İstanbul'da yaşayan vatandaşlar için BEDAŞ (Boğaziçi Elektrik Dağıtım A.Ş.), 25 Mayıs Pazar günü planlı elektrik kesintileri hakkında duyuru yayınladı. Yapılan açıklamaya göre, İstanbul'un çeşitli ilçelerinde belirli saat aralıklarında elektrik kesintileri yaşanacak. Kesintilerin nedeni bakım, onarım ve yatırım çalışmaları olarak belirtildi.

BEDAŞ'ın resmi internet sitesi üzerinden yapılan duyuruda, kesintilerden etkilenecek ilçeler ve mahalleler detaylı olarak listelendi. Vatandaşların mağduriyet yaşamaması için kesinti programına dikkat etmeleri önemle vurgulandı. Kesintilerin genellikle sabah saatlerinde başlayıp akşam saatlerine kadar devam edeceği belirtildi.

Elektrik kesintisi yaşanacak bazı ilçeler şunlar:

• Arnavutköy
• Avcılar
• Bağcılar
• Bahçelievler
• Başakşehir
• Beylikdüzü
• Esenyurt
• Gaziosmanpaşa
• Güngören
• Küçükçekmece
• Sultangazi

BEDAŞ, kesintilerin planlanan saatlerden erken veya geç bitebileceğini de hatırlatarak, vatandaşların elektrikle çalışan cihazlarını bu duruma göre hazırlıklı olmaları konusunda uyardı. Ayrıca, kesinti süresince jeneratör kullanacak olanların gerekli güvenlik önlemlerini almaları gerektiği belirtildi.

Vatandaşlar, BEDAŞ'ın internet sitesi veya çağrı merkezi üzerinden kesintilerle ilgili daha detaylı bilgiye ulaşabilirler. Kesinti programının güncel halini takip etmek, olası mağduriyetleri en aza indirmek için önemlidir.

Önemli Not: Kesintilerden etkilenecek bölgeler ve saatler değişiklik gösterebilir. En güncel bilgi için BEDAŞ'ın resmi kanallarını takip etmeniz önerilir.

Twitter (X) kullanıcıları, platforma erişimde sorun yaşadıklarını bildiriyor. 20 Haziran 2024 tarihinde başlayan erişim sorunları, kullanıcıların akışlarını yenileyememesi, tweet gönderememesi ve doğrudan mesajlara ulaşamaması gibi çeşitli şekillerde kendini gösteriyor. Kullanıcılar, sorunun kaynağı hakkında resmi bir açıklama beklerken, Downdetector gibi platformlar üzerindeki raporlamalar, sorunun yaygınlığını gözler önüne seriyor.

Erişim sorunlarının ne kadar süreceği ve sorunun kaynağına ilişkin henüz resmi bir açıklama yapılmadı. Kullanıcılar, Twitter'ın (X) destek hesabından veya diğer iletişim kanallarından yapılacak açıklamaları takip ediyor. Yaşanan kesintinin nedeni ve ne zaman düzeleceğine dair net bir bilgi olmaması, kullanıcılar arasında belirsizliğe yol açıyor.

Kullanıcılar, erişim sorunlarını sosyal medya platformlarında dile getirerek, durumun farkındalığını artırmaya çalışıyor. #TwitterDown etiketiyle paylaşımlar yapılarak, sorunun daha geniş kitlelere duyurulması hedefleniyor. Platforma erişim sorunu yaşayan kullanıcılar, alternatif iletişim kanalları üzerinden bilgi alışverişinde bulunuyor ve sorunun çözülmesini bekliyor.

Bu tür erişim sorunları, sosyal medya platformlarının güvenilirliği ve sürekliliği konusunda soru işaretleri yaratabiliyor. Kullanıcılar, platformların bu tür kesintilere karşı hazırlıklı olması ve hızlı çözümler sunması beklentisi içinde oluyor.

Napoli'nin 33 yıl sonra Serie A'da şampiyonluğa ulaşmasının ardından şehirde büyük kutlamalar yapıldı. Kutlamalar sırasında çok sayıda taraftar yaralandı. Yetkililer, yaralanmaların nedenlerini araştırıyor.

