Eski ABD Başkanı Donald Trump, Yüksek Mahkeme'ye başvurarak yaklaşık 350 bin Venezuelalının ülkede yasal koruma altında bulunmasını sağlayan bir düzenlemenin kaldırılmasını istedi. Bu talep, Trump'ın olası bir başkanlık yarışında göçmenlik konusunu yeniden gündeme getirme stratejisinin bir parçası olarak değerlendiriliyor.

Söz konusu düzenleme, Venezuela'daki siyasi ve ekonomik istikrarsızlık nedeniyle ülkelerinden kaçan Venezuelalıların ABD'de geçici koruma statüsü (TPS) almasını sağlıyor. TPS, belirli ülkelerden gelen ve ülkelerine güvenli bir şekilde dönemeyen kişilere ABD'de kalma ve çalışma izni veriyor.

Trump'ın Yüksek Mahkeme'ye yaptığı başvuruda, bu korumanın kaldırılması ve Venezuelalıların ülkelerine geri gönderilmesi gerektiği savunuluyor. Gerekçe olarak, Venezuela'daki durumun düzeldiği ve bu kişilerin artık korunmaya ihtiyaç duymadığı iddia ediliyor.

Ancak, insan hakları örgütleri ve göçmen hakları savunucuları, Venezuela'daki durumun hala kritik olduğunu ve bu kişilerin geri gönderilmesinin büyük bir insani krize yol açabileceğini belirtiyorlar. Ayrıca, bu kararın, ABD'nin uluslararası hukuk ve insan hakları konusundaki itibarını zedeleyebileceği de vurgulanıyor.

Yüksek Mahkeme'nin bu talebi değerlendirme süreci ve vereceği karar, hem ABD'deki Venezuelalıların geleceği hem de ABD'nin göçmenlik politikaları açısından önemli sonuçlar doğurabilir.

İngiliz komedyen Russell Brand, hakkında ortaya atılan tecavüz ve cinsel saldırı suçlamaları nedeniyle hakim karşısına çıktı. Westminster Sulh Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada, Brand aleyhindeki iddialar okundu. İddiaların ardından kefaletle serbest bırakılan Brand'in bir sonraki duruşmada hazır bulunması gerekiyor.

Russell Brand'e yöneltilen suçlamalar, 2003 yılında Londra'da gerçekleştiği iddia edilen bir tecavüz vakası, 2003 yılında Wiltshire'da gerçekleştiği iddia edilen bir cinsel saldırı vakası ve 2006 yılında Los Angeles'ta gerçekleştiği iddia edilen bir cinsel saldırı vakasını kapsıyor. Brand, hakkındaki tüm suçlamaları reddediyor.

Savcı Anand Doobay, Brand'in suçlamaları reddettiğini ve masumiyetini koruduğunu belirtti. Doobay, mahkemeye sunulan delillerin karmaşıklığına dikkat çekerek, davanın seyrinin zaman alabileceğini ifade etti. Brand'in avukatı ise müvekkilinin suçsuz olduğunu ve iddiaların asılsız olduğunu savundu.

Mahkeme, Russell Brand'in kefaletle serbest bırakılmasına karar verirken, belirli şartlar getirdi. Bu şartlar arasında, İngiltere ve Galler'i terk etmemesi ve belirli adreslerde ikamet etmesi yer alıyor. Brand'in bir sonraki duruşması ilerleyen bir tarihte görülecek.

Bu gelişmeler, Brand'in kariyeri ve itibarı üzerinde önemli bir etki yaratabilir. Hakkındaki suçlamaların ciddiyeti göz önüne alındığında, davanın sonucu hem Brand'in kişisel geleceği hem de kamuoyu nezdindeki konumu açısından büyük önem taşıyor.

Nijeryalı otizmli bir çocuk olan Kareem Waris Olamilekan, dünyanın en büyük tuvalini yaparak Guinness Dünya Rekoru'nu kırdı. 11 Mayıs 2024 tarihinde tamamlanan tuval, 99 metrekarelik (1065,64 fit kare) bir alana yayılarak büyük bir başarıya imza attı.

