Kanal D'nin sevilen ve uzun yıllardır yayın hayatına devam eden dizisi Arka Sokaklar, 20. sezon hazırlıklarına devam ediyor. Dizi, yeni sezonda kadrosuna usta bir ismi dahil etti. Tiyatro kökenli oyuncu Erdal Cindoruk, Arka Sokaklar'ın kadrosuna katıldı.

Erdal Cindoruk, dizide Hikmet karakterine hayat verecek. Hikmet karakteri, Rıza Baba ve ekibine çeşitli olaylarda yardımcı olacak bir rol üstlenecek. Cindoruk'un katılımıyla Arka Sokaklar'ın 20. sezonunda heyecan ve aksiyonun artması bekleniyor.

Arka Sokaklar dizisi, İstanbul'da görev yapan bir grup polisin yaşadığı olayları ve suçlularla mücadelelerini konu alıyor. Dizinin başrollerinde Zafer Ergin, Özgür Ozan ve İlker İnanoğlu gibi isimler yer alıyor.

Dizinin 20. sezonunda kadroya katılan Erdal Cindoruk, daha önce birçok tiyatro oyunu ve dizide rol almış deneyimli bir oyuncu. Cindoruk'un Arka Sokaklar'a katılması, dizinin hayranları tarafından memnuniyetle karşılandı.

Arka Sokaklar, yeni sezonuyla yakında Kanal D ekranlarında izleyicisiyle buluşacak.

Türkiye'nin en zengin influencer'ları listesi yayınlandı. Dijital dünyada büyük bir etki yaratan ve geniş kitlelere ulaşan bu isimler, gelirleriyle dikkat çekiyor. İşte platformlara göre öne çıkan ve en çok kazanan influencer'lar:

YouTube: YouTube platformunda içerik üreten ve yüksek izlenme sayılarına ulaşan influencer'lar, reklam gelirleri, sponsorluk anlaşmaları ve ürün tanıtımları sayesinde önemli kazançlar elde ediyor. Oyun, eğlence, makyaj, seyahat ve eğitim gibi çeşitli kategorilerde içerik üreten YouTuber'lar, markalarla işbirliği yaparak gelirlerini artırıyor.

TikTok: TikTok'un yükselişiyle birlikte, bu platformda popülerlik kazanan influencer'lar da gelirlerini katladı. Kısa video formatıyla geniş bir kitleye ulaşan TikTok kullanıcıları, dans,Challenge, komedi ve yaşam tarzı içerikleriyle dikkat çekiyor. Markalar, genç kitlelere ulaşmak için TikTok influencer'ları ile işbirliği yapıyor.

Instagram: Instagram, uzun yıllardır influencer marketing için önemli bir platform olmaya devam ediyor. Moda, güzellik, seyahat, yemek ve yaşam tarzı gibi çeşitli konularda içerik üreten Instagram influencer'ları, sponsorlu gönderiler, ürün yerleştirmeleri ve marka işbirlikleri sayesinde yüksek gelirler elde ediyor. Takipçi sayıları ve etkileşim oranları, influencer'ların gelirlerini doğrudan etkiliyor.

Listede yer alan influencer'lar sadece platformlardaki içerikleriyle değil, aynı zamanda kendi markalarını yaratarak ve farklı iş alanlarına yatırım yaparak da gelirlerini artırıyor. E-ticaret, ürün lansmanları, etkinlikler ve danışmanlık gibi alanlarda da faaliyet gösteren influencer'lar, dijital dünyadaki etkilerini farklı alanlara taşıyor.

Influencer marketing, markalar için hedef kitleye ulaşmanın etkili bir yolu haline gelirken, influencer'lar da bu sektördeki profesyonel kariyerlerini geliştiriyor. Rekabetin yoğun olduğu bu alanda, özgün içerik üretimi, takipçilerle etkileşim ve marka işbirlikleri büyük önem taşıyor.

Ben & Jerry's dondurma şirketinin kurucu ortağı Bennett Cohen, ABD Kongresi'nin Gazze'deki yoksul çocukları bombalamak için para harcadığını iddia ederek dikkat çekti. Cohen, bu açıklamalarıyla mevcut İsrail-Filistin çatışmasına yönelik eleştirilerini dile getirdi.

