Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşın başından beri Türkiye, arabuluculuk rolünü üstlenerek barış görüşmelerine ev sahipliği yapmaya çalışıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın her iki liderle de yakın ilişkileri, bu sürecin yürütülmesinde önemli bir rol oynuyor.

İstanbul'un olası bir görüşme yeri olarak öne çıkmasının nedenleri:

• Tarafsızlık: Türkiye, savaşta her iki tarafla da diyalog kurabilen nadir ülkelerden biri. Bu tarafsız duruş, her iki liderin de Türkiye'ye güvenmesini sağlıyor.
• Lojistik Kolaylık: İstanbul, coğrafi konumu itibarıyla hem Rusya hem de Ukrayna için ulaşılabilir bir şehir. Ayrıca, şehirde uluslararası görüşmeler için uygun altyapı ve güvenlik önlemleri bulunuyor.
• Diplomatik Tecrübe: Türkiye, geçmişte de birçok uluslararası krize arabuluculuk yapmış ve bu alanda önemli bir tecrübeye sahip. Bu tecrübe, görüşmelerin başarılı bir şekilde yürütülmesine katkı sağlayabilir.

Olası bir İstanbul görüşmesinin, savaşın sona erdirilmesi ve kalıcı bir barışın sağlanması için önemli bir adım olabileceği belirtiliyor. Ancak, görüşmelerin ne zaman gerçekleşeceği ve hangi konuların ele alınacağı henüz netlik kazanmış değil.

Türkiye'nin arabuluculuk çabaları, uluslararası toplum tarafından da takdirle karşılanıyor. Birçok ülke, Türkiye'nin bu süreçte oynadığı yapıcı rolü destekliyor ve barışın sağlanması için Türkiye'ye yardımcı olmaya hazır olduklarını belirtiyor.

Raziye Sultan, 13. yüzyılda Delhi Sultanlığı'nı yöneten tek kadın hükümdar olarak tarihe geçmiştir. Babası I. İltutmuş'un ölümü üzerine tahta çıkan Raziye, döneminin zorlu siyasi koşullarında cesur ve kararlı bir liderlik sergilemiştir.

Saltanatının İlk Yılları: Raziye'nin tahta geçişi, soyluların ve bazı din adamlarının muhalefetiyle karşılaşmıştır. Erkek egemen bir toplumda bir kadının hükümdar olmasına karşı çıkanlar, Raziye'nin meşruiyetini sorgulamışlardır. Ancak Raziye, zekası, yeteneği ve askeri bilgisiyle bu muhalefeti aşmayı başarmıştır.

Yönetim Anlayışı: Raziye Sultan, adaletli ve eşitlikçi bir yönetim anlayışı benimsemiştir. Halkın refahını gözetmiş, yoksullara yardım etmiş ve eğitim kurumlarını desteklemiştir. Ayrıca, liyakata önem vermiş, farklı etnik ve dini gruplardan yetenekli kişileri devlet kademelerine atamıştır.

Askeri Başarıları: Raziye Sultan, sadece iyi bir yönetici değil, aynı zamanda yetenekli bir komutandı. Saltanatı boyunca çeşitli askeri seferlere liderlik etmiş ve düşmanlarına karşı önemli zaferler kazanmıştır. Özellikle, isyancı valilere karşı gösterdiği başarılar, otoritesini güçlendirmesine yardımcı olmuştur.

Tahttan İndirilmesi ve Ölümü: Raziye Sultan'ın saltanatı, soyluların entrikaları ve iç karışıklıklar nedeniyle uzun sürmemiştir. 1240 yılında tahttan indirilmiş ve kısa bir süre sonra öldürülmüştür. Ölümü, Delhi Sultanlığı için bir dönüm noktası olmuş ve sonraki yıllarda siyasi istikrarsızlık artmıştır.

