İran'ın nükleer programı ve bu programla bağlantılı tesisler, olası bir ABD saldırısı durumunda hedef olabilecek kritik öneme sahip. İşte İran'daki önemli nükleer tesisler hakkında bilinenler.

İran'ın nükleer programı, uzun yıllardır uluslararası toplumun dikkatini çekiyor. Özellikle ABD ile İran arasındaki gerilimler göz önüne alındığında, İran'daki nükleer tesislerin olası bir askeri saldırıda hedef alınabileceği endişesi artıyor. İran'ın çeşitli bölgelerinde bulunan nükleer tesisler, farklı amaçlara hizmet ediyor ve farklı güvenlik seviyelerine sahip.
Natanz Nükleer Tesisi: Uranyum zenginleştirme faaliyetlerinin merkezi olan Natanz, İran'ın en önemli nükleer tesislerinden biri. Yerin altında inşa edilmiş olmasına rağmen, geçmişte siber saldırılara ve sabotaj eylemlerine maruz kaldı. Bu tesis, İran'ın nükleer programının kalbi olarak kabul ediliyor.
Fordow Nükleer Tesisi: Kum şehrinin yakınında, dağların içine inşa edilmiş olan Fordow, Natanz'a göre daha korunaklı bir konumda bulunuyor. Uranyum zenginleştirme işlemleri burada da gerçekleştiriliyor. Tesisin konumu, hava saldırılarına karşı daha dirençli olmasını sağlıyor.
Buşehr Nükleer Güç Santrali: İran'ın ilk nükleer güç santrali olan Buşehr, Rusya'nın yardımıyla inşa edildi. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA) tarafından düzenli olarak denetleniyor. Santral, elektrik üretimi amacıyla kullanılıyor.
Arak Ağır Su Reaktörü: Plütonyum üretimi potansiyeli nedeniyle tartışmalara neden olan Arak reaktörü, nükleer silah geliştirme endişelerini artırmıştı. Reaktörün yeniden tasarımıyla bu riskin azaltılması hedefleniyor.
Diğer Tesisler: Bunların yanı sıra, İran'da uranyum madenleri, araştırma reaktörleri ve atık depolama tesisleri gibi çeşitli nükleer tesisler de bulunuyor. Bu tesislerin tamamı, olası bir askeri harekat durumunda hedef alınabilecek potansiyel noktalar olarak değerlendiriliyor.
- Uluslararası Denetimler: İran'ın nükleer programı, IAEA tarafından yakından takip ediliyor. Ancak, bazı tesislerde denetimlere erişimde zorluklar yaşandığı belirtiliyor.
- Gerilim ve Güvenlik Endişeleri: ABD ile İran arasındaki gerilimlerin artması, nükleer tesislerin güvenliği konusundaki endişeleri de beraberinde getiriyor. Olası bir saldırı durumunda, sadece tesislerin kendisi değil, çevresel etkileri de büyük önem taşıyor.