Cohen, Kongre'nin İsrail'e yaptığı askeri yardımları eleştirerek, bu yardımların Gazze'deki sivillerin, özellikle de çocukların zarar görmesine neden olduğunu savundu. Açıklamasında, ABD'nin dış politikasına ve bu politikaların insani sonuçlarına odaklandı.

Ben & Jerry's, geçmişte de sosyal ve politik konularda aktif bir duruş sergilemişti. Şirket, İsrail'in işgal altındaki Filistin topraklarındaki faaliyetlerine karşı çıkarak bu bölgelerde ürün satışını durdurma kararı almıştı. Bu karar, hem destek gören hem de eleştirilen bir adım olmuştu.

Bennett Cohen'in son açıklamaları, İsrail-Filistin meselesine ilişkin tartışmaları yeniden alevlendirdi. Cohen, ABD'nin İsrail'e koşulsuz destek vermesinin bölgedeki çatışmaları körüklediğini ve sivil kayıpları artırdığını öne sürdü.

Bu tür açıklamalar, özellikle kamuoyunun dikkatini çekmek ve farkındalık yaratmak amacıyla yapılıyor. Ancak, bu türden ifadelerin hassas bir konu olan İsrail-Filistin meselesinde farklı tepkilere yol açabileceği unutulmamalıdır.

Galatasaray, Napoli'nin yıldız golcüsü Victor Osimhen'i transfer etmek için dikkat çekici bir strateji geliştiriyor. İddialara göre sarı-kırmızılı ekip, oyuncunun bonservisinin bir kısmına ortak olarak bu transferi finanse etmeyi planlıyor. Bu yaklaşım, hem kulübün mali yükünü hafifletmeyi hem de oyuncunun gelecekteki potansiyelinden faydalanmayı amaçlıyor.

Teklifin Detayları: Galatasaray'ın Osimhen için düşündüğü teklif, oyuncunun bonservis haklarının belirli bir yüzdesini satın almayı içeriyor. Bu sayede, oyuncunun gelecekteki bir transferinden elde edilecek gelirin bir kısmı Galatasaray'a ait olacak. Bu model, özellikle yüksek maliyetli transferlerde kulüplerin başvurduğu bir yöntem olarak biliniyor.

Osimhen'in Durumu: Victor Osimhen, Napoli formasıyla gösterdiği performansla Avrupa'nın en gözde golcülerinden biri haline geldi. Nijeryalı oyuncu, hızı, tekniği ve gol vuruşlarındaki başarısıyla tanınıyor. Ancak yüksek bonservis bedeli, birçok kulübün transferde çekimser kalmasına neden oluyor.

Galatasaray'ın Stratejisi: Galatasaray yönetimi, bu ortaklık teklifiyle hem Osimhen'i kadrosuna katmayı hem de uzun vadede kulübe gelir sağlamayı hedefliyor. Bu strateji, transfer piyasasında ses getirecek bir hamle olarak değerlendiriliyor.

Transferin Gerçekleşme İhtimali: Osimhen transferinin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği, Napoli kulübünün ve oyuncunun bu teklife vereceği cevaba bağlı. Galatasaray'ın bu sıra dışı teklifi, transfer görüşmelerinde önemli bir rol oynayabilir.

Giray Altınok, başrolünde yer aldığı 'Prens' dizisinin çekim sürecini ve dizideki karakterini detaylı bir şekilde anlattı. Dizinin galasına kimsenin gelmemesiyle ilgili yaşadığı şaşkınlığı ve sonrasında yaşanan olumlu gelişmeleri aktardı.

Altınok, 'Prens' karakterini canlandırırken yaşadığı zorluklardan ve keyif aldığı anlardan bahsetti. Karakterin absürt ve komik yapısının kendisini cezbettiğini, ancak aynı zamanda karakterin derinliğini ve motivasyonlarını anlama çabasının da önemli olduğunu vurguladı. Dizinin mizahi unsurlarının yanı sıra, karakterlerin gelişimine ve hikayenin duygusal derinliğine de önem verildiğini belirtti.

