Avrupa Birliği'nde 17 yıldır bekleyen ayrımcılık karşıtı yasa tasarısı, üye devletler arasındaki anlaşmazlıklar nedeniyle çıkmaza girdi. Tasarı, iş hayatı dışında da ayrımcılığı yasaklamayı hedefliyordu.

Avrupa Birliği'nde 2008 yılında gündeme gelen ve iş hayatı dışındaki alanlarda da ayrımcılığı yasaklamayı amaçlayan ayrımcılık karşıtı yasa tasarısı, 17 yıldır üye devletler arasındaki görüş ayrılıkları nedeniyle bir türlü hayata geçirilemedi. Euronews'in özel haberine göre, tasarının geleceği belirsizliğini koruyor.
Tasarı, ırk, din, yaş, cinsiyet veya cinsel yönelim gibi nedenlerle ayrımcılığa maruz kalan bireylerin korunmasını amaçlıyordu. Ancak, bazı üye devletler tasarının ulusal yasal düzenlemeleriyle çeliştiğini veya aşırı yük getireceğini savunarak çekincelerini dile getirdi. Özellikle sosyal güvenlik, eğitim ve sağlık gibi alanlarda, ulusal politikaların AB düzeyinde düzenlenmesine karşı çıkılıyor.
Tasarıyı destekleyenler, ayrımcılığın AB'nin temel değerleriyle bağdaşmadığını ve tüm üye devletlerde eşit koruma sağlanması gerektiğini vurguluyor. Karşı çıkanlar ise, subsidiarite ilkesine (yetkinin mümkün olduğunca yerel düzeyde kalması) dayanarak, bu tür düzenlemelerin ulusal düzeyde yapılması gerektiğini savunuyor.
Gelinen noktada, tasarının yeniden canlandırılması için siyasi iradeye ihtiyaç duyuluyor. Avrupa Parlamentosu'nun baskısı ve sivil toplum örgütlerinin kampanyaları devam etse de, üye devletler arasındaki uzlaşmazlık aşılamadığı takdirde, tasarının rafa kaldırılma ihtimali bulunuyor. Bu durum, AB'nin ayrımcılıkla mücadele konusundaki kararlılığına dair soru işaretleri yaratıyor.
Tasarı ile ilgili müzakerelerin geleceği hakkında henüz net bir takvim bulunmuyor. Avrupa Komisyonu'nun yeni bir strateji geliştirerek üye devletler arasındaki farklılıkları gidermeye çalışması bekleniyor.