Leyla Alaton, lüks tüketim çılgınlığına yönelik eleştirilerde bulundu ve bu durumun toplumsal sorunlara yol açtığını belirtti.

Türkiye'nin önde gelen iş insanlarından Leyla Alaton, lüks tüketim konusundaki eleştirileriyle gündeme geldi. Alaton, lüks tüketimin sadece bir yaşam tarzı tercihi olmanın ötesine geçtiğini ve ciddi toplumsal sorunlara zemin hazırladığını vurguladı. Özellikle gelir adaletsizliğinin derinleştiği bir dönemde, aşırı lüks tüketimin ahlaki açıdan sorgulanması gerektiğini belirtti.
Alaton, lüks tüketim çılgınlığının özellikle genç nesiller üzerindeki etkilerine dikkat çekti. Sosyal medyanın bu tüketim kültürünü körüklediğini ve gençlerin gerçek ihtiyaçlarından uzaklaşarak sürekli bir ‘sahip olma’ arayışına girdiğini ifade etti. Bu durumun, mutsuzluk ve tatminsizlik gibi psikolojik sorunlara yol açabileceğine dikkat çekti.
İş dünyasının da bu konuda sorumluluk taşıdığını belirten Alaton, şirketlerin sadece kar odaklı değil, aynı zamanda toplumsal faydayı gözeten bir yaklaşımla hareket etmeleri gerektiğini savundu. Sürdürülebilirlik ve sosyal sorumluluk projelerinin önemine vurgu yaparak, lüks tüketim yerine daha anlamlı ve değerli amaçlara yönelmenin gerekliliğini dile getirdi.
Alaton, kendi yaşam tarzında da sadeliği ve minimalizmi benimsediğini, gereksiz harcamalardan kaçınarak daha çok eğitime, sanata ve sosyal projelere yatırım yapmayı tercih ettiğini belirtti. Bu yaklaşımın, hem bireysel mutluluğu artırdığını hem de topluma faydalı olmanın verdiği huzuru sağladığını ifade etti.
Son olarak Alaton, lüks tüketim eleştirisinin bir yasaklama veya kısıtlama çağrısı olmadığını, aksine daha bilinçli ve sorumlu bir tüketim anlayışının geliştirilmesi gerektiğini vurguladı. Tüketimin, kişisel tatminin ötesinde toplumsal refaha katkı sağlayacak şekilde yönlendirilmesinin önemine dikkat çekti.