Yükseköğretim Kurumları Sınavı'nın (YKS) ilk ayağı olan Temel Yeterlilik Testi (TYT) bugün tamamlandı. Sınava yaklaşık 2.5 milyon aday katılım gösterdi. Adaylar, üniversiteye giriş için ilk aşamayı tamamlamış oldu.

Sınav, Türkiye genelinde ve KKTC'de eş zamanlı olarak gerçekleştirildi. Sınavın başlamasıyla birlikte sınav merkezleri çevresinde öğrenci yakınlarının heyecanlı bekleyişi başladı.

TYT'de adaylara Türkçe, Sosyal Bilimler, Temel Matematik ve Fen Bilimleri alanlarından sorular yöneltildi. Sınav süresi 165 dakika olarak belirlendi.

ÖSYM tarafından yapılan açıklamaya göre, sınavın sorunsuz bir şekilde tamamlanması için gerekli tüm önlemler alındı. Sınav güvenliğinin sağlanması amacıyla emniyet güçleri de görev yaptı.

Sınav sonuçlarının açıklanmasının ardından adaylar, Alan Yeterlilik Testleri (AYT) ve Yabancı Dil Testi (YDT) oturumlarına katılacaklar. AYT ve YDT, 9 Haziran Pazar günü yapılacak.

TYT sınavında şu derslerden sorular soruldu:

• Türkçe
• Sosyal Bilimler
• Temel Matematik
• Fen Bilimleri

Adaylar, sınav sonuçlarına ÖSYM'nin internet sitesi üzerinden erişebilecekler.

İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Ali Bakıri, İstanbul'da düzenlenen bir basın toplantısında önemli açıklamalarda bulundu. Bakıri, Gazze'deki mevcut durumun bölgesel güvenlik için ciddi bir tehdit oluşturduğunu vurgulayarak, İran'ın bu konuda Türkiye ile iş birliği yapmaya hazır olduğunu ifade etti.

Ali Bakıri, Gazze'de yaşananların sadece Filistin meselesi olmadığını, aynı zamanda tüm bölgenin güvenliğini etkileyen bir kriz olduğunu belirtti. İran'ın, bu krizin çözümü için Türkiye ile birlikte çalışmaya istekli olduğunu ve bu konuda ortak adımlar atılabileceğini söyledi.

Bakıri, konuşmasında ayrıca, bölgedeki diğer aktörlerin de sorumluluk alması gerektiğini ve Gazze'deki insani durumun iyileştirilmesi için acil önlemler alınması gerektiğini vurguladı. İran'ın, bu konuda uluslararası toplumu göreve çağırdığını ve insani yardım çalışmalarına destek vermeye hazır olduğunu belirtti.

Türkiye ile İran arasındaki ilişkilerin önemine de değinen Bakıri, iki ülkenin bölgesel konularda ortak çıkarlara sahip olduğunu ve iş birliğinin artırılmasının bölge istikrarına katkı sağlayacağını ifade etti.

Son olarak Bakıri, İran'ın her zaman Filistin halkının yanında olduğunu ve Gazze'deki krizin çözümü için her türlü çabayı göstermeye devam edeceğini sözlerine ekledi.

Kara para aklama suçlamasıyla tutuklanan ve cezaevinde anoreksiya tedavisi gören Nihal Candan, 29 yaşında hayatını kaybetti. Candan'ın cenazesi, memleketi Bursa'da düzenlenen törenle son yolculuğuna uğurlandı. Cenaze törenine ailesi, yakınları ve sevenleri katıldı.

Nihal Candan'ın annesi Umut Candan, kızının tabutuna sarılarak feryat etti. "Hani sen hakim savcı olacaktın, hayallerin vardı" diyerek ağıtlar yakan anne Candan, törende güçlükle ayakta durabildi.

Cenaze namazının ardından Nihal Candan'ın naaşı, Pınarbaşı Mezarlığı'nda toprağa verildi. Törene katılanlar, Candan'ın genç yaşta vefatından duydukları üzüntüyü dile getirdiler.

Nihal Candan ve ablası Bahar Candan, kara para aklama ve dolandırıcılık suçlamasıyla tutuklanmışlardı. Nihal Candan, cezaevinde anoreksiya nervoza hastalığına yakalanmış ve tedavi görmekteydi.

• Nihal Candan, 29 yaşında hayatını kaybetti.
• Cenazesi Bursa'da toprağa verildi.
• Annesi Umut Candan'ın feryatları yürekleri dağladı.
• Candan, kara para aklama suçlamasıyla tutukluydu.
• Cezaevinde anoreksiya tedavisi görüyordu.

Ocak Partisi Genel Başkanı Kadir Canpolat, Ankara'da silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetti. Olay, Çankaya ilçesi Çukurambar semtinde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, Canpolat, ofisine giderken kimliği belirsiz kişi veya kişiler tarafından silahlı saldırıya uğradı.

Saldırının ardından olay yerine çok sayıda polis ve sağlık ekibi sevk edildi. Sağlık ekipleri, Canpolat'ın olay yerinde hayatını kaybettiğini belirledi. Polis, saldırgan veya saldırganları yakalamak için geniş çaplı operasyon başlattı.

