Oyuncu Halit Ergenç, eski eşi Gizem Soysaldı ile olan nafaka davasında aylık gelirini ilk kez mahkemede açıkladı. Ergenç'in avukatı, müvekkilinin aylık gelirinin 200 bin TL olduğunu belirtti.

İstanbul Aile Mahkemesi'nde görülen duruşmada, Gizem Soysaldı'nın nafaka talebi üzerine Halit Ergenç'in mali durumu değerlendirildi. Ergenç'in avukatı, oyuncunun aylık gelirinin 200 bin TL olduğunu ve bu gelirin önemli bir kısmının vergi ve diğer giderlere ayrıldığını ifade etti. Ayrıca, Ergenç'in üzerine kayıtlı gayrimenkullerin de krediyle alındığını ve bu nedenle yüksek miktarda borcu olduğunu dile getirdi.

Gizem Soysaldı'nın avukatı ise, Halit Ergenç'in gelirinin çok daha yüksek olduğunu iddia ederek, müvekkilinin yaşam standartlarının korunması için daha yüksek bir nafaka talep etti. Mahkeme, tarafların beyanlarını dinledikten sonra, Halit Ergenç'in mali durumunun daha detaylı incelenmesine karar verdi ve duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.

Davanın geçmişi: Halit Ergenç ve Gizem Soysaldı, 2009 yılında evlenmiş ve 2010 yılında boşanmışlardı. Boşanma sonrası mahkeme, Soysaldı'ya aylık nafaka ödenmesine hükmetmişti. Ancak, Soysaldı'nın nafaka miktarının yetersiz olduğunu iddia etmesi üzerine dava yeniden açılmıştı.

Halit Ergenç'in aylık gelirini mahkemede açıklaması, kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Birçok kişi, ünlü oyuncunun gelirinin yüksekliği karşısında şaşkınlığını dile getirdi.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kremlin'de Slovakya Başbakanı Robert Fico ile bir araya geldi. Görüşmede, Rusya-Slovakya arasındaki iş birliğinin mevcut durumu ve gelecekteki geliştirme perspektifleri ele alındı. Ayrıca, uluslararası gündemdeki önemli konular hakkında görüş alışverişinde bulunuldu.

Putin, görüşmenin başında Fico'yu selamlayarak, Slovakya ile ilişkileri geliştirmeye önem verdiklerini vurguladı. Fico da Rusya ile diyaloğu sürdürmenin önemine dikkat çekerek, iki ülke arasındaki iş birliğinin artırılması gerektiğini belirtti.

Görüşmede enerji, ekonomi ve ticaret alanlarındaki iş birliği konuları ön plana çıktı. Özellikle, doğal gaz tedariki ve nükleer enerji alanındaki projeler üzerinde duruldu. İki lider, kültürel ve insani alandaki ilişkilerin de geliştirilmesi konusunda mutabık kaldı.

Uluslararası konular bağlamında, Ukrayna krizi ve Avrupa'daki güvenlik durumu ele alındı. Putin, Rusya'nın krize çözüm bulma çabalarını anlatırken, Fico da Slovakya'nın barışçıl bir çözümden yana olduğunu ifade etti.

Görüşme sonrasında herhangi bir basın açıklaması yapılmadı. Ancak, Kremlin kaynaklarından yapılan açıklamada, görüşmenin yapıcı bir atmosferde geçtiği ve iki ülke arasındaki ilişkilerin daha da geliştirilmesi konusunda anlaşmaya varıldığı belirtildi.

Özetle:

• Putin ve Fico, Kremlin'de bir araya geldi.
• İkili ilişkiler ve uluslararası konular ele alındı.
• Enerji, ekonomi ve ticaret iş birliği vurgulandı.
• Ukrayna krizi hakkında görüş alışverişinde bulunuldu.

