Göztepe Spor Kulübü, 100. yıl etkinlikleri çerçevesinde anlamlı bir sosyal sorumluluk projesi başlattı. '100. Yılımızda Umuda Yolculuk' adıyla hayata geçirilen kampanya, kulübün futbolcularından da büyük destek gördü. Kampanyanın temel amacı, ihtiyaç sahibi çocuklara ulaşarak onlara eğitim, sağlık ve sosyal gelişim alanlarında destek sağlamak.

Kulübün sosyal medya hesaplarından yapılan duyurularla kampanya hakkında detaylı bilgiler verildi ve taraftarların katılımı teşvik edildi. Futbolcular, çektikleri videolar ve yaptıkları açıklamalarla kampanyaya desteklerini gösterdiler. Bu destek, kampanyanın daha geniş kitlelere ulaşmasına yardımcı oldu.

Kampanya kapsamında toplanan bağışlar, belirlenen ihtiyaç sahibi çocukların eğitim masraflarının karşılanması, sağlık hizmetlerine erişimlerinin kolaylaştırılması ve çeşitli sosyal etkinliklere katılımlarının sağlanması için kullanılacak. Göztepe Spor Kulübü, bu kampanya ile sadece sportif başarılar elde etmekle kalmayıp, aynı zamanda topluma faydalı bir rol model olmayı hedefliyor.

Kampanyaya destek vermek isteyenler, kulübün resmi internet sitesi üzerinden veya belirlenen banka hesaplarına bağış yapabilirler. Ayrıca, kampanya ile ilgili detaylı bilgilere kulübün sosyal medya hesaplarından ulaşılabilir.

Göztepe'nin bu anlamlı girişimi, sporun sadece bir oyun olmadığını, aynı zamanda toplumsal sorumlulukların da bir parçası olduğunu gösteriyor. Kulübün 100. yılında başlattığı bu kampanya, uzun yıllar boyunca sürecek bir sosyal sorumluluk hareketinin ilk adımı olarak değerlendiriliyor.

2029 Avrupa Basketbol Şampiyonası (EuroBasket), dört ülkenin ortak ev sahipliğinde düzenlenecek. Letonya, Estonya, Litvanya ve Finlandiya, FIBA'nın yaptığı değerlendirmeler sonucunda şampiyonayı düzenleme hakkını elde etti.

FIBA Avrupa Başkanı Jorge Garbajosa, yaptığı açıklamada, bu dört ülkenin basketbola olan tutkusunu ve organizasyon yeteneklerini vurgulayarak, 2029'da unutulmaz bir EuroBasket deneyimi yaşanacağına inandığını belirtti. Garbajosa, ev sahibi ülkelerin basketbol altyapısına ve taraftar ilgisine dikkat çekti.

Letonya daha önce 1937'de EuroBasket'e ev sahipliği yapmıştı. Litvanya ise 1939 ve 2011 yıllarında bu önemli turnuvaya ev sahipliği yapma onurunu yaşamıştı. Estonya ve Finlandiya ise ilk kez EuroBasket'e ev sahipliği yapacaklar.

Şampiyonanın formatı ve maçların hangi şehirlerde oynanacağı gibi detaylar ilerleyen dönemlerde FIBA tarafından açıklanacak. Ancak, dört ülkenin coğrafi dağılımı ve basketbolseverlerin ilgisi göz önüne alındığında, turnuvanın geniş bir kitleye ulaşması bekleniyor.

EuroBasket 2029'un, bu dört ülke için basketbolun gelişimine katkı sağlaması ve genç yeteneklerin yetişmesine olanak tanıması bekleniyor. Aynı zamanda, şampiyonanın turizm gelirlerini artırması ve ülkelerin tanıtımına katkıda bulunması hedefleniyor.

Burdur'da jandarma ekipleri, devriye görevleri sırasında sevimli bir hayvan yavrusu buldu. Edinilen bilgilere göre, Burdur İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, sorumluluk bölgelerinde asayiş ve emniyet hizmetlerini yürütürken, yol kenarında yardıma muhtaç bir hayvan yavrusu tespit etti.

