Edirne'de, Edirne Gülü'nün hasadı törenle başladı. Edirne Valiliği himayelerinde, Tarım ve Orman Müdürlüğü koordinasyonunda gerçekleştirilen hasat törenine, Vali Yardımcısı Dr. Yusuf Güler, Tarım ve Orman Müdürü Dr. Emre Filip, üreticiler ve diğer ilgililer katıldı.

Edirne Gülü, coğrafi işaretli bir ürün olarak bölge için önem taşıyor. Hasat edilen gül yaprakları, kozmetik ve gıda sektöründe değerlendiriliyor. Üreticiler, gül yetiştiriciliğinin Edirne için önemli bir gelir kaynağı olduğunu vurguladı.

Törende konuşma yapan Vali Yardımcısı Dr. Yusuf Güler, Edirne'nin tarım potansiyeline dikkat çekerek, gül yetiştiriciliğinin desteklenmesi gerektiğini ifade etti. Tarım ve Orman Müdürü Dr. Emre Filip ise, gül üretiminin artırılması için çeşitli projeler yürüttüklerini belirtti.

Hasat töreninin ardından, katılımcılar gül bahçelerini gezerek, gül toplama etkinliğine katıldı. Üreticiler, bu yılki rekolteden umutlu olduklarını dile getirdi. Edirne Gülü'nün, hem iç piyasada hem de dış piyasada talep gördüğü belirtildi.

Edirne'de gül yetiştiriciliği, özellikle son yıllarda önemli bir gelişme göstermiştir. Güller, genellikle kozmetik ürünlerinde, gül suyu, gül yağı ve çeşitli kremlerin yapımında kullanılmaktadır. Ayrıca, gıda sektöründe de gül reçeli, gül lokumu gibi ürünlerde değerlendirilmektedir.

Üreticiler, devletin gül yetiştiriciliğine verdiği desteklerden memnun olduklarını belirterek, bu desteklerin artarak devam etmesini beklediklerini ifade etti. Edirne Gülü'nün, Edirne'nin tanıtımına önemli katkı sağladığı vurgulandı.

Muş'ta, 18-24 Mayıs tarihleri arasında kutlanan Müzeler Haftası çeşitli etkinliklerle başladı. Muş Müzesi'nde düzenlenen kutlama programına Vali Yardımcısı Mehmet Gödekmerdan, Belediye Başkan Yardımcısı Aydın Özarslaner, kurum amirleri, öğretmenler, öğrenciler ve çok sayıda vatandaş katıldı.

Program, saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı. Ardından Muş Müzesi Müdürü Mehmet Demir, günün anlam ve önemini belirten bir konuşma yaptı. Demir, müzelerin kültürel mirasın korunması ve gelecek nesillere aktarılmasındaki rolüne dikkat çekti.

Konuşmanın ardından, öğrenciler tarafından hazırlanan şiirler okundu ve halk oyunları gösterisi sunuldu. Programda ayrıca, yıl içinde müzede en çok ziyaretçi ağırlayan okullara ve öğrencilere çeşitli ödüller verildi.

Vali Yardımcısı Mehmet Gödekmerdan, yaptığı konuşmada, müzelerin bir şehrin ve ülkenin hafızası olduğunu belirterek, herkesi müzeleri ziyaret etmeye davet etti. Gödekmerdan, “Müzeler, geçmişimizle geleceğimiz arasında köprü kuran önemli kurumlardır. Bu nedenle, müzelerimize sahip çıkmalı ve onları gelecek nesillere aktarmalıyız” dedi.

Kutlama programı, Muş Müzesi'ndeki tarihi eserlerin sergilendiği bölümlerin gezilmesiyle sona erdi. Katılımcılar, müzedeki eserler hakkında bilgi alarak, Muş'un tarihi ve kültürel zenginliklerini yakından tanıma fırsatı buldu.

Müzeler Haftası boyunca Muş'ta çeşitli konferanslar, sergiler ve atölye çalışmaları düzenlenecek.

İtalyan heykeltıraş Bruno Minguzzi'nin 1994'te öldürülmesine ilişkin davada, cinayette kullanıldığı iddia edilen bıçak üzerindeki inceleme sonuçlandı. Adli Tıp Kurumu'nun hazırladığı raporda, bıçak üzerinde sanık Erol Erdoğan'ın DNA'sına rastlanmadığı belirtildi.