Fenerbahçe Teknik Direktörü Jose Mourinho, Süper Lig'de Kayserispor'u 3-0 yendikleri maçın ardından açıklamalarda bulundu. Mourinho, galibiyetin kendisini aşırı mutlu etmediğini ancak takıma olumlu bir hava getirdiğini ifade etti. Maçın genel değerlendirmesini yapan Mourinho, bazı oyuncuların performansından memnun olduğunu dile getirdi.

Mourinho, "Galibiyet beni çok mutlu etmedi ama daha iyi hissettirdi. Çünkü bu maç bizim için önemliydi. Oyuncularımın gösterdiği performanstan memnunum. Özellikle bazı oyuncularımızın performansı beni sevindirdi." şeklinde konuştu.

Takımın genel durumu hakkında da değerlendirmelerde bulunan Mourinho, hedeflerine ulaşmak için daha çok çalışmaları gerektiğini vurguladı. Sezonun geri kalanında daha iyi bir performans sergilemek istediklerini belirten Portekizli teknik adam, taraftarlara destekleri için teşekkür etti.

Mourinho'nun açıklamaları, takımın moralini yüksek tutma ve motivasyonu artırma amacı taşıyor. Tecrübeli teknik adam, galibiyetin getirdiği olumlu havayı kullanarak takımını daha da geliştirmeye odaklanacaklarını belirtti.

Maç sonrası basın toplantısında sorulan soruları da yanıtlayan Mourinho, transfer konularına da değindi. Ancak transferlerle ilgili net bir bilgi vermekten kaçınarak, "Şu anda transfer konuşmak için doğru zaman değil. Önceliğimiz mevcut oyuncularımızla en iyi performansı sergilemek." dedi.

Fenerbahçe'nin ligdeki konumu ve şampiyonluk yarışıyla ilgili de konuşan Mourinho, rakiplerine saygı duyduklarını ancak kendi oyunlarına odaklanacaklarını söyledi. Şampiyonluk yolunda emin adımlarla ilerlemek istediklerini ifade eden Mourinho, taraftarların desteğinin önemine vurgu yaptı.

İran ile ABD arasındaki dolaylı görüşmelerin yeri ve tarihi belli oldu. İranlı kaynaklara göre, görüşmeler Umman'ın başkenti Maskat'ta yapılacak ve yakında başlayacak. Görüşmelerde, nükleer anlaşmanın yeniden canlandırılması ve Tahran ile Washington arasındaki gerginliğin azaltılması konularının ele alınması bekleniyor.

İranlı üst düzey bir yetkili, “Görüşmelerin yeri konusunda Ummanlı yetkililerle anlaşmaya varıldı. Tarih konusunda da yakında mutabakata varılacak” dedi. Yetkili, görüşmelerin dolaylı olacağını ve iki ülke temsilcilerinin aynı masada oturmayacağını da sözlerine ekledi.

ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan ise henüz resmi bir açıklama yapılmadı. Ancak, ABD'nin İran Özel Temsilcisi Robert Malley'nin önümüzdeki günlerde bölgeye bir ziyaret gerçekleştireceği ve Ummanlı yetkililerle görüşeceği belirtiliyor. Bu ziyaretin, görüşmelerin hazırlık aşaması olarak değerlendirildiği ifade ediliyor.

İran ile ABD arasındaki ilişkiler, Donald Trump'ın 2018'de nükleer anlaşmadan çekilmesi ve İran'a yönelik yaptırımları yeniden uygulamaya koymasıyla gerginleşmişti. Joe Biden'ın göreve gelmesiyle birlikte, iki ülke arasında nükleer anlaşmaya geri dönme konusunda dolaylı görüşmeler başlamıştı. Ancak, bu görüşmelerde henüz bir sonuç alınamadı.

Umman, geçmişte de İran ile ABD arasında arabuluculuk rolü üstlenmişti. 2013 yılında, iki ülke arasındaki gizli görüşmelere ev sahipliği yapmış ve bu görüşmeler, 2015'te nükleer anlaşmanın imzalanmasına zemin hazırlamıştı.

