Seferihisar 3. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilen ilanda, 2023/446 Esas sayılı dosya kapsamında, davalılar Murat Uysal ve Cennet Uysal aleyhine açılan tapu iptali ve tescil davasında, dava dilekçesi ve duruşma gününün davalılara tebliğ edilemediği belirtilmektedir.

İlan Detayları:

• Davalılara yapılamayan tebligat nedeniyle ilan yoluyla tebligat yapılmasına karar verilmiştir.
• Dava dilekçesi ve duruşma günü ilanen tebliğ edilmektedir.
• İlk duruşma günü 16/01/2025 tarihinde saat 10:50 olarak belirlenmiştir.
• Davalılara, duruşma gününe kadar davaya cevap dilekçesi sunabilecekleri, delillerini bildirebilecekleri ve duruşmada hazır bulunabilecekleri ihtarı yapılmıştır.
• Belirtilen gün ve saatte mahkemede hazır bulunmadıkları veya bir vekil aracılığıyla temsil edilmedikleri takdirde, yargılamaya yokluklarında devam olunacağı ve karar verileceği ihtar edilmiştir.

İlgili kişilerin belirtilen tarihte mahkemede hazır bulunmaları veya yasal temsilcilerini göndermeleri gerekmektedir. Aksi takdirde yargılamaya yokluklarında devam edilecektir.

21 yıllık evliliklerini geçtiğimiz aylarda sonlandıran ünlü oyuncu çift Tuba Ünsal ve Mirgün Cabas, boşanma süreci devam ederken karakolluk oldu. İddiaya göre çift arasında çıkan tartışma kavgaya dönüştü ve olay polise intikal etti.

Olayın Detayları: Tarafların karşılıklı şikayetçi oldukları belirtiliyor. Karakoldaki işlemlerin ardından çiftin ifadeleri alındı ve olayla ilgili soruşturma başlatıldı. Ünsal ve Cabas, 2003 yılında evlenmiş ve bu evlilikten iki çocukları olmuştu. Boşanma davasının detayları ve karakolda yaşanan olayla ilgili henüz resmi bir açıklama yapılmadı.

Çiftin boşanma kararı almasının ardından basında çeşitli spekülasyonlar yer almış, ancak taraflar konuyla ilgili net bir açıklama yapmamıştı. Karakolluk olma olayı, boşanma sürecindeki gerginliğin bir yansıması olarak değerlendiriliyor.

Tarafların Açıklamaları Bekleniyor: Olayın ardından Tuba Ünsal ve Mirgün Cabas'ın konuyla ilgili bir açıklama yapıp yapmayacağı merak konusu. Soruşturmanın sonuçları ve boşanma davasının seyrinin nasıl ilerleyeceği de yakından takip ediliyor.

Ünlü oyuncu, eski eşi ve iki kızıyla yaşadığı zorlu günlerin ardından yeniden baba olmanın sevincini yaşıyor. Bir dönem eski eşi ve kızlarının evsiz kalmasıyla gündeme gelen oyuncu, yeni bebeğiyle ilgili heyecanını dile getirdi. Oyuncunun bu mutlu haberi, hayatındaki dönüm noktalarından biri olarak değerlendiriliyor.

Oyuncunun eski eşi ve kızlarıyla yaşadığı evsizlik sorunu, kamuoyunda büyük yankı uyandırmıştı. Maddi sıkıntılar nedeniyle zor günler geçiren aileye, birçok yardımsever el uzatmıştı. Oyuncu, o dönemde ailesine destek olmaya çalışmış ancak yaşadıkları zorluklar uzun süre konuşulmuştu.

Şimdi ise oyuncu, yeni bir başlangıç yapmaya hazırlanıyor. Baba olacağını öğrenen oyuncu, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Heyecandan havalara uçuyorum” ifadelerini kullandı. Oyuncunun bu paylaşımı, takipçileri tarafından büyük ilgi gördü ve tebrik mesajlarıyla doldu.

Oyuncunun yeniden baba olacak olması, hem kendi hayatında hem de hayranları nezdinde olumlu bir etki yarattı. Geçmişte yaşanan olumsuzlukların ardından gelen bu mutlu haber, oyuncunun geleceğe umutla bakmasını sağlıyor.

Oyuncunun hayranları, sosyal medya üzerinden yaptıkları yorumlarda, oyuncuya mutluluklar dileyerek, yeni bebeğin sağlıklı bir şekilde dünyaya gelmesini temenni ettiler. Oyuncunun bu yeni başlangıcı, hayatındaki zorlu süreçlerin ardından gelen bir umut ışığı olarak değerlendiriliyor.

