Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), hangi mesleklerin erken emeklilik hakkını kaybettiğini duyurdu. Yapılan düzenlemelerle bazı meslek gruplarının erken emeklilik şartları değişti. Erken emeklilik, çalışanların normal emeklilik yaşından önce emekli olabilmelerini sağlayan bir uygulama olup, genellikle yıpratıcı ve riskli işlerde çalışanlara tanınıyor.

Erken emeklilik hakkı, sigortalılık süresi, prim ödeme gün sayısı ve yaş şartlarını etkileyebiliyor. Bu hak sayesinde, çalışanlar daha az prim ödeyerek veya daha erken yaşta emekli olabiliyorlar. Ancak, SGK'nın yaptığı son düzenlemelerle bazı meslek grupları bu avantajlarını kaybetmiş durumda.

SGK'nın yaptığı açıklamaya göre, hangi mesleklerin erken emeklilik hakkını kaybettiği veya şartlarının değiştiği net olarak belirtilmedi. Ancak, genel olarak yıpranma payı (fiili hizmet zammı) uygulamasında değişiklikler yapıldığı ve bu durumun bazı mesleklerin erken emeklilik şartlarını etkilediği ifade ediliyor.

Bu değişiklikler, özellikle uzun yıllardır belirli riskli veya yıpratıcı işlerde çalışanları yakından ilgilendiriyor. Çalışanların, emeklilik planlarını yaparken bu yeni düzenlemeleri dikkate almaları gerekiyor. SGK'nın konuyla ilgili detaylı bilgilendirme yapması bekleniyor.

Erken emeklilik hakkı kaldırılan veya şartları değişen mesleklerle ilgili detaylı liste henüz yayınlanmadı. SGK'nın resmi internet sitesi ve diğer iletişim kanalları üzerinden yapılacak duyuruların takip edilmesi önem taşıyor.

Çalışanların, emeklilik hakları ve şartları ile ilgili en güncel bilgileri SGK'nın yetkililerinden veya uzmanlarından öğrenmeleri tavsiye ediliyor. Bu sayede, emeklilik planlaması daha sağlıklı bir şekilde yapılabilir ve olası mağduriyetlerin önüne geçilebilir.

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), erken emeklilik hakkı kaldırılan meslekleri açıkladı. Bu durum, pek çok çalışanın emeklilik planlarını doğrudan etkileyecek gibi görünüyor. Yapılan düzenlemelerle birlikte, hangi meslek gruplarının bu haktan yararlanamayacağı netlik kazandı.

Erken emeklilik, çalışanların belirli koşulları sağlamaları halinde normal emeklilik yaşından daha önce emekli olabilmelerini sağlayan bir düzenlemeydi. Ancak, SGK’nın yaptığı son değerlendirmeler sonucunda, bazı mesleklerin yıpranma payı ve çalışma koşulları dikkate alınarak bu haktan çıkarılmasına karar verildi.

Erken emeklilik hakkı kaldırılan meslekler arasında şunlar bulunuyor:

• Gazeteciler
• Maden işçileri
• Demir ve çelik fabrikası çalışanları
• Sağlık çalışanları (bazı branşlar)
• Emniyet mensupları

Bu mesleklerde çalışanlar, artık normal emeklilik yaşını beklemek durumunda kalacaklar. SGK yetkilileri, bu düzenlemenin amacının, sosyal güvenlik sisteminin sürdürülebilirliğini sağlamak ve bazı mesleklerdeki erken emeklilik uygulamalarının suistimallerini önlemek olduğunu belirtiyorlar.

Yapılan bu değişiklikler, özellikle belirtilen meslek gruplarında çalışanlar arasında büyük bir tartışma yaratmış durumda. Birçok çalışan, bu kararın adil olmadığını ve yıpratıcı koşullarda çalışanların mağdur edileceğini savunuyor. Konuyla ilgili çeşitli sivil toplum kuruluşları ve sendikalar, SGK ile görüşmeler yaparak kararın yeniden gözden geçirilmesini talep ediyorlar.

SGK’nın bu kararı, emeklilik sisteminde yapılan genel bir reformun parçası olarak değerlendiriliyor. Önümüzdeki dönemde, diğer meslek grupları için de benzer düzenlemelerin yapılması bekleniyor. Çalışanların emeklilik planlarını yaparken bu değişiklikleri dikkate almaları ve güncel SGK düzenlemelerini takip etmeleri önem taşıyor.

GZT, hat sanatının önemli eserlerini dijitalleştirmek ve daha geniş kitlelere ulaştırmak amacıyla yeni bir projeyi hayata geçiriyor. Bu proje kapsamında, seçkin hat eserlerine yerleştirilen karekodlar sayesinde, kullanıcılar akıllı telefonları veya tabletleri aracılığıyla eserlerin detaylı bilgilerine kolayca erişebilecekler.

