Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı (T3 Vakfı) ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın öncülüğünde organize edilen TEKNOFEST Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), büyük bir katılımla sona erdi. Festivali, dört gün boyunca toplamda 225 bin kişi ziyaret etti.

TEKNOFEST KKTC, teknoloji meraklılarını, girişimcileri ve gençleri bir araya getirerek, çeşitli etkinliklere ev sahipliği yaptı. Festival kapsamında, teknoloji yarışmaları, hava gösterileri, konserler, paneller ve söyleşiler düzenlendi. Ayrıca, birçok kurum ve kuruluş stant açarak, ürünlerini ve projelerini sergiledi.

Festivalin ziyaretçi sayısı, organizasyonun başarısını gözler önüne serdi. TEKNOFEST KKTC, KKTC'de teknolojiye olan ilgiyi artırmanın yanı sıra, ülkenin tanıtımına da önemli katkı sağladı.

T3 Vakfı ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı yetkilileri, festivalin başarılı geçmesinden duydukları memnuniyeti dile getirdiler. Yetkililer, TEKNOFEST'in Türkiye ve KKTC arasındaki iş birliğini güçlendirdiğini ve gençlerin teknolojiye olan ilgisini artırdığını belirttiler.

TEKNOFEST KKTC'nin önümüzdeki yıllarda da düzenlenmesi planlanıyor. Festivalin, teknoloji alanındaki gelişmeleri takip etmek ve gençleri bu alana teşvik etmek açısından önemli bir platform olmaya devam edeceği belirtiliyor.

• Festival 4 gün sürdü.
• Toplam 225 bin ziyaretçi katıldı.
• Teknoloji yarışmaları, hava gösterileri, konserler düzenlendi.

Ünlü manken Güzide Duran ve eşi Adnan Aksoy'un çekişmeli boşanma davası devam ediyor. Davanın son duruşmasında sürpriz bir gelişme yaşandı. Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk, mahkemede tanık olarak dinlendi.

Güzide Duran, eşi Adnan Aksoy'dan şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma kararı almıştı. Çiftin evliliğinden iki çocuğu bulunuyor. Boşanma davası süresince her iki taraf da iddialarda bulunmuştu. Güzide Duran, eşinin kendisine psikolojik şiddet uyguladığını iddia ederken, Adnan Aksoy ise eşinin kendisine karşı ilgisiz olduğunu savunmuştu.

Davanın son duruşmasında Okan Buruk'un tanık olarak dinlenmesi şaşkınlık yarattı. Okan Buruk'un, taraflarla olan yakınlığı nedeniyle tanık olarak dinlenmesine karar verildiği öğrenildi. Buruk, mahkemede çiftin evliliğiyle ilgili bildiklerini anlattı.

Duruşma sonrasında herhangi bir açıklama yapılmadı. Boşanma davasının ilerleyen günlerde sonuçlanması bekleniyor.

Okan Buruk'un tanıklığı davanın seyrini değiştirecek mi? Güzide Duran ve Adnan Aksoy'un boşanma davası, magazin gündeminin yakından takip ettiği bir konu olmaya devam ediyor.

Oyuncu Özge Özder'in annesiyle olan benzerliği ve meslektaşı olmaları dikkat çekiyor. Özge Özder, sosyal medya hesabından annesiyle birlikte çekilmiş eski ve yeni fotoğraflarını paylaştı. Annesiyle yıllar önce hastane odasında çekilen bir fotoğrafı da paylaşan Özder, annesinin de kendisi gibi oyuncu olduğunu belirtti.

Özge Özder, paylaşımında şu ifadelere yer verdi: "Annemle meslektaş olmak… Hayatımın en büyük sürprizi ve en güzel hediyesi… O minik bebek büyüdü ve annesiyle aynı sahneyi paylaştı. Yıllar önce hastane odasında çekilen bu fotoğraf, şimdi anlamını daha da büyüttü. İyi ki varsın annem, iyi ki benimlesin…"

Özder'in paylaşımı, takipçilerinden büyük ilgi gördü. Birçok kişi, anne-kızın benzerliğine ve meslektaş olmalarına dair yorumlar yaptı.

Özge Özder, daha önce verdiği bir röportajda annesinin de tiyatro oyuncusu olduğunu ve kendisinin de oyunculuk kariyerinde annesinden büyük destek gördüğünü söylemişti.

