Ağustos ayında düzenlenecek olan Adaylık Kaldırma Sınavı (AKS) için geç başvuru tarihleri ve ücreti, sınava girmek isteyen adaylar tarafından yakından takip ediliyor. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından yapılacak olan sınavla ilgili tüm detaylar ÖSYM tarafından açıklanacak.

2025 MEB AKS Geç Başvuru Tarihi Ne Zaman?

2025 Adaylık Kaldırma Sınavı (AKS) için henüz başvuru tarihleri açıklanmadı. Başvuru tarihleri açıklandığında haberimiz güncellenecektir. Geç başvuru tarihleri de başvuru kılavuzunda belirtilecektir.

2025 MEB AKS Sınavı Ne Zaman?

2025 Adaylık Kaldırma Sınavı'nın (AKS) tarihi henüz belli değil. Tarih açıklandığında haberimiz güncellenecektir.

2024 Adaylık Kaldırma Sınavı (AKS) Ne Zaman Yapıldı?

2024 yılında Adaylık Kaldırma Sınavı (AKS) 10 Ağustos 2024 tarihinde yapıldı.

AKS Geç Başvuru Ücreti Ne Kadar?

2025 yılı için AKS geç başvuru ücreti henüz açıklanmadı. 2024 yılında belirlenen sınav ücreti 550 TL olarak belirlenmişti. Geç başvuru gününde yapılan ödemelerde sınav ücreti %50 artırımlı olarak tahsil ediliyordu.

AKS Başvurusu Nasıl Yapılır?

AKS başvuruları, ÖSYM'nin Aday İşlemleri Sistemi (AİS) üzerinden online olarak yapılmaktadır. Adaylar, başvuru kılavuzunda belirtilen adımları takip ederek başvurularını tamamlayabilirler.

2025 yılı Kurban Bayramı tatilinin kaç gün olacağı, başlangıç ve bitiş tarihlerinin ne zaman olduğu, uzatılıp uzatılmayacağı konuları kamuoyunun gündeminde önemli bir yer tutuyor. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, bu konuya ilişkin yaptığı açıklamalarla merakları giderdi.

Kurban Bayramı, İslam dünyası için büyük bir öneme sahip olup, Müslümanlar tarafından her yıl coşkuyla kutlanmaktadır. Bayram, yardımlaşma, dayanışma ve paylaşma gibi değerleri ön plana çıkarırken, aynı zamanda ailelerin bir araya gelmesine vesile olmaktadır. Bu nedenle, bayram tatilinin süresi, çalışanlar ve seyahat planları yapanlar için büyük bir önem taşımaktadır.

Fahrettin Altun'un Açıklamaları: Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, 2025 Kurban Bayramı tatili ile ilgili yaptığı açıklamada, tatilin kaç gün süreceği, ne zaman başlayıp biteceği ve uzatılıp uzatılmayacağı konularına açıklık getirdi. Altun, hükümetin bu konudaki kararını ve gerekçelerini kamuoyuyla paylaştı.

Kurban Bayramı tatili, genellikle arife günü öğleden sonra başlar ve bayramın dördüncü günü sona erer. Ancak, bazı yıllarda hafta sonlarıyla birleştirilerek tatil süresi uzatılabilmektedir. Bu durum, turizm sektörünü hareketlendirirken, vatandaşların da daha uzun bir dinlenme fırsatı bulmasını sağlamaktadır.

2025 Kurban Bayramı Beklentileri: 2025 Kurban Bayramı tatilinin kaç gün olacağına dair beklentiler, özellikle turizm sektörü ve seyahat planları yapan vatandaşlar tarafından yakından takip edilmektedir. Tatil süresinin uzatılması, hem ekonomik açıdan hem de sosyal açıdan olumlu etkiler yaratabilmektedir.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun'un açıklamalarıyla birlikte, 2025 Kurban Bayramı tatilinin detayları netlik kazanmış oldu. Vatandaşlar, bu bilgilere göre tatil planlarını yapmaya başlayabilirler.

• Kurban Bayramı'nın Önemi: Yardımlaşma ve dayanışma duygularının pekiştiği önemli bir dini bayramdır.
• Tatil Süresinin Önemi: Çalışanlar ve seyahat planı yapanlar için büyük önem taşır.
• Beklentiler: Tatil süresinin uzatılması yönünde beklentiler bulunmaktadır.

