ABD'nin gümrük vergisi politikalarının küresel ekonomiye etkileri ve İngiltere Merkez Bankası'nın (BoE) faiz oranlarına ilişkin kararları ekonomik gündemin odağında yer alıyor. ABD'nin uyguladığı gümrük vergilerinin küresel büyümeyi tehdit ettiği belirtilirken, BoE'nin ana faiz oranını sabit tutma kararı ve gelecekteki olası indirimler piyasalar tarafından yakından izleniyor.

ABD'nin Gümrük Vergisi Politikaları:

• ABD'nin çeşitli ülkelere uyguladığı gümrük vergileri, ticaret savaşları endişelerini artırarak küresel ekonomik büyümeyi olumsuz etkiliyor.
• Gümrük vergileri, özellikle ithalat ve ihracat dengesini bozarak şirketlerin maliyetlerini artırıyor ve tüketici fiyatlarına yansıyor.
• Bu durum, uluslararası tedarik zincirlerinde aksamalara neden olarak üretimde düşüşlere yol açabiliyor.

İngiltere Merkez Bankası'nın Faiz Kararı:

• BoE, enflasyonla mücadele ve ekonomik istikrarı sağlama amacıyla ana faiz oranını %5,25 seviyesinde sabit tuttu.
• Banka yetkilileri, enflasyonun hedeflenen %2 seviyesine düşürülmesi için sıkı para politikalarının devam edeceğini vurguluyor.
• Piyasalarda, BoE'nin yıl sonuna doğru faiz indirimlerine başlayabileceği beklentisi hakim. Ancak, enflasyon verileri ve ekonomik gelişmeler bu beklentiyi etkileyebilir.

Ekonomistler, ABD'nin gümrük vergisi politikalarının uzun vadede küresel büyümeyi yavaşlatabileceği konusunda uyarıyor. Aynı zamanda, BoE'nin faiz kararlarının İngiliz ekonomisi üzerindeki etkileri ve gelecekteki para politikası adımları yakından takip ediliyor. Küresel ekonomik belirsizliklerin arttığı bu dönemde, merkez bankalarının ve hükümetlerin alacağı kararlar büyük önem taşıyor.

Özellikle, enflasyonun seyri, işsizlik oranları ve tüketici harcamaları gibi veriler, BoE'nin faiz indirimlerine ne zaman başlayabileceği konusunda ipuçları verebilir.

Sotheby's, Hindistan hükümetinin tepkisi üzerine, tarihi Buda mücevherlerinin müzayedesini erteledi. Müzayede, 14 Mayıs'ta New York'ta yapılacaktı. Hindistan hükümeti, mücevherlerin 1909'da çalındığını ve Hindistan'a ait olduğunu iddia ediyor.

Sotheby's, yaptığı açıklamada, “Hindistan hükümetinin endişelerini ciddiye alıyoruz ve bu nedenle müzayedeyi ertelemeye karar verdik” dedi. Açıklamada ayrıca, mücevherlerin kaynağını araştırmak için Hindistan hükümetiyle işbirliği yapılacağı belirtildi.

Mücevherler, 'Antikalar ve Sanat Hazineleri Yasası' uyarınca yasa dışı bir şekilde elde edilmiş olabileceği gerekçesiyle Hindistan hükümeti tarafından geri isteniyor. Söz konusu eserler, 1909 yılında İngiliz bir subay tarafından Hindistan'dan kaçırılmıştı. Hindistan Kültür Bakanlığı, Sotheby's'e bir mektup göndererek müzayedenin durdurulmasını talep etmişti.

Müzayedeye çıkarılacak olan mücevherler, Buda'nın kalıntılarını içeren bir mahfazanın parçasıydı. Bu mahfaza, Kuzey Hindistan'daki Piprahwa'da 1898'de keşfedilmişti. Mücevherlerin değerinin milyonlarca dolar olduğu tahmin ediliyor.

Hindistan hükümeti, mücevherlerin iadesi için yasal yollara başvurabileceğini de belirtiyor. Bu durum, kültürel mirasın iadesi konusundaki tartışmaları yeniden alevlendirdi.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun sosyal medya hesabının, bir paylaşım gerekçe gösterilerek engellendiği bildirildi. İmamoğlu'nun avukatı, kararın siyasi olduğunu savunarak itiraz edeceklerini açıkladı.

