Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder'e yönelik bir suikast planı, bir otopark görevlisinin dikkati sayesinde engellendi. Olay, Önder'in aracına yerleştirilen bir düzenekle ilgiliydi.

Olayın detaylarına göre, Önder'in aracının park halinde bulunduğu sırada, şüpheli bir düzenek fark edildi. Otopark görevlisinin durumu fark etmesi üzerine, güvenlik güçlerine haber verildi ve olay yerine uzman ekipler sevk edildi.

Yapılan incelemeler sonucunda, aracın altına yerleştirilen düzeneğin bir suikast amaçlı olduğu tespit edildi. Düzenek, uzman ekipler tarafından etkisiz hale getirildi ve olayla ilgili soruşturma başlatıldı. Soruşturma kapsamında, düzeneği yerleştiren kişi veya kişilerin kimliklerinin tespitine çalışılıyor.

Sırrı Süreyya Önder, konuyla ilgili henüz bir açıklama yapmadı. Ancak DEM Parti yetkilileri, olayın aydınlatılması ve sorumluların cezalandırılması için yetkililere çağrıda bulundu. Partililer, bu tür saldırıların demokrasiye ve siyasi özgürlüklere yönelik bir tehdit olduğunu vurguladı.

Olayla ilgili gelişmeler yakından takip edilirken, güvenlik güçleri soruşturmayı derinleştirdi. Suikast planının arkasında hangi motivasyonların olduğu ve olası bağlantılar araştırılıyor.

Bu olay, Türkiye'de siyasetçilere yönelik güvenlik tehditlerinin ciddiyetini bir kez daha gündeme getirdi. Yetkililer, benzer olayların yaşanmaması için gerekli önlemlerin alınacağını belirtti.

Soruşturma devam ederken, kamuoyu gelişmeler hakkında bilgilendirilmeye devam edilecek.

İsrail güçleri, Doğu Kudüs'te Filistinli öğrencilere hizmet veren altı Birleşmiş Milletler (BM) okulunu kapattığını duyurdu. Bu okulların kapatılma nedeni olarak, okullarda 'İsrail aleyhtarı kışkırtma' yapıldığı iddiaları öne sürüldü. BM'ye bağlı UNRWA (Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı) tarafından işletilen okulların kapatılması, bölgedeki eğitim faaliyetlerini sekteye uğratırken, Filistinli yetkililer ve uluslararası kuruluşlardan tepki geldi.

Kapatılan okulların tam olarak hangi gerekçelerle hedef alındığına dair detaylı bilgiler henüz kamuoyu ile paylaşılmadı. Ancak İsrail makamları, okullarda kullanılan ders materyallerinin ve yapılan etkinliklerin İsrail'e karşı düşmanlığı körüklediğini savunuyor. Bu durum, İsrail ile Filistin arasındaki gerginliğin eğitim alanına da yansıdığının bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.

UNRWA yetkilileri, okulların kapatılmasıyla ilgili olarak İsrail hükümetiyle görüşmelerin sürdüğünü ve eğitim faaliyetlerinin aksamaması için çözüm arayışında olduklarını belirtti. Ajans, söz konusu iddiaları titizlikle inceleyeceklerini ve gerekli önlemleri alacaklarını ifade etti. Ancak okulların ne zaman yeniden açılacağına dair henüz net bir tarih verilmedi.

Bu gelişme, Doğu Kudüs'te yaşayan Filistinli aileler arasında büyük bir endişe yaratırken, çocukların eğitim hakkının engellenmesi eleştirilere neden oluyor. Uluslararası insan hakları örgütleri, İsrail'i eğitim hakkına saygı duymaya ve okulların bir an önce yeniden açılmasını sağlamaya çağırıyor.

Olayla ilgili gelişmeler yakından takip edilirken, bölgedeki gerginliğin tırmanmaması için diplomatik çabaların yoğunlaştırılması bekleniyor.

ABD'nin gümrük vergisi politikalarının küresel ekonomik büyümeyi tehdit ettiği bir dönemde, İngiltere Merkez Bankası'nın (BoE) faiz oranı kararı piyasalar tarafından yakından izleniyor. Bankanın faiz oranlarını sabit tutması beklenirken, gelecekteki olası faiz indirimlerine dair sinyaller aranacak.

Ekonomik Belirsizlikler ve Gümrük Vergileri: ABD'nin uygulamaya koyduğu ve koymayı planladığı gümrük vergileri, dünya ticaretini olumsuz etkileyerek ekonomik büyümeyi yavaşlatma potansiyeli taşıyor. Bu durum, özellikle ihracata bağımlı ülkeler için büyük bir endişe kaynağı.

