İran'ın yeni geliştirdiği Sejil füzesi, İsrail ile olası bir çatışma senaryosunda dikkatleri üzerine çekiyor. Katı yakıtlı ve iki aşamalı bir füze olan Sejil, 2000 km'nin üzerinde bir menzile sahip. Bu menzil, İsrail'in tamamını ve bölgedeki diğer önemli hedefleri vurabilecek kapasitede olduğunu gösteriyor.

Sejil Füzesinin Teknik Özellikleri:

• Menzil: 2000 km'nin üzeri
• Yakıt Tipi: Katı yakıt
• Aşama Sayısı: İki aşamalı
• Hız: Hipersonik (ses hızının 5 katı)
• Hassasiyet: Gelişmiş güdüm sistemleri sayesinde yüksek hassasiyet

Füzenin katı yakıtlı olması, hazırlık süresini kısaltarak daha hızlı bir şekilde fırlatılabilmesini sağlıyor. Ayrıca, iki aşamalı olması menzilini artırırken, hipersonik hızı ise hava savunma sistemleri tarafından engellenmesini zorlaştırıyor. İran, Sejil füzesinin geliştirilmiş güdüm sistemleri sayesinde yüksek hassasiyete sahip olduğunu iddia ediyor.

Bölgesel Etkileri:

Sejil füzesinin geliştirilmesi, İran'ın caydırıcılık yeteneğini artırarak bölgesel güç dengelerini etkileyebilir. İsrail, bu füzenin potansiyel bir tehdit oluşturduğunu ve gerekli önlemleri alacağını belirtiyor. Füzenin varlığı, bölgedeki gerilimi tırmandırabilecek bir faktör olarak değerlendiriliyor.

Uluslararası Tepkiler:

İran'ın füze programı, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından kısıtlanmış durumda. Ancak İran, bu kısıtlamalara uymadığını ve füze geliştirme çalışmalarına devam ettiğini savunuyor. Uluslararası toplum, İran'ın füze programı konusundaki endişelerini dile getiriyor ve Tahran'ı şeffaflığa davet ediyor.

Gürcü şarapları, Gürcistan'ın zengin kültürel mirasının önemli bir parçasını oluşturuyor. UNESCO tarafından somut olmayan kültürel miras olarak kabul edilen bu şarap kültürü, binlerce yıllık bir geçmişe sahip. Gürcü şarapçılığı, sadece bir içecek üretimi değil, aynı zamanda derin bir sofra geleneği ile de iç içe geçmiş durumda.

Gürcistan'da şarap, sadece özel günlerde değil, günlük yaşamın da bir parçası. Aile yemeklerinde, dost sohbetlerinde ve kutlamalarda şarap, her zaman önemli bir yere sahip. Gürcü sofralarında şarap, yemeklerle uyumlu bir şekilde sunulur ve yemeklerin lezzetini tamamlar.

Gürcü şaraplarının en önemli özelliklerinden biri, 'kvevri' adı verilen geleneksel toprak kaplarda üretilmesi. Bu yöntem, şaraba kendine özgü bir tat ve aroma katıyor. Kvevri şarapları, Gürcistan'ın farklı bölgelerinde yetiştirilen üzümlerden üretiliyor ve her bölgenin kendine has şarapları bulunuyor.

Gürcistan'da şarap kültürü, sadece üretimle sınırlı değil. Şarap tadımı, şarap yapımı ve şarapla ilgili ritüeller de bu kültürün önemli bir parçasını oluşturuyor. Gürcüler, şaraplarını büyük bir özenle hazırlarlar ve misafirlerine ikram ederler. Şarap içerken yapılan konuşmalar, şarkılar ve danslar da bu geleneğin ayrılmaz bir parçasıdır.

Gürcü şarapları, son yıllarda dünya çapında da büyük ilgi görmeye başladı. Birçok ülkede Gürcü şarapları tadılıyor ve Gürcistan'ın zengin şarap kültürü keşfediliyor. Gürcistan, şarap turizmi açısından da önemli bir potansiyele sahip ve her yıl binlerce turist, bu ülkenin eşsiz şaraplarını tatmak için geliyor.

