ABD ve Britanya, Yemen'deki Husi hedeflerine karşı ortak bir askeri operasyon başlattı. Operasyonun amacı, Husilerin Kızıldeniz'deki gemilere yönelik saldırılarını engellemek olarak belirtildi.

Operasyona savaş uçakları ve denizaltılar katıldı. ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), operasyonda birçok askeri hedefin vurulduğunu açıkladı. Hedefler arasında komuta merkezleri, füze rampaları ve radar sistemleri yer alıyor.

Britanya Savunma Bakanlığı da operasyona katıldıklarını doğruladı ve Husilerin eylemlerinin uluslararası ticareti tehdit ettiğini savundu. Bakanlık, operasyonun uluslararası hukuka uygun olduğunu belirtti.

Husiler ise operasyonu kınadı ve misilleme yapacaklarını açıkladı. Husilerin askeri sözcüsü, ABD ve Britanya'nın saldırılarının 'cezasız kalmayacağını' söyledi.

Bu operasyon, Yemen'deki iç savaşın daha da tırmanmasına yol açabileceği endişesini artırdı. Bölgedeki diğer aktörlerin de olaya dahil olması durumunda, durumun daha da karmaşık hale gelebileceği belirtiliyor.

Operasyonun ardından uluslararası toplumdan farklı tepkiler geldi. Bazı ülkeler operasyonu desteklerken, bazıları ise itidal çağrısında bulundu. Birleşmiş Milletler ise taraflara sükunet çağrısı yaparak, Yemen'deki sorunun diyalog yoluyla çözülmesi gerektiğini vurguladı.

Husilerin Kızıldeniz'deki saldırıları, küresel ticareti olumsuz etkiliyor. Birçok gemi şirketi, rotalarını değiştirerek daha uzun ve maliyetli yolları tercih etmek zorunda kalıyor. Bu durum, tedarik zincirlerinde aksamalara ve fiyat artışlarına neden oluyor.

ABD ve Britanya'nın ortak operasyonunun, Husilerin Kızıldeniz'deki saldırılarını ne kadar etkileyeceği ve Yemen'deki iç savaşı nasıl etkileyeceği merak konusu olmaya devam ediyor.

Türkiye'de yaklaşan seçimler öncesinde, altı muhalefet partisinin liderlerinin bir araya gelme sıklığının azalması dikkat çekiyor. Bu durum, kamuoyunda 'altılı masa' olarak bilinen ittifakın geleceği hakkında soru işaretleri yaratıyor.

Liderler Toplantılarının Sıklığı Neden Azaldı?

Eskiden ayda bir düzenli olarak toplanan liderler, son dönemde daha seyrek bir araya geliyor. Bu durumun nedenleri arasında, partilerin kendi iç gündemlerine odaklanması ve seçim stratejileri üzerindeki farklılıklar gösteriliyor. Ayrıca, ortak aday belirleme sürecindeki belirsizlik de liderler arasındaki toplantıların azalmasında etkili oluyor.

Ortak Adaylık Çalışmaları Ne Durumda?

Altılı masa, ortak bir aday belirleme hedefiyle yola çıkmıştı. Ancak, adaylık süreciyle ilgili henüz somut bir adım atılmadı. Partiler, kendi adaylarını ön plana çıkarırken, ortak bir zeminde buluşmakta zorlanıyor. Bu durum, ittifakın seçime kadar dağılabileceği yönünde spekülasyonlara neden oluyor.

Partilerin Açıklamaları

Parti yetkilileri, liderler arasındaki görüşmelerin devam ettiğini ve ortak aday belirleme çalışmalarının sürdüğünü belirtiyor. Ancak, kamuoyuna yansıyan bilgiler, partiler arasında derin görüş ayrılıkları olduğunu gösteriyor. Özellikle, cumhurbaşkanı adayının kim olacağı ve seçim sonrası hükümet modelinin nasıl şekilleneceği konularında farklı yaklaşımlar söz konusu.

Seçimlere Etkisi

Altılı masanın birlik görüntüsünü koruyamaması, muhalefet seçmeninde moral bozukluğuna yol açabilir. İttifakın dağılması veya zayıflaması, iktidarın elini güçlendirebilir. Bu nedenle, muhalefet partilerinin bir an önce ortak bir strateji belirlemesi ve kamuoyuna güven vermesi gerekiyor.

