Kelkit Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilen ilana göre, davacı Hazine ve davalılar Mehmet Kuru ve diğerleri arasında görülen tapu iptali ve tescili davasında, dava konusu taşınmazın (Gümüşhane ili, Kelkit ilçesi, Söğütlü Köyü, Köyyeri mevkii, 103 ada, 7 parsel numaralı 14.417,82 m² yüzölçümlü tarla vasfındaki taşınmaz) bilirkişi raporunda belirtilen değerinin davalılara tebliğ edilememesi üzerine ilan yoluyla tebligat yapılmasına karar verilmiştir.

Davanın Özeti:

• Dava: Tapu İptali ve Tescili
• Davacı: Hazine
• Davalılar: Mehmet Kuru ve diğerleri
• Konu: Gümüşhane ili, Kelkit ilçesi, Söğütlü Köyü, Köyyeri mevkii, 103 ada, 7 parsel numaralı taşınmaz

Bilirkişi raporunda belirlenen taşınmaz değerinin davalılara tebliğ edilememesi nedeniyle, söz konusu tebligatın ilan yoluyla yapılmasına karar verilmiştir. Bu kapsamda, davalıların veya yasal temsilcilerinin, ilanın yayınlandığı tarihten itibaren iki hafta içinde bilirkişi raporuna itiraz etme hakları bulunmaktadır. İtiraz edilmemesi halinde, rapordaki değerin kabul edilmiş sayılacağı belirtilmiştir.

İlgili kişilerin, ilanın yayınlandığı tarihten itibaren iki hafta içinde Kelkit Asliye Hukuk Mahkemesi'ne başvurarak dava dosyası hakkında bilgi almaları ve gerekli itirazlarını yapmaları önemlidir.

Şarkıcı ve oyuncu Ayşe Akın, eşiyle ilgili çıkan kıskançlık haberlerine yanıt verdi. Akın, eşiyle ilgili çıkan bir fotoğraf sonrası yaşadığı duyguları açıkça ifade etti. Bir davette eşinin bir kadınla samimi bir şekilde çekilmiş fotoğraflarını görmesi üzerine büyük bir kıskançlık yaşadığını belirten Akın, o anki öfkesini ve tepkisini dile getirdi.

Akın, "O fotoğrafı gördüğümde kıskançlık ateşiyle yandım. O an suratına bir yumruk atmaya hazırdım" şeklinde konuştu. Bu sözleriyle, eşine duyduğu öfkeyi ve hayal kırıklığını net bir şekilde ortaya koydu. Olayın ardından eşiyle konuştuğunu ve durumu açıklığa kavuşturduğunu belirten Akın, eşinin kendisini sakinleştirdiğini ve olayın yanlış anlaşılmadan kaynaklandığını söylediğini aktardı.

Ayşe Akın, ilişkilerinde kıskançlığın zaman zaman yaşanabileceğini ancak önemli olanın bu durumu doğru yönetmek ve iletişim kurmak olduğunu vurguladı. Eşiyle aralarındaki güvenin sarsılmaması için çaba gösterdiklerini ve bu tür olayların üstesinden gelebileceklerini ifade etti. Ünlü şarkıcı, evliliklerinin sağlam temeller üzerine kurulu olduğunu ve bu tür küçük sorunların ilişkilerini zedeleyemeyeceğini belirtti.

Akın, sosyal medyada ve basında çıkan haberlere de değinerek, bazen abartılı ve yanlış yorumların yapıldığını söyledi. Bu tür haberlerin gerçeği yansıtmadığını ve kendilerini yıpratmaya yönelik olduğunu düşündüğünü ifade etti. "Önemli olan bizim ne yaşadığımız ve birbirimize olan güvenimiz" diyerek sözlerini tamamladı.

• Ayşe Akın, eşiyle ilgili çıkan kıskançlık haberlerine yanıt verdi.
• Bir fotoğraf sonrası büyük bir kıskançlık yaşadığını belirtti.
• Eşiyle konuştuğunu ve durumu açıklığa kavuşturduğunu söyledi.
• İlişkilerinde kıskançlığın zaman zaman yaşanabileceğini vurguladı.