Sonuç olarak, Gürcü şarapları, sadece bir içecek değil, aynı zamanda binlerce yıllık bir kültürün ve geleneğin sembolüdür. Gürcü sofra kültürüyle ayrılmaz bir bütün oluşturan bu şaraplar, Gürcistan'ın zengin mirasının önemli bir parçasıdır.

Yunanistan'ın güneyinde, uluslararası sularda iki ayrı balıkçı teknesinde bulunan 600'den fazla göçmen Yunan Sahil Güvenlik ekipleri tarafından kurtarıldı. Kurtarma operasyonu, Mora Yarımadası'nın güneybatısında, uluslararası sularda gerçekleştirildi.

İlk olayda, Yunanistan arama kurtarma koordinasyon merkezi, Malta bayraklı bir ticari gemiden bir balıkçı teknesinin yardım talebinde bulunduğu yönünde bir ihbar aldı. Tekne içerisinde çok sayıda göçmen olduğu bildirildi.

Bölgeye giden Yunan Sahil Güvenlik ekipleri, batmakta olan teknedeki göçmenleri kurtarmak için derhal operasyon başlattı. İlk tekneden yaklaşık 385 göçmen kurtarıldı.

İkinci olayda ise, yine Mora Yarımadası açıklarında, başka bir balıkçı teknesinde çok sayıda göçmen olduğu tespit edildi. Bu tekneden de 229 göçmen kurtarıldı.

Yunan yetkililer, kurtarılan göçmenlerin uyrukları hakkında henüz bir açıklama yapmadı. Göçmenlerin, Kalamata limanına götürüldüğü ve burada gerekli sağlık kontrollerinden geçirileceği belirtildi.

Yunanistan, coğrafi konumu nedeniyle Avrupa'ya ulaşmak isteyen göçmenler için önemli bir geçiş noktası olma özelliği taşıyor. Son yıllarda, Ege Denizi ve Akdeniz üzerinden Yunanistan'a ulaşmaya çalışan göçmen sayısında artış yaşanıyor. Yunan Sahil Güvenlik ekipleri, bu sularda sürekli olarak arama kurtarma operasyonları düzenliyor.

Ünlü yönetmen David Lynch'in kişisel eşyaları, Julien's Müzayede Evi tarafından Beverly Hills'te düzenlenen açık artırmada rekor fiyatlara alıcı buldu. Müzayede, yönetmenin kariyeri ve kişisel yaşamına ışık tutan çeşitli öğeleri içeriyordu.

Satışa sunulan eşyalar arasında Lynch'in kullandığı mobilyalar, sanat eserleri, kişisel notlar, senaryolar ve film yapımında kullandığı ekipmanlar yer aldı. En dikkat çeken parçalardan biri, Lynch'in ikonik filmlerinden biri olan 'Eraserhead'in yapımında kullandığı kamera oldu. Bu kamera, beklentilerin çok üzerinde bir fiyata satılarak müzayedenin en çok ilgi gören öğelerinden biri oldu.

Müzayedede ayrıca Lynch'in resim ve çizimleri de yer aldı. Yönetmenin sanatsal yönünü yansıtan bu eserler, koleksiyoncular tarafından büyük ilgi gördü. Lynch'in kişisel eşyaları arasında yer alan ve üzerinde çalıştığı senaryoların taslakları, yönetmenin yaratım sürecine dair önemli ipuçları sunuyordu.

Julien's Müzayede Evi, müzayedenin başarısından duyduğu memnuniyeti dile getirerek, David Lynch'in sinema dünyasındaki etkisini ve sanatının değerini bir kez daha kanıtladığını belirtti. Müzayede, Lynch'in hayranları ve koleksiyoncular için unutulmaz bir etkinlik oldu.

Müzayedede satılan diğer bazı önemli eşyalar şunlardı:

• Lynch'in özel tasarım masa lambası
• 'Twin Peaks' dizisinin senaryo taslakları
• Yönetmenin kişisel fotoğraf koleksiyonu

Müzayedenin elde ettiği gelir, David Lynch Vakfı'na bağışlandı. Vakıf, transandantal meditasyonun faydalarını yaygınlaştırmayı ve ihtiyaç sahibi kişilere bu tekniği öğretmeyi amaçlıyor.