Mirası: Raziye Sultan, Hindistan tarihinde önemli bir figür olarak kabul edilir. Cesareti, liderlik vasıfları ve adaletli yönetimiyle örnek bir hükümdar olarak anılır. Onun hikayesi, kadınların her alanda başarılı olabileceğini gösteren ilham verici bir örnektir.

Trabzonspor, Türkiye Kupası finali öncesinde Fenerbahçe'ye yönelik sert açıklamalarda bulundu. Bordo mavili kulüp, final öncesinde yaptığı paylaşımlarla rakibine göndermelerde bulundu.

Trabzonspor'un açıklamalarından satır başları:

• “Tarih, cesurları ve adil olanları hatırlar.”
• “Bazıları kupa koleksiyonu yapmaya çalışırken, biz efsane yazmaya devam ediyoruz.”
• “Şampiyonluklar gelir geçer, ama karakter kalıcıdır.”
• “Herkes şampiyon olabilir ama efsane olmak için farklı olmak gerekir.”

Trabzonspor'un bu açıklamaları, final öncesinde gerilimi yükseltirken, bordo mavili taraftarların da heyecanını artırdı. Kulüp, sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımlarla taraftarlarını motive etmeye çalıştı.

Final maçı öncesinde her iki takımın da iddialı olduğu görülürken, Trabzonspor'un bu sert açıklamaları, maçın daha da çekişmeli geçeceğinin sinyallerini veriyor.

Kurtlar Vadisi dizisinde canlandırdığı Zaza karakteriyle tanınan oyuncu Ali Sürmeli'ye akciğer kanseri teşhisi konulduğu belirtildi. Sürmeli'nin tedavi sürecine başladığı ve sağlık durumunun ciddiyetini koruduğu ifade edildi.

Ali Sürmeli, Kurtlar Vadisi'ndeki Zaza karakteriyle geniş bir hayran kitlesi edinmişti. Usta oyuncunun hastalığı sevenlerini derinden üzerken, sosyal medyada da Sürmeli'ye destek mesajları yağdı.

Sürmeli'nin kariyeri boyunca birçok önemli yapımda rol aldığı ve Türk sinemasına önemli katkılar sağladığı biliniyor. Ali Sürmeli'ye sevenleri ve meslektaşları acil şifalar dilerken, bir an önce sağlığına kavuşması temennisinde bulundular.

Ali Sürmeli Kimdir?

Ali Sürmeli, Türk tiyatro, sinema ve dizi oyuncusudur. Birçok önemli yapımda rol almış ve başarılı performansıyla tanınmıştır. Kurtlar Vadisi'ndeki Zaza karakteriyle hafızalara kazınmıştır.

Oyuncunun sağlık durumuyla ilgili gelişmeler yakından takip edilirken, ailesi ve yakınları da Sürmeli'nin tedavi sürecinde desteklerini sürdürüyor.

Ali Sürmeli'ye kanser teşhisi konulması, sanat dünyasında büyük üzüntüye yol açtı.

Dışişleri Bakanlığı, S-400 hava savunma sistemleri konusundaki son gelişmelere ilişkin bir açıklama yayınladı. Açıklamada, Türkiye'nin S-400 alımının ulusal güvenlik önceliklerinden kaynaklandığı ve bu konuda geri adım atılmayacağı vurgulandı.

Bakanlık, Türkiye'nin bu konudaki tutumunun başından beri açık ve net olduğunu belirterek, S-400'lerin bir saldırı silahı olmadığı, tamamen savunma amaçlı olduğu bilgisini paylaştı. Ayrıca, sistemin NATO sistemleriyle entegre edilmeyeceği ve herhangi bir tehdit oluşturmayacağı da vurgulandı.

Açıklamada, Türkiye'nin bu konuda diyalog ve müzakereye açık olduğu belirtilirken, dayatma ve yaptırım dilinin kabul edilemez olduğu ifade edildi. Dışişleri Bakanlığı, Türkiye'nin egemenlik haklarına saygı gösterilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Türkiye'nin bölgedeki istikrara katkı sağlama ve terörle mücadeledeki kararlılığına da değinilen açıklamada, S-400 konusunun bu genel resimden ayrı değerlendirilmemesi gerektiği vurgulandı.

