Soner Yalçın, PKK'nın son açıklamalarını değerlendirirken, aklına Louis Malle'nin yönettiği 'Viva Maria!' filminin geldiğini belirtiyor ve film üzerinden bir analiz sunuyor.

Soner Yalçın, yazısında PKK'nın son dönemdeki açıklamalarını değerlendirirken, yönetmen Louis Malle'nin 1965 yapımı 'Viva Maria!' filmini anımsadığını belirtiyor. Filmde, Maria I ve Maria II adında iki kadının devrimci bir hareketi başlattığı ve bu hareketin kontrolden çıkarak şiddete evrildiği anlatılıyor.
Yalçın, PKK'nın 7 Haziran 2015 seçimlerinden sonraki 'öz yönetim' ilanlarını ve hendek savaşlarını hatırlatarak, bu türden eylemlerin örgütü nasıl bir çıkmaza sürüklediğini vurguluyor. Yazar, PKK'nın bu türden radikal çıkışlarının, örgütün tabanında ve Kürt siyasetinde nasıl bir travma yarattığına dikkat çekiyor.
Yazıda, 'Viva Maria!' filmindeki karakterlerin devrimi başlatma amaçlarının zamanla nasıl değiştiği ve şiddetin ön plana çıktığı vurgulanıyor. Yalçın, PKK'nın da benzer bir süreçten geçtiğini ve başlangıçtaki amaçlarından saparak şiddeti araç haline getirdiğini iddia ediyor.
Soner Yalçın, PKK'nın açıklamalarının ve eylemlerinin Kürt siyasetini ve bölge halkını olumsuz etkilediğini, bu nedenle örgütün geçmiş hatalarından ders çıkararak daha yapıcı bir rol üstlenmesi gerektiğini ifade ediyor.
Yazının sonunda, PKK'nın şiddet içeren eylemlerinin sadece devlete değil, aynı zamanda Kürt halkına da zarar verdiği ve bu durumun 'Viva Maria!' filmindeki kontrolden çıkan devrim sahnesini anımsattığı belirtiliyor.