İstinaf Mahkemesi, boşanma davasında kadının kusurlu davranışları nedeniyle tazminat ödemesine hükmetti. Mahkeme, kadının eşine yönelik küçük düşürücü ve aşağılayıcı davranışlarını dikkate aldı.

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi, bir boşanma davasında emsal niteliğinde bir karara imza attı. Karara göre, eşine yönelik küçük düşürücü ve aşağılayıcı davranışlarda bulunan kadın, kusurlu bulundu ve tazminat ödemeye mahkum edildi.
Davacı koca, eşinin kendisine sürekli olarak hakaret ettiğini, aşağıladığını ve küçük düşürdüğünü iddia ederek boşanma davası açtı. Aile Mahkemesi, tarafların eşit kusurlu olduğuna hükmederek boşanmalarına karar verdi, ancak tazminat taleplerini reddetti.
Kocanın istinaf başvurusu üzerine dosyayı inceleyen İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi, Aile Mahkemesi'nin kararını bozdu. İstinaf Mahkemesi, kadının eşine yönelik davranışlarının evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olacak nitelikte olduğunu belirterek, kadının daha kusurlu olduğuna hükmetti.
Mahkeme kararında, kadının eşine yönelik “Sen adam mısın?”, “Senden bir şey olmaz”, “Senin yüzünden bu haldeyim” gibi sözlerinin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu vurgulandı. Ayrıca, kadının eşinin ailesiyle sürekli sorun yaşadığı ve bu durumun da evlilik birliğini olumsuz etkilediği belirtildi.
İstinaf Mahkemesi, kadının bu kusurlu davranışları nedeniyle kocanın maddi ve manevi tazminat taleplerini haklı bularak, kadının tazminat ödemesine karar verdi. Kararda, tazminat miktarının belirlenmesinde tarafların sosyal ve ekonomik durumları, evlilik süresi ve kadının kusurunun ağırlığı dikkate alındı.
Bu karar, boşanma davalarında eşlerin birbirlerine yönelik davranışlarının kusur değerlendirmesinde önemli bir rol oynadığını gösteriyor. Özellikle, kişilik haklarına saldırı niteliğindeki davranışlar, tazminat ödeme yükümlülüğüne yol açabiliyor.