Jandarma ekipleri, bulundukları bölgede güvenliği sağladıktan sonra, yavru hayvanın türünü belirlemek ve gerekli bakımı sağlamak amacıyla harekete geçti. Yapılan incelemeler sonucunda, yavrunun yaban hayvanı olduğu belirlendi.

Jandarma ekipleri, duyarlılık göstererek, Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğü ile irtibata geçti. Kısa sürede olay yerine gelen Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğü ekipleri, jandarma ekiplerinden yavru hayvanı teslim aldı. Yavru hayvan, gerekli bakım ve rehabilitasyonunun yapılması amacıyla milli parklara götürüldü.

Yetkililer, yavru hayvanın sağlık durumunun iyi olduğunu ve en kısa sürede doğal ortamına bırakılacağını bildirdi. Jandarma ekiplerinin bu duyarlı davranışı, vatandaşlar tarafından takdirle karşılandı.

Bu olay, jandarmanın sadece asayişi sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda doğayı ve hayvanları koruma konusundaki hassasiyetini de gözler önüne serdi.

Kullanıcıların en çok merak ettiği konulardan biri olan uygulamaların hangi verileri topladığı ve paylaştığı konusu netlik kazandı. Yayınlanan listede, farklı kategorilerdeki popüler uygulamaların hangi bilgileri topladığı ve bu bilgileri kimlerle paylaştığı detaylı bir şekilde incelendi.

İşte listenin öne çıkan bazı başlıkları:

• Hangi uygulamalar konum bilgilerinizi takip ediyor?
• Kişisel verilerinizi en çok paylaşan uygulamalar hangileri?
• Sağlık verilerinize erişen uygulamalar ve bu verileri kullanma amaçları.
• Finansal bilgilerinizi talep eden ve bu bilgileri paylaşan uygulamalar.

Raporda, bazı uygulamaların kullanıcıların beklentilerinin ötesinde veri topladığı ve bu verileri üçüncü partilerle paylaştığı belirtiliyor. Özellikle sosyal medya uygulamalarının, kullanıcıların demografik bilgileri, ilgi alanları ve davranışları gibi birçok veriyi reklamverenlerle paylaştığı vurgulanıyor.

Güvenlik uzmanları, kullanıcıların bu tür listeleri dikkate alarak, kullandıkları uygulamaların gizlilik ayarlarını gözden geçirmelerini ve gerekmeyen izinleri kapatmalarını öneriyor. Ayrıca, bilinmeyen veya güvensiz uygulamaları indirmekten kaçınmak ve uygulama izinlerini dikkatli bir şekilde incelemek de önemli bir güvenlik önlemi olarak belirtiliyor.

Bu araştırmanın sonuçları, kullanıcıların gizlilik konusundaki farkındalığını artırmayı ve daha bilinçli uygulama kullanma alışkanlıkları geliştirmelerine yardımcı olmayı amaçlıyor.

Kabataş Erkek Lisesi Müdürü Cemil Çol, okulun Model Birleşmiş Milletler (MUN) kulübünün düzenlediği KABMUN’24 konferansında konuştu. Konferansta, farklı okullardan gelen öğrencilere hitap eden Çol, KABMUN'un önemine vurgu yaptı.

KABMUN'24, öğrencilerin küresel sorunlara çözüm üretmek amacıyla bir araya geldiği bir platform sunuyor. Konferansta öğrenciler, Birleşmiş Milletler simülasyonunda çeşitli komitelerde farklı ülkeleri temsil ederek, diplomasi ve müzakere becerilerini geliştirme fırsatı buluyor.

Cemil Çol konuşmasında, öğrencilerin bu tür etkinliklere katılmasının, onların kişisel ve akademik gelişimlerine katkı sağladığını belirtti. Ayrıca, öğrencilerin küresel meselelere duyarlılık göstermelerinin ve çözüm arayışlarına girmelerinin önemini vurguladı.

KABMUN'24 konferansı, öğrencilerin uluslararası ilişkiler, diplomasi ve küresel sorunlar hakkında bilgi edinmelerini ve bu konularda farkındalık yaratmalarını amaçlıyor. Konferans boyunca öğrenciler, farklı komitelerde çeşitli konuları tartışacak ve çözüm önerileri geliştirecekler.