Almanya Federal Meclisi, uzun süredir tartışılan ve kamuoyunda geniş yankı uyandıran 'kendi kaderini tayin' yasasını kabul etti. Yeni düzenleme, 14 yaşından büyük bireylerin, yasal temsilcilerinin (genellikle ebeveynlerinin) onayıyla cinsiyetlerini ve isimlerini nüfus kayıtlarında değiştirmelerine olanak tanıyor.

Yasa, trans bireylerin ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarının yıllardır süren mücadelesinin bir sonucu olarak görülüyor. Savunucuları, mevcut uygulamanın ayrımcı ve insan haklarına aykırı olduğunu savunarak, bireylerin kendi kimliklerini özgürce belirleyebilmesi gerektiğini vurguluyorlardı.

Yasanın temel unsurları şunlardır:

• Yaş Sınırı: 14 yaş ve üzeri bireyler, yasal temsilcilerinin onayı ile cinsiyet değişikliği başvurusunda bulunabilecek.
• Başvuru Süreci: Başvuru, ilgili nüfus müdürlüklerine yapılacak. Herhangi bir tıbbi veya psikolojik değerlendirme şartı aranmayacak.
• 14 Yaş Altı: 14 yaşın altındaki bireyler için, yasal temsilcileri onlar adına başvuruda bulunabilecek.
• Bekleme Süresi: Cinsiyet değişikliği talebinin kabul edilmesinin ardından, bir ay içerisinde değişiklik yapılabilecek.

Yasa, Almanya'da koalisyon hükümetini oluşturan Sosyal Demokrat Parti (SPD), Yeşiller ve Hür Demokrat Parti (FDP) tarafından desteklenirken, muhalefetteki Hristiyan Demokrat Birlik (CDU/CSU) ve aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partileri tarafından eleştiriliyor. Eleştirmenler, yasanın gençlerin gelişimini olumsuz etkileyebileceğini ve suiistimallere yol açabileceğini iddia ediyor.

Federal Adalet Bakanı Marco Buschmann, yasanın kabul edilmesinin ardından yaptığı açıklamada, bunun trans bireyler ve tüm toplum için önemli bir adım olduğunu belirtti. Buschmann, yasanın bireylerin kendi kimliklerini özgürce yaşama hakkını güçlendirdiğini vurguladı.

Yasa, yürürlüğe girmeden önce Federal Konsey'den (Bundesrat) de geçmesi gerekiyor. Ancak, Federal Meclis'te kabul edilmesiyle birlikte, yasanın yakın gelecekte yürürlüğe girmesi bekleniyor.

Türkiye, 31 Mart 2024 Pazar günü yerel seçimler için sandık başına gitti. Sabah 08.00'de başlayan oy verme işlemi, batı illerinde saat 17.00'de sona erdi. Doğu illerinde ise oy verme işlemi 16.00'da tamamlandı. Oy sayımına başlanırken, seçim sonuçlarının ne zaman açıklanacağı ve sandık çıkış anketlerinin sonuçları merak ediliyor.

Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından seçim yasakları saat 21.00'de kaldırılacak, ancak YSK isterse bu süreyi erkene çekebilecek. Seçim sonuçları, oy sayımının tamamlanmasının ardından YSK tarafından açıklanacak. Sandık çıkış anketleri de sonuçların tahmin edilmesi açısından önem taşıyor. Ancak, anket sonuçlarının kesin sonuçları yansıtmadığı unutulmamalıdır.

Seçim süreciyle ilgili bazı önemli noktalar:

• Oy verme işlemleri belirtilen saatlerde tamamlandı.
• Oy sayımına geçildi.
• YSK'nın seçim yasaklarını kaldırması bekleniyor.
• Seçim sonuçları YSK tarafından açıklanacak.

Seçim sonuçlarının açıklanmasıyla birlikte, Türkiye'nin yerel yönetimleri önümüzdeki beş yıl boyunca görev yapacak isimler belli olacak. Seçim sonuçları, siyasi partiler açısından da önemli bir gösterge olacak.

