İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik'in de aralarında bulunduğu 26 kişi hakkında, sosyal medya paylaşımları nedeniyle 'halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme' suçundan 1 yıl 6 aydan 4 yıl 6 aya kadar, 'suçu ve suçluyu övme' suçundan ise 1 yıldan 7 yıl 6 aya kadar olmak üzere toplamda 15 yıl 6 aya kadar hapis cezası talep edildi.

İddianamede, şüphelilerin sosyal medya hesaplarından yaptıkları paylaşımlarla halkı kin ve düşmanlığa tahrik ettikleri, suç işlemeye alenen teşvik ettikleri ve terör örgütü propagandası yaptıkları iddia edildi. Savcılık, şüphelilerin paylaşımlarının kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlike oluşturduğunu savundu.

İddianamede yer alan bazı paylaşımların, belirli bir etnik veya dini gruba yönelik nefret söylemi içerdiği, bazı paylaşımların ise terör örgütlerinin eylemlerini meşrulaştırmaya çalıştığı belirtildi. Savcılık, bu paylaşımların toplumda infial uyandırdığını ve farklı gruplar arasında gerginliğe neden olduğunu ifade etti.

Şüphelilerin savunmalarında ise paylaşımlarının ifade özgürlüğü kapsamında olduğu, herhangi bir suç işlemeyi amaçlamadıkları ve halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmedikleri yönünde olduğu belirtildi. Ancak savcılık, şüphelilerin savunmalarını yeterli bulmayarak, delillerin toplanmış olduğunu ve yargılamanın yapılması gerektiğini vurguladı.

Davanın önümüzdeki günlerde İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye başlanması bekleniyor.

Usta sanatçı Naşit Özcan, hayatını kaybetmesinin ardından son yolculuğuna uğurlandı. Cenaze töreni, sanat dünyasından birçok önemli ismi ve sevenlerini bir araya getirdi.

Naşit Özcan için ilk tören, uzun yıllar hizmet verdiği İstanbul Devlet Tiyatrosu Mecidiyeköy Sahnesi'nde düzenlendi. Törene, Özcan'ın ailesi, dostları, meslektaşları ve çok sayıda seveni katıldı. Tören sırasında, Naşit Özcan'ın hayatından kesitlerin yer aldığı bir video gösterimi yapıldı ve sevenleri gözyaşlarına hakim olamadı.

Törende konuşma yapan Devlet Tiyatroları Genel Müdürü, Naşit Özcan'ın Türk tiyatrosuna yaptığı katkıları vurgulayarak, “Naşit Özcan, sadece bir oyuncu değil, aynı zamanda bir öğretmendi. Genç nesillere tiyatroyu sevdiren, onlara yol gösteren bir ustaydı. Onun mirası, Türk tiyatrosunda yaşamaya devam edecek” dedi.

Mecidiyeköy Sahnesi'ndeki törenin ardından, Naşit Özcan'ın cenazesi Levent Afet Yolal Camii'ne getirildi. Burada öğle namazını müteakip kılınan cenaze namazına, sanatçının ailesi, yakınları ve sevenleri katıldı. Cenaze namazının ardından, Naşit Özcan'ın naaşı Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedildi.

Naşit Özcan'ın vefatı, sanat dünyasında büyük bir üzüntüye yol açtı. Birçok ünlü isim, sosyal medya hesaplarından taziye mesajları yayınlayarak, Özcan'ın ailesine ve sevenlerine başsağlığı diledi.

Naşit Özcan, tiyatro ve sinema kariyeri boyunca birçok önemli projede yer almış, unutulmaz karakterlere hayat vermişti. Sanatçının rol aldığı yapımlar arasında, “Hababam Sınıfı”, “Gırgıriye”, “Tosun Paşa” gibi Türk sinemasının klasikleşmiş eserleri de bulunuyor. Tiyatroda ise, “Hamlet”, “Bir Yaz Gecesi Rüyası”, “Lütfen Dokunmayın” gibi oyunlarda sergilediği performanslarla büyük beğeni toplamıştı.

