bir karakteri canlandırırken o karakteri savunması gerektiğini, aksi takdirde inandırıcı olamayacağını ifade etti. Kötü karakterleri oynarken bile o karakterin motivasyonunu anlamaya çalıştığını vurguladı.

Sosyal medya paylaşımlarıyla ilgili olarak, Dermancıoğlu, filtresiz ve olduğu gibi davranmayı tercih ettiğini söyledi. Kendini sansürlemediğini ve içinden geldiği gibi paylaşımlar yaptığını dile getirdi.

Dermancıoğlu, gelecekteki projeleriyle ilgili de ipuçları verdi. Yeni projelerde yer alacağını ve farklı karakterleri canlandırmaktan heyecan duyduğunu belirtti.

Hayata dair felsefesiyle ilgili olarak, Dermancıoğlu, pozitif kalmaya ve her şeyde bir güzellik bulmaya çalıştığını söyledi. Olumsuzluklardan uzak durmaya ve hayattan keyif almaya odaklandığını ifade etti.

Röportajda, Dermancıoğlu'nun samimi ve içten tavırları dikkat çekti. Hem kariyeri hem de kişisel hayatıyla ilgili açık yüreklilikle konuşması, okuyuculara kendisini daha yakından tanıma fırsatı sundu.

Kültür ve Sanat Haberleri

28 Years Later inceleme: Cesur ve etkileyici bir geri dönüş

28 Yıl Sonra, Danny Boyle'un 2002 yapımı klasiği 28 Gün Sonra'nın devamı niteliğinde. Film, zombi temasını farklı bir yaklaşımla ele alıyor ve distopik bir gelecekte hayatta kalma mücadelesini konu alıyor. İlk filmde olduğu gibi, bu yapımda da virüsün yayılmasıyla birlikte İngiltere'nin nasıl bir cehenneme döndüğü ve hayatta kalanların karşılaştığı zorluklar anlatılıyor.

Filmin yönetmen koltuğunda Nia DaCosta oturuyor ve senaryosu Boyle ve Alex Garland tarafından yazılmış. Oyuncu kadrosunda ise Jodie Comer, Aaron Taylor-Johnson ve Ralph Fiennes gibi isimler yer alıyor. Film, görsel efektleri ve gerilim dolu atmosferiyle dikkat çekiyor.

Filmin temel unsurları:

  • Virüsün yayılması ve toplumun çöküşü
  • Hayatta kalma mücadelesi
  • İnsanlığın karanlık yüzü

28 Yıl Sonra, sadece bir zombi filmi olmanın ötesinde, insan doğasına dair derin sorular soran bir yapım. Film, izleyicileri distopik bir geleceğe götürerek, hayatta kalma içgüdüsünün ne kadar güçlü olduğunu ve insanlığın ne kadar acımasız olabileceğini gösteriyor.

Filmin cesur anlatımı ve etkileyici görselliği, izleyicileri derinden etkilemeyi başarıyor. 28 Yıl Sonra, zombi türüne yeni bir soluk getirerek, türün hayranlarını memnun edecek bir yapım.

Ekonomi ve Finans Haberleri

SPIEF'e 144 ülkenin temsilcileri katıldı: Toplamda 80 milyar dolar değerinde 1060 sözleşme imzalandı

St. Petersburg Uluslararası Ekonomi Forumu (SPIEF), 144 ülkeden temsilcilerin katılımıyla gerçekleşti ve toplamda 80 milyar dolar değerinde 1060 sözleşmenin imzalanmasıyla sonuçlandı. Bu yılki forum, uluslararası iş birliği ve ekonomik kalkınma açısından önemli bir platform oluşturdu.

Forumda çeşitli sektörlerden şirketler ve hükümet temsilcileri bir araya gelerek, enerji, altyapı, teknoloji ve diğer alanlarda iş birliği anlaşmaları imzaladı. Rusya'nın ekonomik ilişkilerini çeşitlendirme ve yeni pazarlara açılma stratejisi, forumun temel odak noktalarından biriydi.

SPIEF, Rusya ekonomisinin uluslararası arenadaki yerini güçlendirmeyi ve yatırım çekmeyi hedefleyen önemli bir etkinlik olarak öne çıkıyor. İmzalanan sözleşmeler, Rusya'nın ekonomik büyümesine ve bölgesel kalkınmasına katkı sağlayacak projeleri içeriyor. Forum boyunca yapılan panel tartışmaları ve oturumlar, küresel ekonomik trendler ve iş birliği fırsatları hakkında önemli bilgiler sundu.

Forumun sonuçları, Rusya'nın uluslararası iş dünyasındaki etkinliğini ve cazibesini gösteriyor. Katılımcılar, forumun başarılı geçmesinden duydukları memnuniyeti dile getirirken, gelecekteki iş birliği olanakları konusunda da umutlu olduklarını belirttiler.

SPIEF, önümüzdeki yıllarda da uluslararası ekonomik iş birliği için önemli bir platform olmaya devam edecek. Etkinlik, farklı ülkelerden yatırımcıları ve iş insanlarını bir araya getirerek, küresel ekonomik kalkınmaya katkıda bulunmayı amaçlıyor.