Son olarak, Bakanlık, müttefik ülkelerle ilişkilerin geliştirilmesi ve işbirliğinin artırılması yönündeki çabaların devam edeceğini, ancak Türkiye'nin ulusal çıkarlarından taviz vermeyeceğini belirtti.

PKK'nın silah bırakma süreciyle ilgili önemli gelişmeler yaşanıyor. Sürecin ikinci aşamasına geçildiği belirtilirken, silahların ne zaman teslim edileceğine dair çeşitli açıklamalar yapıldı.

Sürecin ilk aşamasında, PKK'nın sınır dışına çekilmesi hedeflenmişti. Bu aşamanın tamamlanmasının ardından, ikinci aşamaya geçildi. İkinci aşama, silahların bırakılması ve örgütün faaliyetlerine son vermesi anlamına geliyor. Bu kapsamda, taraflar arasında görüşmeler devam ediyor ve sürecin sağlıklı bir şekilde ilerlemesi için çeşitli adımlar atılıyor.

Yapılan açıklamalara göre, silahların teslimi için net bir tarih belirlenmiş durumda. Ancak, bu tarihin kamuoyuyla paylaşılıp paylaşılmayacağı henüz netlik kazanmadı. Sürecin hassasiyeti göz önünde bulundurularak, tarafların ortak kararıyla hareket ediliyor.

Sürecin sorunsuz ilerlemesi için, her iki tarafın da üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi gerekiyor. Hükümetin, PKK'nın silah bırakma sürecini destekleyici adımlar atması, örgütün de sürece olumlu katkı sağlaması büyük önem taşıyor.

Önümüzdeki günlerde, sürecin nasıl ilerleyeceği ve silahların ne zaman teslim edileceği konularında daha net bilgiler bekleniyor. Kamuoyu, sürecin şeffaf bir şekilde yürütülmesini ve barışın kalıcı hale gelmesini umut ediyor.

Sürecin tamamlanmasıyla birlikte, Türkiye'nin terör sorunundan kurtulması ve bölgede istikrarın sağlanması hedefleniyor. Bu nedenle, tüm tarafların sürece destek vermesi ve yapıcı bir tutum sergilemesi büyük önem taşıyor.

Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Edirne Cezaevi'nden avukatları aracılığıyla DEM Parti'nin aldığı karara ilişkin ilk değerlendirmesini yaptı. Demirtaş, açıklamasında, “DEM Parti’nin yerel seçimlerde izleyeceği strateji konusunda yetkili kurullarının aldığı kararı büyük bir dikkat ve ilgiyle takip ettim” ifadelerini kullandı.

Demirtaş, açıklamasında Sırrı Süreyya Önder'i iki kez anarak, “Bu tarihi adımı büyük bir coşkuyla karşılıyoruz. Sırrı Süreyya Önder’in de ifade ettiği gibi, esas olan müzakere ve çözümdür” dedi. Demirtaş, kararın önemine vurgu yaparak, “Umarım bu karar, Türkiye’nin demokratikleşmesi ve Kürt sorununun çözümü için yeni bir başlangıç olur” şeklinde konuştu.

Açıklamasının devamında Demirtaş, şunları kaydetti: “DEM Parti’nin bu cesur ve vizyoner kararının, tüm Türkiye halkları için hayırlı olmasını diliyorum. Bu süreçte emeği geçen, katkı sunan herkese teşekkür ediyorum. Özellikle Sırrı Süreyya Önder’e selam ve sevgilerimi gönderiyorum.”

Demirtaş'ın bu açıklaması, DEM Parti'nin yerel seçim stratejisi ve Kürt sorununun çözümüne yönelik umutları artırdı. Açıklama, siyasi çevrelerde geniş yankı uyandırdı.