Kadir Canpolat kimdir? Kadir Canpolat, Ocak Partisi'nin kurucusu ve genel başkanıydı. Siyasi kariyerine çeşitli sivil toplum kuruluşlarında görev alarak başlayan Canpolat, daha sonra Ocak Partisi'ni kurmuştu. Canpolat, son dönemde yaptığı açıklamalarla dikkat çekiyordu.

Olayla ilgili soruşturma devam ediyor. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, olayla ilgili geniş çaplı soruşturma başlattı. Soruşturma kapsamında, olay yerindeki güvenlik kameraları inceleniyor ve tanıkların ifadeleri alınıyor.

Siyasi Camianın Tepkisi: Canpolat'ın öldürülmesi, siyasi camiada büyük üzüntüye yol açtı. Birçok siyasi parti temsilcisi, sosyal medya hesaplarından taziye mesajları yayınladı ve olayın aydınlatılmasını istedi.

• CHP Genel Başkanı: "Kadir Canpolat'ın ailesine ve sevenlerine başsağlığı diliyorum. Bu menfur saldırının faillerinin bir an önce yakalanmasını bekliyoruz."
• AK Parti Sözcüsü: "Ocak Partisi Genel Başkanı Kadir Canpolat'ın öldürülmesini şiddetle kınıyoruz. Olayın tüm yönleriyle aydınlatılması için gerekli çalışmalar yapılmaktadır."

Olayla ilgili gelişmeler yakından takip ediliyor. Polis, saldırının nedenini ve faillerini belirlemek için çalışmalarını sürdürüyor.

Yapılan bir psikolojik araştırma, vejetaryenlerin sosyal değerlere diğer bireylere kıyasla daha az önem verdiğini öne sürerek tartışmalara yol açtı. Araştırma, beslenme alışkanlıkları ile değerler arasındaki ilişkiyi inceliyor.

Çalışmanın temel bulgusu, vejetaryen bireylerin genellikle bireysel özgürlük, kişisel başarı ve değişim gibi değerlere daha fazla odaklandığı yönünde. Buna karşılık, gelenekselci değerler, güvenlik ve uyum gibi sosyal değerlere ise daha az önem verdikleri belirtiliyor.

Araştırmacılar, bu durumun vejetaryenliğin genellikle bireysel bir seçim olmasından ve kişisel sağlık, hayvan hakları veya çevresel kaygılar gibi nedenlere dayanmasından kaynaklanabileceğini belirtiyorlar. Bu bireysel motivasyonlar, sosyal uyum veya geleneksel normlara bağlılık gibi değerlerin geri planda kalmasına neden olabilir.

Ancak, bu bulgular bazı eleştirilere de yol açtı. Eleştirmenler, araştırmanın metodolojisini ve örneklem büyüklüğünü sorgulayarak, sonuçların genellenebilirliği konusunda şüpheler dile getiriyorlar. Ayrıca, vejetaryenliğin farklı toplumlarda ve kültürlerde farklı anlamlara gelebileceği ve bu nedenle tek bir sonuca ulaşmanın zorluğuna dikkat çekiyorlar.

Araştırma sonuçları, beslenme alışkanlıklarının sadece sağlıkla ilgili değil, aynı zamanda bireylerin değer sistemleriyle de bağlantılı olabileceğini gösteriyor. Ancak, bu konuda daha fazla araştırma yapılması ve farklı sosyo-kültürel bağlamların dikkate alınması gerektiği vurgulanıyor.

Sonuç olarak, bu psikolojik araştırma, vejetaryenlik ve değerler arasındaki ilişkiye dair ilginç bir bakış açısı sunarken, aynı zamanda bu konuda daha fazla tartışma ve araştırmanın önünü açıyor.

Marmara Denizi'nde yaşanan renk değişimi, uzmanları harekete geçirdi. Yapılan incelemeler sonucunda, denizdeki renk değişiminin nedeninin planktonların aşırı çoğalması olduğu belirlendi. Uzmanlar, bu durumun Marmara Denizi'ndeki kirlilik yükünün artmasıyla yakından ilişkili olduğunu vurguladı.

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cemal Saydam, Marmara Denizi'ndeki renk değişimine ilişkin yaptığı açıklamada, "Marmara Denizi alarm veriyor. Bu durum, denizin kirlilik yükünün arttığının bir göstergesi. Özellikle azot ve fosfor gibi besin maddelerinin aşırı miktarda denize girmesi, planktonların kontrolsüz bir şekilde çoğalmasına neden oluyor." dedi.

Prof. Dr. Saydam, Marmara Denizi'ni kurtarmak için acil önlemler alınması gerektiğini belirterek, "Marmara Denizi'ne kıyısı olan illerde nüfus yoğunluğunun azaltılması, atık su arıtma tesislerinin sayısının arttırılması ve sanayi tesislerinin denetimlerinin sıklaştırılması gerekiyor. Özellikle İstanbul, Bursa ve Kocaeli'nde nüfus yoğunluğunun azaltılması şart" ifadelerini kullandı.