Kareem'in bu projesi, otizm farkındalığını artırmayı ve diğer otizmli bireylere ilham vermeyi amaçlıyor. Ailesi ve destekçileri, Kareem'in yeteneğinin ve azminin, otizmli bireylerin potansiyelini sergilediğine inanıyor.

Guinness Dünya Rekorları temsilcileri, tuvalin ölçümlerini doğruladıktan sonra rekorun resmen kırıldığını açıkladı. Kareem, rekorun ardından yaptığı açıklamada, “Bu başarı, hayallerimin peşinden gitmem için bana ilham verdi. Umarım diğer insanlara da ilham verebilirim” dedi.

Kareem'in ailesi, oğullarının küçük yaşlardan itibaren resim yeteneği olduğunu fark ettiklerini ve onu her zaman desteklediklerini belirtti. Proje boyunca birçok gönüllü ve sanatsever de Kareem'e destek oldu.

Bu rekor, otizmli bireylerin yeteneklerine dikkat çekmek ve toplumda farkındalık yaratmak adına önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Kareem'in başarısı, dünya genelinde otizmle yaşayan bireyler ve aileleri için umut kaynağı oldu.

Tuvalin tamamlanmasının ardından, eser sergilenmeye başlandı ve elde edilen gelirlerin bir kısmı otizm vakıflarına bağışlanacak.

Türkiye, 31 Mart 2024 Pazar günü yerel seçimler için sandık başına gidiyor. Milyonlarca seçmen, belediye başkanı, belediye meclis üyesi ve muhtar seçmek için oy kullanacak. Oy verme işlemleri, doğu illerinde saat 08.00'de başlarken batı illerinde ise saat 08.00'de başlayacak ve saat 17.00'de sona erecek.

Seçim sonuçlarının açıklanma zamanı, Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) belirleyeceği yayın yasağına bağlıdır. YSK'nın yayın yasağını kaldırmasının ardından seçim sonuçları açıklanmaya başlanacak. Geçmiş seçimlerde, yayın yasağı genellikle saat 21.00 civarında kalkmıştır, ancak bu durum seçimden seçime değişebilir. YSK'nın resmi internet sitesi ve haber kanalları aracılığıyla seçim sonuçları anlık olarak takip edilebilecek.

Oy verme işlemi sırasında seçmenlerin yanlarında kimlik belgesi bulundurmaları gerekmektedir. Kimlik belgesi olarak nüfus cüzdanı, ehliyet veya pasaport geçerlidir. Oy verme kabininde cep telefonu veya kamera gibi cihazlarla fotoğraf veya video çekmek yasaktır. Ayrıca, oy pusulasına herhangi bir işaret koymak veya pusulayı yırtmak da yasaktır.

Seçim günü alkollü içki satışı ve tüketimi yasaktır. Ayrıca, silah taşımak da yasaktır. Güvenlik güçleri, seçim güvenliğini sağlamak için gerekli önlemleri alacaktır.

İstanbul'da bir restoranda yangın çıktı. Yangın, kısa sürede büyüyerek restoranın büyük bir bölümünü etkisi altına aldı. Olay yerine çok sayıda itfaiye ekibi sevk edildi.

İtfaiye ekiplerinin yoğun çalışmaları sonucu yangın kontrol altına alındı. Yangında maddi hasar meydana geldi. Yangının çıkış nedeni henüz belirlenemedi.

Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

Yangın, İstanbul'un işlek semtlerinden birinde bulunan bir restoranda meydana geldi. Restoranın çevresindeki binalar da yangından etkilenme riski taşıyordu. İtfaiye ekiplerinin hızlı müdahalesi sayesinde yangın, çevredeki binalara sıçramadan kontrol altına alındı.

Yangının çıkış nedeni henüz belirlenemezken, olayla ilgili soruşturma başlatıldı. Yetkililer, yangının kundaklama sonucu çıkmış olabileceği ihtimalini de değerlendiriyor.

Yangın sırasında restoranda bulunan müşteriler ve çalışanlar, panik içinde dışarı kaçtı. Yaralanan veya hayatını kaybeden olmadı.

