Kim Kardashian'ın 2016 yılında Paris'te yaşadığı ve büyük yankı uyandıran mücevher soygunu davasında karar açıklandı. Soygunu gerçekleştiren ve yaşları ilerlemiş olmaları nedeniyle 'Büyükbaba soyguncuları' olarak adlandırılan sanıklar suçlu bulundu. Paris Ceza Mahkemesi'nde görülen davada, 9 sanık hırsızlık, silahlı gasp ve alıkoyma gibi çeşitli suçlardan yargılandı.

Soyguncular, Kardashian'ın kaldığı lüks apartman dairesine polis kılığına girerek girmiş ve ünlü yıldızı bağlayarak yaklaşık 10 milyon dolarlık mücevherini çalmıştı. Olay, Kardashian'ın psikolojik olarak derinden etkilenmesine neden olmuş ve bir süre sosyal hayattan uzaklaşmasına yol açmıştı.

Mahkeme, sanıkların yaşları ve geçmişleri de dikkate alarak çeşitli hapis cezaları verdi. Soygunun elebaşı olduğu iddia edilen Aomar Ait Khedache 15 yıl hapis cezasına çarptırılırken, diğer sanıklara ise 5 ila 12 yıl arasında değişen hapis cezaları verildi. Bazı sanıklar ise suç ortaklığı ve delilleri karartma gibi suçlardan hüküm giydi.

Savcılar, soyguncuların Kardashian'ın sosyal medya paylaşımlarını takip ederek nerede kaldığını ve hangi mücevherlere sahip olduğunu tespit ettiklerini belirtmişti. Soygunun planlanmasında ve uygulanmasında büyük bir titizlik gösterildiği ifade edilmişti.

Kararın ardından Kardashian'ın avukatlarından açıklama gelmezken, olayın etkileriyle başa çıkmaya çalıştığı ve adaletin yerini bulmasından memnuniyet duyduğu belirtildi.

Ryanair, ayakta yolculuk imkanı sunacağı yönündeki iddiaları yalanladı. Son günlerde bazı basın organlarında yer alan, şirketin bilet fiyatlarını düşürmek amacıyla ayakta yolculuk seçeneği sunmayı planladığı yönündeki haberler üzerine Ryanair'den açıklama geldi.

Ryanair, 24 Mayıs 2025 tarihinde çıkan haberlerde yer alan iddiaların asılsız olduğunu belirterek, böyle bir uygulamanın kesinlikle söz konusu olmadığını vurguladı. Şirket yetkilileri, yolcuların güvenliği ve konforunun öncelikleri olduğunu ve ayakta yolculuk gibi bir seçeneğin bu değerlere aykırı olduğunu ifade etti.

Haberlerde, Ryanair'in uçaklardaki koltuk sayısını artırmak ve daha fazla yolcu taşımak amacıyla ayakta yolculuk uygulamasını değerlendirdiği iddia edilmişti. Ayrıca, bu uygulamanın özellikle kısa mesafeli uçuşlarda tercih edilebileceği ve bilet fiyatlarının önemli ölçüde düşeceği öne sürülmüştü.

Ryanair'in yalanlamasıyla birlikte, ayakta yolculuk iddiaları da asılsız çıkmış oldu. Şirket, mevcut koltuk düzeniyle ve hizmet kalitesiyle yolcularına güvenli ve konforlu bir seyahat deneyimi sunmaya devam edeceğini belirtti.

Ryanair'in bu açıklaması, özellikle sık seyahat eden ve uygun fiyatlı bilet arayışında olan yolcular arasında rahatlama yarattı. Şirketin, bilet fiyatlarını düşürme stratejisi olarak farklı yöntemler üzerinde çalıştığı, ancak ayakta yolculuk gibi bir uygulamanın gündemlerinde olmadığı belirtildi.

Avrupa Birliği (AB) Dış Politika Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, Kuzey Makedonya'nın Avrupa Birliği'ne ait olduğunu ve ülkenin AB üyeliği sürecinin hızlandırılması gerektiğini belirtti. Kallas, Üsküp ziyareti sırasında yaptığı açıklamada, Kuzey Makedonya'nın AB yolunda kaydettiği ilerlemeyi takdir ettiğini ve ülkenin reform çabalarına devam etmesi gerektiğini vurguladı.