Kutlamalar, Napoli'nin Udinese ile 1-1 berabere kalmasının ardından şampiyonluğun kesinleşmesiyle başladı. Şehrin dört bir yanında toplanan taraftarlar, meşaleler yakıp tezahüratlar yaparak şampiyonluğu kutladı. Ancak kutlamalar sırasında yaşanan izdiham ve olaylar nedeniyle çok sayıda kişi yaralandı.

Yaralıların bir kısmı hastanelere kaldırılırken, bazılarının durumunun ağır olduğu belirtildi. Yetkililer, kutlamalar sırasında havai fişek patlatılması ve alkol tüketiminin de yaralanmalara katkıda bulunduğunu düşünüyor. Kutlamalar esnasında güvenlik güçleri de olaylara müdahale etmekte zorlandı.

Napoli Belediye Başkanı, yaptığı açıklamada, kutlamaların coşkulu geçtiğini ancak bazı üzücü olayların da yaşandığını belirtti. Yaralılara acil şifalar dileyen Belediye Başkanı, olayların soruşturulacağını ve gerekli önlemlerin alınacağını ifade etti.

Şampiyonluk kutlamaları, Napoli taraftarları için büyük bir sevinç kaynağı olurken, yaşanan yaralanmalar kutlamalara gölge düşürdü.

İzmir'in Menderes ilçesinde çıkan orman yangını, tarım arazisinde başlayıp makilik alana sıçradı. Yangın, henüz belirlenemeyen bir nedenle saat 16.00 sıralarında meydana geldi. İhbar üzerine bölgeye çok sayıda itfaiye ekibi sevk edildi.

Yangına İzmir Orman Bölge Müdürlüğü'ne bağlı 5 uçak, 8 helikopter ve çok sayıda arazöz ile müdahale ediliyor. Ekipler, yangını kontrol altına almak için yoğun çaba sarf ediyor.

Yangının çıkış nedeni henüz belirlenemezken, rüzgarın etkisiyle hızla yayıldığı belirtildi. Yangın nedeniyle bölgede yaşayan vatandaşlar tedirginlik yaşadı.

Menderes Kaymakamlığı, yangınla ilgili yaptığı açıklamada, "Yangının kontrol altına alınması için tüm imkanlar seferber edilmiştir. Vatandaşlarımızın dikkatli olmasını ve yetkililerin uyarılarını dikkate almasını önemle rica ediyoruz" ifadelerine yer verdi.

Yangınla ilgili soruşturma başlatıldı.

Son gelişmeler:

• Yangın, tarım arazisinden makilik alana sıçradı.
• Bölgeye çok sayıda itfaiye ekibi sevk edildi.
• Yangına havadan ve karadan müdahale ediliyor.
• Yangının çıkış nedeni henüz belirlenemedi.

Balıkesir'de yaşanan olayda, bir arıcının borçları sebebiyle icra memurları tarafından haciz işlemi uygulandı. Haciz sırasında arıcının en değerli varlıklarından olan kraliçe arılara da el konuldu. Olay, arıcılık sektöründe ve kamuoyunda büyük yankı uyandırdı.

Arıcılıkla geçimini sağlayan vatandaşın yaşadığı bu durum, özellikle küçük üreticilerin ekonomik zorluklarını gözler önüne serdi. Haciz işlemi sırasında kovanlardaki diğer arıların ve balın da zarar görme ihtimali, olayın vahametini artırdı.

El konulan kraliçe arıların, arı kolonisinin devamlılığı için hayati öneme sahip olduğu belirtiliyor. Kraliçe arıların olmaması durumunda, koloninin zayıflayacağı ve zamanla yok olabileceği ifade ediliyor. Bu durum, arıcının sadece maddi değil, aynı zamanda mesleki geleceği açısından da büyük bir kayıp anlamına geliyor.

Haciz işleminin ardından arıcının yaşadığı üzüntü ve çaresizlik, olaya tanık olanlar tarafından dile getirildi. Yetkililerden ve ilgili kurumlardan, arıcının mağduriyetinin giderilmesi için yardım talep edildi.

Olayla ilgili detaylı bir inceleme başlatıldığı ve arıcının durumunun değerlendirileceği öğrenildi. Benzer durumların yaşanmaması için, arıcılık sektörüne yönelik desteklerin artırılması gerektiği vurgulandı.