Görüşmelerin olası konuları:

• Nükleer anlaşmanın yeniden canlandırılması
• İran'a yönelik yaptırımların kaldırılması
• Bölgesel güvenlik konuları
• Esir takası

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Ukrayna'daki savaşla ilgili açıklamalarda bulundu. Peskov, 30 günlük bir ateşkesin, tüm detayları ve nüansları dikkate alınmadan tartışılmasının mümkün olmadığını vurguladı. Ateşkesin koşulları, uygulanabilirliği ve tarafların beklentileri gibi çeşitli faktörlerin değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.

Peskov'un açıklamaları, Rusya'nın müzakerelere açık olduğunu ancak somut adımlar atılmadan ve detaylar netleşmeden herhangi bir ateşkes anlaşmasına varılmasının zor olduğunu gösteriyor. Rusya'nın pozisyonu, Ukrayna krizinin çözümüne yönelik diplomatik çabaların karmaşıklığını ve zorluklarını bir kez daha ortaya koyuyor.

Peskov ayrıca, Rusya'nın müzakere masasına dönmeye hazır olduğunu, ancak bu müzakerelerin gerçekçi bir zeminde yürütülmesi gerektiğini ifade etti. Rusya'nın talepleri ve beklentileri konusunda net olduğunu ve bu taleplerin dikkate alınması gerektiğini vurguladı.

Ukrayna krizi, uluslararası toplumun gündemindeki en önemli konulardan biri olmaya devam ediyor. Birçok ülke ve uluslararası kuruluş, krizin barışçıl yollarla çözülmesi için çaba gösteriyor. Ancak, taraflar arasındaki görüş ayrılıkları ve güvensizlik, çözüm sürecini zorlaştırıyor.

Odatv, güvenlik uzmanı Ali Burak Darıcılı ile PKK'nın olası kongresini ve bu kongrenin bölgesel ve uluslararası etkilerini konuştu. Darıcılı, PKK'nın Suriye'deki yerel seçimlerde yaşadığı başarısızlığın ardından bir kongre yapma ihtimalinin arttığını belirtti. Bu kongrenin, örgütün stratejilerini ve lider kadrosunu yeniden şekillendirebileceğini ifade etti.

Darıcılı, olası bir PKK kongresinin İsrail'i tetikleyip tetiklemeyeceği sorusuna, İsrail'in kendi çıkarları doğrultusunda hareket ettiğini ve PKK ile ilişkilerinin karmaşık olduğunu belirterek cevap verdi. İsrail'in, PKK'yı kendi çıkarları için kullanabileceğini ancak bu durumun her zaman suikastlara yol açmayabileceğini vurguladı.

Suikast ihtimalleri üzerine Darıcılı, Türk kontrespiyonajının gücünü hafife almamak gerektiğini söyledi. Türkiye'nin, PKK ve diğer terör örgütlerine karşı önemli başarılar elde ettiğini ve bu alandaki yeteneklerinin sürekli geliştiğini ifade etti. Ancak, suikastların her zaman bir risk olduğunu ve bu konuda dikkatli olunması gerektiğini de ekledi.

Darıcılı, Türkiye'nin terörle mücadeledeki kararlılığının altını çizerek, Türk devletinin bu konuda her türlü önlemi almaya devam edeceğini belirtti. Ayrıca, bölgesel ve uluslararası işbirliğinin terörle mücadelede kritik öneme sahip olduğunu vurguladı.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2024 Mart ayına ilişkin sanayi üretim endeksi verilerini yayımladı. Buna göre, sanayi üretimi bir önceki yılın aynı ayına göre %3.4 yükseliş gösterdi.

Sanayinin alt sektörleri incelendiğinde, madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi bir önceki yılın aynı ayına göre %8.4 azalırken, imalat sanayi sektörü endeksi %5.1 ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi %0.2 arttı.

Sanayi Üretimi Aylık Bazda Azalış Gösterdi

Sanayi üretimi bir önceki aya göre %0.3 azaldı. Madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi bir önceki aya göre %2.6 azalırken, imalat sanayi sektörü endeksi %0.2 ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi %0.4 arttı.