Proje, hat sanatının zengin kültürel mirasını koruma ve gelecek nesillere aktarma amacını taşıyor. Karekodlar, eserlerin tarihçesi, sanatçısı, kullanılan teknikler ve diğer önemli detayları içeren bilgilere bağlantı sağlıyor. Bu sayede, hat sanatına ilgi duyan herkes, eserleri daha yakından tanıma ve anlama fırsatı bulacak.

GZT'nin bu girişimi, sanat ve teknolojiyi bir araya getirerek kültürel mirasın korunmasına ve yaygınlaştırılmasına önemli bir katkı sağlıyor. Proje kapsamında dijitalleştirilen hat eserleri, sadece Türkiye'de değil, dünya genelinde de ilgiyle karşılanması bekleniyor.

Karekod teknolojisi sayesinde, müzelerde sergilenen veya özel koleksiyonlarda bulunan hat eserlerine erişim kolaylaşacak. Kullanıcılar, eserlerin yüksek çözünürlüklü görsellerini inceleyebilecek ve eserler hakkında detaylı bilgilere ulaşabilecekler. Bu, hat sanatının daha geniş kitlelere ulaşmasına ve sevilmesine katkı sağlayacak.

Projenin detayları ve hangi eserlerin dijitalleştirildiği hakkında daha fazla bilgiye GZT'nin web sitesi veya sosyal medya hesapları üzerinden ulaşılabilir.

İstanbul'da bulunan ve uzun yıllardır terk edilmiş halde olan bir sarayın içindeki yaşam ve tarihi detaylı bir şekilde inceleniyor. Sarayın geçmişteki ihtişamlı günlerinden günümüze uzanan süreçteki değişimleri, içindeki eşyaların durumu ve yapının genel atmosferi aktarılıyor.

Sarayın terk edilmişliği, duvarlarındaki çatlaklar ve dökülen sıvalar, zamanın acımasız etkisini gözler önüne seriyor. İç mekanlardaki mobilyalar, tablolar ve diğer eşyalar, geçmişteki zenginliği ve yaşam tarzını yansıtıyor. Ancak, bu eşyaların çoğu toz içinde ve bakımsız durumda bulunuyor.

Sarayın bahçesi de aynı şekilde bakımsız ve yabani otlarla kaplı. Bir zamanlar düzenli ve bakımlı olan bahçe, şimdi doğal bir ortama dönüşmüş durumda. Sarayın genel durumu, İstanbul'un tarihi mirasının korunması konusundaki hassasiyeti bir kez daha gündeme getiriyor.

Haberde, sarayın geleceğiyle ilgili farklı senaryolar üzerinde duruluyor. Restorasyon çalışmalarıyla yeniden canlandırılması veya mevcut haliyle kaderine terk edilmesi gibi seçenekler değerlendiriliyor. Ancak, sarayın mevcut durumu, acil müdahale gerektirdiğini açıkça gösteriyor.

Sarayın tarihi ve kültürel değeri, İstanbul için önemli bir potansiyel taşıyor. Yeniden restore edilerek turizme kazandırılması, şehrin tanıtımına ve ekonomisine katkı sağlayabilir. Ancak, bu süreçte sarayın özgünlüğünün korunması ve tarihi dokusuna zarar verilmemesi büyük önem taşıyor.

Sonuç olarak, terk edilmiş saray, İstanbul'un geçmişine tanıklık eden önemli bir yapı. Ancak, mevcut durumu, geleceğiyle ilgili belirsizlikleri de beraberinde getiriyor. Sarayın yeniden canlandırılması, İstanbul'un tarihi mirasının korunması adına atılacak önemli bir adım olabilir.

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), erken emeklilik hakkının kaldırıldığı meslekleri duyurdu. Bu düzenleme, özellikle yıpranma payı olarak da bilinen fiili hizmet süresi zammı (FHSZ) uygulamasında yapılan değişiklikleri kapsıyor.

Erken Emeklilikte Değişiklikler:

SGK'nın açıklamasına göre, bazı meslek gruplarında çalışanların erken emeklilik hakkı sona erdi. Bu durum, özellikle tehlikeli ve yıpratıcı işlerde çalışanların emeklilik koşullarını etkiliyor. Fiili hizmet süresi zammı, çalışanların normalde daha geç emekli olmalarına rağmen, belirli süreler boyunca prim gün sayılarına ekleme yaparak daha erken emekli olmalarını sağlıyordu. Ancak, yapılan yeni düzenlemelerle bu hak bazı meslekler için kaldırıldı veya sınırlandırıldı.

Hangi Meslekler Etkilendi?