Kallas, AB'nin Kuzey Makedonya'ya verdiği desteğin süreceğini ve ülkenin AB üyeliği için gerekli adımların atılmasında yardımcı olacaklarını ifade etti. Ayrıca, Kuzey Makedonya'nın bölgesel işbirliğine olan katkısını da övdü ve ülkenin Balkanlar'da istikrarın sağlanmasında önemli bir rol oynadığını söyledi.

AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi, Kuzey Makedonya'nın karşılaştığı zorlukların farkında olduklarını ve bu zorlukların aşılması için ellerinden gelen desteği vereceklerini belirtti. Özellikle, ülkedeki hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı ve ifade özgürlüğü gibi konularda reformların hızlandırılması gerektiğini vurguladı.

Kallas, Kuzey Makedonya'nın AB üyeliği sürecinin sadece ülkenin değil, tüm bölgenin istikrarı ve refahı için önemli olduğunu sözlerine ekledi. AB'nin Balkanlar'a olan bağlılığının devam ettiğini ve bölgedeki ülkelerin AB üyeliği perspektifini desteklediklerini ifade etti.

Ziyaret kapsamında Kallas, Kuzey Makedonya Cumhurbaşkanı, Başbakanı ve diğer üst düzey yetkilileriyle bir araya gelerek, AB üyeliği sürecindeki son gelişmeleri ve gelecekte atılacak adımları görüştü.

Avrupa Birliği (AB) ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD) arasındaki ticaret görüşmelerinin ilk yarısı, taraflar arasındaki derin ayrılıklar nedeniyle çıkmaza girdi. Görüşmelerin temel amacı, Donald Trump döneminde başlayan ve iki taraf arasındaki ticari ilişkilere zarar veren anlaşmazlıkları gidermekti. Ancak, ilk tur görüşmelerde somut bir ilerleme kaydedilemedi.

Görüşmelerde öne çıkan anlaşmazlık konularından biri, tarım ürünleri ticareti oldu. ABD, AB'nin tarım ürünlerine uyguladığı yüksek tariflerden şikayetçi olurken, AB ise Amerikan tarım ürünlerinin Avrupa pazarına girişinde daha sıkı denetimler talep ediyor. Özellikle genetiği değiştirilmiş organizmalar (GDO) ve hormonlu et gibi konularda AB'nin hassasiyeti devam ediyor.

Bir diğer önemli anlaşmazlık alanı ise, dijital hizmetler vergilendirmesi. AB, büyük Amerikan teknoloji şirketlerine dijital hizmet vergisi uygulamaya koyarken, ABD bu uygulamayı ayrımcı bir politika olarak değerlendiriyor ve misilleme tehdidinde bulunuyor. Bu konuda da taraflar arasında henüz bir uzlaşı sağlanabilmiş değil.

Görüşmelerde ele alınan diğer konular şunlardı:

• Çelik ve alüminyum tarifeleri
• Hava yolu sübvansiyonları
• İklim değişikliğiyle mücadele

Taraflar, görüşmelere devam etme konusunda mutabık kalırken, gelecekteki müzakerelerin daha yapıcı bir zeminde ilerlemesi umuluyor. Ancak, mevcut durumda AB ve ABD arasındaki ticaret ilişkilerinde önemli bir iyileşme beklenmiyor.

Sonuç olarak, AB ve ABD arasındaki ticaret savaşının ilk yarısı, taraflar arasındaki derin anlaşmazlıkların devam ettiğini gösterdi. Gelecekteki görüşmelerde somut adımlar atılmazsa, iki taraf arasındaki ticari ilişkilerin daha da gerginleşmesi olası.

Güneş Sistemi'nde Plüton'un ötesinde yer alan Kuiper Kuşağı'nda yeni bir gök cismi keşfedildi. Bu keşif, bilim insanları arasında büyük heyecan yarattı. Yeni bulunan cisim, Plüton'la benzer yörünge özelliklerine sahip ve bu da Kuiper Kuşağı'ndaki cisimlerin oluşumu ve evrimi hakkında önemli ipuçları sunuyor.

Keşfedilen cismin çapı yaklaşık olarak 200 kilometre olarak tahmin ediliyor. Bu boyut, onu Kuiper Kuşağı'ndaki diğer birçok cisimden daha büyük yapıyor. Bilim insanları, bu cismin yüzey özelliklerini ve bileşimini daha detaylı incelemek için teleskoplarla gözlemler yapmaya devam ediyor.