Özge Özder Kimdir?

Özge Özder, 1 Nisan 1978 tarihinde Ankara'da doğdu. Tiyatro, sinema ve dizi oyuncusu olan Özder, birçok projede yer almıştır. Özellikle 'Umutsuz Ev Kadınları' dizisindeki performansıyla geniş kitleler tarafından tanınmıştır.

Özge Özder'in Rol Aldığı Bazı Projeler:

• Umutsuz Ev Kadınları
• Dudaktan Kalbe
• Benim Annem Bir Melek
• Savaşçı

Manisa'da yaşayan görme engelli Azmi Özkara, engelini aşarak gösterdiği azimle herkese örnek oluyor. 54 yaşındaki Özkara, doğuştan görme engelli olmasına rağmen hayata sımsıkı tutunarak birçok başarıya imza attı.

Açık Öğretim Fakültesi'ni bitiren Azmi Özkara, çeşitli sivil toplum kuruluşlarında aktif olarak görev alıyor. Özellikle engelli derneklerinde gönüllü çalışmalar yürüten Özkara, engellilerin toplumda daha fazla yer alması için çaba gösteriyor.

Özkara'nın azmi, çevresindekilere ilham kaynağı oluyor. Kendi hayatından örnekler vererek, engellilerin de istedikleri her şeyi başarabileceğine inanıyor. Eğitimine devam etmeyi ve yeni projelerde yer almayı hedefliyor.

Azmi Özkara, engellilerin karşılaştığı zorluklara dikkat çekerek, toplumun bu konuda daha duyarlı olması gerektiğini vurguluyor. Engellilerin hayatın her alanında yer alabilmesi için desteklenmeleri gerektiğini belirtiyor.

Özkara'nın hayat hikayesi, engellerin aşılabileceğine dair umut verici bir örnek teşkil ediyor. Onun azmi, engelli bireylerin ve toplumun genelinin motivasyonunu artırıyor.

Azmi Özkara, 'Engellilik bir engel değildir, yeter ki azim olsun' mesajıyla herkese ilham veriyor.

Miras hukukunda vasiyetname, miras bırakanın son isteklerini yasal olarak belirlediği önemli bir araçtır. Ancak, birden fazla vasiyetnamenin varlığı, özellikle de içerikleri çelişkili ise, karmaşık hukuki sorunlara yol açabilir. Bu durum, mirasçıların haklarını ve mal paylaşımını doğrudan etkileyebilir.

Vasiyetnamenin İptali ve Tenkis Davası:

Miras hukukunda, vasiyetnamenin iptali ve tenkis davaları, mirasçıların haklarını korumak amacıyla açılabilir. İptal davası, vasiyetnamenin hukuki geçerliliğine itiraz etmek için açılırken, tenkis davası, vasiyetname ile mirasçıların saklı paylarının ihlal edildiği durumlarda açılır. Saklı pay, mirasçıların kanunen alması gereken minimum miras payıdır ve vasiyetname ile bu payın aşılması durumunda tenkis davası gündeme gelir.

İki Vasiyetnamenin Çelişmesi Durumu:

Miras bırakanın birden fazla vasiyetname düzenlemesi ve bu vasiyetnamelerin içeriklerinin çelişmesi durumunda, hangi vasiyetnamenin geçerli olduğu sorunu ortaya çıkar. Bu durumda, en son tarihli vasiyetname, önceki vasiyetnameyi hükümsüz kılar. Ancak, en son tarihli vasiyetnamenin de hukuki geçerliliği incelenir. Eğer en son tarihli vasiyetname de hukuka aykırı ise, önceki vasiyetname geçerliliğini koruyabilir.

Örnek Olay:

Yazıda, iki çocuğu olan bir babanın ölümü üzerine yaşanan bir olay anlatılıyor. Baba, ilk vasiyetnamesinde evini oğluna bırakmış, ikinci vasiyetnamesinde ise evini kızına bırakmıştır. Bu durumda, en son tarihli vasiyetname geçerli olacaktır ve ev, kızına kalacaktır. Ancak, oğul, saklı payının ihlal edildiğini düşünerek tenkis davası açabilir.

