Günümüzde hareketsiz yaşam tarzının yaygınlaşmasıyla birlikte, uzmanlar adım saymanın ve düzenli yürüyüş yapmanın önemini vurguluyor. Özellikle tempolu ve yavaş yürüyüşlerin kombinasyonunun sağlık açısından birçok fayda sağladığı belirtiliyor.

Adım Saymanın Önemi: Günlük adım sayısını artırmak, genel sağlık ve zindelik için önemli bir adımdır. Uzmanlar, günde en az 10.000 adım atmanın hedeflenmesini öneriyor. Ancak bu sayıya ulaşmak için başlangıçta daha düşük hedefler belirlenebilir ve zamanla artırılabilir.

Tempolu Yürüyüşün Faydaları: Tempolu yürüyüş, kalp atış hızını artırarak kardiyovasküler sağlığı iyileştirir. Ayrıca, enerji harcamasını artırarak kilo kontrolüne yardımcı olur ve kasları güçlendirir. Tempolu yürüyüş, aynı zamanda stresi azaltır ve ruh halini iyileştirir.

Yavaş Yürüyüşün Faydaları: Yavaş yürüyüş, vücudu dinlendirir ve stresi azaltır. Sindirime yardımcı olur ve kan basıncını düşürür. Ayrıca, eklemlere daha az yük bindirerek sakatlanma riskini azaltır.

3 Dakika Hızlı, 3 Dakika Yavaş Yürüyüş: Uzmanlar, ideal bir yürüyüş rutini için 3 dakika hızlı ve 3 dakika yavaş yürüyüşün dönüşümlü olarak yapılmasını öneriyor. Bu yöntem, hem kardiyovasküler sistemi zorlayarak hem de vücudu dinlendirerek maksimum fayda sağlıyor. Bu tür bir antrenman, aynı zamanda sıkılmayı önleyerek motivasyonu artırır.

Yürüyüşe Başlamadan Önce Dikkat Edilmesi Gerekenler: Yürüyüşe başlamadan önce mutlaka ısınma egzersizleri yapılmalı ve uygun ayakkabılar tercih edilmelidir. Ayrıca, hava koşullarına uygun giysiler giyilmeli ve yeterli miktarda su tüketilmelidir. Kronik bir rahatsızlığı olan kişilerin yürüyüşe başlamadan önce doktorlarına danışmaları önemlidir.

Sonuç olarak, düzenli adım saymak ve tempolu-yavaş yürüyüş kombinasyonu, sağlıklı bir yaşam için önemli bir adımdır. Herkesin kendi fiziksel durumuna ve ihtiyaçlarına uygun bir yürüyüş rutini oluşturarak bu faydalardan yararlanması mümkündür.

Uçaklardaki koltuk boyutlarının küçülmesi ve yolcu mesafesinin daralması, uzun yıllardır süregelen bir tartışma konusu. Bu durumun temelinde yatan nedenler ve tarihsel süreç, yolcuların konforunu doğrudan etkiliyor. 1978'de ABD'de havayolu şirketlerinin rekabetini artırmak amacıyla yapılan düzenlemeler, bu değişimin başlangıç noktası olarak kabul ediliyor.

1978 Deregülasyonu ve Sonuçları: Bu tarihte kabul edilen Havayolu Deregülasyon Yasası, havayolu şirketlerine bilet fiyatlarını serbestçe belirleme ve yeni rotalar açma özgürlüğü tanıdı. Bu durum, şirketler arasında yoğun bir rekabete yol açarken, maliyetleri düşürme baskısı da arttı. Maliyetleri düşürmenin yollarından biri ise uçaklara daha fazla koltuk sığdırmak oldu. Bu da koltuk aralıklarının daralmasına ve koltuk genişliklerinin azalmasına neden oldu.

Koltuk Ölçülerindeki Değişim: 1970'lerde ortalama koltuk aralığı 34-35 inç iken, günümüzde bu rakam 30-31 inçe kadar düşmüş durumda. Koltuk genişlikleri de benzer şekilde azalma gösterdi. Bu durum, özellikle uzun uçuşlarda yolcuların konforunu olumsuz etkiliyor. Havayolu şirketleri, daha fazla yolcu taşıyarak gelirlerini artırmayı hedeflerken, yolcular ise daha sıkışık ve rahatsız bir uçuş deneyimi yaşamak zorunda kalıyor.

Yolcu Boyutlarındaki Artış: İnsanların ortalama boy ve kilolarının artması da bu durumu daha da belirginleştiriyor. Koltukların küçülmesi ve yolcuların büyümesi, uçak seyahatlerini daha konforsuz hale getiriyor. Bu durum, özellikle obezite sorunu yaşayan yolcular için ciddi bir sorun teşkil ediyor. Havayolu şirketleri, bu soruna çözüm bulmak adına farklı koltuk tasarımları üzerinde çalışsa da, henüz yaygın bir çözüm bulunabilmiş değil.