Engellemeye neden olan paylaşımın içeriği hakkında net bir bilgi verilmezken, sosyal medya platformunun kullanım koşullarına aykırı olduğu iddia edildi. Avukatlar, bu durumun ifade özgürlüğüne bir müdahale olduğunu ve kararın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirtiyor.

İmamoğlu'nun hesabının ne kadar süreyle engellendiği veya hangi platformda bu durumun yaşandığı haberde belirtilmiyor. Ancak, olayın kamuoyunda geniş yankı uyandırdığı ve tartışmalara yol açtığı vurgulanıyor.

Avukatlar, kararın iptali için gerekli hukuki süreçleri başlatacaklarını ve İmamoğlu'nun ifade özgürlüğünü savunacaklarını dile getirdiler.

• Engelleme, tek bir paylaşıma dayandırılıyor.
• Avukatlar, kararın siyasi olduğunu düşünüyor ve itiraz edecekler.
• Olay, ifade özgürlüğü tartışmalarını yeniden alevlendirdi.

Sosyal medya platformunun konuyla ilgili henüz bir açıklama yapmadığı belirtiliyor. Gelişmelerin takip edildiği ve kamuoyunun bilgilendirilmeye devam edileceği ifade ediliyor.

1. Hesabın engellenme nedeni: Tek bir paylaşım
2. Avukatların tepkisi: Kararın siyasi olduğu ve itiraz edileceği
3. Kamuoyundaki etkisi: İfade özgürlüğü tartışmaları

Avrupa Birliği (AB), Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ile devam eden ticaret müzakerelerinde bir çözüme ulaşılamaması durumunda, olası bir ticari misilleme için hazırlık yapıyor. AB Komisyonu, müzakerelerin başarısızlıkla sonuçlanması halinde uygulanacak çeşitli karşı önlemleri değerlendiriyor.

Müzakerelerin odak noktasında, ABD'nin AB'den ithal ettiği mallara uyguladığı gümrük vergileri ve ticaret kısıtlamaları bulunuyor. AB, bu vergilerin kaldırılmasını ve ticaret ilişkilerinin daha adil bir zemine oturtulmasını talep ediyor. Ancak, şu ana kadar yapılan görüşmelerde taraflar arasında önemli görüş ayrılıkları devam ediyor.

AB Komisyonu, müzakerelerin başarısızlıkla sonuçlanması durumunda devreye sokulabilecek misilleme önlemleri arasında, ABD'den ithal edilen belirli ürünlere ek gümrük vergileri uygulanması, ticaret kotaları getirilmesi ve diğer ticari engellerin oluşturulması gibi seçenekleri değerlendiriyor. Bu önlemlerin, ABD'ye ekonomik baskı yaparak müzakere masasına geri dönmesini sağlaması amaçlanıyor.

AB yetkilileri, müzakerelerde yapıcı bir yaklaşım sergilemeye devam edeceklerini, ancak aynı zamanda AB'nin çıkarlarını korumak için gerekli tüm önlemleri almaya hazır olduklarını belirtiyorlar. Ticari misilleme, son çare olarak görülse de, müzakerelerde ilerleme sağlanamaması durumunda kaçınılmaz bir seçenek olarak masada duruyor.

Olası Misilleme Önlemleri:

• ABD'den ithal edilen belirli ürünlere ek gümrük vergileri uygulanması.
• Ticaret kotaları getirilmesi.
• Diğer ticari engellerin oluşturulması.

AB, bu adımlarla ABD'yi müzakere masasına geri döndürmeyi ve daha adil ticaret koşulları oluşturmayı hedefliyor.

Ukrayna parlamentosu, Amerika Birleşik Devletleri ile kritik öneme sahip madenlerin çıkarılması ve işlenmesi konusunda yapılan bir anlaşmayı oybirliğiyle kabul etti. Bu anlaşma, Ukrayna'nın ekonomik toparlanmasına ve enerji bağımsızlığına katkıda bulunmayı hedefliyor. Anlaşma, iki ülke arasındaki stratejik ortaklığı güçlendirmeyi ve Ukrayna'nın Batı ile entegrasyonunu hızlandırmayı amaçlıyor.