Dizinin çekim sürecinde karşılaştıkları ilginç olaylara da değinen Altınok, özellikle kostüm ve makyaj süreçlerinin ne kadar zaman aldığını ve bu süreçlerin karakterine bürünmesinde nasıl bir rol oynadığını anlattı. Ayrıca, setteki diğer oyuncularla olan uyumunun ve ekip çalışmasının dizinin başarısına olan katkısını vurguladı.

Altınok, dizinin ilk bölümlerinin yayınlanmasının ardından gelen olumlu tepkilerden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. İzleyicilerin diziyi benimsemesi ve karakterlerle bağ kurması, kendisini ve tüm ekibi motive ettiğini söyledi. Ayrıca, dizinin farklı platformlarda da ilgi görmesinin, Türk yapımlarının uluslararası alandaki başarısı açısından önemli olduğunu belirtti.

Röportajın sonunda, Altınok, 'Prens' dizisinin geleceğiyle ilgili ipuçları verdi ve izleyicilerin yeni bölümlerde daha da büyük sürprizlerle karşılaşacağını müjdeledi.

Galatasaray Üniversitesi öğrencileri, Sosyal Araştırmalar Merkezi tarafından düzenlenen ve Nureddin Yıldız'ın konuşmacı olarak katıldığı etkinliği protesto etti. Öğrenciler, Yıldız'ın geçmişteki bazı açıklamalarına atıfta bulunarak, üniversitede konferans vermesine karşı çıktı.

Protesto sırasında öğrenciler, "Pedofili savunan hoca mı olur?" şeklinde sloganlar attı ve Yıldız'ın konuşma yapmasına izin verilmemesini talep etti. Eylem sırasında öğrenciler ile Prof. Dr. İlber Ortaylı arasında sözlü tartışmalar yaşandı. Ortaylı'nın öğrencilere yönelik bazı ifadeleri tepki çekti.

Öğrenciler, Yıldız'ın daha önce yaptığı bazı açıklamalarda çocuk evliliklerini savunduğunu ve kadınlara yönelik ayrımcı ifadeler kullandığını iddia etti. Bu nedenle, Yıldız'ın Galatasaray Üniversitesi gibi bir kurumda konuşmacı olarak yer almasının kabul edilemez olduğunu savundular.

Protestolar sırasında öğrenciler, rektörlüğe ve üniversite yönetimine çağrıda bulunarak, bu tür etkinliklere izin verilmemesini istedi. Öğrenciler, üniversitenin temel değerlerine aykırı olan bu tür yaklaşımlara karşı duracaklarını belirtti.

Etkinlik, protestoların ardından gerçekleştirildi mi, yoksa iptal mi edildiği konusunda net bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak, öğrencilerin tepkisi, kamuoyunda geniş yankı uyandırdı ve konuyla ilgili tartışmaları yeniden alevlendirdi.

Öğrencilerin protestolarının temel nedenleri:

• Nureddin Yıldız'ın geçmişteki tartışmalı açıklamaları
• Çocuk evliliklerine yönelik savunmaları olduğu iddiaları
• Kadınlara yönelik ayrımcı ifadeler kullandığı suçlamaları

Protestoların sonuçları:

1. Öğrenciler ile İlber Ortaylı arasında tartışma yaşanması
2. Konunun kamuoyunda geniş yankı uyandırması
3. Üniversite yönetiminin konuyla ilgili nasıl bir tutum sergileyeceği merak konusu olması

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Vedant Patel, günlük basın brifinginde Suriye'ye ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Patel, Suriye'nin beklenen adımları atması durumunda bölgede uzun süreli bir barış ve refahın görülebileceğini ifade etti.

Patel, "Suriye'nin, siyasi bir çözüme ulaşılması, insan haklarına saygı gösterilmesi ve terörle mücadele gibi konularda beklenen adımları atması halinde bölgede uzun süreli bir barış ve refah görebiliriz." şeklinde konuştu. ABD'nin Suriye'deki insani yardımlara olan bağlılığını da vurgulayan Patel, bu yardımların devam edeceğini belirtti.

Suriye'deki mevcut durum ve geleceğine dair ABD'nin pozisyonunu net bir şekilde ortaya koyan Patel, siyasi çözümün önemine dikkat çekti. Ayrıca, insan haklarının korunması ve terörle mücadelenin de öncelikli konular arasında olduğunu vurguladı.

