Ankara Büyükşehir Belediyesi'nde yaşanan torpil iddialarına ilişkin mahkeme kararı tartışma yarattı. Mahkeme, belediyenin savunmasını haklı bularak torpili onayladı.

Ankara Büyükşehir Belediyesi'nde (ABB) işe alımlarda torpil yapıldığı iddialarıyla ilgili açılan bir dava sonuçlandı. Ankara 14. İdare Mahkemesi, ABB'nin savunmasını kabul ederek, işe alımlarda 'liyakat ve kariyer' ilkesinin mutlak olmadığını ve kamu yararının gözetilmesi gerektiğini belirtti. Kararda, ABB'nin personel alımında takdir yetkisini kullandığı ve bu yetkinin hukuka uygun olduğu ifade edildi.
Davaya konu olan olay, ABB'nin 2019 yerel seçimlerinden sonra yaptığı personel alımlarıyla ilgiliydi. İddiaya göre, bazı kişilerin belediyede tanıdıkları aracılığıyla usulsüz bir şekilde işe alındığı öne sürülmüştü. Bu iddialar üzerine bazı adaylar, işe alım sürecinin iptali ve yeniden değerlendirme yapılması talebiyle mahkemeye başvurmuştu.
Mahkeme kararında, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun ilgili maddelerine atıfta bulunularak, liyakat ve kariyer ilkelerinin kamu hizmetinin etkin ve verimli bir şekilde yürütülmesi amacıyla gözetilmesi gerektiği, ancak bu ilkelerin mutlak olmadığı vurgulandı. Kararda ayrıca, belediyenin personel alımında kamu yararını gözetme yetkisinin bulunduğu ve bu yetkinin sınırları içinde hareket ettiği belirtildi.
Karar, torpil iddialarını gündeme getirenleri hayal kırıklığına uğratırken, ABB yönetimini memnun etti. Belediye yetkilileri, mahkeme kararının şeffaf ve adil bir işe alım süreci yürüttüklerinin kanıtı olduğunu savundu. Ancak kararın gerekçesi ve yorumu kamuoyunda tartışmalara yol açtı.
Karara tepki gösterenler, liyakat ilkesinin göz ardı edilmesinin kamu hizmetinin kalitesini düşüreceğini ve adaletsizliğe yol açacağını savundu. Ayrıca, mahkemenin 'kamu yararı' kavramını geniş yorumladığı ve torpile kapı araladığı eleştirileri yapıldı.
Dava sürecinde, ABB'nin savunmasında, işe alınan personelin nitelikli olduğu ve belediyenin ihtiyaçları doğrultusunda istihdam edildiği belirtildi. Ayrıca, işe alım sürecinde herhangi bir usulsüzlük yapılmadığı ve tüm işlemlerin mevzuata uygun olarak gerçekleştirildiği savunuldu.
Mahkeme kararının ardından, davacıların temyize gitme hakkı bulunuyor. Temyiz sürecinde, kararın hukuka uygunluğu bir üst mahkeme tarafından yeniden değerlendirilecek.