Söz konusu anlaşma, Ukrayna topraklarında bulunan lityum, titanyum, nadir toprak elementleri gibi stratejik madenlerin çıkarılması ve işlenmesi süreçlerinde ABD'li şirketlerin yatırım yapmasını kolaylaştıracak. Ukrayna hükümeti, bu anlaşmanın ülkeye önemli miktarda doğrudan yabancı yatırım çekmesini ve yeni iş imkanları yaratmasını bekliyor.

Anlaşmanın detayları arasında, maden çıkarma projelerinin çevresel etkilerinin en aza indirilmesi ve yerel halkın haklarının korunması gibi unsurlar da yer alıyor. Ukrayna, bu projelerde şeffaflık ve sürdürülebilirlik ilkelerine bağlı kalmayı taahhüt ediyor.

Ukrayna parlamentosundaki oylama, anlaşmanın önemini ve ülkenin ABD ile olan işbirliğine verdiği önemi gösteriyor. Anlaşmanın yürürlüğe girmesiyle birlikte, Ukrayna'nın maden kaynaklarının daha etkin bir şekilde kullanılması ve ülke ekonomisine katkı sağlanması bekleniyor.

Bu gelişme, Ukrayna'nın enerji güvenliğini artırma ve Rusya'ya olan bağımlılığını azaltma çabaları açısından da kritik bir adım olarak değerlendiriliyor.

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Berlin'de yaptığı açıklamada, Ukrayna'ya verilen desteğin sürdürülmesinin önemine vurgu yaparak, Rusya'nın bu savaşı kazanmasına izin vermeyeceklerini belirtti. Stoltenberg, ''Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in hedeflerine ulaşması halinde bunun Ukrayna için bir trajedi olacağını ve NATO'yu daha savunmasız hale getireceğini'' ifade etti.

Stoltenberg, Ukrayna'ya askeri destek sağlamanın yanı sıra, bu ülkenin NATO'ya yakınlaşmasına da yardımcı olduklarını söyledi. NATO'nun Ukrayna'daki askeri varlığını artırmaması yönündeki eleştirilere de değinen Stoltenberg, bunun ittifakın temel görevinin NATO müttefiklerini korumak ve savunmak olduğunu belirtti.

''NATO'nun birincil sorumluluğu, tüm müttefikleri korumak ve savunmaktır'' diyen Stoltenberg, Ukrayna'daki savaşın NATO topraklarına sıçramaması için çalıştıklarını vurguladı. Ayrıca, NATO'nun Ukrayna'ya verdiği desteğin sadece askeri yardımla sınırlı olmadığını, aynı zamanda siyasi ve ekonomik destek de sağladıklarını ekledi.

Stoltenberg, Rusya'nın Ukrayna'daki eylemlerini uluslararası hukukun ihlali olarak nitelendirerek, bu durumun kabul edilemez olduğunu yineledi. NATO'nun Ukrayna'ya olan bağlılığının sarsılmaz olduğunu ve Ukrayna'nın egemenliği ve toprak bütünlüğünü desteklemeye devam edeceklerini sözlerine ekledi.

Türkiye, 31 Mart yerel seçimleri için sandık başına gitti ve oy verme işlemleri tamamlandı. Sandıkların kapanmasının ardından, seçim sonuçlarına dair ilk işaretler sandık çıkış anketlerinden gelmeye başladı. Özellikle büyük şehirlerdeki yarışın nasıl sonuçlanacağı büyük bir merak konusu.

Ankara: Sandık çıkış anketleri, Ankara'da mevcut başkan Mansur Yavaş ile rakibi arasında yakın bir yarış olduğunu gösteriyor. Anket sonuçları farklılık gösterse de, genel eğilim Yavaş'ın önde olduğu yönünde. Ancak, kesin sonuçlar için oyların sayılması bekleniyor.

İstanbul: İstanbul'da da benzer şekilde, mevcut başkan Ekrem İmamoğlu ile rakibi arasındaki rekabetin başa baş olduğu belirtiliyor. Sandık çıkış anketleri İmamoğlu'nun lehine sonuçlar gösterse de, aradaki farkın oldukça az olduğu ifade ediliyor. İstanbul'daki seçim sonuçları, Türkiye genelindeki siyasi dengeler açısından büyük önem taşıyor.

