10. Yargı Paketi ile internet yayınlarına yönelik düzenlemelerde 'içeriğin kaldırılması' tanımında değişiklik yapıldı. Bu değişiklik, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü açısından tartışmalara yol açabilir.

10. Yargı Paketi ile internetteki yayınlara yönelik düzenlemelerde önemli bir değişiklik yapıldı. 'İçeriğin kaldırılması' tanımı yeniden düzenlenerek, uygulamanın kapsamı genişletildi. Bu değişiklik, özellikle ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü savunucuları tarafından eleştiriliyor.
Yeni düzenlemeye göre, bir içeriğin 'kaldırılması', sadece yayından çıkarılması değil, aynı zamanda erişimin engellenmesi ve yayılmasının önlenmesi gibi önlemleri de kapsayacak. Bu durum, bir içeriğin tamamen ortadan kaldırılması anlamına gelebilir.
Paketteki düzenlemeyle birlikte, internet ortamında yapılan yayınların denetimi ve kontrolü artırılacak. Özellikle, kişilik haklarına saldırı, özel hayatın gizliliğini ihlal ve terör propagandası gibi suçlamalarla karşı karşıya kalan içeriklerin daha hızlı bir şekilde erişime engellenmesi hedefleniyor.
Ancak eleştirmenler, bu düzenlemenin ifade özgürlüğünü kısıtlayabileceği ve sansüre yol açabileceği endişesini taşıyor. İçeriğin kaldırılması tanımının genişletilmesiyle, hükümetin veya diğer yetkililerin hoşuna gitmeyen içeriklerin kolayca erişime engellenebileceği belirtiliyor.
Yeni düzenlemenin yürürlüğe girmesiyle birlikte, internet yayıncıları ve sosyal medya platformları üzerindeki baskının artabileceği öngörülüyor. İçerik üreticileri, yayın yaparken daha dikkatli olmak zorunda kalacak ve otosansür uygulamak zorunda kalabilecekleri ifade ediliyor.
10. Yargı Paketi'ndeki bu değişiklik, Türkiye'deki internet özgürlüğü tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Düzenlemenin ifade özgürlüğü üzerindeki etkileri ve uygulamadaki sonuçları yakından takip edilecek.