Hindistanlı ikiz kardeşler Kriti ve Titi Nutakki, karbondioksiti tekstil ürününe dönüştüren bir teknoloji geliştirdi. Bu yenilikçi yöntem, küresel ısınmaya karşı mücadelede önemli bir adım olarak görülüyor.

Karbondioksitin tekstil ürününe dönüştürülmesi süreci, atmosferden veya endüstriyel kaynaklardan elde edilen karbondioksitin yakalanmasıyla başlıyor. Daha sonra bu karbondioksit, özel bir kimyasal işlemden geçirilerek etilen veya diğer yapı taşlarına dönüştürülüyor. Elde edilen bu yapı taşları, polimerizasyon yoluyla polyester veya diğer tekstil liflerine dönüştürülebiliyor. Bu lifler, daha sonra geleneksel tekstil üretim yöntemleriyle kumaş haline getirilebiliyor.

Kriti ve Titi Nutakki'nin geliştirdiği teknolojinin potansiyel faydaları arasında, atmosferdeki karbondioksit seviyelerini azaltarak iklim değişikliğiyle mücadeleye katkıda bulunmak, fosil yakıtlara olan bağımlılığı azaltmak ve sürdürülebilir tekstil üretimi için yeni bir kaynak yaratmak yer alıyor. Bu teknoloji, tekstil endüstrisinin çevresel etkilerini azaltmaya yardımcı olabilir ve daha döngüsel bir ekonomi modeline geçişi destekleyebilir.

İkiz kardeşlerin bu buluşu, sürdürülebilirlik ve inovasyonun kesişim noktasında yer alıyor. Karbondioksitin bir atık olarak görülmesi yerine, değerli bir kaynağa dönüştürülmesi fikri, gelecekte diğer endüstriler için de ilham kaynağı olabilir. Bu teknoloji sayesinde, tekstil sektörü daha çevre dostu bir hale gelebilir ve küresel ısınmaya karşı mücadelede aktif bir rol oynayabilir.

Geliştirilen bu teknolojinin yaygın olarak kullanılmasıyla birlikte, tekstil ürünlerinin üretiminde kullanılan ham maddelerin kaynağı çeşitlenebilir ve fosil yakıtlara olan bağımlılık azalabilir. Bu durum, hem çevresel sürdürülebilirliği artırır hem de ekonomik açıdan daha istikrarlı bir tekstil endüstrisi yaratılmasına katkıda bulunur.

Almanya, Ukrayna'daki savaşın ardından savunma harcamalarını artırarak ordusunu güçlendirme çalışmalarına hız verdi. Ancak bu süreçte, orduda görev yapmış gazilerin yaşadığı sorunlar ve ihtiyaçlar yeterince karşılanmıyor. Muhalefet partileri ve gazileri temsil eden kuruluşlar, hükümetin gazilere yönelik politikalarını yetersiz buluyor ve daha fazla destek talep ediyor.

Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius, ordunun modernizasyonu ve personel sayısının artırılması için çeşitli planlar açıkladı. Bu planlar arasında yeni silah sistemlerinin alımı, askeri altyapının iyileştirilmesi ve askerlerin eğitimine yönelik yatırımlar bulunuyor. Ancak gazilerin rehabilitasyonu, sağlık hizmetleri ve sosyal destek gibi konularda yeterli ilerleme sağlanamadığı belirtiliyor.

Gaziler, özellikle savaş veya görev sırasında yaralanan veya travma yaşayan askerler için kapsamlı bir destek sisteminin oluşturulmasını istiyor. Mevcut durumda, gazilerin çoğu psikolojik destek, fizik tedavi ve mesleki rehabilitasyon gibi hizmetlere erişimde zorluklar yaşıyor. Ayrıca, gazilik maaşlarının yetersizliği ve sosyal haklardaki eksiklikler de eleştirilen konular arasında yer alıyor.

Almanya'da gazilere yönelik destek politikalarının iyileştirilmesi için çeşitli öneriler sunuluyor. Bu öneriler arasında, gazilerin sağlık hizmetlerine erişiminin kolaylaştırılması, gazilik maaşlarının artırılması, mesleki rehabilitasyon programlarının geliştirilmesi ve gazilere yönelik sosyal konut projelerinin hayata geçirilmesi bulunuyor. Ayrıca, toplumda gazilere yönelik farkındalığın artırılması ve gazilerin sosyal hayata entegrasyonunun desteklenmesi de önemli görülüyor.