Konferansın sonunda, öğrencilerin hazırladığı çözüm önerileri rapor haline getirilerek ilgili mercilere sunulacak.

Peyami Safa'nın mirasçılarının açtığı davada, yazarın eserlerini izinsiz olarak bastığı tespit edilen bir yayınevi tazminat ödemeye mahkum edildi. İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi'nin kararına göre, davalı yayınevi, Peyami Safa'nın 'Fatih-Harbiye', 'Matmazel Noralya'nın Koltuğu' ve 'Bir Tereddüdün Romanı' gibi eserlerini telif haklarını ihlal ederek yayımladı.

Dava, 2016 yılında Peyami Safa'nın mirasçılarından Merve Safa tarafından açılmıştı. Davacı taraf, yayınevinin söz konusu eserleri izinsiz basarak haksız kazanç elde ettiğini ve telif haklarının ihlal edildiğini iddia etti. Mahkeme, yapılan incelemeler ve bilirkişi raporları doğrultusunda davacıların haklı olduğuna karar verdi.

Mahkeme, yayınevinin FSEK (Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu) hükümlerine aykırı davrandığına hükmederek, yayınevinin Peyami Safa'nın mirasçılarına tazminat ödemesine karar verdi. Tazminat miktarı, eserlerin basım adedi, satış fiyatı ve yayınevinin elde ettiği gelir gibi faktörler dikkate alınarak belirlendi.

Kararda ayrıca, yayınevinin elinde bulunan tüm izinsiz basılmış nüshaların toplatılmasına ve imha edilmesine karar verildi. Mahkeme, bu kararıyla telif haklarının korunmasının önemini vurguladı ve benzer ihlallerin önüne geçilmesi için emsal teşkil etti.

Peyami Safa, Türk edebiyatının önemli isimlerinden biridir ve eserleri hala geniş kitleler tarafından okunmaktadır. Bu karar, yazarın eserlerinin telif haklarının korunması ve mirasçılarının haklarının güvence altına alınması açısından büyük önem taşımaktadır.

Ünlü medyum, yaşadığı ani bir sağlık sorunu sonucu ölümden döndü. Bu olay, uzmanların dikkatini, toplumda giderek yaygınlaşan ve 'sessiz tehlike' olarak adlandırılan bir duruma çekti. Uzmanlar, bu tehlikenin belirtileri konusunda uyarıyor.

Söz konusu sağlık sorununa yol açan faktörler ve belirtileri şöyle sıralanıyor:

• Yüksek Tansiyon: Genellikle belirti göstermeden ilerleyebilir ve kalp, beyin, böbrekler gibi önemli organlara zarar verebilir.
• Yüksek Kolesterol: Damar tıkanıklığına yol açarak kalp krizi ve felç riskini artırabilir.
• Kan Şekeri Düzensizliği: Diyabetin habercisi olabilir ve uzun vadede birçok sağlık sorununa neden olabilir.
• Obezite: Kalp hastalıkları, diyabet ve bazı kanser türleri riskini artırır.

Uzmanlar, bu belirtilerin farkında olunması ve düzenli sağlık kontrollerinin yaptırılması gerektiğini vurguluyor. Erken teşhisin, bu sessiz tehlikelerin yol açabileceği ciddi sağlık sorunlarının önlenmesinde kritik rol oynadığı belirtiliyor. Sağlıklı yaşam alışkanlıkları, düzenli egzersiz ve dengeli beslenme de bu tehlikelerden korunmada önemli adımlar olarak öneriliyor.

Medyumun sağlık durumu hakkında detaylı bilgi verilmezken, genel olarak bu tür sağlık sorunlarının yaşam tarzı değişiklikleri ve düzenli tıbbi takip ile yönetilebileceği ifade ediliyor.

Finlandiya, Rusya ile olan uzun sınırında gerginliği artırarak olası bir krize karşı hazırlıklarını yoğunlaştırıyor. Sınır Güvenlik Dairesi Başkanı Tuomas Laosmaa, ülkenin 'en kötüsüne' hazırlandığını belirtirken, mevcut durumun endişe verici olduğunu vurguladı.