Danny Boyle'un 2002 yapımı kült filmi 28 Gün Sonra'nın devamı niteliğindeki 28 Years Later, uzun bir aradan sonra izleyiciyle buluşuyor. İlk filmin bıraktığı yerden devam eden yapım, kıyamet sonrası İngiltere'sinde hayatta kalma mücadelesini konu alıyor.

Film, öfke virüsünün yayılmasının üzerinden geçen 28 yılın ardından, toplumun yeniden inşa edilmeye çalışıldığı bir dönemde geçiyor. Ancak virüsün etkileri hala devam ederken, yeni tehditler de ortaya çıkıyor. Hükümetin kontrolü sağlamakta zorlandığı bu ortamda, bir grup hayatta kalan, hem virüsle hem de birbirleriyle mücadele etmek zorunda kalıyor.

28 Years Later, selefinin izinden giderek gerilim ve korku unsurlarını başarıyla harmanlıyor. Film, sadece zombi benzeri yaratıklarla değil, aynı zamanda insanların içindeki karanlıkla da yüzleşiyor. Oyuncuların performansları ve yönetmenliğin başarısı, izleyiciyi filmin içine çekmeyi başarıyor. Görsel efektler ve ses tasarımı, kıyamet sonrası atmosferini güçlendiriyor.

Filmin senaryosu, hayatta kalma mücadelesinin yanı sıra, insan doğası, umut ve fedakarlık gibi temaları da işliyor. Karakterlerin motivasyonları ve seçimleri, izleyiciyi düşünmeye sevk ediyor. 28 Years Later, sadece bir korku filmi değil, aynı zamanda toplumsal bir eleştiri sunuyor.

Sonuç olarak, 28 Years Later, cesur ve etkileyici bir geri dönüş. Kıyamet sonrası korku türünü sevenler için kaçırılmaması gereken bir yapım. Filmin, ilk filmin mirasını başarıyla sürdürdüğü ve yeni bir soluk getirdiği söylenebilir.

Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA), Gazze'de devam eden savaşın çocuklar üzerindeki yıkıcı etkisine dikkat çekti. UNRWA'nın açıklamasına göre, Gazze'de her gün ortalama 6 çocuğun savaş nedeniyle uzuv kaybı yaşadığı belirtildi. Bu, günde ortalama sekiz çocuğun veya bir ila iki kolunun kesilmesi anlamına geliyor.

UNRWA Genel Komiseri Philippe Lazzarini, bu durumu "Gazze'de çocuk olmak için her geçen gün daha da tehlikeli" sözleriyle ifade etti. Lazzarini, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı paylaşımda, bu çocukların yaşamları boyunca sürecek bir sakatlıkla karşı karşıya kaldıklarını ve acı dolu bir geleceğe mahkum olduklarını vurguladı.

Save the Children (Çocukları Koruyun) örgütü de Kasım ayında yaptığı bir açıklamada, Gazze'de devam eden çatışmalarda her gün ortalama 10 çocuğun veya her iki bacağını kaybettiğini duyurmuştu. Bu tür vakaların genellikle tıbbi müdahalenin yetersiz olduğu ve hijyenik olmayan koşullarda gerçekleştiği belirtiliyor.

Uluslararası kuruluşlar, Gazze'deki insani durumun giderek kötüleştiğine dikkat çekerek, acil ateşkes çağrılarını yineliyorlar. Bölgedeki sağlık sisteminin çökme noktasına geldiği ve yaralı çocuklara yeterli tıbbi bakımın sağlanamadığı vurgulanıyor.

Savaşın çocuklar üzerindeki psikolojik etkileri de büyük endişe kaynağı. Birçok çocuk, travma sonrası stres bozukluğu ve diğer psikolojik sorunlarla mücadele ediyor. Uzmanlar, bu çocukların uzun vadeli rehabilitasyonunun büyük önem taşıdığını belirtiyor.

Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Ahmet Yener, 2024 yerel seçimlerine ilişkin seçim takvimini duyurdu. Açıklamaya göre seçim süreci Ocak ayında başlayacak.