Naşit Özcan'ın anısı, sevenlerinin kalplerinde yaşamaya devam edecek.

Tekirdağ'ın Süleymanpaşa ilçesinde bulunan bir depoda yangın çıktı. Henüz belirlenemeyen bir nedenle çıkan yangın, kısa sürede büyüyerek deponun tamamını sardı.

Olay yerine çok sayıda itfaiye ekibi sevk edildi. İtfaiye ekiplerinin yoğun çalışmaları sonucu yangın kontrol altına alınarak söndürüldü. Yangın sonucunda depoda büyük çapta maddi hasar meydana geldi.

Yangının çıkış nedeni ile ilgili inceleme başlatıldı.

Yangın, Tekirdağ'ın Süleymanpaşa ilçesi'ne bağlı bir mahallede bulunan bir depoda meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, henüz bilinmeyen bir nedenden dolayı depoda yangın çıktı. Alevler kısa sürede tüm depoyu sararken, olay yerine çok sayıda itfaiye ekibi sevk edildi.

Ekiplerin yoğun uğraşları sonucunda yangın kontrol altına alınarak söndürüldü. Yangın sonucu depoda büyük çaplı maddi hasar oluştu. Soğutma çalışmalarının tamamlanmasının ardından yangının çıkış nedeninin belirlenmesi için çalışma başlatılacak.

Bursa'da yaşayan 74 yaşındaki Mehmet Akyol, eşi Fatma Akyol'u 5 yıl önce kaybettikten sonra, ona duyduğu özlemi farklı bir yöntemle ifade ediyor. Mehmet Akyol, dağlardaki taşlara eşinin ismini kazıyarak aşkını ölümsüzleştirmeye çalışıyor.

Eşinin vefatından sonra yalnız kalan Mehmet Akyol, bu yalnızlığı gidermek ve eşine olan sevgisini göstermek amacıyla ilginç bir yol seçti. Bursa'nın çeşitli dağlarında, özellikle de kolayca ulaşabileceği yerlerdeki taşlara 'Fatma Akyol' ismini kazıyan Mehmet Akyol, bu eylemiyle hem eşine olan bağlılığını sergiliyor, hem de dağlara bir anlam katıyor.

Mehmet Akyol, bu aktivitesini düzenli olarak sürdürüyor ve fırsat buldukça dağlara çıkarak yeni taşlara eşinin ismini yazıyor. Bu durum, çevredeki vatandaşların da dikkatini çekiyor ve takdirini kazanıyor. Akyol, eşine duyduğu özlemi bu şekilde somutlaştırarak, onun hatırasını yaşatmaya devam ediyor.

Vatandaşlar Tarafından Takdirle Karşılanıyor

Mehmet Akyol'un bu anlamlı davranışı, çevredeki insanlar tarafından büyük bir takdirle karşılanıyor. Dağlarda yürüyüş yapanlar veya piknik yapanlar, taşlara kazınmış 'Fatma Akyol' ismini gördüklerinde duygulanıyor ve Mehmet Akyol'un eşine olan sevgisine saygı duyuyorlar.

Aşkın ve Özlemin Sembolü

Mehmet Akyol'un taşlara kazıdığı isimler, sadece birer yazı olmaktan öte, aşkın ve özlemin birer sembolü haline gelmiş durumda. Bu taşlar, görenlere sevginin ne kadar güçlü ve kalıcı olabileceğini hatırlatıyor.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) rezervlerindeki düşüş eğilimi devam ediyor. 17 Mayıs ile sona eren haftada toplam rezervler bir önceki haftaya göre azalış gösterdi.

Brüt rezervler: 17 Mayıs haftasında brüt rezervler 1,5 milyar dolar azalarak 142,1 milyar dolar seviyesine geriledi. Bir önceki hafta bu rakam 143,6 milyar dolar olarak kaydedilmişti.

Net uluslararası rezervler: Net uluslararası rezervler de düşüş göstererek 23,7 milyar dolar seviyesine indi. Bu rakam, bir önceki hafta 25,6 milyar dolar olarak gerçekleşmişti.