Ay tutulmaları, gökyüzünde yaşanan etkileyici olaylardan biri olmasına rağmen, tarih boyunca pek çok kültürde farklı anlamlar yüklenerek yorumlanmıştır. Özellikle 'Kanlı Ay' olarak da bilinen tam ay tutulmaları, ayın yüzeyinin kırmızımsı bir renge bürünmesi nedeniyle çeşitli korku ve uğursuzluk inanışlarına yol açmıştır.

Bu inanışların kökenleri, eski uygarlıklara kadar uzanmaktadır. Örneğin, bazı antik medeniyetlerde ayın kaybolması veya renginin değişmesi, tanrıların öfkesi veya yaklaşan felaketlerin işareti olarak kabul edilmiştir. Ay tutulmaları, genellikle düzenin bozulması ve kaotik durumların habercisi olarak algılanmıştır. Bu nedenle, insanlar ay tutulmaları sırasında çeşitli ritüeller yaparak veya dualar ederek kötü etkilerden korunmaya çalışmışlardır.

Amerika kıtasında yaşayan bazı yerli kabileler, ay tutulmasını ayın hastalanması veya ölmesi olarak yorumlamışlardır. Bu durumda, davullar çalarak, bağırarak ve çeşitli sesler çıkararak ayı iyileştirmeye veya geri getirmeye çalışmışlardır. Çin kültüründe ise ay tutulması, göksel bir ejderhanın ayı yutması olarak tasavvur edilmiştir. Bu nedenle, insanlar davullar ve gonglar çalarak ejderhayı korkutup ayı geri vermesini sağlamaya çalışmışlardır.

Günümüzde bilimsel gelişmeler sayesinde ay tutulmalarının nedenleri ve mekanizmaları detaylı bir şekilde açıklanabilmektedir. Ancak, kültürel inanışlar ve mitler, ay tutulmalarına yüklenen anlamların hala devam etmesine neden olmaktadır. Özellikle astroloji gibi alanlarda, ay tutulmalarının bireylerin ve toplumların yaşamları üzerinde etkileri olduğuna inanılmaktadır. Bu etkiler genellikle olumsuz olarak değerlendirilmekte ve dikkatli olunması gerektiği vurgulanmaktadır.

Özetle, ay tutulmaları, bilimsel açıklamaların ötesinde, tarih boyunca farklı kültürlerde çeşitli anlamlar yüklenerek kimi zaman korku, kimi zaman da hayranlıkla karşılanmıştır. 'Kanlı Ay' olarak adlandırılan tam ay tutulmaları ise bu inanışları daha da güçlendirerek, insanların gökyüzüyle olan ilişkisini derinleştirmeye devam etmektedir.

Sosyal medyada dolaşan bir iddiaya göre, isimsiz bir profesörün Tevrat'taki bazı pasajlara atıfta bulunarak cennetin aslında Adana'da bulunduğunu iddia etmesi büyük bir tartışma başlattı. İddiaya göre profesör, Tevrat'taki bazı coğrafi tanımlamaların ve betimlemelerin günümüzdeki Adana'ya işaret ettiğini savunuyor.

Sosyal medyada hızla yayılan bu iddia, farklı tepkilere yol açtı. Bazı kullanıcılar bu iddiayı mizahi bir şekilde karşılarken, bazıları ise iddiayı destekleyen yorumlar yaptı. İddiaya yönelik eleştiriler de gecikmedi; birçok kullanıcı, bu tür iddiaların bilimsel bir dayanağı olmadığını ve Tevrat'ın yorumlanmasının kişisel görüşlere bağlı olabileceğini savundu.

Sosyal medyadaki tartışmalar, Adana'nın tarihi ve kültürel zenginliklerine de dikkat çekti. Bazı kullanıcılar, Adana'nın verimli toprakları, doğal güzellikleri ve zengin mutfağı ile zaten bir cennet gibi olduğunu ifade etti. Tartışma, Adana'nın tanıtımına katkı sağlarken, iddiaların gerçekliği ve bilimsel dayanağı sorgulanmaya devam ediyor.

Olayın ardından herhangi bir resmi açıklama yapılmadı ve iddia sahibi profesörün kimliği de henüz belirlenmiş değil. Sosyal medyadaki tartışmaların ne yöne evrileceği ve konunun daha fazla ilgi çekip çekmeyeceği merak konusu.