Henüz SGK tarafından etkilenen tüm mesleklerin listesi yayınlanmadı. Ancak, bilinen ve düzenlemeden etkilenen bazı meslekler şunlardır:

• Maden işçileri: Yeraltı maden işlerinde çalışanların FHSZ'den yararlanma koşulları değişti.
• Gazeteciler: Basın sektöründe çalışan gazetecilerin yıpranma payı hakkı yeniden düzenlendi.
• Demir ve çelik fabrikası çalışanları: Yüksek sıcaklık altında çalışan işçilerin de erken emeklilik şartları değişti.

Düzenlemenin Gerekçesi:

SGK, bu düzenlemenin gerekçesi olarak, sosyal güvenlik sisteminin sürdürülebilirliğini koruma ve bazı mesleklerdeki yıpranma payı uygulamalarının günümüz koşullarına uyarlanması ihtiyacını gösteriyor.

Çalışanların Hakları:

Erken emeklilik hakkı kaldırılan veya sınırlandırılan mesleklerde çalışanlar, mevcut haklarını ve yeni düzenlemelerin etkilerini SGK'dan detaylı olarak öğrenebilirler. Ayrıca, emeklilik planlamalarını bu yeni duruma göre yeniden gözden geçirmeleri önemlidir.

Sonuç:

SGK'nın bu açıklaması, birçok çalışanı yakından ilgilendiriyor. Erken emeklilik planları yapanların, güncel düzenlemeleri takip etmeleri ve SGK'dan bilgi almaları büyük önem taşıyor.

Mine Söğüt’ün yeni romanı Ormandaki Kalpsiz Ceylanı, yazarın kendine özgü üslubunu ve anlatım gücünü bir kez daha ortaya koyuyor. Roman, okuyucuyu fantastik bir dünyaya davet ederken, aynı zamanda insanın kalbine ve vicdanına dair derin sorular soruyor.

Eser, alışılmadık karakterleri ve olay örgüsüyle dikkat çekiyor. Kalpsiz bir ceylanın ormanda kaybolmasıyla başlayan hikaye, zamanla bir dizi tuhaf olayın ve karakterin kesişim noktası haline geliyor. Söğüt, karakterlerini oluştururken, onların iç dünyalarını ve motivasyonlarını detaylı bir şekilde işliyor. Bu sayede, okuyucu karakterlerle empati kurabiliyor ve onların yaşadığı duygusal çatışmaları daha iyi anlayabiliyor.

Romanın temel teması kalpsizlik. Söğüt, kalpsizliği sadece fiziksel bir yoksunluk olarak değil, aynı zamanda duygusal bir eksiklik, empati yoksunluğu ve vicdansızlık olarak da ele alıyor. Karakterlerin kalpsizlikle olan farklı ilişkileri, okuyucuya bu kavramın farklı boyutlarını düşündürüyor.

Ormandaki Kalpsiz Ceylanı, sadece bir masal değil, aynı zamanda toplumsal bir eleştiri niteliği de taşıyor. Yazar, roman aracılığıyla günümüz dünyasındaki adaletsizliklere, eşitsizliklere ve insanlığın yozlaşmasına dikkat çekiyor. Roman, okuyucuyu düşünmeye ve sorgulamaya teşvik ediyor.

Söğüt'ün dili ve anlatımı, romanın en güçlü yanlarından biri. Yazar, zengin bir kelime dağarcığı ve etkileyici imgeler kullanarak okuyucuyu romanın dünyasına çekiyor. Masalsı anlatım, romanın fantastik atmosferini daha da güçlendiriyor.

Sonuç olarak, Ormandaki Kalpsiz Ceylanı, Mine Söğüt'ün edebiyat dünyasına kazandırdığı önemli bir eser. Roman, masalsı anlatımı, derinlikli karakterleri ve toplumsal eleştirisiyle okuyucuyu etkilemeyi başarıyor.

Astrolojiye inananlar için burçlar, kişilik özellikleri ve ilişkiler üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Bazı burç çiftleri, doğaları gereği daha uyumlu ve birbirlerini tamamlayıcıdır. İşte astrolojide birbirini tamamlayan ve adeta birbirlerine ilaç gibi gelen 5 burç çifti:

