Gün içinde insanların davranışları ve karar alma süreçleri çeşitli faktörlere bağlı olarak değişiklik gösterir. Uzmanlar, bu değişiklikleri göz önünde bulundurarak, birinden bir şey istemek veya önemli kararlar almak için en uygun zaman dilimlerini belirlemişlerdir.

Sabah Saatleri: Sabah saatleri genellikle zihinsel berraklığın en yüksek olduğu zamanlardır. Bu saatlerde insanlar daha odaklanmış ve analitik düşünme yetenekleri daha gelişmiştir. Bu nedenle, karmaşık problemlerin çözümü veya stratejik kararlar almak için ideal bir zaman dilimidir. Ancak, birinden bir şey istemek için pek uygun olmayabilir, çünkü insanlar henüz güne adapte olmaya çalışmaktadır.

Öğle Saatleri: Öğle yemeği sonrası, kan şekerinin düşmesiyle birlikte yorgunluk ve dikkat dağınıklığı yaşanabilir. Bu saatlerde insanlar daha az motive ve üretken olabilirler. Ancak, basit ve rutin işler için uygun bir zaman olabilir. Birinden bir şey istemek için de uygun olmayabilir, çünkü insanlar genellikle dinlenmeye veya sosyalleşmeye odaklanmışlardır.

İkindi Saatleri: İkindi saatleri, enerjinin yeniden yükseldiği ve yaratıcılığın arttığı bir zaman dilimidir. İnsanlar daha esnek ve işbirlikçi olabilirler. Bu nedenle, toplantılar, beyin fırtınaları veya yeni projeler başlatmak için uygun bir zamandır. Birinden bir şey istemek için de daha uygun olabilir, çünkü insanlar daha açık fikirli ve yardımsever olabilirler.

Akşam Saatleri: Akşam saatleri, günün yorgunluğunun hissedildiği ve dinlenme ihtiyacının arttığı bir zamandır. Bu saatlerde insanlar daha az dikkatli ve sabırsız olabilirler. Bu nedenle, önemli kararlar almaktan veya karmaşık problemler çözmekten kaçınmak gerekir. Ancak, sosyal aktiviteler veya hobilerle uğraşmak için uygun bir zaman olabilir. Birinden bir şey istemek için de pek uygun olmayabilir, çünkü insanlar genellikle aileleriyle vakit geçirmek veya dinlenmek istemektedirler.

Uzmanlar, bu genel eğilimlerin kişiden kişiye değişebileceğini ve bireysel farklılıkların dikkate alınması gerektiğini belirtiyorlar. Ayrıca, önemli kararlar almadan veya birinden bir şey istemeden önce, kişinin o anki ruh halini ve enerji seviyesini gözlemlemenin faydalı olacağını vurguluyorlar.

Bilim insanları, çatlakları kendi kendine onarabilen canlı beton geliştirdi. Bu yeni beton türü, Bacillus megaterium adlı bakteri türünü içeriyor. Bakteriler, beton içinde uygun koşullar oluştuğunda aktif hale geçerek kalsiyum karbonat üretiyor ve bu madde çatlakları doldurarak betonun onarılmasını sağlıyor.

Bu buluş, inşaat sektöründe önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Geleneksel beton zamanla çatlayıp onarım gerektirirken, kendi kendini onaran beton sayesinde bakım maliyetleri düşürülebilir ve yapıların ömrü uzatılabilir.

Canlı betonun potansiyel faydaları şunlardır:

• Daha uzun ömürlü yapılar: Çatlakların otomatik olarak onarılması, yapıların daha dayanıklı olmasını ve daha uzun süre dayanmasını sağlar.
• Düşük bakım maliyetleri: Onarım ihtiyacının azalması, bakım ve onarım maliyetlerini önemli ölçüde düşürür.
• Çevre dostu çözüm: Daha az onarım ve daha uzun ömürlü yapılar, kaynak tüketimini azaltarak çevresel etkiyi azaltır.

Bilim insanları, canlı betonun daha da geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması için çalışmalarına devam ediyor. Bu teknolojinin gelecekte inşaat sektöründe devrim yaratması bekleniyor.

Kendi kendini onaran betonun geliştirilmesi, inşaat mühendisliği alanında büyük bir ilerleme olarak kabul ediliyor ve sürdürülebilir yapı çözümlerine önemli bir katkı sağlıyor.

ABD Savunma Bakanı, Singapur'da düzenlenen Shangri-La Diyaloğu savunma zirvesinde yaptığı açıklamada, Çin'in Tayvan'ı işgal etme potansiyeline ilişkin endişelerini dile getirdi. Bakan, Çin Halk Kurtuluş Ordusu'nun (PLA) modernizasyon hedeflerine dikkat çekerek, Pekin'in 2027 yılına kadar Tayvan'ı zorla yeniden birleştirebilme kapasitesine sahip olabileceğini belirtti.