Yunus Emre Vakfı'nda (YEV) 43 milyon TL'lik yolsuzluk iddiası ortaya atıldı. Sözcü Gazetesi'nin haberine göre, Sayıştay denetim raporlarında tespit edilen usulsüzlükler arasında, vakıf kaynaklarının amacı dışında kullanılması, ihale yolsuzlukları ve yakınlara çıkar sağlanması gibi unsurlar bulunuyor.

İddialar ve Bulgular:

• Usulsüz Harcamalar: Vakfın kaynaklarının, vakfın amaçları dışında harcandığı iddia ediliyor. Özellikle AKP'li bir bakan ve MHP'li bir yöneticinin ailelerinin vakıf ile ilişkili olduğu ve bu kişilere çıkar sağlandığı öne sürülüyor.
• İhale Usulsüzlükleri: Vakıf tarafından yapılan ihalelerde usulsüzlükler tespit edildiği belirtiliyor. Şeffaf olmayan ihale süreçleri ve rekabetin engellenmesi gibi durumların yaşandığı iddia ediliyor.
• Sayıştay Raporları: Sayıştay denetim raporlarında bu usulsüzlüklerin detaylı olarak yer aldığı ve raporların savcılığa suç duyurusu için gönderildiği ifade ediliyor.

Soruşturma Süreci:

• Suç Duyurusu: Sayıştay raporlarının ardından savcılığın soruşturma başlattığı ve iddiaların incelendiği belirtiliyor.
• İlgili Kişiler: Yolsuzluk iddialarına adı karışan AKP'li bakan ve MHP'li yöneticinin aileleri hakkında da inceleme yapıldığı ifade ediliyor.

Yunus Emre Vakfı'nın Açıklaması:

Haberde, Yunus Emre Vakfı'nın konuyla ilgili henüz bir açıklama yapmadığı belirtiliyor. Vakfın, soruşturma süreciyle ilgili nasıl bir tutum sergileyeceği merak konusu.

Kamuoyunun Tepkisi:

Yolsuzluk iddiaları kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Sosyal medyada ve diğer platformlarda iddialara ilişkin tepkiler dile getiriliyor ve soruşturmanın şeffaf bir şekilde yürütülmesi talep ediliyor.

Tuvalet kağıdını asma şeklinizin, kişiliğiniz hakkında önemli ipuçları verdiği iddia ediliyor. Bu konuda yapılan çeşitli araştırmalar ve yorumlar, tuvalet kağıdı tercihinin, bireylerin karakter özellikleriyle bağlantılı olabileceğini öne sürüyor.

İşte tuvalet kağıdı tercihine göre olası kişilik analizleri:

• Dıştan Takılanlar: Tuvalet kağıdını rulo tutucunun dışından takan kişilerin, genellikle baskın, düzenli ve liderlik özelliklerine sahip olduğu düşünülüyor. Bu kişiler, kontrolü seven ve çevrelerindeki olayları yönetmekten hoşlanan bireyler olarak tanımlanıyor. Ayrıca, genellikle detaycı ve mükemmeliyetçi oldukları da belirtiliyor.
• İçten Takılanlar: Tuvalet kağıdını rulo tutucunun içinden takan kişilerin ise daha uyumlu, düşünceli ve başkalarının ihtiyaçlarına duyarlı oldukları varsayılıyor. Bu kişiler, genellikle sakin ve sabırlı bir yapıya sahip olup, çatışmalardan kaçınmayı tercih ediyorlar. Empati yeteneklerinin yüksek olduğu ve çevrelerindeki insanlarla iyi ilişkiler kurdukları da belirtiliyor.

Bu analizlerin bilimsel bir kesinliği olmamakla birlikte, insanların küçük alışkanlıklarının karakterleri hakkında bazı ipuçları verebileceği düşüncesi yaygın. Tuvalet kağıdını asma şekli de bu alışkanlıklardan biri olarak değerlendiriliyor.

Ancak, unutmamak gerekir ki, bu tür analizler genel eğilimleri yansıtmakla birlikte, her bireyin kendine özgü olduğunu ve tek bir alışkanlığın tüm kişiliği belirleyemeyeceğini akılda tutmak önemlidir.