Seçim Takvimi:

• Ocak 2024: Seçim takvimi başlayacak.
• 5 Ocak 2024: Siyasi partilerden oy pusulasında yer alacak logoları YSK'ye bildirmeleri istenecek.
• 27 Ocak 2024: Muhtarlık bölgesi askı listeleri askıya çıkarılacak.
• Şubat 2024: Seçmen listeleri kesinleşecek.
• Mart 2024: Propaganda dönemi başlayacak.
• 31 Mart 2024: Oy verme günü.

Başkan Yener, seçimlerin huzur ve güven içinde gerçekleşmesi temennisinde bulundu. Ayrıca, siyasi partilere ve adaylara başarılar diledi. YSK'nin şeffaf ve adil bir seçim süreci yürütme sorumluluğunu vurguladı.

Seçim takviminin açıklanmasıyla birlikte, siyasi partiler yerel seçim hazırlıklarına hız vermesi bekleniyor.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından siyasi arenada hareketlilik devam ediyor. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, yaptıkları açıklamalarla 'değişim' vurgusu yaparken, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ise yaklaşan yerel seçimlere işaret etti.

Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları: Kemal Kılıçdaroğlu, seçim sonuçlarının ardından yaptığı ilk açıklamada, mücadeleye devam edeceklerini ve değişim için kararlı olduklarını belirtti. Kılıçdaroğlu, partililerine ve destekçilerine umutlarını kaybetmemeleri çağrısında bulundu.

İmamoğlu'nun değerlendirmesi: Ekrem İmamoğlu da seçim sonuçlarını değerlendirerek, Türkiye'nin değişime ihtiyacı olduğunu ve bu değişimin gerçekleşmesi için ellerinden geleni yapacaklarını ifade etti. İmamoğlu, İstanbul'daki başarılarını tüm Türkiye'ye yaymak istediklerini dile getirdi.

Akşener'in yerel seçim mesajı: İYİ Parti lideri Meral Akşener ise yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin geride kaldığını ve şimdi önlerinde yerel seçimlerin olduğunu hatırlattı. Akşener, yerel seçimlerde başarılı olmak için çalışacaklarını ve iddialı olduklarını vurguladı.

Seçim sonuçlarının ardından siyasi partilerin stratejileri ve gelecek dönem hedefleri merakla bekleniyor. Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu'nun 'değişim' vurgusu ile Akşener'in yerel seçim mesajı, siyasi gündemin önümüzdeki günlerdeki seyrini belirleyecek gibi görünüyor.

Muhalefet kanadındaki bu açıklamalar, Cumhur İttifakı tarafından nasıl karşılanacağı ve iktidar partisinin buna yönelik ne gibi adımlar atacağı da merak konusu olmaya devam ediyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 28 Mayıs seçimlerinin ardından Cumhurbaşkanlığı Külliyesi önünde halka hitap etti. Erdoğan, konuşmasında seçimlerin galibinin Türkiye olduğunu vurgulayarak, demokrasi şöleni yaşandığını belirtti. Seçim sonuçlarının ülkeye hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, katılım oranının yüksekliğine dikkat çekti ve Türk milletinin sandıkta iradesini ortaya koyduğunu ifade etti.

Erdoğan, muhalefete de birlik ve beraberlik çağrısında bulunarak, seçim sürecinde yaşanan gerginliklerin sona ermesi gerektiğini söyledi. Ülkenin ortak geleceği için birlikte çalışma vurgusu yaptı. Konuşmasında ekonomik hedeflere de değinen Erdoğan, Türkiye'nin büyüme ve kalkınma yolunda ilerlemeye devam edeceğini belirtti. Yeni dönemde enflasyonla mücadele ve istihdamın artırılması gibi konulara odaklanacaklarını söyledi.

Seçim sonuçlarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, milletin kendisine olan güvenini bir kez daha gösterdiğini ifade etti. Kendisine destek veren tüm vatandaşlara teşekkür etti. Erdoğan, Türkiye'nin bölgesinde ve dünyada daha güçlü bir konuma gelmesi için çalışmaya devam edeceğini sözlerine ekledi.

Konuşmasının sonunda Erdoğan, alanda bulunan vatandaşlarla birlikte zaferini kutladı. Coşkulu kalabalık, Erdoğan'ın konuşmasını sık sık alkışlarla keserek destek verdi.