Laosmaa, basına yaptığı açıklamada, Rusya'nın hibrit operasyonlar ve provokasyonlar yoluyla Finlandiya'yı istikrarsızlaştırma potansiyeline dikkat çekti. Bu kapsamda, sınır muhafızlarının sayısının artırıldığını ve teknik gözetleme yeteneklerinin geliştirildiğini ifade etti. Ayrıca, olası bir askeri saldırı durumunda ülkenin savunma kapasitesinin de güçlendirildiğini ekledi.

Finlandiya'nın NATO üyeliği süreci ve Rusya'nın Ukrayna'daki savaşı, iki ülke arasındaki ilişkileri önemli ölçüde etkiledi. Finlandiya, Rusya'nın olası misillemelerine karşı hazırlıklı olmak amacıyla sınır güvenliğini en üst düzeye çıkarmaya çalışıyor.

Sınırda yaşanan son olaylar da gerilimi tırmandırıyor. Yasa dışı sınır geçişi girişimleri ve provokatif davranışlar, Finlandiya'nın teyakkuz seviyesini yükseltmesine neden oluyor. Sınır muhafızları, bu tür olaylara karşı hızlı ve etkili bir şekilde müdahale etmek için sürekli eğitim alıyor.

Finlandiya hükümeti, vatandaşlarını olası bir kriz durumuna karşı bilinçlendirme çalışmalarına da ağırlık veriyor. Halk, acil durum planları yapmaya ve gerekli malzemeleri stoklamaya teşvik ediliyor. Ayrıca, sivil savunma tatbikatları düzenlenerek toplumun krizlere hazırlıklı olması sağlanıyor.

Uzmanlar, Finlandiya'nın Rusya sınırındaki durumun karmaşık ve öngörülemez olduğunu belirtiyor. Rusya'nın hibrit taktikler kullanarak Finlandiya'yı zayıflatmaya çalışabileceği, ancak doğrudan bir askeri saldırının düşük bir ihtimal olduğu değerlendiriliyor.

Rusya'nın Ukrayna'yı işgali devam ederken, Batı ülkelerinin Ukrayna'ya silah sevkiyatını artırması savaşın dinamiklerini değiştiriyor. Uzmanlar, Rusya'nın taktiklerindeki olası değişiklikleri ve bu değişikliklerin nedenlerini analiz ediyor.

Savaşın başlarında Kiev'i hızla ele geçirmeyi hedefleyen Rusya, bu amacına ulaşamayınca stratejisini değiştirerek Ukrayna'nın doğu ve güney bölgelerine odaklanmıştı. Ancak son dönemde Rusya'nın, Ukrayna'nın enerji altyapısını hedef alan saldırıları ve sivil kayıplara yol açan eylemleri dikkat çekiyor.

Bu taktik değişikliğinin nedenleri arasında, Ukrayna'ya yapılan Batı silahlarının artması ve Rusya'nın cephe hattındaki ilerleyişinin yavaşlaması gösteriliyor. Rusya, enerji altyapısını hedef alarak Ukrayna'nın savaşma kapasitesini zayıflatmayı ve müzakere masasına oturmaya zorlamayı amaçlıyor olabilir.

Uzmanlar, Rusya'nın sivil kayıplara yol açan saldırılarının, uluslararası kamuoyunda tepki çekmesine rağmen, Rusya'nın stratejik hedeflerine ulaşmak için bu tür eylemleri göze alabileceğini belirtiyor. Ancak bu tür eylemlerin, Rusya'nın uluslararası alandaki itibarını zedelediği ve Batı ülkeleriyle ilişkilerini daha da kötüleştirdiği de vurgulanıyor.

Savaşın gidişatı, Batı'nın Ukrayna'ya yapacağı silah yardımlarının miktarına ve niteliğine, Rusya'nın taktiklerinin başarısına ve uluslararası kamuoyunun tepkisine bağlı olarak şekillenmeye devam edecek.