Sandık çıkış anketleri, seçim sonuçlarına ilişkin ilk ipuçlarını vermesi açısından yakından takip ediliyor. Ancak, bu anketlerin sonuçlarının yanıltıcı olabileceği ve kesin sonuçları yansıtmayabileceği unutulmamalıdır. Kesin sonuçlar, YSK'nın resmi açıklamalarıyla netleşecektir.

31 Mart yerel seçimlerinde İstanbul'daki ilçe belediye başkanlığı sonuçları belli oldu. Resmi olmayan sonuçlara göre Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) 26 ilçede, Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) ise 13 ilçede belediye başkanlığını kazandı.

CHP'nin kazandığı ilçeler: Adalar, Avcılar, Bakırköy, Beylikdüzü, Beşiktaş, Beyoğlu, Büyükçekmece, Çatalca, Çekmeköy, Esenyurt, Kadıköy, Kartal, Küçükçekmece, Maltepe, Sarıyer, Silivri, Şişli, Tuzla, Ataşehir, Başakşehir, Esenler, Eyüpsultan, Fatih, Gaziosmanpaşa, Güngören, Sancaktepe.

AK Parti'nin kazandığı ilçeler: Arnavutköy, Bağcılar, Bahçelievler, Bayrampaşa, Beykoz, Çekmeköy, Esenler, Gaziosmanpaşa, Güngören, Kağıthane, Pendik, Sancaktepe, Sultanbeyli, Sultangazi, Ümraniye, Üsküdar.

Seçim sonuçları ilçe ilçe netleşirken, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı (İBB) için de yarış devam ediyor. Mevcut İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile AK Parti adayı Murat Kurum arasındaki oy farkı merakla takip ediliyor.

İstanbul'daki seçim sonuçları, Türkiye genelindeki yerel seçim sonuçlarıyla birlikte değerlendiriliyor. Seçimlerin ardından siyasi partilerin genel merkezlerinde değerlendirme toplantıları yapılması bekleniyor.

Kesin sonuçlar Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından ilan edildikten sonra resmiyet kazanacak.

21 Haziran, Kuzey Yarımküre'de yaz gündönümü olarak kabul edilir ve yılın en uzun günüdür. Bu tarihte güneş ışınları Yengeç Dönencesi'ne dik açıyla gelir. Bu durum, Kuzey Yarımküre'de günlerin uzamaya başlaması anlamına gelirken, Güney Yarımküre'de ise tam tersi, günlerin kısalmaya başlaması demektir.

Gündönümü, güneşin gökyüzündeki hareketinin kuzey veya güney yönünde en uç noktaya ulaştığı anlardır. Yılda iki kez gerçekleşir: Yaz gündönümü (21 Haziran) ve Kış gündönümü (21 Aralık). Yaz gündönümünde Kuzey Yarımküre en uzun gündüzü yaşarken, Kış gündönümünde ise en uzun geceyi yaşar.

21 Haziran Gündönümü'nün Özellikleri:

• Kuzey Yarımküre'de yaz başlar.
• En uzun gündüz yaşanır.
• Güneş ışınları Yengeç Dönencesi'ne dik açıyla gelir.
• Güney Yarımküre'de kış başlar ve en uzun gece yaşanır.

Gündönümü, farklı kültürlerde çeşitli ritüeller ve kutlamalarla karşılanır. Bazı toplumlarda hasat zamanının başlangıcı olarak kabul edilirken, bazılarında ise doğanın yeniden doğuşunu simgeler.

Türkiye'de 21 Haziran'da en uzun gündüz yaşanır. Bu tarihten sonra günler kısalmaya başlar ancak yaz mevsimi devam eder. Gündönümü, coğrafi konum ve iklim özellikleri nedeniyle farklı bölgelerde farklı şekillerde hissedilebilir.

Gündönümü, sadece astronomik bir olay değil, aynı zamanda mevsimlerin döngüsünü ve doğanın ritmini hatırlatan önemli bir zaman dilimidir.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna'nın 'kirli bomba' kullanma olasılığına karşı Rusya'nın vereceği yanıtın 'felaket' düzeyinde olacağını dile getirdi. Putin, bu tür bir provokasyonun sonuçlarının çok ağır olacağını vurguladı.