Bakan, Tayvan Boğazı'ndaki statükonun korunmasının önemini vurgulayarak, herhangi bir tek taraflı değişikliğin kabul edilemez olduğunu ifade etti. ABD'nin bölgedeki müttefikleriyle birlikte çalışarak caydırıcılığı güçlendirme ve barışı koruma taahhüdünü yineledi. Ayrıca, Çin ile iletişim kanallarının açık tutulmasının, yanlış hesaplamaları ve olası çatışmaları önlemek açısından kritik olduğunu vurguladı.

Zirvede yapılan diğer konuşmalarda, bölgesel güvenlik konuları, denizcilik anlaşmazlıkları ve terörle mücadele gibi konular da ele alındı. Birçok ülke temsilcisi, uluslararası hukuka saygı gösterilmesi, diyalog ve diplomasi yoluyla sorunların çözülmesi gerektiğinin altını çizdi.

ABD Savunma Bakanı'nın açıklamaları, bölgede gerilimin tırmanabileceği endişelerini artırırken, diplomatik çabaların yoğunlaştırılması çağrılarına neden oldu.

Tayvan, Çin tarafından kendi topraklarının bir parçası olarak görülüyor ve Pekin, gerekirse güç kullanarak adayı yeniden birleştirme tehdidinde bulunuyor. ABD ise Tayvan'a savunma ekipmanları sağlayarak ve bölgedeki askeri varlığını artırarak adanın savunmasına destek veriyor.

Türkiye ile Suriye arasında yeni iş birliği olanakları gündeme geldi. Bu kapsamda, Türksat yetkililerinden oluşan bir heyet, Suriye'nin başkenti Şam'ı ziyaret etti. Ziyaretin amacı, iki ülke arasındaki iletişim ve teknoloji alanlarındaki iş birliği potansiyelini değerlendirmek ve somut adımlar atmaktır.

Heyet, Şam'da Suriyeli yetkililerle bir araya gelerek çeşitli görüşmeler gerçekleştirdi. Görüşmelerde, özellikle Türksat'ın uydu teknolojileri ve iletişim altyapısı alanındaki tecrübelerinin Suriye ile paylaşılması üzerinde duruldu. Suriye'nin iletişim altyapısının güçlendirilmesi ve Türksat'ın bu süreçte nasıl bir rol oynayabileceği konuları ele alındı.

Görüşmelerde ele alınan başlıca konular şunlardır:

• Uydu iletişim teknolojileri alanında iş birliği
• Suriye'nin iletişim altyapısının modernizasyonu
• Türksat'ın Suriye'ye teknik destek sağlaması
• Ortak projeler geliştirilmesi

Ziyaret, iki ülke arasındaki ilişkilerin normalleşme sürecine katkı sağlayabileceği ve gelecekte farklı alanlarda da iş birliği imkanları yaratabileceği şeklinde değerlendiriliyor. Taraflar, görüşmelerin olumlu bir havada geçtiğini ve iş birliği için somut adımlar atılması konusunda mutabık kaldıklarını belirttiler.

Türksat heyetinin Şam ziyareti, Türkiye ve Suriye arasındaki ilişkilerde yeni bir sayfa açabilir ve iki ülke arasındaki iş birliğinin artmasına zemin hazırlayabilir. Özellikle iletişim ve teknoloji alanındaki iş birliği, Suriye'nin yeniden yapılanma sürecine önemli katkılar sağlayabilir.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, Rusya'nın devam eden saldırıları nedeniyle barış görüşmelerine temkinli yaklaşıyor. Zelenskiy, İspanya Başbakanı Pedro Sanchez ile düzenlediği ortak basın toplantısında, Rusya'nın saldırıları sürerken müzakere masasına oturmanın zorluğuna dikkat çekti.

Zelenskiy, "Rusya'nın ne söylediğini değil, ne yaptığını görmemiz gerekiyor" ifadelerini kullanarak, Rusya'nın sözlerine güvenmekte zorlandığını vurguladı. Ukrayna lideri, Rusya'nın her gün insanları öldürdüğünü ve altyapıyı tahrip ettiğini belirterek, bu şartlar altında barış görüşmelerinin anlamlı olamayacağını dile getirdi.

İspanya Başbakanı Pedro Sanchez ise Ukrayna'ya destek mesajı vererek, İspanya'nın Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü ve egemenliğini desteklemeye devam edeceğini yineledi. Sanchez, İspanya'nın Ukrayna'ya askeri, ekonomik ve insani yardım sağlamayı sürdüreceğini de sözlerine ekledi.