Almanya'da ordunun güçlendirilmesi ve gazilere yönelik destek politikalarının iyileştirilmesi, ülkenin savunma kapasitesini artırmanın yanı sıra, orduda görev yapmış kişilere karşı sorumluluğunu yerine getirmesi açısından da büyük önem taşıyor.

Eski ABD Başkanı Donald Trump, İsrail ile İran arasındaki gerilime dair değerlendirmelerde bulundu ve çözüm için anlaşma yapılması gerektiği sinyalini verdi. Trump, katıldığı bir podcast yayınında bu konuya değinerek, "İran'la bir anlaşma yapmalıyız ve bunu yapacağız" şeklinde konuştu.

Trump, görev süresi boyunca İran'la nükleer anlaşmadan çekilmiş ve Tahran'a yönelik ekonomik yaptırımları yeniden uygulamaya koymuştu. İsrail ile İran arasındaki gerilim son dönemde artarken, Trump'ın bu açıklamaları dikkat çekti.

Podcast sırasında sunucunun, "İran ile İsrail arasında bir savaş mı çıkacak?" sorusuna Trump, "Bilmiyorum ama umarım olmaz" yanıtını verdi. Trump, İran'la bir anlaşma yapılması gerektiğini ve bunu başaracaklarını yineledi.

Trump'ın bu açıklamaları, ABD'nin olası dış politika değişiklikleri ve özellikle Orta Doğu'daki rolüne dair spekülasyonları beraberinde getirdi. Trump'ın daha önceki açıklamaları ve politikaları göz önüne alındığında, bu yeni yaklaşım bazı çevrelerde şaşkınlık yaratırken, diğerleri tarafından pragmatik bir çözüm arayışı olarak değerlendiriliyor.

İsrail-İran gerilimi, bölgedeki istikrarı tehdit eden önemli bir faktör olarak öne çıkıyor. Trump'ın bu çıkışı, bölgede yeni diplomatik girişimlerin başlayabileceği yönünde işaretler veriyor. Ancak, bu tür bir anlaşmanın şartları ve tarafların tavizleri konusunda henüz net bir bilgi bulunmuyor.

• Trump'ın açıklaması, İran'la nükleer anlaşmaya geri dönme olasılığını gündeme getirdi.
• İsrail'in bu olası anlaşmaya nasıl tepki vereceği merak konusu.
• Bölgedeki diğer aktörlerin (Suudi Arabistan, Türkiye vb.) bu sürece dahil olup olmayacağı belirsiz.

İsrail ile İran arasındaki artan gerilim, uluslararası toplumun dikkatini çekmiş durumda. Çatışmanın daha geniş bir bölgesel savaşa dönüşmesini engellemek amacıyla çeşitli diplomatik girişimler başlatıldı. Bu girişimlerin merkezinde, her iki ülkeyi de müzakere masasına oturtmak ve gerginliği azaltacak adımlar atmalarını sağlamak yer alıyor.

Diplomatik çabaların bir parçası olarak, Birleşmiş Milletler (BM) ve Avrupa Birliği (AB) gibi uluslararası kuruluşlar aktif rol oynuyor. BM Genel Sekreteri, taraflara itidal çağrısında bulunurken, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi de bölgedeki temaslarını sıklaştırdı. Ayrıca, bazı bölgesel aktörler de arabuluculuk tekliflerinde bulundu.

ABD'nin rolü bu süreçte kritik önem taşıyor. ABD Dışişleri Bakanı, bölgedeki müttefikleriyle temas halinde kalarak, gerginliğin düşürülmesi için çaba gösteriyor. ABD, hem İsrail'e güvenlik desteği sağlarken hem de İran'a yönelik diplomatik baskıyı sürdürüyor.

Diplomatik girişimlerin önündeki en büyük engellerden biri, her iki tarafın da güven eksikliği. İsrail, İran'ın nükleer programından ve bölgedeki vekil güçlere verdiği destekten endişe duyarken, İran ise İsrail'in bölgedeki askeri varlığından ve ABD ile olan yakın ilişkilerinden rahatsızlık duyuyor.

Uluslararası toplum, bu engelleri aşmak ve kalıcı bir çözüm bulmak için yoğun çaba harcıyor. Ancak, diplomatik sürecin ne kadar başarılı olacağı, her iki tarafın da taviz vermeye ne kadar istekli olduğuna bağlı olacak.

Önümüzdeki haftalarda diplomatik temasların daha da yoğunlaşması bekleniyor. BM Güvenlik Konseyi'nin de konuyla ilgili bir toplantı yapması gündemde. Uluslararası toplum, İsrail ve İran arasındaki gerginliği azaltmak ve bölgede istikrarı sağlamak için tüm imkanları seferber etmeye kararlı.