Ünlü müzisyen Coşkun Sabah, Fenerbahçe'ye destek amacıyla bir marş bestelediğini duyurdu. Sabah, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, marşı Fenerbahçe Spor Kulübü'ne hediye etmek istediğini belirtti.

Coşkun Sabah, marşın Fenerbahçe'ye şampiyonluk yolunda moral ve motivasyon sağlayacağına inandığını ifade etti. Marşın sözleri ve müziği Coşkun Sabah'a ait. Marşın düzenlemesi ve orkestrasyonu ise bir başka ünlü müzisyen tarafından yapıldı.

Sabah, marşın Fenerbahçe camiası tarafından beğenileceğini umduğunu dile getirdi. Marşın kısa süre içinde kulübe teslim edileceği ve Fenerbahçe'nin resmi yayın organlarında yayınlanmaya başlanacağı öğrenildi. Fenerbahçe taraftarları, Coşkun Sabah'ın bu jestine sosyal medyada yoğun ilgi gösterdi ve teşekkürlerini iletti.

Coşkun Sabah'ın Fenerbahçe'ye yazdığı marş, kulübün şampiyonluk hedefine ulaşmasında önemli bir destek olarak görülüyor. Müzisyenin bu anlamlı hediyesi, Fenerbahçe camiasında büyük bir sevinçle karşılandı.

Ünlü oyuncu çiftin evliliği, bir süredir magazin gündeminde yer alan yasak aşk iddialarının ardından sona erdi. Çift, evliliklerini tek celsede bitirme kararı aldı.

İddialara göre, oyuncu eşlerden biri, başka bir oyuncuyla yakınlaştı ve bu durum evliliklerinin temelini sarstı. Yasak aşk dedikoduları, çiftin arasındaki sorunları daha da derinleştirdi ve boşanma kararı almalarına yol açtı.

Boşanma davası, gizlilik içinde görüldü ve çiftin avukatları, basına herhangi bir açıklama yapmaktan kaçındı. Mahkeme, çiftin boşanma talebini kabul ederek, evliliklerini resmen sona erdirdi.

Çiftin, mal paylaşımı ve çocukların velayeti konularında anlaşmaya vardığı belirtildi. Boşanmanın ardından her iki tarafın da sessizliğini koruduğu ve konuyla ilgili herhangi bir açıklama yapmadığı öğrenildi.

Magazin dünyasında geniş yankı uyandıran bu boşanma, 'yasak aşk' iddialarının bir evliliği daha bitirdiği şeklinde yorumlandı. Olayın detayları merak konusu olmaya devam ediyor.

Boşanmanın ardından çiftin hayranları şaşkınlıklarını dile getirirken, bazıları da yasak aşk iddialarının doğruluğunu sorguladı.

Çiftin bundan sonraki süreçte nasıl bir yol izleyeceği ve kariyerlerine nasıl devam edeceği ise merakla bekleniyor.

Oyuncu ve şarkıcı Ayşegül Demirtaş, özel hayatıyla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. Çocuk sahibi olmak isteyen kadınlara yardımcı olabileceğini söyleyen Demirtaş, aynı zamanda Japon bir şarkıcıdan olan bebeğiyle ilgili de konuştu.

Demirtaş, bir dönem yaşadığı Japonya'da tanıştığı şarkıcı ile olan ilişkisinden bir bebek dünyaya getirdiğini ve çocuğunu tek başına büyüttüğünü ifade etti. Bebeğinin babasıyla iletişim halinde olduklarını ve onun da sorumluluklarını yerine getirdiğini belirtti.

Çocuk sahibi olmak isteyen kadınlara yönelik yaptığı açıklamada ise, kendi deneyimlerinden yola çıkarak onlara destek olabileceğini ve bu konuda bilgi birikimini paylaşabileceğini vurguladı. Özellikle tüp bebek tedavisi gibi süreçlerde yaşadığı zorlukları ve bu süreçte edindiği bilgileri aktarmak istediğini dile getirdi.