Kraliçe arıların haczedilmesi, arıcılık faaliyetlerinin sürdürülebilirliği açısından önemli bir sorun teşkil ediyor. Bu durumun, diğer arıcılar için de emsal teşkil edebileceği ve sektörde tedirginliğe yol açabileceği belirtiliyor.

Arıcının yaşadığı mağduriyetin giderilmesi ve kraliçe arıların yeniden kendisine teslim edilmesi için çeşitli girişimlerin başlatıldığı öğrenildi.

Sultan Abdülhamid, 19. yüzyılın sonlarında Belçika Kralı II. Léopold'ün Kongo'daki sömürgeci emellerine karşı önemli bir diplomatik mücadele vermiştir. Kongo Havzası'nın zengin doğal kaynaklarına sahip olması ve stratejik önemi, Léopold'ün dikkatini çekmiş ve bu bölgeyi kişisel mülkü haline getirme çabalarına yol açmıştır.

Sultan Abdülhamid, bu durumu Osmanlı çıkarları ve İslam dünyası açısından bir tehdit olarak görmüştür. Léopold'ün bölgedeki faaliyetlerini meşrulaştırma girişimlerine karşı çıkarak, İslam ülkeleri ve diğer devletler nezdinde diplomatik girişimlerde bulunmuştur. Özellikle, Léopold'ün kurduğu Uluslararası Kongo Derneği'nin tanınmaması için yoğun çaba sarf etmiştir.

Sultan Abdülhamid'in temel stratejileri şunlardır:

• Diplomatik Girişimler: Osmanlı Devleti'nin nüfuzunu kullanarak, diğer devletleri Léopold'ün Kongo'daki faaliyetlerine karşı uyarmış ve destek arayışında bulunmuştur.
• İslami Dayanışma: İslam dünyasının lideri sıfatıyla, Kongo'daki Müslüman toplulukların haklarını savunmuş ve Léopold'ün sömürgeci politikalarını bu platformda eleştirmiştir.
• Hukuki Argümanlar: Kongo'nun statüsü ve Léopold'ün yetkileri hakkında uluslararası hukuk çerçevesinde tartışmalar başlatarak, meşruiyet zeminini sorgulamıştır.

Bu çabalara rağmen, Sultan Abdülhamid'in Kongo'nun Léopold tarafından işgalini tamamen engellemesi mümkün olmamıştır. Ancak, Osmanlı'nın bu konudaki duruşu, uluslararası kamuoyunda farkındalık yaratmış ve Léopold'ün faaliyetlerine karşı bir muhalefet zemini oluşturmuştur. Sultan Abdülhamid'in bu mücadelesi, sömürgeciliğe karşı verilen direnişin önemli bir örneği olarak tarihe geçmiştir.

Sonuç olarak, Sultan Abdülhamid'in Kongo'yu işgalini engelleme çabaları, Osmanlı Devleti'nin sömürgeciliğe karşı duruşunu ve İslam dünyasının haklarını savunma konusundaki kararlılığını göstermektedir. Bu çabalar, o dönemde tam olarak başarıya ulaşamasa da, sonraki nesiller için önemli bir ilham kaynağı olmuştur.

Güney Kıbrıs'ın su kaynakları konusundaki sıkıntıları ve Türkiye'den su temini olasılığına dair tartışmalar yeniden gündeme geldi. Adanın su ihtiyacını karşılamakta zorlandığı ve geçmişte Türkiye'den su getirilmesi projesine karşı çıkıldığı hatırlatılıyor.

Türkiye'nin KKTC'ye su sağlama projesi başarılı bir şekilde devam ederken, Güney Kıbrıs'ın bu projeye dahil olma konusundaki tutumu merak konusu. Geçmişte 'Türk suyu içmeyiz' söylemleriyle projeye karşı çıkan Güney Kıbrıs'ın, artan kuraklık ve su sıkıntısı karşısında nasıl bir strateji izleyeceği merakla bekleniyor.

