2025'in ilk dört ayında 58 kadın cinayeti işlendi. Kadın cinayetlerinin yanı sıra kadına yönelik şiddet de devam etti. İktidarın 2025'i Aile Yılı ilan etmesi tartışma yarattı.

2025 yılının ilk dört ayında Türkiye'de yaşanan kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddet olayları, iktidarın 2025'i 'Aile Yılı' ilan etmesiyle birlikte daha da dikkat çekici hale geldi. Ocak ayından Nisan ayına kadar olan süreçte 58 kadın cinayeti işlendi. Bu durum, kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin ülkedeki ciddi boyutunu gözler önüne serdi.
Kadın cinayetlerinin yanı sıra, kadına yönelik şiddetin farklı biçimleri de devam etti. Fiziksel, psikolojik, ekonomik ve cinsel şiddet vakaları, kadınların yaşamlarını olumsuz etkilemeye devam etti. Şiddete maruz kalan kadınların çoğu, yetersiz koruma mekanizmaları ve etkin olmayan yasal süreçler nedeniyle adalete erişimde zorluklar yaşadı.
İktidarın 2025 yılını 'Aile Yılı' ilan etmesi, kadın örgütleri ve sivil toplum kuruluşları tarafından eleştirildi. Eleştirilerin temelinde, kadına yönelik şiddetin bu denli yaygın olduğu bir ülkede, aileyi merkeze alan politikaların, kadınların haklarını ve güvenliğini yeterince koruyamayacağı endişesi yatıyor. Kadın örgütleri, öncelikle kadına yönelik şiddetin önlenmesi ve kadınların güçlendirilmesi için somut adımlar atılması gerektiğini vurguladı.
Kadın cinayetlerinin ve kadına yönelik şiddetin önlenmesi için daha etkin yasal düzenlemeler yapılması, mevcut yasaların uygulanmasının sağlanması, toplumsal farkındalığın artırılması ve kadınların ekonomik olarak güçlendirilmesi gibi çeşitli çözüm önerileri gündeme getirildi. Ayrıca, şiddet mağduru kadınlara yönelik destek mekanizmalarının güçlendirilmesi ve sığınma evlerinin sayısının artırılması da önemli bir gereklilik olarak belirtildi.
Sonuç olarak, 2025 yılının ilk dört ayında yaşanan kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddet olayları, Türkiye'de kadınların karşı karşıya olduğu sorunların hala devam ettiğini gösteriyor. İktidarın 'Aile Yılı' ilan etmesi, bu sorunların çözümüne yönelik somut adımlar atılmadığı sürece eleştirilmeye devam edilecek gibi görünüyor.