TCMB rezervlerindeki bu düşüş, ekonomik gelişmeler ve piyasa koşullarıyla yakından ilişkili olup, gelecekteki ekonomik politikalar açısından önem taşımaktadır.

Rezervlerdeki azalışın nedenleri arasında döviz talebi, dış borç ödemeleri ve diğer finansal hareketler yer alabilir. Bu durum, Türk lirasının değeri ve enflasyon üzerinde etkili olabilir.

Kahire'nin kuruluş tarihi ve astrolojik konumunun, Mars gezegeniyle olan ilişkisi üzerine çeşitli iddialar bulunmaktadır. Şehrin kuruluş haritasında Mars'ın yükselende yer alması ve bu durumun Kahire'nin enerjisi üzerindeki etkileri tartışılmaktadır.

Kahire'nin Kuruluşu ve Mars İlişkisi:

• Kahire'nin 969 yılında kurulduğu ve bu tarihin astrolojik olarak Mars'ın etkili olduğu bir döneme denk geldiği belirtiliyor.
• Şehrin kuruluş haritasında Mars'ın yükselende olması, Kahire'nin karakterini ve enerjisini şekillendirdiği düşünülüyor.
• Astrolojiye göre Mars, savaş, enerji, tutku ve mücadele gibi kavramlarla ilişkilendirilir. Bu nedenle Kahire'nin tarihinde sıkça yaşanan çatışmalar ve hareketlilik, Mars'ın etkisiyle açıklanmaya çalışılıyor.

Mitolojik Bağlantılar:

Mars'ın mitolojideki karşılığı olan savaş tanrısı Ares'in, Kahire'nin enerjisiyle de bağlantılı olduğu iddia ediliyor. Şehrin kaotik ve hareketli yapısı, Ares'in savaşçı ruhunu yansıttığı şeklinde yorumlanıyor.

Kahire'nin Sembolizmi:

• Kahire'nin tarihi ve kültürel zenginlikleri, Mars'ın enerjisiyle birleşerek şehre özgün bir kimlik kazandırdığı düşünülüyor.
• Şehrin mimarisi, sanatı ve sosyal yaşamı, Mars'ın etkilerini taşıdığına dair çeşitli yorumlara konu oluyor.

Sonuç olarak, Kahire'nin kuruluşundan günümüze kadar geçen süreçte Mars gezegeniyle olan astrolojik ve mitolojik bağlantıları, şehrin kimliğini ve enerjisini anlamak için farklı bir bakış açısı sunuyor. Bu iddialar, astroloji ve mitolojiye ilgi duyanlar için Kahire'yi daha da ilgi çekici bir hale getiriyor.

İstanbul'un sembol lezzetlerinden biri olan balık ekmek, sadece bir yiyecek olmanın ötesinde, şehrin kültürel ve sosyal dokusunun önemli bir parçasıdır. Eminönü'nden başlayıp tüm şehre yayılan bu gelenek, seyyar satıcıların teknelerinden yükselen dumanlarla özdeşleşmiştir.

Yazıda, ilk balık ekmek satıcılarının kimler olduğu, nasıl ortaya çıktığı ve zamanla nasıl bir değişime uğradığı anlatılıyor. Özellikle 1960'lı ve 70'li yıllarda sayıları artan balık ekmek tekneleri, İstanbul'un siluetini değiştirmiş ve İstanbullular için vazgeçilmez bir lezzet durağı haline gelmiştir.

Balık ekmek, sadece karın doyurmakla kalmayıp, aynı zamanda sosyalleşme ve keyifli vakit geçirme fırsatı sunmuştur. Özellikle hafta sonları aileler ve arkadaş grupları, balık ekmek yiyerek Boğaz'ın tadını çıkarmışlardır. Ancak zamanla değişen koşullar, artan maliyetler ve bürokratik engeller, balık ekmek satıcılarını zor durumda bırakmıştır. Bir zamanlar şehrin dört bir yanında görülen balık ekmek tekneleri azalmış, yerlerini daha modern ve kurumsal işletmelere bırakmıştır.

