İran'ın İsrail'e yönelik saldırılarında Demir Kubbe savunma sisteminin nasıl devre dışı bırakıldığına dair bir analiz.

İran'ın İsrail'e yönelik saldırıları sırasında Demir Kubbe hava savunma sisteminin nasıl etkilendiği ve hangi aşamalardan geçildiği inceleniyor. İsrail'in hava savunma sistemleri çok katmanlı bir yapıya sahip olup, Demir Kubbe bunlardan sadece biridir. Sistem, kısa menzilli roket ve füze tehditlerine karşı tasarlanmıştır.
Demir Kubbe'nin Çalışma Prensibi: Demir Kubbe, radarları sayesinde gelen roketleri tespit eder ve bilgisayar sistemleri bu roketlerin nereye düşeceğini hesaplar. Eğer roket yerleşim yeri veya önemli bir alana düşecekse, önleme füzeleri fırlatılarak roket havada imha edilir.
Saldırı Aşamaları ve Demir Kubbe'nin Rolü:
- Birinci Aşama: İran, insansız hava araçları (İHA) gönderdi. Bu İHA'lar, Demir Kubbe tarafından öncelikli hedef olarak algılanmadı çünkü daha yavaş hareket ediyorlardı ve asıl amaçları savunma sistemlerini meşgul etmekti.
- İkinci Aşama: Seyir füzeleri gönderildi. Bu füzeler, İHA'lardan daha hızlıydı ve Demir Kubbe tarafından hedeflenmeye başlandı. Ancak sayıları fazla olduğu için sistemin kapasitesi zorlandı.
- Üçüncü Aşama: Balistik füzeler fırlatıldı. Bu füzeler, en hızlı ve en tehlikeli olanlardı. Demir Kubbe, bu füzelerin bir kısmını engellemeyi başardı ancak bazıları hedeflerine ulaştı.
- Dördüncü Aşama: Siber saldırılar ve elektronik harp teknikleri kullanılarak Demir Kubbe'nin radar ve iletişim sistemleri hedef alındı. Bu durum, sistemin etkinliğini daha da azalttı.
Demir Kubbe'nin tamamen devre dışı kalmadığı, ancak saldırının farklı aşamalarında farklı seviyelerde etkilendiği belirtiliyor. Sistem, özellikle yoğun füze ve İHA akını karşısında zorlanmış ve siber saldırılarla da zayıflatılmıştır. Saldırının karmaşıklığı ve farklı türdeki tehditlerin aynı anda kullanılması, Demir Kubbe'nin performansını etkileyen önemli faktörler olmuştur.