Haberde, Güney Kıbrıs'ın su kaynaklarının yetersizliği ve alternatif çözümler arayışları vurgulanıyor. Türkiye'nin bölgedeki su kaynakları ve dağıtım altyapısı düşünüldüğünde, işbirliği olasılığına dikkat çekiliyor. Ancak siyasi çekinceler ve geçmişteki söylemler nedeniyle bu işbirliğinin ne kadar mümkün olacağı belirsizliğini koruyor.

Özetle, Güney Kıbrıs'ın su sorunu ve Türkiye ile işbirliği yapma ihtimali, siyasi ve çevresel faktörler ışığında değerlendiriliyor. Adanın gelecekteki su politikaları ve Türkiye'nin olası rolü önemli bir tartışma konusu olarak öne çıkıyor.

Hong Kong'da bir oyuncak mağazasında yaşanan Labubu çılgınlığı, müşterilerin oyuncaklara ulaşmak için birbirleriyle kavga etmesine neden oldu. Sosyal medyada hızla yayılan görüntüler, insanların Labubu oyuncakları için adeta birbirini ezdiği anları gözler önüne serdi.

Olay, popüler bir oyuncak mağazasında yaşandı. Mağazanın önünde uzun kuyruklar oluşturan müşteriler, Labubu bebeklerine sahip olmak için saatlerce bekledi. Mağaza kapılarının açılmasıyla birlikte izdiham yaşandı ve insanlar oyuncaklara ulaşmak için birbirlerini itmeye başladı. Kısa sürede yumrukların konuştuğu bir kavgaya dönüşen olay, sosyal medyada büyük yankı uyandırdı.

Görüntülerde, müşterilerin oyuncaklara ulaşmak için birbirlerine vurduğu, ittiği ve hatta tekme attığı görülebiliyor. Bazı müşterilerin yaralandığı da belirtiliyor. Olayın ardından mağaza yetkilileri bir açıklama yaparak, yaşananlardan dolayı üzgün olduklarını ve benzer olayların yaşanmaması için gerekli önlemleri alacaklarını bildirdi.

Labubu bebekleri, son zamanlarda özellikle gençler arasında oldukça popüler hale geldi. Oyuncakların sınırlı sayıda üretilmesi ve yüksek talep görmesi, karaborsada fiyatlarının artmasına neden oldu. Bu durum da müşteriler arasındaki rekabeti körükleyerek bu tür olayların yaşanmasına zemin hazırlıyor.

Olayla ilgili soruşturma başlatıldığı ve kavgaya karışan kişilerin tespit edilmeye çalışıldığı öğrenildi.

CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır'ın gündeme getirdiği iddiaların ardından CHP İzmir Milletvekili Aydın Ayaydın sessizliğini bozdu. Ayaydın, hakkında ortaya atılan iddialara ilişkin olarak AK Parti eski Ağrı Belediye Başkanı Savcı Sayan'a çağrıda bulunarak, iddiaların netleştirilmesini ve varsa elindeki bilgileri açıklamasını istedi.

Ayaydın'ın Açıklamaları:

• Ayaydın, Başarır'ın iddiaları sonrası hedef gösterildiğini belirterek, Savcı Sayan'ın elindeki bilgileri açıklaması gerektiğini vurguladı.
• Sayan'ın, 'FETÖ borsası' iddialarıyla ilgili isim vermesi gerektiğini ifade etti.
• Ayaydın, kendisinin ve ailesinin mal varlığının incelenmesinden memnuniyet duyacağını, böylece iddiaların asılsız olduğunun ortaya çıkacağını söyledi.
• Sayan'ın iddialarını ispat etmesi gerektiğini, aksi takdirde yasal yollara başvuracağını belirtti.

Savcı Sayan'ın İddiaları:

Savcı Sayan, daha önce bir televizyon programında, FETÖ ile ilişkili kişilerin serbest bırakılması için bir 'FETÖ borsası' oluşturulduğunu iddia etmişti. Bu iddialar, siyaset gündeminde geniş yankı uyandırmıştı.

Ayaydın, Sayan'ın bu iddialarının ardından hedef gösterildiğini ve bu nedenle açıklama yapma gereği duyduğunu ifade etti. İddiaların netleştirilmesi ve varsa sorumluların ortaya çıkarılması için Sayan'ın elindeki bilgileri paylaşması gerektiğini yineledi.