İngiltere Merkez Bankası'nın Beklentileri: BoE'nin mevcut durumda faiz oranlarını değiştirmesi beklenmiyor. Ancak, bankanın enflasyon ve büyüme tahminleri, gelecekteki para politikası kararları açısından kritik önem taşıyor. Piyasalar, BoE'nin faiz indirimlerine ne zaman başlayacağına dair ipuçları arıyor.

Piyasa Tepkileri: BoE'nin olası bir faiz indirimi sinyali vermesi durumunda, İngiliz sterlininde değer kaybı yaşanabilir. Ayrıca, hisse senedi piyasalarında da yukarı yönlü bir hareket görülebilir. Ancak, belirsizliklerin devam etmesi durumunda piyasaların temkinli bir duruş sergilemesi bekleniyor.

Enflasyon ve Büyüme Dengesi: BoE'nin karşı karşıya olduğu en büyük zorluklardan biri, enflasyonu kontrol altında tutarken ekonomik büyümeyi desteklemek. Yüksek enflasyon, faiz artırımlarını gerektirebilirken, zayıf büyüme ise faiz indirimlerini gündeme getirebilir. Bu nedenle, bankanın vereceği kararlar büyük bir dikkatle takip edilecek.

Sotheby's, Hindistan hükümetinden gelen itirazlar üzerine, 1909'da çalındığı iddia edilen tarihi Buda mücevherlerinin müzayedesini erteledi. Müzayede, 11 Haziran'da gerçekleşecekti ancak Hindistan hükümeti, mücevherlerin kökeni ve mülkiyeti konusunda endişelerini dile getirdi.

Mücevherler, antik bir Buda heykelinin parçasıydı ve 1909'da İngiliz bir albay tarafından çalındığı iddia ediliyor. Hindistan hükümeti, mücevherlerin yasadışı yollarla elde edildiğini ve Hindistan'a iade edilmesi gerektiğini savunuyor. Hindistan Kültür Bakanlığı, Sotheby's'e bir mektup göndererek müzayedenin durdurulmasını talep etti.

Sotheby's yaptığı açıklamada, Hindistan hükümetinin endişelerini ciddiye aldıklarını ve müzayedeyi ertelediklerini belirtti. Açıklamada, "Hindistan hükümeti ile yapıcı bir diyalog kurmayı ve bu önemli meselenin adil bir şekilde çözülmesini sağlamayı umuyoruz" ifadelerine yer verildi. Mücevherlerin geleceği belirsizliğini korurken, Hindistan hükümeti mücevherlerin iadesi için hukuki yollara başvurabileceğini de belirtiyor.

Söz konusu mücevherler, antik Buda heykeline ait olup, paha biçilemez tarihi ve kültürel değere sahip olarak kabul ediliyor. Mücevherlerin müzayedeye çıkarılması, Hindistan'da büyük tepkilere yol açmış ve birçok kişi mücevherlerin Hindistan'a iade edilmesi çağrısında bulunmuştu.

Müzayedenin ertelenmesi, Hindistan hükümetinin kültürel mirasını koruma konusundaki kararlılığının bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. Hindistan hükümeti, geçmişte de benzer davalarda kültürel eserlerin iadesi için çeşitli girişimlerde bulunmuştu.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun sosyal medya hesabı, 8 Mayıs 2025 tarihinde bir paylaşımı nedeniyle engellendi. İmamoğlu'nun hesabının engellenmesine neden olan paylaşımın içeriği ve engelleme sürecinin detayları merak konusu oldu.

Engellemenin Gerekçesi: İmamoğlu'nun hesabının engellenmesine gerekçe olarak gösterilen paylaşım, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından yapılan bir açıklamaya yönelikti. İmamoğlu, YSK'nın kararını eleştiren bir paylaşım yapmıştı. Bu paylaşımın ardından, bazı kişi ve kurumlar tarafından YSK'ya yapılan başvurular sonucunda, İmamoğlu'nun hesabının geçici olarak askıya alınmasına karar verildi.

Engelleme Süreci: YSK'ya yapılan başvuruların ardından, İmamoğlu'nun paylaşımı incelendi. Yapılan inceleme sonucunda, paylaşımın YSK'nın itibarını zedeleyici nitelikte olduğuna karar verildi. Bu karar doğrultusunda, İmamoğlu'nun sosyal medya hesabına erişim engeli getirildi. Engelleme kararının ardından, İmamoğlu'nun avukatları karara itiraz etti.