İtfaiye ekipleri, yangının tamamen söndürülmesi ve soğutma çalışmalarının tamamlanmasının ardından olay yerinden ayrıldı.

ABD ve Almanya'nın Ukrayna'ya Patriot hava savunma sistemleri gönderme kararı, Rusya-Ukrayna savaşında önemli bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor. Ukrayna'nın hava savunma sistemlerine olan ihtiyacı, Rusya'nın artan füze saldırıları nedeniyle kritik bir hale gelmişti.

Patriot sistemleri, uzun menzilli ve yüksek irtifada uçan hedefleri imha etme kapasitesine sahip gelişmiş hava savunma sistemleridir. Bu sistemler, balistik füzeler, seyir füzeleri ve gelişmiş uçaklara karşı etkili bir koruma sağlayabilir.

Ukrayna'ya gönderilecek Patriot sistemlerinin, ülkenin hava savunma ağını önemli ölçüde güçlendirmesi bekleniyor. Ancak uzmanlar, tek başına bu sistemlerin savaşı tamamen değiştiremeyeceğini, ancak Ukrayna'nın savunma yeteneklerini artırarak Rusya'nın hava saldırılarını zorlaştıracağını belirtiyor.

Patriot sistemlerinin kullanımı için Ukraynalı askerlerin eğitim alması gerekiyor. Bu eğitim sürecinin tamamlanması zaman alabilir. Ayrıca, sistemlerin lojistiği ve bakımı da önemli bir zorluk oluşturabilir.

Savaşın başından beri, Batılı ülkeler Ukrayna'ya çeşitli hava savunma sistemleri sağlamıştı. Ancak Patriot, bu sistemler arasında en gelişmiş ve en etkili olanlardan biri olarak öne çıkıyor. Rusya, Batılı ülkelerin Ukrayna'ya silah sevkiyatına karşı defalarca uyarıda bulunmuş ve bu tür yardımların çatışmayı uzatacağını savunmuştu.

• Patriot sistemleri uzun menzilli hava savunma yeteneği sağlar.
• Ukraynalı askerlerin eğitim alması gerekmektedir.
• Lojistik ve bakım zorlukları bulunmaktadır.

Sonuç olarak, Patriot hava savunma sistemlerinin Ukrayna'ya sevkiyatı, savaşın seyrini etkileyebilecek önemli bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Sistemlerin etkin kullanımı ve lojistik zorlukların aşılması, Ukrayna'nın savunma başarısı için kritik öneme sahip olacaktır.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Özgür Özel arasındaki görüşme sona erdi. Görüşme, AK Parti Genel Merkezi'nde gerçekleşti ve 1 saat 35 dakika sürdü.

Görüşmede ele alınan konular:

• Yeni anayasa çalışmaları
• Ekonomi
• Yerel seçimler
• Atama bekleyen öğretmenler
• Emeklilerin durumu
• Gezi Parkı davası tutukluları

CHP lideri Özgür Özel, görüşmenin olumlu bir havada geçtiğini ve Erdoğan'a dosyalar sunduğunu belirtti. Özel, özellikle Gezi Parkı davası tutuklularının durumuna dikkat çektiğini ve bu konuda bir çözüm beklediğini ifade etti. Ayrıca, ekonomik sorunlar ve emeklilerin yaşadığı zorluklar da gündeme geldi.

Erdoğan ve Özel'in görüşmesi, uzun bir aradan sonra gerçekleşen önemli bir siyasi temas olarak değerlendiriliyor. Görüşmenin, Türkiye'nin iç ve dış politikadaki gelişmelerine yönelik önemli mesajlar içerdiği düşünülüyor.

Görüşme sonrası yapılan açıklamalarda, her iki lider de diyalog ve işbirliğinin önemine vurgu yaptı. Önümüzdeki dönemde de benzer görüşmelerin devam edebileceği sinyali verildi.

Özgür Özel görüşmede Erdoğan'a şunları iletti:

• Asgari ücrete ara zam yapılması
• En düşük emekli maaşının asgari ücret düzeyine çıkarılması
• Çiftçilerin sorunları
• Atanamayan öğretmenler ve mülakatta yaşanan sorunlar
• Öğrenci yurtlarının yetersizliği
• Sağlık çalışanlarının sorunları ve güvenlikleri

Özel, ayrıca Gezi davası tutukluları ve hasta mahpusların durumunu da Erdoğan'a aktardı. CHP'nin yeni anayasa konusundaki görüşlerini de Erdoğan'la paylaştı.