Ekonomi ve Finans Haberleri

Emekli Maaşları Artıyor: Banka Promosyonlarına Temmuz Ayarı

Emekli maaşlarına yapılan zamların ardından bankaların emekli promosyonları da gündeme geldi. Milyonlarca emekli, maaşlarındaki artışın banka promosyonlarına nasıl yansıyacağını merak ediyor. Temmuz ayında bankaların promosyon tutarlarında güncelleme yapması bekleniyor.

Emekli maaşlarına yapılan zamlar, bankaların emekli promosyonlarına olan ilgiyi artırdı. Bankalar, emekli müşterilerini çekmek için çeşitli kampanyalar düzenliyor ve promosyon ödemeleri yapıyor. Ancak, maaşlardaki artışın promosyonlara yansıması beklenirken, bankaların bu konuda nasıl bir adım atacağı merak konusu.

Temmuz ayında bankaların emekli promosyonlarında yeni düzenlemeler yapması bekleniyor. Bu düzenlemelerle birlikte, emeklilerin banka promosyonlarından daha yüksek tutarlarda faydalanması hedefleniyor. Bankaların rekabet ortamında emekli müşterilerini kazanmak için daha cazip teklifler sunması bekleniyor.

Emekliler, promosyonları değerlendirirken sadece tutara değil, aynı zamanda bankaların sunduğu diğer avantajlara da dikkat etmeli. Örneğin, bazı bankalar emeklilere özel kredi imkanları, ücretsiz havale/EFT gibi ek hizmetler sunabiliyor.

Emekli maaş promosyonları genellikle 3 yıllık taahhüt karşılığında veriliyor. Emeklilerin bu taahhüt süresini de göz önünde bulundurarak karar vermesi gerekiyor. Ayrıca, promosyon ödemelerinin miktarı, emeklinin maaşının tutarına göre değişiklik gösterebiliyor.

  • Emekli maaş zammı banka promosyonlarını etkileyecek.
  • Temmuz ayında bankaların promosyonları güncellemesi bekleniyor.
  • Emekliler, promosyonları değerlendirirken sadece tutara değil, diğer avantajlara da bakmalı.
Yaşam Haberleri

Amazon Yağmur Ormanı'na Özgü Sekiz Eşsiz Meyve

Amazon yağmur ormanları, biyoçeşitliliği ile bilinir ve dünyanın başka hiçbir yerinde bulunmayan birçok bitki ve hayvan türüne ev sahipliği yapar. Bu çeşitliliğin bir parçası da, yerel halk tarafından yüzyıllardır tüketilen ancak dünya genelinde pek bilinmeyen benzersiz meyvelerdir. İşte Amazon yağmur ormanlarına özgü sekiz eşsiz meyve:

  • Cupuaçu: Kakao ile yakından ilişkili olan cupuaçu, çikolata ve ananası andıran tatlı ve keskin bir tada sahiptir. Genellikle tatlılarda, içeceklerde ve kozmetik ürünlerinde kullanılır.
  • Camu Camu: C vitamini açısından son derece zengin olan camu camu, bağışıklık sistemini güçlendirmeye yardımcı olur. Ekşi bir tada sahip olduğu için genellikle toz haline getirilerek takviye olarak veya içeceklere karıştırılarak tüketilir.
  • Açaí: Antioksidan özelliğiyle bilinen açaí, enerji verici ve sağlığa faydalı bir meyvedir. Genellikle smoothie'lerde, kaselerde ve takviye olarak kullanılır.
  • Buriti: Yüksek oranda beta karoten içeren buriti, cilt sağlığı için faydalıdır ve antioksidan özelliklere sahiptir. Yağı sıklıkla kozmetik ürünlerinde kullanılır.
  • Acerola: Kiraza benzeyen acerola, C vitamini açısından zengindir ve bağışıklık sistemini destekler. Taze olarak tüketilebildiği gibi, meyve suyu ve takviye olarak da kullanılır.
  • Guarana: Kafein içeriği yüksek olan guarana, enerji verici ve zihinsel odaklanmayı artırıcı etkilere sahiptir. Genellikle enerji içeceklerinde ve takviyelerde bulunur.
  • Jatobá: Tatlı ve unlu bir tada sahip olan jatobá, lif açısından zengindir ve sindirim sağlığını destekler. Genellikle un haline getirilerek kullanılır.
  • Maracujá do mato: Tropikal bir tada sahip olan bu meyve, genellikle meyve suyu yapımında kullanılır ve ferahlatıcı bir lezzete sahiptir.

Bu meyveler, Amazon yağmur ormanlarının sunduğu zenginliğin sadece bir kısmını temsil etmektedir. Hem lezzetleri hem de sağlık faydalarıyla dikkat çeken bu meyvelerin keşfedilmesi, bölgenin biyoçeşitliliğinin korunması ve sürdürülebilir kullanımının teşvik edilmesi açısından önemlidir.

En son bir haber, güncel haberleri takip etmenin kolay yolu. Sıcak son dakika haberleri, internet haber sitelerinde kaybolma diye haber 7/24 ayağınıza geliyor. En son haber yazıları sitemizde.