ABD'nin Suriye politikası, bölgedeki istikrarı desteklemeye ve insani krizi hafifletmeye odaklanmaya devam ediyor. Bu bağlamda, Patel'in açıklamaları, ABD'nin Suriye'deki gelişmeleri yakından takip ettiğini ve çözüm için yapıcı bir rol oynamaya hazır olduğunu gösteriyor.

Son olarak, Patel, "ABD, Suriye halkının yanında olmaya ve onlara gerekli yardımı sağlamaya devam edecektir." diyerek sözlerini tamamladı. Bu açıklama, ABD'nin Suriye'ye yönelik uzun vadeli taahhüdünü teyit ediyor.

Buca Belediyesi, kadınların ekonomik hayata katılımını desteklemek amacıyla Fırdöndü Pazarı'nı açtı. Pazar, Buca Belediyesi Tarımsal Üretim ve Eğitim Merkezi (BETA) içinde kuruldu ve Bucalı kadın üreticilerin el emeği ürünlerini doğrudan tüketiciyle buluşturmasını sağlıyor.

Fırdöndü Pazarı'nda, kadınların ürettiği çeşitli ürünler yer alıyor. Bunlar arasında:

• El sanatları ürünleri
• Ev yapımı yiyecekler
• Organik sebze ve meyveler
• Hediyelik eşyalar

Buca Belediye Başkanı, Fırdöndü Pazarı'nın kadınların ekonomik özgürlüğünü kazanmasına katkı sağlayacağını belirtti. Ayrıca, pazarın Bucalıların sağlıklı ve doğal ürünlere ulaşmasını kolaylaştıracağını ifade etti.

Pazar, her hafta cuma günleri BETA'da kurulacak ve Bucalı kadın üreticilere destek olmayı sürdürecek. Amaç, kadınların ürettikleri ürünleri değerlendirebilmeleri ve aile ekonomilerine katkıda bulunabilmeleri.

Fırdöndü Pazarı, sadece bir pazar yeri olmanın ötesinde, kadınların sosyalleşmesine ve dayanışmasına da olanak tanıyor. Buca Belediyesi, bu tür projelerle kadınların güçlenmesine ve toplumda daha aktif rol almasına destek olmayı hedefliyor.

Uğur Dündar, Sözcü gazetesindeki köşesinde Lozan Barış Antlaşması'nın önemine değiniyor. Dündar, yazısına Lozan'ın yıldönümünde yapılan eleştirilere cevap vererek başlıyor.

Lozan'ın Türkiye için bir zafer olduğunu vurgulayan Dündar, antlaşmanın Türkiye'nin bağımsızlığını ve toprak bütünlüğünü güvence altına aldığını belirtiyor. Misak-ı Milli sınırlarının büyük ölçüde Lozan'da çizildiğini ifade ediyor.

Dündar, Lozan'ın bazı kesimler tarafından eleştirilmesinin nedenlerini de irdeliyor. Bu eleştirilerin genellikle bilgi eksikliği veya yanlış bilgilendirmeden kaynaklandığını savunuyor. Lozan'ın Türkiye'nin aleyhine bir antlaşma olduğu iddialarının gerçeği yansıtmadığını belirtiyor.

Yazısında Lozan'ın önemini tarihi ve hukuki dayanaklarla açıklayan Dündar, antlaşmanın Türkiye'nin uluslararası arenadaki yerini sağlamlaştırdığını vurguluyor. Ayrıca, Lozan'ın Türkiye'nin geleceği için de bir dönüm noktası olduğunu ifade ediyor.

Dündar, yazısının sonunda Lozan'ı eleştirenlerin, antlaşmanın gerçek anlamını ve önemini kavramaları gerektiğini belirtiyor ve Lozan'ın Türkiye Cumhuriyeti'nin tapu senedi olduğunu vurguluyor.

Yazıda, Lozan Barış Antlaşması'nın Türkiye Cumhuriyeti için taşıdığı hayati önem ve bazı kesimlerce yöneltilen eleştirilere karşı bir savunma niteliği taşıyor. Uğur Dündar, Lozan'ın Türkiye'nin bağımsızlığı ve toprak bütünlüğü açısından vazgeçilmez bir antlaşma olduğunu okuyucularına aktarıyor.