Demirtaş, ayrıca sosyal medya üzerinden kendisine ulaşan kadınlara da bu konuda yardımcı olmaya çalıştığını ve onlara moral verdiğini belirtti. Kendi hikayesinin, çocuk sahibi olmak isteyen diğer kadınlara umut olmasını dilediğini de sözlerine ekledi.

Ayşegül Demirtaş, açıklamalarıyla hem özel hayatına dair merak edilenleri yanıtladı hem de çocuk sahibi olma konusunda mücadele eden kadınlara destek mesajı gönderdi.

Kristof Kolomb'un 1492'de Amerika'ya yaptığı keşif gezisinde kullandığı Santa Maria adlı amiral gemisinin birebir replikası, Londra'ya demir attı. Gemi, Greenwich'teki Royal Museums Greenwich'in bir parçası olan Ulusal Denizcilik Müzesi yakınında sergileniyor.

İspanya'da inşa edilen ve Kolomb'un orijinal gemisinin ölçülerine ve tasarımına sadık kalınarak yapılan replika, ziyaretçilere o dönemin denizcilik koşulları hakkında bir fikir veriyor.

Santa Maria'nın Tarihçesi: Orijinal Santa Maria, Kolomb'un üç gemisinden en büyüğüydü (diğerleri Niña ve Pinta idi). 1492'deki ilk yolculuğunda Karayipler'e ulaşan Kolomb, Hispaniola (günümüzdeki Haiti ve Dominik Cumhuriyeti) kıyılarında gemiyi kaybetmişti.

Replikası yapılan gemi, ziyaretçilere Kolomb'un yolculuğunun zorluklarını ve o dönemdeki denizcilerin yaşam koşullarını deneyimleme fırsatı sunuyor. Ziyaretçiler, geminin güvertesinde dolaşabilir, kamaraları görebilir ve dönemin denizcilik aletlerini inceleyebilirler.

Sergi Detayları: Santa Maria replikası, belirli bir süre boyunca Greenwich'te ziyarete açık olacak. Sergi, özellikle tarih ve denizcilik meraklıları için ilgi çekici bir deneyim sunuyor.

Gemi, Kolomb'un Amerika kıtasına ulaşmasının 500. yıl dönümü anısına inşa edilmiş ve o zamandan beri çeşitli limanlarda sergilenerek tarihe ışık tutmaya devam ediyor.

Türkiye'de dört kişilik bir ailenin açlık sınırı, Mayıs 2024 itibarıyla 25 bin 92 liraya yükseldi. Bu durum, ülkedeki ekonomik zorlukların devam ettiğini gösteriyor.

Açlık sınırı, bir ailenin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için yapması gereken minimum harcama tutarını ifade ediyor. Bu sınırın aşılması, ailelerin temel gıda ihtiyaçlarını karşılamakta dahi zorlandığı anlamına geliyor.

Yüksek enflasyon ve artan gıda fiyatları, açlık sınırının yükselmesindeki en önemli etkenler arasında yer alıyor. Özellikle dar gelirli aileler, bu durumdan olumsuz etkileniyor ve geçim sıkıntısı yaşıyor.

Açlık sınırının yükselmesi, sosyal eşitsizliklerin derinleşmesine ve yoksulluk oranının artmasına neden olabilir. Bu durum, toplumun genel refah seviyesini olumsuz etkileyebilir.

Ekonomistler, açlık sınırının düşürülmesi için enflasyonla mücadele edilmesi ve gelir dağılımının iyileştirilmesi gerektiğini vurguluyor. Ayrıca, sosyal yardım programlarının etkinliğinin artırılması ve dar gelirli ailelere yönelik desteklerin artırılması da önemli bir çözüm yolu olarak görülüyor.

Netflix'in ABD televizyon pazarındaki etkisi giderek artıyor. Yayın devi, 2024-2025 yayın sezonunda Nielsen verilerine göre en çok izlenen dizilere imza atarak geleneksel televizyon kanallarına meydan okuyor.