Rusya'nın ihracat işlemlerinde rublenin payı ilk kez yüzde 50'yi aşarak önemli bir eşiği geçti. Rusya Merkez Bankası Başkanı Elvira Nabiullina, St. Petersburg Uluslararası Ekonomi Forumu (SPIEF) sırasında yaptığı açıklamada, bu gelişmenin ülkenin dış ticarette rubleye geçiş stratejisinin başarısını gösterdiğini belirtti. Nabiullina, rublenin ihracat işlemlerindeki payının artmasının, Rus ekonomisinin dış şoklara karşı direncini artırdığını vurguladı.

Rublenin Payındaki Artışın Nedenleri:

• Batı ülkelerinin uyguladığı yaptırımlar, Rusya'yı dış ticarette alternatif ödeme yöntemlerine yöneltti.
• Rusya'nın, ticaret ortaklarıyla ruble üzerinden ödeme anlaşmaları yapması, rublenin kullanımını teşvik etti.
• Rusya Merkez Bankası'nın rubleyi destekleme politikaları, rublenin değerini istikrarlı tutmaya yardımcı oldu.

Nabiullina, ayrıca Rusya'nın ithalatında da ruble kullanımının arttığını, ancak bu alanda ihracata kıyasla daha yavaş bir ilerleme kaydedildiğini ifade etti. Rusya'nın, ticaret ortaklarıyla ulusal para birimleri üzerinden ticaret yapma çabaları devam ediyor. Bu kapsamda, Çin, Hindistan, Türkiye ve diğer bazı ülkelerle ruble ve yerel para birimleri üzerinden ticaret anlaşmaları yapıldı.

Uzmanların Yorumları:

Ekonomi uzmanları, rublenin ihracat işlemlerindeki payının artmasının, Rus ekonomisi için olumlu bir gelişme olduğunu belirtiyor. Bu durum, Rusya'nın dış ticaret bağımsızlığını artırırken, döviz kurundaki dalgalanmalardan kaynaklanan riskleri azaltıyor. Ancak, rublenin uluslararası ticarette yaygın olarak kullanılabilmesi için, Rus finans sisteminin daha da geliştirilmesi ve rublenin konvertibilitesinin artırılması gerekiyor.

Sonuç olarak, Rusya'nın ihracat işlemlerinde rublenin payının yüzde 50'yi aşması, ülkenin dış ticaret politikasında önemli bir dönüm noktası olarak kabul ediliyor. Bu gelişme, Rusya'nın ulusal para birimini güçlendirme ve dış ekonomik bağımsızlığını artırma hedeflerine yönelik atılan adımların bir sonucu olarak değerlendiriliyor.

Malatya'da, Dilek Mahallesi'nde meydana gelen yangın, otluk alanda başladıktan sonra rüzgarın etkisiyle hızla yayılarak çevredeki evlere sıçradı. Yangın, kısa sürede büyüyerek mahallede büyük paniğe neden oldu. Olay yerine çok sayıda itfaiye ekibi sevk edildi. Ekipler, alevlere müdahale ederek yangını kontrol altına almaya çalıştı.

Yangının çıkış nedeni henüz belirlenemezken, olayla ilgili inceleme başlatıldı. Yangın nedeniyle bazı evlerde maddi hasar meydana geldi. Mahalle sakinleri, yangının daha da büyümemesi için itfaiye ekiplerine yardım etti. Yetkililer, yangının kontrol altına alındığını ve soğutma çalışmalarının devam ettiğini bildirdi.

Yangınla İlgili Detaylar:

• Yangın, Dilek Mahallesi'nde otluk alanda başladı.
• Rüzgarın etkisiyle alevler evlere sıçradı.
• Olay yerine çok sayıda itfaiye ekibi sevk edildi.
• Yangın kontrol altına alındı, soğutma çalışmaları sürüyor.
• Yangının çıkış nedeni araştırılıyor.

Yangın esnasında bazı vatandaşlar evlerinden eşyalarını tahliye etmeye çalışırken, bazıları da itfaiye ekiplerine yardım etti. Yetkililer, vatandaşları dikkatli olmaları konusunda uyardı ve yangınla ilgili soruşturmanın devam ettiğini belirtti.

Yangında can kaybı yaşanmazken, maddi hasarın boyutu yapılan incelemeler sonucunda belirlenecek. Mahalle sakinleri, yetkililerden yangın önleme konusunda daha fazla önlem alınmasını talep etti.