İzmir: İzmir'de ise diğer büyük şehirlere kıyasla daha farklı bir tablo çiziliyor. Sandık çıkış anketleri, mevcut başkanın rakiplerine karşı daha belirgin bir üstünlüğü olduğunu gösteriyor. Ancak, kesin sonuçlar için yine de tüm oyların sayılması ve resmi açıklamanın yapılması gerekiyor.

Sandık çıkış anketlerinin sonuçları, genel seçim trendlerini yansıtma potansiyeli taşısa da, kesin sonuçlar olarak kabul edilmemeli. Seçim sonuçlarına dair en doğru bilgi, Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) resmi açıklamalarıyla elde edilecektir. Seçim sürecinin şeffaf ve adil bir şekilde yürütülmesi, demokrasinin sağlıklı işleyişi açısından büyük önem arz ediyor.

Bu seçimlerde, sadece büyükşehir belediye başkanları değil, aynı zamanda ilçe belediye başkanları, belediye meclis üyeleri ve muhtarlar da belirlendi. Yerel yönetimlerin belirlenmesi, şehirlerin geleceği ve yaşam kalitesi açısından kritik bir rol oynuyor.

İstanbul'da, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na sosyal medya üzerinden hakaret ettiği iddiasıyla gözaltına alınan şüpheli, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü soruşturma kapsamında, şüpheli S.A.'nın İmamoğlu'nun bir fotoğrafını sosyal medya hesabında paylaşarak altına hakaret içerikli yorumlar yazdığı tespit edildi.

Bunun üzerine harekete geçen polis ekipleri, şüpheliyi yakalayarak gözaltına aldı. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen S.A., savcılık sorgusunun ardından tutuklanma talebiyle nöbetçi sulh ceza hakimliğine çıkarıldı. Hakimlik, şüphelinin üzerine atılı suçun vasfı ve mevcut delil durumu dikkate alarak tutuklanmasına karar verdi.

Şüphelinin sosyal medya paylaşımında kullandığı ifadelerin, İmamoğlu'nun onur, şeref ve saygınlığını zedeleyici nitelikte olduğu değerlendirildi. Tutuklama kararında, şüphelinin bu türden paylaşımlarının kamuoyunda infiale yol açabileceği ve toplumsal huzuru bozabileceği de belirtildi.

Olayla ilgili soruşturma devam ederken, yetkililer sosyal medya platformlarında yapılan hakaret içerikli paylaşımlara karşı sıfır tolerans politikası izleyeceklerini vurguladı.

Türkiye'de 14 Mayıs'ta yapılan Cumhurbaşkanı ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri'nde cumhurbaşkanı seçimi ilk turda sonuçlanmadı. Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Ahmet Yener, seçim sonuçlarını açıkladı. Yener, hiçbir adayın geçerli oyların salt çoğunluğunu alamadığını ve cumhurbaşkanı seçiminin ikinci tura kaldığını duyurdu.

YSK Başkanı Ahmet Yener'in açıklamasına göre, Cumhurbaşkanı adaylarından Recep Tayyip Erdoğan yüzde 49,51, Kemal Kılıçdaroğlu yüzde 44,88, Sinan Oğan yüzde 5,17 oy aldı. Muharrem İnce ise adaylıktan çekilmesine rağmen yüzde 0,43 oy aldı.

Ahmet Yener, ikinci tur seçiminin 28 Mayıs 2023 tarihinde yapılacağını belirtti. Seçim takvimi de YSK tarafından ilan edildi.

YSK'nın kesin sonuçları açıklamasının ardından, ikinci tur seçimleri için propaganda dönemi başlayacak. Siyasi partiler ve adaylar, 28 Mayıs'a kadar seçmenlere ulaşmaya çalışacaklar.

Seçim sonuçlarına itiraz süreci de YSK tarafından belirlenen takvime göre işleyecek. İtirazlar değerlendirildikten sonra kesin sonuçlar ilan edilecek.

Türkiye, cumhurbaşkanını belirlemek için 28 Mayıs'ta yeniden sandık başına gidecek.