2024 yılı itibarıyla trafik cezaları yeniden değerleme oranında artırıldı. Sürücülerin dikkat etmesi gereken yeni cezalar şöyle:

• Alkollü Araç Kullanmak: İlk yakalanmada 6.440 TL, ikinci yakalanmada 8.075 TL, üçüncü yakalanmada ise 12.977 TL para cezası uygulanacak. Alkollü araç kullanma nedeniyle ehliyete el konulma süresi ilk seferde 6 ay, ikinci seferde 2 yıl, üçüncü seferde ise süresiz olarak belirlendi.
• Uyuşturucu Madde Kullanarak Araç Kullanmak: 33.240 TL para cezası ve ehliyete 5 yıl süreyle el konulması.
• Hız Sınırını Aşmak: Hız sınırını %10-%30 arasında aşanlara 1.506 TL, %30-%50 arasında aşanlara 3.136 TL, %50'den fazla aşanlara ise 6.440 TL para cezası uygulanacak.
• Kırmızı Işıkta Geçmek: 1.506 TL para cezası.
• Emniyet Kemeri Takmamak: 691 TL para cezası.
• Seyir Halindeyken Cep Telefonu Kullanmak: 1.506 TL para cezası.
• Muayenesiz Araçla Trafiğe Çıkmak: 1.506 TL para cezası.
• Plakanın Okunurluğunu Engellemek: 2.647 TL para cezası.
• Yetkisiz Çakar veya Siren Kullanmak: 6.440 TL para cezası.
• Drift Atmak: 32.233 TL para cezası ve ehliyete 60 gün el konulması.
• Trafik Sigortası Olmadan Araç Kullanmak: 691 TL para cezası.
• Takip Mesafesini İhlal Etmek: 691 TL para cezası.

Ayrıca, araç kullanırken yaya veya okul geçitlerinde durmayan sürücülere de cezai işlem uygulanacak.

Adana'nın merkez Seyhan ilçesinde meydana gelen olayda, 17 yaşındaki Mehmet Akif D., serinlemek amacıyla Devlet Su İşleri'ne (DSİ) ait sulama kanalına girdi. Bir süre sonra akıntıya kapılan Mehmet Akif D.'yi gören ağabeyi, 20 yaşındaki Muhammet D., suya atlayarak kardeşini kurtarmaya çalıştı.

Çevredekilerin ihbarı üzerine olay yerine sağlık, itfaiye ve polis ekipleri sevk edildi. Vatandaşların yardımıyla Mehmet Akif D. kanaldan çıkarılırken, ağabeyi Muhammet D. ise akıntıya kapılarak gözden kayboldu.

Sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından Mehmet Akif D., ambulansla hastaneye kaldırıldı. Olay yerine gelen dalgıç polisler, Muhammet D.'yi bulmak için kanalda arama çalışması başlattı.

Yapılan arama çalışmaları sonucunda Muhammet D.'nin cansız bedeni, suya girdiği noktadan yaklaşık 500 metre uzaklıkta bulundu. Muhammet D.'nin cenazesi, otopsi için Adana Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı.

Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

Fenerbahçe'nin şampiyonluk kutlamaları yaklaşırken, taraftarların heyecanı artıyor. Bu coşkuyu katlamak için yeni şampiyonluk şarkıları hazırlanıyor. Müzik, futbolun ayrılmaz bir parçası ve şampiyonluk kutlamalarında önemli bir rol oynuyor.

Fenerbahçe'nin geçmiş şampiyonluklarında dillere pelesenk olmuş marşlar ve şarkılar, taraftarların hafızasında yer etmiş durumda. İşte o unutulmaz şarkılardan bazıları:

• Yaşa Fenerbahçe: Fenerbahçe'nin en bilinen ve sevilen marşlarından biri. Coşkulu melodisi ve sözleriyle taraftarları her zaman heyecanlandırmıştır.
• Fenerbahçe Marşı (1913): Kulübün köklü tarihini ve değerlerini yansıtan klasik bir marş.
• Samanyolu: Şampiyonluk kutlamalarında sıkça çalınan, duygusal ve coşkulu bir şarkı.
• Onun Adı Fenerbahçe: Modern ve enerjik yapısıyla dikkat çeken, yeni nesil taraftarların favori şarkılarından.

Yeni şampiyonluk şarkılarının da bu unutulmaz marşlar arasına girmesi ve taraftarların dilinden düşmemesi bekleniyor. Müzik, futbolun ruhunu yansıtan ve şampiyonluk coşkusunu katlayan önemli bir araç olmaya devam edecek.

Fenerbahçe taraftarları, yeni şarkılarla birlikte geçmişin unutulmaz marşlarını da söyleyerek şampiyonluğu doyasıya kutlamaya hazırlanıyor.