Zelenskiy, Rusya'nın son dönemde Harkov bölgesine yönelik saldırılarını da değerlendirdi. Rus güçlerinin sınır bölgelerinde ilerleme kaydetmeye çalıştığını belirten Zelenskiy, Ukrayna ordusunun direnişini sürdürdüğünü ve durumu kontrol altında tutmaya çalıştığını ifade etti. Ukrayna lideri, Batılı ülkelerden daha fazla hava savunma sistemi ve mühimmat talep ederek, Rus saldırılarına karşı daha etkin bir şekilde mücadele edebilmek için bu yardımların kritik önem taşıdığını vurguladı.

Zelenskiy ayrıca, Ukrayna'nın Avrupa Birliği ve NATO üyeliği hedeflerine de değindi. Ukrayna'nın Avrupa ailesine ait olduğunu ve AB üyeliği sürecinin hızlandırılması gerektiğini savunan Zelenskiy, NATO'nun da Ukrayna'nın güvenliği için önemli bir güvence olacağını belirtti.

Özetle, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, Rusya'nın saldırıları devam ederken barış görüşmelerine şüpheyle yaklaştığını, İspanya'nın Ukrayna'ya desteğini sürdürdüğünü ve Ukrayna'nın AB ve NATO üyelik hedeflerine bağlı olduğunu ifade etti.

Eskişehir'de yapılan arkeolojik kazılarda gün yüzüne çıkarılan yaklaşık 5 bin yıllık ekmek, dünya genelinde büyük yankı uyandırdı. Söz konusu keşif, insanlık tarihinin en temel besin kaynaklarından biri olan ekmeğin geçmişine ışık tutuyor.

Arkeologlar, ekmeğin pişirme teknikleri ve içeriği hakkında detaylı incelemeler yapıyor. İlk bulgular, o dönemde yaşayan insanların beslenme alışkanlıkları ve tarım teknikleri hakkında önemli ipuçları sunuyor. Ekmek, karbon tarihleme yöntemiyle yaklaşık MÖ 3000'li yıllara tarihlendirildi.

Kazı alanında bulunan diğer kalıntılarla birlikte değerlendirildiğinde, ekmeğin o dönemdeki toplumsal yaşam ve ekonomik faaliyetler hakkında da bilgi sağladığı düşünülüyor. Uzmanlar, bu keşfin sadece Türkiye için değil, dünya arkeoloji camiası için de büyük bir öneme sahip olduğunu belirtiyor.

Eskişehir'de bulunan bu antik ekmek, benzer dönemlere ait diğer arkeolojik buluntularla karşılaştırılıyor. Bu karşılaştırmalar, farklı coğrafyalarda yaşayan insanların beslenme alışkanlıkları ve kültürel etkileşimleri hakkında yeni bilgiler edinilmesine olanak tanıyacak. Ayrıca, ekmeğin yapımında kullanılan malzemelerin analizi, o dönemde hangi bitki türlerinin yetiştirildiğini ve nasıl işlendiğini de ortaya çıkaracak.

Bu önemli keşif, Eskişehir'in tarih sahnesindeki yerini daha da sağlamlaştırırken, bölgenin turizm potansiyelini de artırabilir. Yerel yetkililer, kazı alanının korunması ve elde edilen bulguların sergilenmesi için çalışmalar yürütüyor.

Yeni yapılan bir araştırma, Dünya'nın gelecekte Güneş Sistemi'nden atılma olasılığını gündeme getirdi. Jüpiter ve diğer gezegenlerin yörüngelerindeki küçük değişikliklerin, milyarlarca yıl içinde Dünya'nın yörüngesini istikrarsızlaştırabileceği ve gezegenimizin sistemden dışarı fırlamasına neden olabileceği belirtiliyor.

Araştırmacılar, Güneş Sistemi'nin gelecekteki evrimini simüle etmek için karmaşık bilgisayar modelleri kullandı. Bu simülasyonlar, gezegenlerin yörüngelerindeki kaotik etkileşimlerin, özellikle Jüpiter'in yörüngesindeki küçük değişikliklerin, diğer gezegenlerin yörüngelerini de etkileyebileceğini ortaya koydu.

Jüpiter'in Güneş Sistemi'ndeki en büyük gezegen olması ve diğer gezegenler üzerindeki kütle çekim etkisi nedeniyle, yörüngesindeki değişiklikler özellikle önemlidir. Simülasyonlar, Jüpiter'in yörüngesindeki küçük bir değişikliğin, Mars ve Venüs'ün yörüngelerini istikrarsızlaştırabileceğini ve hatta bu gezegenlerin birbirleriyle veya Dünya ile çarpışmasına yol açabileceğini gösteriyor.