Avukat Ergün Bademci, müvekkili Erol Erdoğan hakkında verilen mahkumiyet kararının bu yeni delil ışığında bozulması gerektiğini savundu. Bademci, olay yerinde bulunan ve daha önce incelenen bir gömlekte de müvekkilinin DNA'sına rastlanmadığını hatırlattı.

Bademci, yaptığı açıklamada şunları söyledi:

• "30 yıldır süren bu davada, müvekkilimin suçsuz olduğunu ispatlamak için mücadele ediyoruz. Bıçak üzerindeki DNA incelemesi, müvekkilimin cinayetle hiçbir ilgisi olmadığını açıkça gösteriyor.
• Daha önce de olay yerindeki gömlekte müvekkilimin DNA'sına rastlanmamıştı. Bu iki önemli delil, müvekkilimin aleyhindeki delillerin yetersizliğini ve çelişkili olduğunu ortaya koyuyor."
• "Yargıtay'ın bu yeni delilleri dikkate alarak mahkumiyet kararını bozmasını ve müvekkilimin beraat etmesini bekliyoruz."

Olay, 2 Mayıs 1994 tarihinde İtalyan heykeltıraş Bruno Minguzzi'nin İstanbul Fındıklı'daki atölyesinde ölü bulunmasıyla başlamıştı. Cinayetle ilgili olarak Erol Erdoğan tutuklanmış ve yargılama sonucunda mahkum edilmişti. Ancak dava süreci boyunca Erdoğan, suçlamaları reddetmişti. Avukat Bademci, yeni DNA raporunun müvekkilinin masumiyetini kanıtlayacağına inanıyor ve Yargıtay'dan adil bir karar bekliyor.

Davanın seyrini değiştirebilecek bu gelişme, Minguzzi cinayetinin üzerindeki sır perdesini aralamaya yardımcı olabilir.

Aydın'da, yöreye özgü ve 'beyaz altın' olarak nitelendirilen incirlerin hasat dönemi başladı. Ancak, bu değerli ürünün izinsiz toplanması, üreticiler için büyük bir sorun teşkil ediyor. Aydın İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, incir bahçelerinden izinsiz incir toplamanın cezasının 577 bin 212 TL olduğunu duyurdu.

İncir üreticileri, emeklerinin karşılığını alabilmek ve ürünlerini korumak amacıyla tarlalarında gece gündüz nöbet tutuyor. Özellikle hasat döneminde artan hırsızlık olaylarına karşı teyakkuzda olan üreticiler, yetkililerden de destek bekliyor.

Aydın'ın incir üretimindeki önemi ve incirin ekonomik değeri göz önüne alındığında, bu durumun ciddiyeti daha da artıyor. İl Tarım ve Orman Müdürlüğü'nün belirlediği yüksek ceza, izinsiz incir toplama girişimlerinin önüne geçmeyi hedefliyor.

Üreticiler, incirlerinin çalınmasının yanı sıra, ağaçlara zarar verilmesinden de endişe ediyor. İzinsiz toplama sırasında dalların kırılması veya ağaçların zarar görmesi, gelecek yıllardaki verimi de olumsuz etkileyebiliyor.

Aydın'daki incir üreticileri, ürünlerini koruma konusunda kararlı olduklarını ve bu konuda gerekli tüm önlemleri almaya devam edeceklerini belirtiyor. Yetkililerden de hırsızlık olaylarına karşı daha etkin önlemler alınması ve caydırıcı cezaların uygulanması talep ediliyor.

İsrailli muhalif politikacı Yair Golan, katıldığı bir podcast yayınında İsrail'in Gazze ve Golan Tepeleri'ndeki politikalarına yönelik sert eleştirilerde bulundu. Golan, İsrailli yerleşimcilerin ve askerlerin Filistinlilere karşı işledikleri suçları 'hobi olarak bebek öldürmek' şeklinde nitelendirdi. Bu açıklamaları İsrail kamuoyunda büyük yankı uyandırdı.

Yair Golan, İsrail'in Filistinlilere yönelik muamelesinin kabul edilemez olduğunu ve bu tür eylemlerin İsrail'in uluslararası itibarını zedelediğini savundu. Özellikle Gazze'deki durumun vahametine dikkat çeken Golan, sivillerin, özellikle de çocukların hedef alınmasının hiçbir şekilde mazur görülemeyeceğini vurguladı.