Mal Paylaşımı ve Hukuki Süreç:

Miras hukukunda mal paylaşımı, mirasçıların yasal hakları ve vasiyetname hükümleri doğrultusunda yapılır. Vasiyetnamenin varlığı, mal paylaşımını doğrudan etkileyebilir. Ancak, vasiyetnamenin hukuka uygunluğu ve mirasçıların saklı payları da dikkate alınır. Miras uyuşmazlıklarının çözümü genellikle mahkemeler aracılığıyla yapılır ve bu süreçte avukat yardımı almak önemlidir.

Sonuç olarak, miras hukukunda vasiyetname, miras bırakanın son isteklerini yasal olarak belirlemesini sağlar. Ancak, birden fazla vasiyetnamenin varlığı ve içeriklerinin çelişmesi durumunda, hukuki süreç karmaşıklaşabilir. Bu nedenle, vasiyetname düzenlerken hukuki yardım almak ve mirasçıların haklarını gözetmek önemlidir.

Özgürlük Filosu Koalisyonu'nun Gazze'ye insani yardım götüren gemisi, yola çıktıktan kısa bir süre sonra saldırıya uğradı. Olay, uluslararası sularda gerçekleşti. Koalisyon yetkilileri, saldırının sorumlusunun İsrail olduğunu iddia etti.

Yapılan açıklamada, geminin Gazze halkına yönelik tıbbi malzeme ve gıda gibi temel ihtiyaçları taşıdığı belirtildi. Saldırının, geminin rotasından sapmasına ve planlanan yardım görevini gerçekleştirememesine neden olduğu ifade edildi. Koalisyon, uluslararası toplumu bu duruma sessiz kalmamaya ve İsrail'e baskı yapmaya çağırdı.

Olayla ilgili henüz İsrail tarafından resmi bir açıklama yapılmadı. Ancak, geçmişte de benzer yardım girişimlerine İsrail tarafından müdahale edildiği biliniyor. Özgürlük Filosu Koalisyonu, daha önce de Gazze'ye yardım götürmeye çalışmış ve İsrail'in engellemeleriyle karşılaşmıştı.

Saldırı, uluslararası kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Birçok insan hakları örgütü ve sivil toplum kuruluşu, olayı kınadı ve İsrail'in Gazze'ye yönelik ablukasının kaldırılması çağrısında bulundu. Olayın, bölgedeki gerginliği daha da artırmasından endişe ediliyor.

Koalisyon, gemideki hasarın boyutunu ve yaralı olup olmadığını henüz açıklamadı. Ancak, geminin güvenli bir limana çekildiği ve durumun değerlendirildiği belirtildi. Koalisyon, Gazze'ye yardım ulaştırma çabalarından vazgeçmeyeceklerini ve en kısa sürede yeni bir girişimde bulunacaklarını duyurdu.

Olayla ilgili soruşturma başlatıldı. Uluslararası hukuk uzmanları, saldırının uluslararası hukuka aykırı olup olmadığını değerlendiriyor. Birleşmiş Milletler de olayla ilgili bir açıklama yaparak, tüm tarafları itidale davet etti ve Gazze'deki insani durumun iyileştirilmesi gerektiğini vurguladı.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un, bir sonraki papanın kim olacağına dair seçim sürecini etkilemeye çalıştığına dair iddialar ortaya atıldı. Macron'un bu amaçla Vatikan'da temaslarda bulunduğu ve Katolik dünyasıyla yakın ilişkiler kurduğu belirtiliyor.

İddialara göre Macron, muhafazakâr kanadın aksine daha ilerici bir papanın seçilmesini destekliyor. Bu doğrultuda, Avrupa'daki bazı kardinallerle görüştüğü ve kendi tercihini ilettiği öne sürülüyor. Macron'un bu girişimleri, Fransa'nın Vatikan ile olan tarihi bağları ve Katolik nüfusunun Fransa'daki önemli rolü göz önüne alındığında dikkat çekici bulunuyor.

Macron'un Vatikan'a yaptığı ziyaretler ve Papa Franciscus ile olan yakın diyaloğu, bu iddiaları güçlendiriyor. Bazı uzmanlar, Macron'un sadece dini bir lider seçimine müdahale etmekle kalmayıp, aynı zamanda Fransa'nın küresel arenadaki etkisini artırmayı hedeflediğini de savunuyor.