En kötü senaryoda, bu tür bir çarpışma Dünya'nın yörüngesini o kadar çok değiştirebilir ki, gezegenimiz Güneş Sistemi'nden tamamen atılabilir. Bu durum, Dünya'nın yaşanabilirliğini sona erdirecek ve gezegenimizi soğuk ve karanlık bir uzay boşluğuna sürükleyecektir.

Ancak, araştırmacılar bu senaryonun gerçekleşme olasılığının düşük olduğunu vurguluyor. Simülasyonlar, Dünya'nın Güneş Sistemi'nden atılma olasılığının milyarlarca yıl içinde sadece %1 olduğunu gösteriyor. Buna rağmen, bu olasılık, Güneş Sistemi'nin gelecekteki istikrarı hakkında önemli soruları gündeme getiriyor.

Araştırmacılar, gelecekteki çalışmalarında Güneş Sistemi'nin daha karmaşık modellerini kullanarak bu olasılığı daha ayrıntılı olarak incelemeyi planlıyor. Bu çalışmalar, Güneş Sistemi'nin uzun vadeli geleceğini daha iyi anlamamıza ve Dünya'nın güvenliğini sağlamak için gerekli önlemleri almamıza yardımcı olabilir.

Türkiye'de 31 Mart yerel seçimlerinin ardından Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve diğer partilerin itirazları üzerine bazı ilçe ve illerde oylar yeniden sayılıyor. Özellikle büyükşehirlerdeki yarışın yakın geçmesi, itiraz süreçlerini tetikledi.

İstanbul: CHP'nin İstanbul'daki itirazları üzerine bazı ilçelerde geçersiz oylar yeniden sayılıyor. AK Parti de bazı ilçelerde itirazda bulundu.

Ankara: Ankara'da da benzer şekilde, CHP'nin itirazları üzerine bazı sandıklarda geçersiz oylar tekrar sayılıyor.

Diğer İller: Sadece büyükşehirlerde değil, diğer birçok il ve ilçede de itirazlar yapıldı ve oy sayım süreçleri devam ediyor. Partiler, oyların dikkatli bir şekilde sayılmasını ve herhangi bir usulsüzlüğün önüne geçilmesini talep ediyor.

Yüksek Seçim Kurulu (YSK): İtiraz süreçleri Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından yönetiliyor. YSK, itirazları değerlendirerek yeniden sayım kararları alıyor veya itirazları reddediyor. Süreçlerin şeffaf ve adil bir şekilde yürütülmesi büyük önem taşıyor.

Seçim sonuçlarına yapılan itirazlar, demokrasinin önemli bir parçası olarak kabul ediliyor. Ancak, süreçlerin uzaması ve belirsizliklerin devam etmesi, kamuoyunda gerginliğe neden olabiliyor. Tüm partilerin ve adayların, YSK'nın kararlarına saygı duyması ve sonuçların bir an önce netleşmesi bekleniyor.

İsveç Başbakanı Ulf Kristersson, ülkesinin NATO üyeliği sürecinde Türkiye'nin beklentilerine dair açıklamalarda bulundu. Kristersson, Türkiye'nin İsveç'in terörle mücadele konusunda somut adımlar atmasını beklediğini ve bu adımların görülmesi gerektiğini vurguladı.

Kristersson, Münih Güvenlik Konferansı'nda yaptığı konuşmada, Türkiye ile olan görüşmelerin devam ettiğini ve ilerleme kaydedildiğini belirtti. Ancak, nihai kararın Türkiye'ye ait olduğunu da sözlerine ekledi. İsveç Başbakanı, ülkesinin terörle mücadele konusundaki kararlılığını ve bu alanda atılan adımları Türkiye'ye gösterme çabasında olduğunu ifade etti.

Türkiye, İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliğine, özellikle terör örgütlerine destek verdiği gerekçesiyle karşı çıkıyor. Ankara, bu ülkelerden terör örgütlerine karşı daha somut ve etkili adımlar atmasını talep ediyor.

İsveç ve Finlandiya, Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinin ardından NATO'ya üyelik başvurusu yapmıştı. Ancak, Türkiye'nin vetosu nedeniyle üyelik süreçleri henüz tamamlanmadı.

Kristersson, NATO üyeliğinin İsveç için önemine değinerek, ülkesinin Avrupa güvenliğine katkıda bulunmaya hazır olduğunu belirtti. Ayrıca, Türkiye ile olan diyalogun sürdürülmesinin ve ortak bir zeminde buluşulmasının önemini vurguladı.