1600'lü yıllardan beri aranan kayıp kıta Mauritia'nın gizemi, Hint Okyanusu'ndaki Reunion Adası'nda yapılan bir keşifle aydınlatılıyor. Bilim insanları, adada buldukları zirkon kristalleri sayesinde kıtanın varlığını doğruladı.

1600’lü yıllardan bu yana varlığı aranan kayıp kıta Mauritia’nın gizemi, bilim dünyasını heyecanlandıran bir keşifle çözülüyor. Hint Okyanusu’ndaki Reunion Adası’nda yapılan araştırmalar, bu efsanevi kıtanın varlığını doğrulayan kanıtlar sunuyor.
Jeologlar, Reunion Adası’nda buldukları zirkon kristalleri üzerinde yaptıkları incelemelerde, kristallerin milyonlarca yıl öncesine ait olduğunu ve kıtasal kökenli olduğunu tespit etti. Bu bulgu, adanın volkanik yapısının altında, daha eski ve batık bir kıtanın kalıntılarının bulunduğunu gösteriyor.
Mauritia kıtası, yaklaşık 84 milyon yıl önce, günümüz Hindistan ve Madagaskar’ı arasında yer alıyordu. Kıtaların kayması sonucu batarak Hint Okyanusu’nun derinliklerine gömüldüğü düşünülüyor. Bu yeni keşif, kıta kayması teorisini desteklemenin yanı sıra, Dünya’nın jeolojik geçmişine ışık tutuyor.
Bilim insanları, bu keşfin, kıtaların oluşumu ve batması süreçlerini anlamak için önemli bir adım olduğunu vurguluyor. Ayrıca, Mauritia gibi batık kıtaların, okyanus tabanındaki biyoçeşitlilik ve mineral kaynakları üzerinde de önemli etkileri olabileceği belirtiliyor.
Reunion Adası’ndaki çalışmalar devam ederken, jeologlar, kıtanın tam boyutlarını ve yapısını ortaya çıkarmak için daha detaylı araştırmalar yapmayı planlıyor. Bu keşif, sadece bilim dünyası için değil, aynı zamanda, efsanelere ve mitlere konu olan kayıp kıtaların gizemini çözmek için de umut verici bir gelişme olarak değerlendiriliyor.
Dünyada bir ilk olarak kayıp bir kıtanın varlığı bu denli somut kanıtlarla destekleniyor oluşu, jeoloji ve okyanus bilimleri alanında yeni araştırmaların önünü açacak gibi görünüyor.