Son olarak, Selahattin Demirtaş'ın mesajı şöyleydi: 'Bütün halkımıza en derin sevgi ve saygılarımı sunuyorum.'

Aile Destek Programı ödemelerinin geleceği, hak sahipleri tarafından yakından takip ediliyor. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından yürütülen bu programın Mayıs 2025'te sona ereceği belirtilmişti. Ancak, programın uzatılıp uzatılmayacağına dair henüz resmi bir açıklama yapılmadı.

Aile Destek Paketi Nedir?

Aile Destek Programı, ihtiyaç sahibi ailelere yönelik olarak hayata geçirilmiş bir sosyal yardım programıdır. Program kapsamında, ailelerin gelir düzeyine göre değişen miktarlarda aylık ödemeler yapılmaktadır. Bu ödemeler, ailelerin temel ihtiyaçlarını karşılamalarına destek olmayı amaçlamaktadır.

Mayıs 2025 Ödemeleri Yapılacak mı?

Programın normal şartlarda Mayıs 2025'te sona ermesi bekleniyor. Bu durumda, Mayıs ayında son kez ödeme yapılması öngörülüyor. Ancak, programın uzatılması durumunda ödemeler devam edecektir. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın bu konuda bir açıklama yapması bekleniyor.

Aile Destek Programı Uzatılacak mı?

Aile Destek Programı'nın uzatılıp uzatılmayacağına dair henüz resmi bir karar bulunmuyor. Ancak, programın sağladığı faydalar göz önüne alındığında, uzatılma ihtimali de değerlendiriliyor. Programın uzatılması durumunda, ödeme şartları ve miktarlarında değişiklik olup olmayacağı da merak konusu.

Konuyla ilgili resmi açıklamalar yapıldığında, haberimizde güncel bilgilere yer verilecektir.

Karayolları Genel Müdürlüğü (KGM), trafikteki güvenliği artırmak amacıyla yeni bir trafik levhası tanıttı. Bu levha, özellikle sürücülerin ve yayaların daha dikkatli olmasını sağlamayı hedefliyor.

Yeni trafik levhası, 'Yaya Geçidi Öncesi Yavaşlama' anlamına geliyor. Amacı, sürücüleri yaya geçidine yaklaşırken hızlarını düşürmeleri konusunda uyarmak ve yayaların güvenli bir şekilde karşıya geçmelerini sağlamak. Levha, yaya geçitlerine yaklaşırken sürücülerin görüş açısının kısıtlı olduğu veya yaya trafiğinin yoğun olduğu bölgelerde kullanılacak.

KGM yetkilileri, bu yeni levhanın özellikle okul önleri, hastane çevreleri ve alışveriş merkezleri gibi yaya yoğunluğunun yüksek olduğu bölgelerde kazaların önlenmesine katkı sağlayacağını belirtiyor. Ayrıca, sürücülerin yaya geçitlerine yaklaşırken daha dikkatli ve duyarlı olmaları gerektiği vurgulanıyor.

Levhanın tasarımında, dikkat çekici renkler ve semboller kullanıldı. Bu sayede sürücülerin levhayı fark etmeleri ve anlamaları kolaylaştırılıyor. KGM, levhanın montajı için gerekli çalışmaların başladığını ve önümüzdeki günlerde levhaların belirlenen bölgelere yerleştirileceğini duyurdu.

Yeni levha ile ilgili olarak sürücülerin bilgilendirilmesi amacıyla çeşitli tanıtım kampanyaları düzenlenecek. Bu kampanyalar aracılığıyla sürücülerin levhanın anlamı ve önemi konusunda bilinçlendirilmesi hedefleniyor.

KGM, trafik güvenliğinin artırılması için çalışmalarına devam edeceğini ve yeni projelerle sürücülerin ve yayaların güvenliğini en üst düzeye çıkarmayı amaçladığını belirtti.