Yıllık Değişimler

Ana sanayi grupları (MIG) sınıflamasına göre, 2024 yılı Mart ayında bir önceki yılın aynı ayına göre en yüksek artış %11.4 ile yüksek teknoloji ürünlerinde gerçekleşti. Ara malı üretimi %5, dayanıklı tüketim malı üretimi %3.7, sermaye malı üretimi %0.1 artarken, enerji üretimi %5.1 azaldı.

Aylık Değişimler

Ana sanayi grupları (MIG) sınıflamasına göre, 2024 yılı Mart ayında bir önceki aya göre en yüksek artış %3.9 ile yüksek teknoloji ürünlerinde gerçekleşti. Ara malı üretimi %0.5 artarken, enerji üretimi %7.1, sermaye malı üretimi %2.3 ve dayanıklı tüketim malı üretimi %1.4 azaldı.

14 yaşında evlendirilen ve hayatının büyük bir bölümünü evli geçiren bir kadın, 35 yıl sonra boşanma davasının sonuçlanmasıyla özgürlüğüne kavuştu. Olay, kadının uzun süren mücadelesinin ardından gelen sevinç gözyaşlarıyla sonuçlandı.

Kadının erken yaşta evlendirilmesi ve uzun yıllar süren evliliği boyunca yaşadığı zorluklar, boşanma davasının açılmasına neden oldu. Dava sürecinde kadının yaşadığı travmalar ve evlilik hayatındaki olumsuzluklar mahkemeye sunuldu. Mahkeme, delilleri değerlendirerek boşanma kararı verdi.

Kararın açıklanmasının ardından sevinç gözyaşlarına boğulan kadın, 35 yıl sonra özgürlüğüne kavuşmanın mutluluğunu yaşadı. Kadının bu kararlılığı ve uzun süren mücadelesi, benzer durumda olan diğer kadınlara da örnek teşkil etti.

Boşanma davasının sonuçlanmasıyla birlikte kadın, yeni bir hayata başlama fırsatı elde etti. Kendi ayakları üzerinde durarak, hayallerini gerçekleştirme ve mutlu bir yaşam sürme hedefiyle yola çıktı.

Bu olay, erken yaşta evliliklerin ve uzun süren mutsuz evliliklerin kadınlar üzerindeki olumsuz etkilerini bir kez daha gözler önüne serdi. Kadınların kendi hayatları hakkında karar verme özgürlüğüne sahip olması ve mutlu bir yaşam sürme hakkı olduğu vurgulandı.

Sabah gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak, PKK'nin feshedilmesinin ardından adalet önünde hesap verenlerin siyaset kanallarının açılacağını iddia etti. Dilipak, bu konudaki görüşlerini bugünkü köşe yazısında dile getirdi.

Dilipak yazısında, “PKK’nın feshinden sonra adalet önünde hesabını verenlerin siyaset kanalları açılacak. Birileri yeniden milletvekili, hatta bakan olacak. Bu mudur çözüm?” ifadelerini kullandı. Bu ifadeler, terör örgütü PKK'nın olası bir feshi sonrası, geçmişte örgüte destek veren veya bağlantılı olan kişilerin siyasi hayata yeniden dahil olabileceği yönündeki tartışmaları alevlendirdi.

Dilipak'ın yazısındaki dikkat çeken diğer noktalar şunlar oldu:

• PKK'nın feshi sonrası oluşacak siyasi ortamın yeniden şekillenmesi
• Geçmişte PKK ile ilişkili kişilerin siyasi arenada yeniden yer alması ihtimali
• Bu durumun toplumda yaratacağı olası tepkiler ve tartışmalar

Dilipak'ın bu açıklamaları, Türkiye'nin terörle mücadeledeki geleceği ve Kürt sorununun çözümüne yönelik farklı yaklaşımların tartışıldığı bir dönemde geldi. Yazarın bu öngörüleri, siyasi çevrelerde ve kamuoyunda geniş yankı uyandırması bekleniyor.