Ekonomik Etkiler ve Gelecek Beklentileri: Havayolu şirketleri, daha fazla koltuk sığdırarak gelirlerini artırırken, yolcuların konforu ikinci plana atılmış durumda. Ancak, yolcuların bu duruma tepkisi ve konfor beklentilerinin artması, havayolu şirketlerini yeni çözümler aramaya yöneltiyor. Gelecekte, daha ergonomik koltuk tasarımları ve farklı kabin düzenlemeleri ile yolcu konforunun artırılması hedefleniyor.

İngiltere'nin önde gelen okullarından Royal Grammar School Guildford (RGS Guildford), Darüşşafaka Cemiyeti ile önemli bir iş birliğine imza attı. Bu iş birliği sayesinde, Darüşşafaka'da eğitim gören iki öğrenci, RGS Guildford'da tam burslu olarak eğitim alma fırsatı yakaladı.

Öğrencilerin seçimi, RGS Guildford ve Darüşşafaka öğretmenlerinin ortak değerlendirmeleri sonucunda yapıldı. Değerlendirmelerde öğrencilerin akademik başarıları, İngilizce yeterlilikleri ve sosyal becerileri dikkate alındı. Seçilen öğrenciler, İngiltere'deki eğitimlerine başlamak üzere hazırlıklara başladı.

RGS Guildford Hakkında: 1509 yılında kurulan Royal Grammar School Guildford, İngiltere'nin en eski ve saygın okullarından biridir. Okul, akademik mükemmeliyeti, spor ve sanat alanındaki başarıları ile tanınmaktadır. RGS Guildford, öğrencilerine geniş bir müfredat sunarak, onların çok yönlü gelişimlerine katkıda bulunmaktadır.

Darüşşafaka Cemiyeti Hakkında: 1863 yılında kurulan Darüşşafaka Cemiyeti, babası hayatta olmayan, maddi durumu yetersiz, yetenekli çocuklara eğitim fırsatı sunan bir sivil toplum kuruluşudur. Cemiyet, öğrencilerine yatılı ve tam burslu eğitim imkanı sağlamaktadır. Darüşşafaka, Türkiye'nin eğitim alanındaki en köklü ve saygın kurumlarından biridir.

Bu iş birliği, iki köklü kurumun eğitim alanındaki vizyonlarını bir araya getirerek, başarılı öğrencilere uluslararası düzeyde eğitim alma imkanı sunmaktadır. Darüşşafakalı öğrenciler, RGS Guildford'da alacakları eğitimle hem akademik olarak gelişecekler hem de farklı kültürleri tanıma fırsatı bulacaklardır.

RGS Guildford ve Darüşşafaka Cemiyeti arasındaki bu anlamlı iş birliğinin, gelecekte de devam etmesi ve daha fazla öğrenciye ulaşması hedeflenmektedir.

Bilim insanları, atmosferdeki ses kanalları sayesinde fırtına seslerinin dünyanın öbür ucundan duyulabildiğini keşfetti. Bu durum, atmosferin farklı katmanlarındaki sıcaklık ve rüzgar değişikliklerinin ses dalgalarının yayılmasını nasıl etkilediğini gösteriyor.

Ses kanalları, ses dalgalarının belirli bir yükseklikte sıkışıp kalarak çok uzak mesafelere yayılmasını sağlayan atmosferik koşullardır. Normalde ses dalgaları her yöne yayılırken, ses kanallarında yoğunlaşarak daha az enerji kaybıyla yol alırlar. Bu durum, fırtınaların yaydığı düşük frekanslı seslerin (infrases) binlerce kilometre öteden algılanabilmesini mümkün kılar.

Araştırmacılar, bu keşfin atmosfer olaylarını daha iyi anlamak için kullanılabileceğini belirtiyorlar. Fırtınaların seslerini analiz ederek, atmosferin yapısı ve dinamikleri hakkında bilgi edinilebilir. Bu bilgiler, hava tahminlerinin doğruluğunu artırmak ve iklim değişikliğinin etkilerini daha iyi anlamak için kullanılabilir.

Bu durumun önemi şu şekilde özetlenebilir:

• Atmosferin yapısını anlamak: Ses dalgalarının yayılma şekli, atmosferin farklı katmanlarındaki sıcaklık ve rüzgar koşulları hakkında bilgi verir.
• Hava tahminlerini iyileştirmek: Fırtınaların seslerini analiz ederek, oluşum ve hareketleri hakkında daha doğru tahminler yapılabilir.
• İklim değişikliğinin etkilerini anlamak: Atmosferdeki değişikliklerin ses dalgalarının yayılmasını nasıl etkilediğini inceleyerek, iklim değişikliğinin etkileri hakkında bilgi edinilebilir.