İmamoğlu'nun Açıklaması: Hesabının engellenmesi üzerine açıklama yapan İmamoğlu, kararın ifade özgürlüğüne aykırı olduğunu savundu. İmamoğlu, YSK'nın kararını eleştirmenin demokratik bir hak olduğunu ve bu hakkın engellenemeyeceğini belirtti. Ayrıca, hukuki yollara başvuracaklarını ve kararın iptali için mücadele edeceklerini ifade etti.

Sosyal Medya Tepkileri: İmamoğlu'nun hesabının engellenmesi, sosyal medyada geniş yankı uyandırdı. Birçok kullanıcı, karara tepki göstererek ifade özgürlüğünün önemine vurgu yaptı. Bazı kullanıcılar ise YSK'nın kararını destekleyerek, İmamoğlu'nun paylaşımının YSK'nın itibarını zedelediğini savundu.

Olayın ardından, konuyla ilgili hukuki süreç devam etmektedir. İmamoğlu'nun avukatlarının itirazı üzerine, mahkemenin vereceği karar merakla beklenmektedir.

Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niinistö, Finlandiya ve İsveç'in NATO üyeliği sürecinde Türkiye'nin vetosunun olumlu yönde ilerlediğini ifade etti. Niinistö, Yle televizyonuna verdiği demeçte, Türkiye ile yürütülen görüşmelerde ilerleme kaydedildiğini ve sürecin başından beri 'durumun çok ciddiye alındığını' vurguladı.

Niinistö, Vilnius'taki NATO zirvesinde Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı görüşmeyi olumlu olarak değerlendirdi. Erdoğan ile yaptığı telefon görüşmesinde de aynı olumlu havanın devam ettiğini belirtti. Türkiye'nin güvenlik endişelerinin giderilmesi ve Finlandiya ile İsveç'in terörle mücadeledeki taahhütlerini yerine getirmesi, vetoyu kaldırmadaki önemli faktörler olarak öne çıkıyor.

Finlandiya ve İsveç, Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinin ardından NATO üyeliğine başvurmuştu. Ancak Türkiye, özellikle İsveç'in terör örgütlerine destek verdiği gerekçesiyle üyelik başvurularına karşı çıkmıştı. Madrid'de yapılan NATO zirvesinde üç ülke arasında bir mutabakat imzalanmış olsa da, Türkiye'nin vetosu henüz kalkmış değil.

Niinistö, süreci değerlendirirken temkinli bir iyimserlik sergiliyor ve Türkiye ile diyalog kanallarının açık tutulmasının önemini vurguluyor. Finlandiya ve İsveç, Türkiye'nin güvenlik endişelerini anladıklarını ve bu konuda somut adımlar atmaya devam edeceklerini belirtiyor.

Sürecin ne zaman tamamlanacağına dair net bir tarih verilmezken, Niinistö, 'ilerlemenin devam ettiğini ve umutlu olduklarını' dile getirdi.

Türkiye, Cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimleri için sandık başında. Seçimlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu yarışıyor. Seçimler, Erdoğan'ın 22 yıllık iktidarında bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor.

Oy verme işlemleri başladı ve seçmenler oylarını kullanmaya devam ediyor. Yüksek Seçim Kurulu (YSK), seçimlerin güvenli ve şeffaf bir şekilde yürütülmesi için gerekli tüm önlemleri aldığını açıkladı.

Seçimlerde sadece cumhurbaşkanı değil, aynı zamanda 600 milletvekili de seçilecek. Milletvekili seçimlerinde, Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı başta olmak üzere birçok siyasi parti yarışıyor.

Seçim günü dikkat edilmesi gerekenler:

• Oy kullanma saatleri: 08:00 - 17:00
• Yanınızda kimliğinizin bulunması zorunludur.
• Oy pusulasına mührü bastıktan sonra katlayarak zarfa koyun.
• Zarfı sandığa attıktan sonra sandık seçmen listesinde adınızın karşısını imzalayın.

Seçim sonuçları ne zaman açıklanacak?

YSK'nın açıklamasına göre, seçim sonuçlarının açıklanma yasağı saat 21:00'de kalkacak. Ancak, YSK bu saati daha erkene çekme yetkisine sahip. Seçim sonuçları, YSK'nın resmi internet sitesinden ve televizyon kanallarından takip edilebilecek.

Seçimlerin sonuçları merakla beklenirken, siyasi analistler seçimin Türkiye'nin geleceği açısından kritik bir öneme sahip olduğunu vurguluyor.

Yurt dışında oy verme işlemleri tamamlandı. Yurt dışındaki seçmenler, oylarını bulundukları ülkelerdeki sandıklarda kullandılar. Yurt dışı oylarının Türkiye'ye getirilerek sayılması bekleniyor.