Vatikan ise bu iddialara henüz resmi bir yanıt vermedi. Ancak, Papa seçimlerinin her zaman siyasi aktörlerin ilgi odağında olduğu ve kulis faaliyetlerinin yürütüldüğü biliniyor. Macron'un bu girişimlerinin ne kadar etkili olacağı ise merak konusu.

• Macron'un Vatikan'da temaslarda bulunduğu iddia ediliyor.
• Daha ilerici bir papanın seçilmesini desteklediği öne sürülüyor.
• Fransa'nın küresel etkisini artırmayı hedeflediği savunuluyor.

Bu durum, Vatikan ve Fransa arasındaki ilişkilerin geleceği açısından da önemli bir gösterge olarak değerlendirilebilir.

Bulgaristan'daki Yaban Hayatı Kurtarma Merkezi, kötü muamele görmüş ayılara yeni bir yaşam sunuyor. Özellikle eski sirk ve hayvanat bahçelerinden kurtarılan bu ayılar, barınakta rehabilite ediliyor.

Merkez, ayılara doğal ortamlarına benzer koşullar sağlayarak, onların fiziksel ve psikolojik olarak iyileşmelerine yardımcı oluyor. Ayılar, geniş arazilere sahip barınaklarda özgürce dolaşabiliyor, doğal davranışlarını sergileyebiliyor ve diğer ayılarla sosyalleşebiliyor.

Rehabilitasyon süreci, ayılara uygun tıbbi bakımın sağlanmasını, beslenme ihtiyaçlarının karşılanmasını ve davranışsal sorunlarının çözülmesini içeriyor. Merkezde görevli uzmanlar, ayılarla birebir ilgilenerek, onların güvenlerini kazanmaya ve travmalarını atlatmalarına yardımcı oluyor.

Barınağın amacı, bu ayıları tamamen doğal hayata geri döndürmek olmasa da, onlara mümkün olan en iyi yaşam koşullarını sunmak ve kötü muameleden uzak, güvenli bir ortam sağlamak.

Yaban Hayatı Kurtarma Merkezi, benzer durumdaki diğer hayvanlara da yardım eli uzatarak, vahşi yaşamın korunması ve hayvan haklarının savunulması konusunda önemli bir rol oynuyor.

Merkezin çalışmaları, hayvanseverlerin ve doğa koruma kuruluşlarının desteğiyle sürdürülüyor.

Prens Harry, kraliyet ailesiyle uzlaşma arayışında olduğunu dile getirdi. Ancak babası Kral Charles'ın kendisiyle görüşmek istemediğini belirtti. Bu durum, Harry'nin ailesiyle arasındaki gerginliğin devam ettiğini gösteriyor.

Harry, bir röportajında, ailesiyle ilişkilerini düzeltmek için çaba gösterdiğini ancak Kral Charles'ın bu konuda isteksiz olduğunu söyledi. Harry, babasıyla konuşmak için girişimlerde bulunduğunu ancak bu girişimlerin sonuçsuz kaldığını vurguladı.

Kraliyet ailesi ile Harry arasındaki ilişkiler, Harry ve eşi Meghan Markle'ın kraliyet görevlerinden ayrılma kararı almasından bu yana gerginleşmişti. Çiftin bu kararı, İngiliz kamuoyunda geniş yankı uyandırmış ve kraliyet ailesi içinde de tartışmalara neden olmuştu.

Harry'nin açıklamaları, kraliyet ailesi içindeki mevcut durumu gözler önüne seriyor. Uzmanlar, Harry'nin uzlaşma çabalarının sonuçsuz kalmasının, ailenin geleceği açısından endişe verici olduğunu belirtiyorlar.

Prens Harry'nin kraliyet ailesiyle uzlaşma isteği, kamuoyunda farklı yorumlara yol açtı. Bazı kesimler, Harry'nin samimiyetine inanırken, bazıları ise bu açıklamaların PR çalışması olduğunu düşünüyor.

Önümüzdeki günlerde kraliyet ailesinden bu konuda herhangi bir açıklama gelip gelmeyeceği merak konusu. Kral Charles'ın Prens Harry ile görüşmeye ne zaman razı olacağı ise belirsizliğini koruyor.

• Prens Harry uzlaşma istiyor.
• Kral Charles görüşmek istemiyor.
• İlişkiler gergin.