Bu keşif, atmosfer bilimleri alanında yeni bir araştırma alanı açıyor ve fırtınaların seslerini dinleyerek dünyayı daha iyi anlamamıza yardımcı olabilir.

Irak'ta bulunan 4 bin yıllık kil tabletler, antik Mezopotamya'daki devlet yönetim sistemine ışık tutuyor. Bu tabletler, o dönemde devletin nasıl yönetildiğine, ekonomik faaliyetlerin nasıl düzenlendiğine ve sosyal yapının nasıl işlediğine dair önemli bilgiler sunuyor.

Tabletlerdeki yazılar, devletin tarım arazilerini nasıl yönettiğini, ürünlerin nasıl toplandığını ve dağıtıldığını gösteriyor. Ayrıca, vergi sistemleri, ticaret anlaşmaları ve hukuki düzenlemeler hakkında da detaylı bilgiler bulunuyor.

Tabletlerde yer alan bazı önemli bilgiler:

• Devletin tarım arazilerini yönetimi ve ürün toplama sistemleri
• Vergi sistemleri ve gelir kaynakları
• Ticaret anlaşmaları ve dış ilişkiler
• Hukuki düzenlemeler ve yargılama süreçleri
• Sosyal sınıflar ve toplum yapısı

Bu tabletlerin incelenmesi, günümüzdeki devlet yönetim sistemlerinin kökenlerini anlamamıza yardımcı oluyor ve tarihin derinliklerindeki yönetim tecrübelerinden ders çıkarmamızı sağlıyor.

Arkeologlar ve tarihçiler, tabletlerin翻译解密için çalışmalarına devam ediyor ve yeni keşiflerle antik Mezopotamya'nın sırlarını aydınlatmaya çalışıyor.

Almanya, Rusya'yı Ukrayna ile barış görüşmelerinde isteksiz davranmak ve süreci oyalamakla suçladı. Alman hükümet yetkilileri, Rusya'nın müzakerelere gerçek bir çözüm bulma amacı taşımadığına dair endişelerini dile getirdi.

Almanya Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, Rusya'nın Ukrayna'daki askeri operasyonlarına son vermesi ve müzakere masasına oturması gerektiği vurgulandı. Ancak, Rusya'nın sergilediği tutumun barışa yönelik gerçek bir çaba olmadığını gösterdiği belirtildi. Alman yetkililer, Rusya'nın sürekli olarak yeni talepler öne sürerek ve mevcut anlaşmaları ihlal ederek müzakere sürecini sabote ettiğini iddia etti.

Bu suçlamalar, Ukrayna'daki savaşın devam ettiği ve uluslararası toplumun barışçıl bir çözüm bulma çabalarının sürdüğü bir dönemde geldi. Almanya, Ukrayna'ya askeri ve insani yardım sağlamanın yanı sıra, diplomatik çabalara da aktif olarak katılıyor. Ancak, Rusya'nın müzakerelerdeki tutumu, Almanya'nın barış umutlarını zayıflatıyor.

Almanya'nın suçlamalarına Rusya'dan henüz resmi bir yanıt gelmedi. Ancak, Rus yetkililer daha önce yaptıkları açıklamalarda, Ukrayna ile müzakereye hazır olduklarını, ancak Batı'nın Ukrayna'ya askeri destek sağlamayı bırakması gerektiğini belirtmişlerdi.

Uluslararası gözlemciler, Ukrayna'daki savaşın geleceği ve barış görüşmelerinin ne zaman başlayabileceği konusunda belirsizliğin sürdüğünü belirtiyor. Almanya'nın Rusya'ya yönelik suçlamaları, bu belirsizliğin daha da artmasına neden olabilir.

Ray Kurzweil'ın desteklediği robotik şirketi Beyond Imagination, 100 milyon dolarlık bir yatırım alarak üretim sektöründe devrim yaratmayı hedefliyor. Şirket, Gemini adını verdiği insansı robotlarını fabrikalara entegre ederek, üretim süreçlerini otomatikleştirmeyi ve verimliliği artırmayı amaçlıyor.

Beyond Imagination'ın geliştirdiği Gemini robotları, karmaşık görevleri yerine getirebilen, öğrenme yeteneğine sahip ve insanlarla işbirliği yapabilen gelişmiş robotlar olarak tanımlanıyor. Bu robotlar, montaj hattı görevlerinden kalite kontrolüne, malzeme taşımasından paketlemeye kadar geniş bir yelpazede kullanılabilecek.

Şirketin kurucusu ve CEO'su Harry Kloor, Gemini robotlarının, fabrikalardaki iş gücü açığını kapatmaya ve üretim maliyetlerini düşürmeye yardımcı olacağını belirtiyor. Kloor, "Robotlarımız, insan çalışanlarla birlikte çalışarak, daha verimli ve daha güvenli bir çalışma ortamı yaratacak." dedi.