Netflix'in Başarısı:

• Netflix, abone sayısındaki artış ve içerik çeşitliliği sayesinde izleyici kitlesini genişletmeyi başardı.
• Platform, hem orijinal yapımlarıyla hem de diğer stüdyolarla yaptığı anlaşmalarla geniş bir içerik yelpazesi sunuyor.
• Netflix'in algoritmaları, izleyicilere kişiselleştirilmiş öneriler sunarak izleme alışkanlıklarını etkiliyor.

En Çok İzlenen Diziler:

Nielsen verilerine göre, 2024-2025 sezonunda Netflix'te en çok izlenen diziler arasında şunlar yer alıyor olabilir: belirtilmemiş

Geleneksel Televizyonun Durumu:

Netflix'in yükselişi, geleneksel televizyon kanallarının reytinglerinde düşüşe neden oluyor. Kanallar, bu rekabete ayak uydurmak için çeşitli stratejiler geliştiriyor:

• Kendi yayın platformlarını kurarak dijital alana yatırım yapıyorlar.
• Daha kaliteli ve özgün içerikler üretmeye çalışıyorlar.
• Canlı yayınlar ve spor etkinlikleri gibi alanlarda öne çıkmaya çalışıyorlar.

Gelecek Beklentileri:

Netflix'in televizyon pazarındaki hakimiyetinin önümüzdeki yıllarda da devam etmesi bekleniyor. Yayın devinin, içerik yatırımlarını artırarak ve yeni pazarlara açılarak büyümesini sürdüreceği tahmin ediliyor.

Sonuç olarak, Netflix'in ABD'deki televizyon dünyasında yarattığı rekabet, hem izleyiciler hem de sektör için önemli değişikliklere yol açıyor.

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) tarafından Viyana'da düzenlenen Nükleer Enerji Zirvesi'nde, dünya genelinde nükleer enerjinin yeniden yükselişi ve iklim değişikliğiyle mücadeledeki potansiyeli ele alındı. Zirveye, hükümet yetkilileri, enerji uzmanları ve sektör temsilcileri katıldı.

Zirvede yapılan sunumlarda, birçok ülkenin enerji güvenliğini artırmak ve karbon emisyonlarını azaltmak amacıyla nükleer enerjiye olan ilgisinin arttığı vurgulandı. Nükleer enerjinin, özellikle baz yük enerji ihtiyacını karşılamada ve yenilenebilir enerji kaynaklarının değişkenliğini dengelemede önemli bir rol oynayabileceği belirtildi.

UAEA Genel Direktörü Rafael Mariano Grossi, zirvenin açılışında yaptığı konuşmada, nükleer enerjinin sürdürülebilir bir geleceğe katkıda bulunma potansiyeline dikkat çekti. Grossi, nükleer teknolojinin sadece enerji üretimiyle sınırlı kalmayıp, aynı zamanda sağlık, tarım ve endüstri gibi çeşitli alanlarda da kullanılabileceğini ifade etti.

Zirvede ayrıca, nükleer atıkların yönetimi, nükleer santrallerin güvenliği ve nükleer silahların yayılmasının önlenmesi gibi konular da tartışıldı. Katılımcılar, nükleer enerjinin güvenli ve sürdürülebilir bir şekilde kullanılabilmesi için uluslararası işbirliğinin önemine vurgu yaptılar.

Birçok ülke, mevcut nükleer santrallerinin ömrünü uzatma ve yeni santraller inşa etme planlarını açıkladı. Özellikle Asya ülkelerinin nükleer enerjiye olan yatırımlarının arttığı gözlemlendi. Çin, Hindistan ve Güney Kore gibi ülkeler, enerji taleplerini karşılamak ve karbon emisyonlarını azaltmak için nükleer enerjiyi önemli bir seçenek olarak değerlendiriyorlar.

Zirve sonunda yapılan açıklamada, nükleer enerjinin küresel enerji dönüşümünde önemli bir rol oynayabileceği ve uluslararası işbirliğinin bu alandaki gelişmelerin hızlandırılması için kritik olduğu belirtildi.