Putin, nükleer silah kullanma konusundaki söylemlerinin Batı'yı caydırmayı amaçladığını belirtti. Ukrayna'nın böyle bir adım atması durumunda Rusya'nın tepkisinin ne olacağı sorusuna ise, 'Yanıtımız onlar için felaket olacaktır' şeklinde cevap verdi. Putin, Rusya'nın nükleer doktrininin belirli koşullar altında nükleer silah kullanımına izin verdiğini hatırlattı.

Rusya, daha önce Ukrayna'yı kendi topraklarında 'kirli bomba' patlatmaya hazırlanmakla suçlamış ve bu durum uluslararası alanda geniş yankı uyandırmıştı. Ukrayna ise bu iddiaları kesin bir dille reddederek, Rusya'nın asılsız suçlamalarla durumu tırmandırmaya çalıştığını savunmuştu. Birleşmiş Milletler de iddiaların ardından Ukrayna'da incelemelerde bulunmuş ve herhangi bir 'kirli bomba' hazırlığına dair bir kanıt bulunmadığını açıklamıştı.

Putin, Rusya'nın nükleer silah kullanma olasılığına ilişkin endişeleri değerlendirirken, bu tür söylemlerin amacının Batı'yı caydırmak olduğunu yineledi. Rus lider, Rusya'nın nükleer doktrininin açıkça tanımlanmış olduğunu ve bu doktrinin belirli şartlar altında nükleer silah kullanımına izin verdiğini belirtti. Putin, 'Nükleer silah kullanmaktan bahsetmiyoruz, sadece doktrinimizi hatırlatıyoruz' ifadelerini kullandı.

Ege Denizi'nde, İzmir'in Karaburun ilçesi açıklarında 4.5 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından yapılan açıklamaya göre, deprem yerin 7 kilometre derinliğinde gerçekleşti.

Deprem, İzmir ve çevre illerde de hissedildi. Şu ana kadar herhangi bir can veya mal kaybı bildirilmedi. Ancak, depremin ardından vatandaşlar arasında kısa süreli bir panik yaşandı.

AFAD'dan yapılan açıklamada şunlar kaydedildi:

• Depremin büyüklüğü: 4.5
• Depremin derinliği: 7 kilometre
• Depremin merkez üssü: İzmir'in Karaburun ilçesi açıkları

Depremin ardından herhangi bir tsunami uyarısı yapılmadı. AFAD, bölgedeki gelişmeleri yakından takip ediyor.

Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, depremin Kuzey Anadolu Kırığı (KAK) ile ilişkili olabileceğini belirtti. Ercan, bu tür depremlerin Ege Bölgesi için normal olduğunu ve daha büyük depremlerin habercisi olmadığını ifade etti.

Ercan'ın açıklamalarından satır başları:

1. Deprem, Kuzey Anadolu Kırığı ile ilişkili olabilir.
2. Ege Bölgesi için bu tür depremler normaldir.
3. Daha büyük depremlerin habercisi değildir.

Yetkililer, vatandaşları sakin olmaya ve resmi kaynaklardan yapılan açıklamalara itibar etmeye çağırdı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Görüşmede, Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin normalleşme süreci ve bölgesel gelişmeler ele alındı.

İletişim Başkanlığı'nın açıklamasına göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Paşinyan'ı Kurban Bayramı vesilesiyle tebrik etti. Paşinyan da Erdoğan'ı bayram dolayısıyla kutladı.

Görüşmede, iki lider, ilişkilerin normalleşmesi için atılan adımları değerlendirdi ve gelecekte yapılabilecek iş birliği olanakları üzerinde durdu. Bölgesel güvenlik ve istikrarın sağlanması için diyalog kanallarının açık tutulmasının önemi vurgulandı.

Erdoğan ve Paşinyan, en son 12 Temmuz 2024 tarihinde telefonla görüşmüşlerdi. Bu görüşmede de ikili ilişkiler ve bölgesel konular ele alınmıştı.

Türkiye ve Ermenistan, uzun yıllardır devam eden sorunların çözümü için normalleşme sürecini başlatmıştı. Bu süreç kapsamında, karşılıklı olarak özel temsilciler atanmış ve çeşitli görüşmeler gerçekleştirilmişti. İki ülke arasındaki sınır kapılarının açılması ve diplomatik ilişkilerin yeniden kurulması gibi adımlar hedefleniyor.

Bu telefon görüşmesi, normalleşme sürecinin devamı açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.