Malta'da gazeteci Daphne Caruana Galizia'nın öldürülmesiyle ilgili olarak iki sanık suçlu bulundu. Cinayet, Malta siyasetinde derin yankılar uyandırmıştı.

Malta'da gazeteci Daphne Caruana Galizia'nın 2017'de öldürülmesiyle ilgili davada, cinayeti işlemekle suçlanan iki kardeş suçlu bulundu. George ve Alfred Degiorgio, daha önce suçsuz olduklarını iddia etmişlerdi ancak yargılama sürecinde fikir değiştirerek suçlarını kabul ettiler. Bu gelişme, uzun süredir devam eden davada önemli bir dönüm noktası oldu.
Dava, Malta siyasetinde ve Avrupa genelinde büyük yankı uyandırmıştı. Daphne Caruana Galizia, yolsuzluk iddiaları ve hükümet yetkilileriyle ilgili eleştirel yazılarıyla tanınıyordu. Cinayeti, Malta'da ifade özgürlüğü ve hukukun üstünlüğü konularında ciddi endişelere yol açmıştı.
Cinayetin ardından başlatılan soruşturma, Malta'daki siyasi ve iş dünyası çevrelerine kadar uzanmıştı. Soruşturma sürecinde, bazı üst düzey yetkililerin cinayetle bağlantılı olduğu iddiaları ortaya atılmıştı. Bu durum, Malta hükümeti üzerinde büyük bir baskı oluşturmuş ve uluslararası kamuoyunun dikkatini çekmişti.
Sanıkların suçlu bulunması, Galizia ailesi ve basın özgürlüğü savunucuları tarafından memnuniyetle karşılandı. Ancak, cinayetin tüm detaylarının ve arkasındaki gerçeklerin tam olarak ortaya çıkarılması için soruşturmanın devam etmesi gerektiği vurgulanıyor.
Davanın seyrini etkileyen bir diğer önemli faktör ise, cinayetin azmettiricisi olduğu iddia edilen iş adamı Yorgen Fenech'in yargılanmasıdır. Fenech, cinayeti finanse etmek ve organize etmekle suçlanıyor. Onun davasının sonuçlanması, Galizia cinayetinin tam olarak aydınlatılması açısından kritik öneme sahip.
Malta hükümeti, cinayetin aydınlatılması ve sorumluların cezalandırılması için gerekli tüm adımların atılacağını belirtiyor. Hükümet, basın özgürlüğünü koruma ve hukukun üstünlüğünü sağlama konusunda kararlı olduğunu ifade ediyor.
Daphne Caruana Galizia'nın cinayeti, Avrupa'da gazetecilere yönelik tehditlerin ve saldırıların ne kadar ciddi boyutlara ulaşabileceğini gösteren bir örnek olarak kabul ediliyor. Bu nedenle, Avrupa Birliği ve uluslararası kuruluşlar, basın özgürlüğünü koruma ve gazetecilerin güvenliğini sağlama konusunda daha fazla çaba göstermeye çağırılıyor.