Yüksek Seçim Kurulu (YSK), 31 Mart 2024 Pazar günü yapılacak olan Mahalli İdareler Seçimleri için seçim takvimini açıkladı. YSK Başkanı Ahmet Yener tarafından duyurulan takvim, seçim sürecinin başlangıcından sonuçların ilanına kadar olan tüm aşamaları kapsıyor.

Seçim Takvimine Göre Önemli Tarihler:

• 1 Ocak 2024: Seçim başlangıç tarihi.
• 2 Ocak 2024: Siyasi partilerin oy pusulasındaki yerlerinin belirlenmesi için kura çekimi.
• 4 Ocak 2024: Seçmen kütüklerinin güncellenmesi için askıya çıkarılması.
• 17 Ocak 2024: Siyasi partilerin aday listelerini YSK'ye bildirmesi için son gün.
• 3 Mart 2024: Seçim propagandası ve propaganda yasaklarının başlangıcı.
• 30 Mart 2024: Seçim yasaklarının başlangıcı.
• 31 Mart 2024: Oy verme günü.

YSK, seçim takvimini titizlikle uygulayarak seçimlerin adil ve şeffaf bir şekilde gerçekleştirilmesini sağlamayı hedefliyor. Seçim sürecinde, siyasi partilerin ve adayların belirlenen kurallara uyması büyük önem taşıyor.

Seçmenler, YSK'nın internet sitesi üzerinden seçmen kayıtlarını kontrol edebilir ve gerekli güncellemeleri yapabilirler.

YSK Başkanı Ahmet Yener, tüm siyasi partilere ve adaylara başarılar dileyerek, seçimlerin demokratik bir ortamda gerçekleşmesi temennisinde bulundu.

Askeri uzman Aleksey Mihailov, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy'nin son açıklamalarını değerlendirerek, Kiev rejiminin giderek bir terör devletine dönüştüğünü ifade etti. Zelenskiy'nin Rus topraklarındaki hedeflere yönelik saldırıları ima eden sözlerini 'örtülü tehdit' olarak nitelendiren Mihailov, bu tür eylemlerin uluslararası hukukun ihlali anlamına geldiğini vurguladı.

Mihailov, Zelenskiy'nin açıklamalarının, Ukrayna'nın Rusya'ya karşı yürüttüğü savaşta giderek daha saldırgan bir tutum sergilediğinin kanıtı olduğunu belirtti. Uzman, Kiev rejiminin, Batılı ülkelerden aldığı destekle cesaretlenerek, Rusya'yı provoke etmeye yönelik adımlar attığını savundu.

Mihailov'a göre, Ukrayna'nın bu tür eylemleri, Rusya'nın karşılık vermesine neden olabilir ve bu durum, çatışmanın daha da tırmanmasına yol açabilir. Ukrayna'nın terör devleti gibi hareket ettiğini ve uluslararası normları hiçe saydığını iddia etti. Bu durumun, uluslararası toplum tarafından kınanması gerektiğini vurguladı.

Ayrıca, Mihailov, Batılı ülkelerin Ukrayna'ya verdiği desteğin, Kiev rejiminin bu tür pervasız davranışlarının arkasındaki en büyük etken olduğunu belirtti. Batılı ülkelerin, Ukrayna'yı Rusya'ya karşı bir araç olarak kullandığını ve bu durumun, bölgedeki istikrarsızlığı artırdığını savundu.

Sonuç olarak, Mihailov, Zelenskiy'nin açıklamalarının ve Ukrayna'nın eylemlerinin, bölgedeki gerilimi tırmandırdığını ve uluslararası güvenliği tehdit ettiğini ifade etti. Ukrayna'nın bir terör devleti gibi hareket ettiğini ve bu durumun, uluslararası toplum tarafından ciddiye alınması gerektiğini vurguladı.