Yatırım turuna katılan şirketler arasında önde gelen risk sermayesi şirketleri ve teknoloji yatırımcıları bulunuyor. Bu yatırım, Beyond Imagination'ın Ar-Ge çalışmalarını hızlandırmasına ve Gemini robotlarının üretimini artırmasına olanak sağlayacak.

Şirket, önümüzdeki yıllarda Gemini robotlarını daha fazla fabrikaya entegre etmeyi ve robotik teknolojilerini daha da geliştirmeyi planlıyor. Beyond Imagination'ın hedefi, robotik alanında lider bir şirket olmak ve üretim sektöründe köklü değişikliklere yol açmak.

Ray Kurzweil'ın bu projeye olan desteği, yapay zeka ve robotik alanındaki potansiyele olan inancını gösteriyor. Kurzweil, "Beyond Imagination'ın geliştirdiği robotlar, geleceğin fabrikalarının temelini oluşturacak." şeklinde konuştu.

Sudan'da ordu komutanı Abdulfettah el-Burhan, savaşın başlamasından bu yana ilk sivil başbakanı atayarak önemli bir adım attı. Yeni başbakan olarak atanan isim Osman Hüseyin oldu.

Bu atama, Sudan'da 13 aydan uzun süredir devam eden ve binlerce insanın ölümüne, milyonlarcasının ise yerinden edilmesine neden olan çatışmaların ortasında gerçekleşti. Ülke, ordu ile paramiliter Hızlı Destek Güçleri (HDG) arasındaki iktidar mücadelesine sahne oluyor.

Osman Hüseyin'in görevi, ülkeyi bu zorlu süreçten çıkaracak bir yol haritası belirlemek ve sivil yönetime geçişi sağlamak olacak. Atama, Sudan'da kalıcı bir çözüm bulunması umutlarını yeniden canlandırırken, Hüseyin'in önündeki en büyük engel, çatışan tarafları bir araya getirmek ve sürdürülebilir bir barış anlaşması sağlamak olacak.

Sudan ordusu tarafından yapılan açıklamada, Hüseyin'in ulusal mutabakatı sağlayacak ve ülkeyi yeniden inşa edecek bir hükümet kurması hedefleniyor. Ancak, HDG'nin bu atamaya nasıl bir tepki vereceği ve Hüseyin'in ne kadar destek göreceği belirsizliğini koruyor.

Uluslararası toplum, Sudan'daki çatışmalara son verilmesi ve sivil yönetime geçişin sağlanması için çağrıda bulunmaya devam ediyor. Bu atama, uluslararası aktörler tarafından da yakından izlenecek ve desteklenecek bir süreç olabilir.

Özetle, Osman Hüseyin'in başbakan olarak atanması, Sudan için kritik bir dönüm noktasıdır. Ancak, başarısı, çatışan tarafların işbirliğine ve uluslararası toplumun desteğine bağlı olacaktır.

Alevi dernekleri, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un Yavuz Sultan Selim hakkındaki açıklamalarına sert tepki göstererek, Kurtulmuş'u istifaya çağırdı. Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) ve bileşenleri, yaptıkları ortak açıklamada, Kurtulmuş'un sözlerinin Alevileri derinden yaraladığını ve kabul edilemez olduğunu vurguladı.

Açıklamada, Yavuz Sultan Selim'in Aleviler için bir katliam figürü olduğu belirtilerek, Kurtulmuş'un bu figürü övmesinin Alevi toplumunun değerlerine hakaret anlamına geldiği ifade edildi. Alevi dernekleri, Kurtulmuş'un sözlerinin, Alevilere yönelik ayrımcı politikaların ve nefret söyleminin bir parçası olduğunu savundu.

Ayrıca, dernekler, Kurtulmuş'un TBMM Başkanlığı gibi önemli bir makamda bulunmasının, bu türden ayrımcı söylemlere zemin hazırladığını ve Alevi toplumunun temsil edilmediği hissiyatını güçlendirdiğini dile getirdi. Bu nedenle, Alevi dernekleri, Numan Kurtulmuş'u TBMM Başkanlığı görevinden istifaya davet etti.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

• "Yavuz Sultan Selim'in Alevilere yönelik zulmü tarihin kara sayfalarına yazılmıştır."
• "Kurtulmuş'un bu zulmü görmezden gelmesi ve övmesi, Alevi toplumunu derinden yaralamıştır."
• "Kurtulmuş'u derhal istifaya davet ediyoruz."

Alevi derneklerinin bu çağrısı, kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Birçok sivil toplum kuruluşu ve siyasi parti de Alevi derneklerine destek vererek, Kurtulmuş'un açıklamalarını kınadı.