Golan'ın bu açıklamaları, İsrail'deki farklı siyasi görüşleri ve İsrail-Filistin çatışmasına dair derin ayrılıkları bir kez daha gözler önüne serdi. İsrail hükümetinden henüz resmi bir açıklama gelmezken, bazı hükümet yetkilileri Golan'ın sözlerini 'provokatif' ve 'asılsız' olarak değerlendirdi. Muhalefet kanadından ise Golan'a destek verenler oldu ve İsrail'in Filistin politikalarının yeniden gözden geçirilmesi gerektiği ifade edildi.

Bu tartışmalı açıklamalar, İsrail'in iç siyasetinde ve uluslararası arenada geniş yankı bulmaya devam ediyor. İsrail-Filistin ilişkilerinin geleceği ve bölgedeki barış umutları, bu tür açıklamalar ve gelişmelerle daha da karmaşık bir hale geliyor.

İnşaat demiri fiyatları, inşaat sektöründeki gelişmeler ve ekonomik faktörler nedeniyle sürekli değişkenlik göstermektedir. Son dönemde inşaat demiri fiyatlarında yaşanan hareketlilik, sektördeki oyuncular ve yatırımcılar tarafından yakından takip edilmektedir. Bu bağlamda, 'İnşaat demirlerinde düşüş olacak mı?' sorusu sıklıkla gündeme gelmektedir.

Güncel verilere göre, 1 ton inşaat demiri fiyatları farklı bölgelerde ve farklı üreticilerde değişiklik gösterebilmektedir. Fiyatlar üzerindeki en büyük etkenlerden biri, demir cevheri fiyatları ve döviz kurlarıdır. Özellikle dolar kurundaki dalgalanmalar, inşaat demiri fiyatlarını doğrudan etkileyebilmektedir.

İnşaat demiri fiyatlarını etkileyen diğer faktörler arasında şunlar yer almaktadır:

• Hammadde Maliyetleri: Demir cevheri ve hurda demir fiyatlarındaki değişimler, inşaat demiri üretim maliyetlerini etkileyerek fiyatlara yansımaktadır.
• Enerji Fiyatları: Elektrik ve doğalgaz gibi enerji maliyetlerindeki artışlar, üretim maliyetlerini yükseltmektedir.
• Talep ve Arz Dengesi: İnşaat sektöründeki projelerin artması veya azalması, demir talebini etkileyerek fiyatları değiştirebilmektedir.
• Ulaşım Maliyetleri: Nakliye giderlerindeki artışlar, demir fiyatlarına ek maliyet olarak yansımaktadır.
• İthalat ve İhracat: Dış ticaret politikaları ve küresel piyasalardaki gelişmeler, demir fiyatlarını etkileyebilmektedir.

Piyasadaki genel beklenti, kısa vadede inşaat demiri fiyatlarında önemli bir düşüş yaşanmayacağı yönündedir. Ancak, ekonomik koşulların değişmesi ve yeni politikaların uygulanması durumunda fiyatlarda farklılıklar görülebilir. Yatırımcılar ve inşaat sektörü temsilcileri, piyasayı yakından takip ederek stratejilerini buna göre belirlemektedir.

İnşaat demiri fiyatlarındaki güncel listeler ve detaylı analizler, sektördeki gelişmelerin daha iyi anlaşılmasına yardımcı olmaktadır. Bu nedenle, fiyatları etkileyen faktörlerin sürekli olarak izlenmesi ve değerlendirilmesi önemlidir.

İnternet üzerinde ev, araba gibi alışverişlerin yanı sıra, kiralık katil ilanlarının da yer aldığı ve insan canı üzerinden pazarlıkların yapıldığı tespit edildi. İlanlarda, cinayet işlemek için istenen ücretler açıkça belirtiliyor ve potansiyel müşterilerle doğrudan iletişim kuruluyor.