Yazıda, balık ekmeğin sadece bir yiyecek değil, aynı zamanda bir nostalji ve hatıra olduğu vurgulanıyor. Şehrin hafızasında önemli bir yer tutan balık ekmek, geçmişten günümüze İstanbul'un değişen yüzünü ve yaşam tarzını yansıtan önemli bir simgedir. Balık ekmek kültürünün yaşatılması, şehrin kültürel mirasının korunması açısından büyük önem taşımaktadır.

İstanbul'da bir kilisede meydana gelen silahlı saldırının ardından başlatılan soruşturma çok yönlü olarak devam ediyor. Güvenlik güçleri, saldırganın iletişim ağını ve bağlantılarını detaylı bir şekilde inceliyor. Soruşturma kapsamında, saldırganın olay öncesi ve sonrasında sürekli olarak iletişim halinde olduğu tespit edilen 10 kişi mercek altına alındı.

Emniyet birimleri, bu 10 kişinin kimliklerini ve saldırıyla olan olası bağlantılarını araştırıyor. Yapılan incelemelerde, bu kişilerin saldırganla olan telefon görüşmeleri, mesajlaşmaları ve diğer iletişim kayıtları detaylı bir şekilde analiz ediliyor. Amaç, saldırının arkasındaki olası planlayıcıları ve destekçileri ortaya çıkarmak.

Soruşturmanın gizliliği nedeniyle, bu 10 kişinin kimlikleri ve ne tür bilgiler elde edildiği hakkında henüz resmi bir açıklama yapılmadı. Ancak, elde edilen bilgilerin soruşturmanın seyrini önemli ölçüde etkileyebileceği belirtiliyor.

Saldırıyla ilgili geniş çaplı operasyonlar sürerken, güvenlik güçleri olayın tüm detaylarını aydınlatmaya çalışıyor. Saldırının nedenleri, faillerin motivasyonları ve olası terör örgütü bağlantıları gibi konular titizlikle araştırılıyor.

Yetkililer, soruşturmanın en kısa sürede tamamlanarak kamuoyunun bilgilendirilmesi için çalışmaların aralıksız devam ettiğini vurguladı.

Irak'ın Erbil kentinde bulunan tarihi bir tekkede, yaklaşık 700 yıllık olduğu tahmin edilen el yazması bir şiir kitabı korunuyor. Kadiri tarikatına ait olduğu belirtilen tekkede muhafaza edilen bu nadide eser, bölgenin zengin kültürel ve tarihi mirasını gözler önüne seriyor.

Tekkenin yetkilileri, eserin içeriği ve tarihi önemi hakkında detaylı bilgi vermekten kaçınırken, kitabın büyük bir titizlikle korunduğunu vurguluyorlar. El yazması şiir kitabının, bölgedeki İslam kültürünün ve edebi geleneğinin önemli bir parçası olduğu düşünülüyor. Uzmanlar, bu tür el yazmalarının, dönemin düşünce yapısını, sanatsal eğilimlerini ve toplumsal yaşamını anlamak için değerli kaynaklar olduğunu belirtiyor.

Erbil'deki bu tekke, sadece dini bir merkez olmakla kalmayıp, aynı zamanda tarihi eserlerin ve kültürel mirasın korunmasında da önemli bir rol üstleniyor. Tekkede bulunan diğer tarihi eserler ve el yazmaları da büyük bir özenle muhafaza ediliyor. Bu tür kültürel mirasın korunması, gelecek nesillere aktarılması açısından büyük önem taşıyor.

Bölgedeki kültürel mirasın korunması için daha fazla çaba gösterilmesi gerektiği vurgulanırken, bu tür tarihi eserlerin turizme kazandırılmasının da bölge ekonomisine katkı sağlayabileceği ifade ediliyor. Erbil'deki bu tarihi tekke ve el yazması şiir kitabı, bölgenin zengin tarihini ve kültürel çeşitliliğini yansıtan önemli bir örnek olarak dikkat çekiyor.