• Koç ve Kova: Koç burcunun enerjisi ve maceraperestliği ile Kova burcunun yenilikçi ve özgürlükçü yapısı bir araya geldiğinde, ortaya heyecan verici ve dinamik bir ilişki çıkar. Koç'un ateşli doğası, Kova'nın entelektüel yaklaşımıyla dengelenir.
• Boğa ve Yengeç: Boğa burcunun güvenilirliği ve Yengeç burcunun duygusallığı, birbirini mükemmel şekilde tamamlar. Boğa, Yengeç'e güven verirken, Yengeç de Boğa'ya şefkat ve anlayış sunar. Bu iki burç arasındaki ilişki, sıcak ve samimi bir yuvaya dönüşebilir.
• İkizler ve Yay: İkizler burcunun meraklı ve iletişimci yapısı ile Yay burcunun maceracı ve özgür ruhu, birbirlerini harekete geçirir. İkizler, Yay'a yeni fikirler sunarken, Yay da İkizler'e farklı bakış açıları kazandırır. Bu ikili, birlikte dünyayı keşfetmekten keyif alır.
• Başak ve Oğlak: Başak burcunun detaycılığı ve titizliği ile Oğlak burcunun disiplini ve sorumluluk sahibi yapısı, iş hayatında ve özel hayatta büyük başarılar elde etmelerini sağlar. Başak, Oğlak'a pratik çözümler sunarken, Oğlak da Başak'a hedeflerine ulaşma konusunda destek olur.
• Terazi ve Balık: Terazi burcunun adalet duygusu ve estetik anlayışı ile Balık burcunun şefkati ve empati yeteneği, birbirlerini derinden etkiler. Terazi, Balık'a mantıklı bir bakış açısı sunarken, Balık da Terazi'ye duygusal derinlik katar. Bu iki burç arasındaki ilişki, romantik ve ilham verici olabilir.

Bu burç çiftlerinin uyumu, astrolojik yorumlara dayanmaktadır ve her bireyin kişisel deneyimleri farklılık gösterebilir. Ancak, bu burçların genel özellikleri göz önüne alındığında, birbirlerini tamamlayıcı ve destekleyici oldukları söylenebilir.

Trabzonspor, Süper Lig'de Fenerbahçe ile oynanan maçın ardından hakem kararlarına sert tepki gösterdi. Kulüp, maçın hakemini kimin aradığı sorusunu gündeme getirerek, yaşanan tartışmalı pozisyonlara dikkat çekti.

Trabzonspor'dan Yapılan Açıklamada Şu İfadelere Yer Verildi:

• Maçın hakeminin performansı kabul edilemez düzeydeydi.
• Verilen ve verilmeyen kararlar maçın sonucunu doğrudan etkiledi.
• Hakemi kimin aradığı sorusu kamuoyunun vicdanında yankılanmaktadır.

Kulüp, Türkiye Futbol Federasyonu'na (TFF) ve Merkez Hakem Kurulu'na (MHK) çağrıda bulunarak, bu konuyla ilgili soruşturma başlatılmasını talep etti. Ayrıca, benzer hataların tekrarlanmaması için gerekli önlemlerin alınması gerektiğini vurguladı.

Trabzonspor'un Tepkisinin Ardından Sosyal Medyada da Büyük Yankı Uyandı:

Taraftarlar, hakem kararlarına tepki gösteren paylaşımlarda bulundu ve kulübe destek mesajları gönderdi. #TrabzonsporHaklıdır etiketiyle binlerce paylaşım yapıldı.

Maçın tartışmalı pozisyonları ve hakem kararları, spor yorumcuları ve kamuoyu tarafından da geniş bir şekilde tartışılmaya devam ediyor.

Trabzonspor yönetiminin önümüzdeki günlerde konuyla ilgili daha detaylı bir açıklama yapması bekleniyor.

Eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in oğlu Osman Gökçek'in mal varlığı ve aylık geliri, sosyal medyada ve çeşitli haber platformlarında tartışma konusu oldu. İddialara göre Osman Gökçek'in aylık geliri 13 milyon TL civarında. Bu iddialar, Gökçek ailesinin yaşam tarzı ve mal varlığına dair merak uyandırdı.

Söz konusu iddialar, sosyal medya kullanıcıları tarafından geniş yankı buldu. Birçok kullanıcı, bu kadar yüksek bir gelirin kaynağını sorgularken, bazıları ise Gökçek ailesinin geçmişteki görevleri ve bağlantıları üzerinden yorumlar yaptı. Melih Gökçek'in Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı dönemindeki icraatları ve ailenin sahip olduğu diğer mal varlıkları da tartışmaların odağında yer aldı.

Haberde, Osman Gökçek'in bu iddialara herhangi bir yanıt verip vermediği belirtilmemektedir. Konuyla ilgili resmi bir açıklama yapılmadığı sürece, iddiaların doğruluğu teyit edilememektedir. Ancak, sosyal medyadaki ve basındaki tartışmalar, Gökçek ailesinin mal varlığı konusundaki merakı artırmaya devam ediyor.

Özellikle yerel seçimler öncesinde bu tür iddiaların ortaya atılması, siyasi bir boyut da kazanabilir. Gökçek ailesinin geçmişteki görevleri ve siyasi bağlantıları, bu tartışmaların daha da alevlenmesine neden olabilir.