Söz konusu ilanlar, çeşitli platformlarda farklı şekillerde karşımıza çıkıyor. Bazı ilanlarda hedefteki kişinin fotoğrafı ve öldürülme sebebi detaylıca anlatılırken, bazılarında ise sadece genel bir 'kiralık katil' hizmeti sunuluyor. Ücretler, hedefin konumuna, risk seviyesine ve istenen yönteme göre değişiklik gösteriyor. Örneğin, siyasi bir figürün öldürülmesi, sıradan bir vatandaşın öldürülmesinden daha yüksek bir fiyata mal olabiliyor.

Bu tür ilanların yaygınlaşması, internetin anonim yapısından ve suçluların kolayca iletişim kurabilmesinden kaynaklanıyor. Yetkililer, bu tür ilanları tespit etmek ve sorumluları yakalamak için çalışmalarını sürdürüyor. Ancak, internetin genişliği ve sürekli değişen yapısı, bu mücadeleyi zorlaştırıyor.

Uzmanlar, bu tür ilanlara karşı dikkatli olunması ve herhangi bir şüpheli durumda yetkililere bildirilmesi gerektiğini vurguluyor. Ayrıca, internet kullanıcılarının kişisel bilgilerini korumaları ve tanımadıkları kişilerle iletişim kurmaktan kaçınmaları öneriliyor.

Özetle: İnternet üzerindeki kiralık katil ilanları, ciddi bir suç teşkil etmektedir ve yetkililer tarafından yakından takip edilmektedir. Kullanıcıların bu tür ilanlara karşı duyarlı olması ve şüpheli durumları bildirmesi büyük önem taşımaktadır.

Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, günün ilk yarısında 40,64 puan azalarak 10.374,85 puana geriledi. Açılışta 10.442,57 puan olan endeks, en yüksek 10.478,88 ve en düşük 10.367,44 puanı gördü.

Saat 13.00 itibarıyla bankacılık endeksi yüzde 0,07 değer kazanırken, holding endeksi yüzde 0,73 değer kaybetti. Sektör endeksleri arasında en çok kazandıran yüzde 1,77 ile menkul kıymet yatırım ortaklığı, en çok gerileyen ise yüzde 1,65 ile spor oldu.

Dün kapanışta 10.415,49 olan BIST 100 endeksi, güne 27,08 puan artışla başlamıştı. İlk yarıda işlem hacmi 244,2 milyar lira olarak gerçekleşti.

Analistler, küresel piyasalarda ABD Merkez Bankası'nın (Fed) faiz indirimlerine başlama zamanlamasına ilişkin belirsizlikler ve Orta Doğu'daki jeopolitik risklerin etkisiyle temkinli bir havanın etkili olduğunu belirtiyor. Öğleden sonra ABD'de açıklanacak olan Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) verilerinin piyasaların yönü üzerinde etkili olabileceği ifade ediliyor. Teknik açıdan BIST 100 endeksinde 10.500 ve 10.600 seviyelerinin direnç, 10.300 ve 10.200 seviyelerinin ise destek olarak takip edileceği öngörülüyor.

İYİ Parti Grup Başkanvekili ve Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan ile İçişleri Bakanı Süleyman Soylu arasında TBMM'de bütçe görüşmeleri sırasında sert bir tartışma yaşandı. Tartışmanın fitilini, Lütfü Türkkan'ın Süleyman Soylu'ya yönelik sözleri ateşledi. Türkkan, Soylu'ya yönelik olarak "Sen ancak pavyon görevlisi olursun" şeklinde ağır bir ithamda bulundu. Bu sözler üzerine ortam gerildi ve tartışma büyüdü.

Süleyman Soylu, Lütfü Türkkan'ın bu sözlerine karşılık olarak sert bir şekilde yanıt verdi. Soylu, Türkkan'a yönelik olarak " Haysiyet yoksunu" ifadesini kullandı. İki siyasetçi arasındaki gerilim, diğer milletvekillerinin araya girmesiyle yatıştırılmaya çalışıldı. Ancak tartışmanın yankıları uzun süre devam etti.

TBMM'deki bu olay, siyasi arenada geniş yankı uyandırdı. Birçok siyasetçi ve yorumcu, olayın ardından değerlendirmelerde bulundu. Tartışmanın, siyasi tansiyonun yüksek olduğu bir dönemde yaşanması dikkat çekti.

Olayın ardından her iki taraftan da açıklamalar geldi. Lütfü Türkkan, sözlerinin arkasında dururken, Süleyman Soylu da Türkkan'ın ifadelerini kınadı.