Kuiper Kuşağı, Güneş Sistemi'nin en dış bölgelerinde yer alan ve buzlu cisimlerden oluşan bir bölge. Plüton da bu kuşağın bir üyesi. Kuiper Kuşağı'ndaki cisimlerin incelenmesi, Güneş Sistemi'nin ilk dönemlerindeki koşulları ve gezegenlerin nasıl oluştuğunu anlamamıza yardımcı oluyor.

Bu yeni keşif, Kuiper Kuşağı'ndaki cisimlerin çeşitliliğini ve karmaşıklığını bir kez daha gözler önüne seriyor. Bilim insanları, gelecekte yapılacak daha detaylı gözlemlerle bu cismin ve diğer Kuiper Kuşağı üyelerinin sırlarını çözmeyi umuyor.

Keşfin detayları, bilimsel makalelerle kamuoyuyla paylaşılacak ve gökbilimciler tarafından daha ayrıntılı bir şekilde analiz edilecek. Bu keşif, Güneş Sistemi'nin uzak bölgelerine olan ilgiyi artıracak ve gelecekteki uzay görevleri için yeni hedefler belirlemede önemli bir rol oynayabilir.

Ukrayna ve Rusya, Ukrayna'daki Güney Ukrayna Nükleer Santrali'nin vurulması konusunda karşılıklı olarak birbirlerini suçluyor. Olay, Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinin devam ettiği bir dönemde yaşandı ve nükleer tesislerin güvenliği konusunda endişeleri artırdı.

Ukrayna Enerji Bakanlığı, Rus güçlerinin santrale saldırdığını ve bunun sonucunda elektrik hatlarının zarar gördüğünü iddia etti. Bakanlık, saldırının nükleer bir felakete yol açabileceğini vurguladı.

Rusya ise Ukrayna ordusunu santrali hedef almakla suçladı. Rusya Savunma Bakanlığı, Ukrayna'nın kasıtlı olarak nükleer tesislere saldırdığını ve bu saldırıların provokasyon amaçlı olduğunu savundu.

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA), santralde herhangi bir hasar olmadığını ve radyasyon seviyelerinin normal olduğunu bildirdi. Ancak, UAEA, nükleer tesislerin güvenliğinin sağlanması için tüm taraflara itidal çağrısında bulundu.

Güney Ukrayna Nükleer Santrali, Ukrayna'nın güneyinde Mikolayiv bölgesinde bulunuyor. Santral, Ukrayna'nın elektrik ihtiyacının önemli bir bölümünü karşılıyor. Olayın ardından santralin faaliyetleri geçici olarak durduruldu.

Bu olay, Çernobil ve Zaporijya nükleer santrallerindeki daha önceki olaylarla birlikte, Ukrayna'daki nükleer tesislerin güvenliği konusunda uluslararası toplumda endişe yaratmıştır.

Türkiye'de 31 Mart yerel seçimlerinde sandıkların açılmasıyla birlikte sonuçlar netleşmeye başladı. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), ülke genelinde seçimi önde tamamladı. Özellikle büyük şehirlerdeki yarış dikkatle takip edildi.

İstanbul'da mevcut belediye başkanı Ekrem İmamoğlu, AK Parti adayı Murat Kurum'a karşı yarıştı. Sandıkların büyük bir bölümünün açılmasıyla İmamoğlu'nun önde olduğu görüldü ve sonuçlar İmamoğlu'nun zaferini ilan etti. Ankara'da da benzer bir tablo yaşandı ve mevcut belediye başkanı Mansur Yavaş, AK Parti'nin adayı Turgut Altınok'a karşı yarışı önde tamamlayarak görevini korudu.

Seçim sonuçları, Türkiye siyaseti açısından önemli bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor. CHP'nin genel seçimlerdeki başarısızlığının ardından yerel seçimlerde elde ettiği bu başarı, partinin geleceği açısından umut verici olarak yorumlanıyor. AK Parti için ise bu sonuçlar, bir özeleştiri sürecini beraberinde getirebilir.

Seçimlerde diğer partilerin performansı da yakından izlendi. Özellikle İYİ Parti ve DEM Parti'nin aldığı oy oranları, siyasi dengeler açısından önem taşıyor. Yerel seçim sonuçlarının ardından Türkiye'nin siyasi haritası yeniden şekillenirken, partilerin önümüzdeki dönemde nasıl bir strateji izleyeceği merak konusu.

Seçim sonuçlarına ilişkin detaylı analizler ve yorumlar önümüzdeki günlerde daha da belirginleşecektir. Ancak şimdiden söylenebilir ki, 31 Mart yerel seçimleri Türkiye siyaseti için önemli bir viraj olmuştur.