Seçim güvenliği için ülke genelinde geniş güvenlik önlemleri alındı. Polis ve jandarma ekipleri, sandıkların çevresinde ve kritik noktalarda görev yapıyor.

ABD'de üretici fiyat endeksi (ÜFE), Nisan ayında %0,5 artarak piyasa beklentilerinin üzerinde gerçekleşti. Reuters anketine katılan ekonomistler, ÜFE'nin %0,3 artacağını tahmin ediyordu. Mart ayında %0,2 düşen ÜFE, böylece yeniden yükselişe geçmiş oldu.

Yıllık bazda ise üretici enflasyonu %2,2 olarak kaydedildi. Bu veri, enflasyonun hala hedeflenen seviyenin üzerinde seyrettiğini gösteriyor.

Enerji ve gıda gibi oynak kalemlerin hariç tutulduğu çekirdek ÜFE ise aylık bazda %0,5 arttı. Bu da çekirdek enflasyonun da yükseliş eğiliminde olduğunu ortaya koyuyor.

Üretici fiyatlarındaki bu artış, tüketici fiyatlarına da yansıyarak enflasyonist baskıları artırabilir. Bu durum, ABD Merkez Bankası'nın (Fed) faiz politikası kararlarını etkileyebilir.

Ekonomistler, ÜFE verilerinin Fed'in faiz indirimlerine başlama konusunda aceleci davranmayacağını gösterdiğini belirtiyor. Yüksek enflasyon verileri, Fed'in daha temkinli bir yaklaşım sergilemesine neden olabilir.

Üretici fiyatlarındaki artışın nedenleri arasında, tedarik zincirlerindeki aksamalar ve talep artışı gösteriliyor.

Analistler, önümüzdeki aylarda enflasyon verilerinin yakından takip edileceğini ve Fed'in bu verilere göre hareket edeceğini vurguluyor.

Özetle: ABD'de üretici enflasyonu, Nisan ayında beklentilerin üzerinde arttı. Bu durum, enflasyonist baskıların devam ettiğine ve Fed'in faiz indirimlerine başlama konusunda aceleci davranmayacağına işaret ediyor.

Almanya'da koalisyon hükümetinin hazırladığı ve kamuoyunda büyük tartışmalara yol açan ısı yasa tasarısı, Federal Meclis'te yapılan oylamada kabul edildi. Tasarı, özellikle ev sahiplerini yakından ilgilendiriyor ve binalarda ısıtma sistemlerinin kademeli olarak yenilenebilir enerji kaynaklarıyla çalışacak şekilde değiştirilmesini öngörüyor. Bu durum, hem çevresel hedeflere ulaşma amacı taşıyor hem de ev sahipleri için önemli mali yükümlülükler getirebileceği endişesini beraberinde getiriyor.

Yasa tasarısı, Federal Meclis'te yapılan oylamada Sosyal Demokrat Parti (SPD), Yeşiller ve Hür Demokrat Parti (FDP) oylarıyla kabul edildi. Muhalefet partileri ise tasarıya şiddetle karşı çıktı. Hristiyan Demokrat Birlik (CDU/CSU) ve aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partileri, tasarının mali yükümlülükler getireceğini ve mülk sahiplerini olumsuz etkileyeceğini savundu.

Yasanın temel amacı, Almanya'nın iklim hedeflerine ulaşmasına katkıda bulunmak. Binaların ısıtılmasından kaynaklanan sera gazı emisyonlarını azaltmayı hedefleyen tasarı, mevcut ısıtma sistemlerinin yenilenebilir enerji kaynaklarıyla uyumlu hale getirilmesini zorunlu kılıyor. Bu kapsamda, güneş enerjisi, ısı pompaları ve biyokütle gibi alternatif enerji kaynaklarının kullanımının teşvik edilmesi planlanıyor.

Tasarıya yönelik eleştirilerin başında, özellikle dar gelirli ev sahipleri için getireceği mali yükümlülükler geliyor. Muhalefet partileri, hükümetin bu konuda yeterli destek sağlamadığını ve tasarının sosyal adaletsizliği artırabileceğini savunuyor. Hükümet ise, ev sahiplerine yönelik çeşitli teşvikler ve finansman olanakları sunarak bu endişeleri gidermeye çalıştığını belirtiyor.

Yasa tasarısının kabul edilmesiyle birlikte, önümüzdeki dönemde Almanya'da ısıtma sistemlerinin dönüşümü konusunda önemli adımlar atılması bekleniyor. Ancak, tasarının uygulanması sürecinde karşılaşılabilecek zorluklar ve mali yükümlülükler, tartışmaların devam etmesine neden olabilir.