Önemli şehirlerdeki sonuçlar:

• İstanbul: Ekrem İmamoğlu (CHP)
• Ankara: Mansur Yavaş (CHP)

Seçim sonuçları Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından resmi olarak açıklanacak.

Türkiye, 31 Mart 2024 tarihinde yerel seçimler için sandık başına gitti. Oy verme işleminin tamamlanmasının ardından, sandık çıkış anketleri ve ilk sonuçlar merakla bekleniyor. Özellikle büyük şehirlerdeki rekabetin yoğun olduğu belirtiliyor.

İstanbul: İstanbul'da AK Parti adayı Murat Kurum ve CHP adayı Ekrem İmamoğlu arasındaki yarışın başa baş gittiği sandık çıkış anketlerine yansıyor. Farklı anket şirketlerinin sonuçları değişkenlik gösterse de, iki adayın da birbirine yakın oy oranlarına sahip olduğu görülüyor. Kesin sonuçlar için oy sayımının tamamlanması bekleniyor.

Ankara: Ankara'da da benzer bir durum söz konusu. AK Parti adayı Turgut Altınok ve CHP adayı Mansur Yavaş arasındaki yarışın oldukça çekişmeli geçtiği belirtiliyor. Sandık çıkış anketleri, iki adayın da birbirine yakın oranlarda oy aldığını gösteriyor. Ankara'daki sonuçlar da Türkiye genelindeki seçim sonuçları açısından büyük önem taşıyor.

İzmir: İzmir'de ise CHP'nin adayı Cemil Tugay'ın yarışı önde götürdüğü tahmin ediliyor. Ancak AK Parti'nin adayı Hamza Dağ'ın da güçlü bir performans sergilediği belirtiliyor. İzmir'deki sonuçlar da merakla takip ediliyor.

Diğer Şehirler: Diğer büyük şehirlerde de benzer şekilde heyecanlı bir bekleyiş var. Adana, Antalya, Bursa gibi şehirlerde de yarışın başa baş gittiği ifade ediliyor. Sandık çıkış anketlerinin sonuçları, kesin sonuçlar için bir fikir verse de, son kararı oy sayımı belirleyecek.

Seçim sonuçları, Türkiye'nin siyasi geleceği açısından önemli bir gösterge olacak. Özellikle büyük şehirlerdeki sonuçlar, önümüzdeki dönemde Türkiye siyasetinin nasıl şekilleneceği konusunda ipuçları verebilir.

Muharrem İnce, cumhurbaşkanı adaylığından çekildiğini açıkladı. İnce, kararını 'Memlekete faydası olacağını düşündüğüm için çekiliyorum' sözleriyle duyurdu. Yaklaşan seçimler öncesinde bu karar, siyasi arenada önemli bir gelişme olarak değerlendiriliyor.

İnce, çekilme kararının gerekçelerini açıklarken, son günlerde kendisine yönelik eleştirilere ve sosyal medyada dolaşan iddialara da değindi. Bu iddiaların asılsız olduğunu belirten İnce, yine de bu durumun seçim sürecini olumsuz etkilediğini ve bu nedenle adaylıktan çekilmenin daha doğru olacağına karar verdiğini ifade etti.

İnce'nin adaylıktan çekilmesiyle birlikte, cumhurbaşkanlığı yarışında aday sayısı azalmış oldu. Bu durumun, diğer adayların oy oranları ve seçim stratejileri üzerinde nasıl bir etki yaratacağı merakla bekleniyor. Siyasi analistler, İnce'nin seçmen tabanının hangi adaylara yöneleceği konusunda farklı tahminler yürütüyor.

Memleket Partisi lideri İnce, uzun süredir seçim kampanyası yürütüyordu ve çeşitli mitingler düzenleyerek seçmenlerle bir araya geliyordu. Adaylığı süresince, özellikle genç seçmenlere yönelik mesajlar vermeye özen gösteren İnce, eğitim, ekonomi ve teknoloji alanlarındaki projelerini anlatıyordu.

Muharrem İnce'nin adaylıktan çekilme kararı, Türkiye siyasetinde önemli bir dönüm noktası olarak kabul ediliyor. Seçimlere kısa bir süre kala yaşanan bu gelişme, siyasi partilerin ve adayların stratejilerini yeniden gözden geçirmesine neden olabilir.