Uzmanlar, Marmara Denizi'ndeki kirlilik sorununa dikkat çekerek, denizdeki canlı yaşamının tehlike altında olduğunu ve bu durumun insan sağlığına da olumsuz etkileri olabileceğini belirtiyor. Marmara Denizi'nin korunması için yetkililerin ve vatandaşların işbirliği yapması gerektiği vurgulanıyor.

Alınması gereken önlemler özetle şu şekilde sıralanıyor:

• Marmara Denizi'ne kıyısı olan illerde nüfus yoğunluğunun azaltılması
• Atık su arıtma tesislerinin sayısının arttırılması ve mevcut tesislerin kapasitelerinin yükseltilmesi
• Sanayi tesislerinin denetimlerinin sıklaştırılması ve atıklarının kontrol altına alınması
• Tarım alanlarında kullanılan gübre ve ilaçların kullanımının azaltılması
• Bilinçlendirme çalışmalarıyla halkın çevre konusunda duyarlılığının arttırılması

Çin'in Rusya-Ukrayna savaşına dahil olup olmayacağına dair dünya genelinde artan spekülasyonlar üzerine, Çin'den dikkat çekici bir açıklama geldi. Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mao Ning, düzenlediği basın toplantısında, Çin'in Ukrayna krizindeki tutumunun tutarlı ve net olduğunu vurgulayarak, krizin siyasi yollarla çözülmesi çağrısında bulundu. Sözcü, tüm tarafların diyalog ve müzakereler yoluyla farklılıkları gidermesi gerektiğini belirtti.

Mao Ning, Çin'in krizin başından beri barışı teşvik etme ve müzakereleri destekleme yönünde yapıcı bir rol oynadığını ifade etti. Çin'in, uluslararası toplumla birlikte krizin çözümüne katkıda bulunmaya istekli olduğunu dile getirdi. Bu açıklama, Çin'in olası bir askeri müdahaleden ziyade, diplomatik çözümden yana olduğunu gösteriyor.

Çin'in bu açıklaması, uluslararası arenada farklı yorumlara yol açtı. Bazı uzmanlar, Çin'in tarafsız kalma ve arabuluculuk rolünü üstlenme çabasını desteklerken, diğerleri Çin'in Rusya ile olan yakın ilişkileri nedeniyle temkinli bir yaklaşım sergiliyor. Özellikle ABD ve Avrupa Birliği, Çin'in Rusya'ya olan desteğini yakından izliyor ve olası bir askeri yardımı engellemeye çalışıyor.

Ukrayna krizinin gidişatı ve Çin'in bu süreçteki rolü, önümüzdeki dönemde uluslararası ilişkiler açısından belirleyici olacak gibi görünüyor.

Diyarbakır'da meydana gelen olayda, ismi henüz belirlenemeyen küçük bir çocuk, bıçaklanarak öldürülmüş halde bulundu. Çocuğun cansız bedeni, bir binanın merdiven boşluğunda bulundu. Olay yerine çok sayıda polis ekibi sevk edildi. Polis ekipleri, olay yerinde detaylı bir inceleme yaptı. Çocuğun kimliği ve ölüm nedeni ile ilgili soruşturma başlatıldı.

Olay, Diyarbakır'da büyük bir üzüntüye yol açtı. Vatandaşlar, olayın aydınlatılmasını ve sorumluların yakalanmasını istedi. Polis, soruşturmayı çok yönlü olarak sürdürüyor. Olayla ilgili görgü tanıklarının ifadesine başvurulduğu ve çevredeki güvenlik kameralarının incelendiği belirtildi.

Soruşturma kapsamında, çocuğun ailesine ulaşılmaya çalışılıyor. Polis, çocuğun kimliğini tespit etmek için çalışmalarını sürdürüyor. Olayın detayları ve nedenleri henüz netlik kazanmadı. Soruşturma devam ediyor.

Kuzey Kore'de, lider Kim Jong-un'un talimatıyla 'ölüm fabrikası' olarak adlandırılan askeri tesiste savaş hazırlığına dair belirtiler tespit edildi. Uydu görüntüleri, bu yöndeki iddiaları destekler nitelikte. Tesisin, Kuzey Kore'nin nükleer silah programı ve balistik füze geliştirme çalışmalarıyla bağlantılı olduğu düşünülüyor.

Uydu görüntülerinde, tesiste artan araç ve personel hareketliliği gözlemlendi. Ayrıca, yeni inşa edilen binalar ve güçlendirilen güvenlik önlemleri dikkat çekiyor. Uzmanlar, bu durumun Kuzey Kore'nin savaş hazırlıklarını hızlandırdığına işaret ettiğini belirtiyor.

Kim Jong-un'un talimatları doğrultusunda, tesisin üretim kapasitesinin artırıldığı ve yeni silah sistemlerinin geliştirildiği iddia ediliyor. Bu durum, bölgedeki gerginliği tırmandırırken, uluslararası toplumun tepkisine yol açıyor. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Kuzey Kore'nin nükleer programına ilişkin çeşitli yaptırımlar uygulamış olsa da, ülkenin bu faaliyetlerine devam ettiği görülüyor.

Güney Kore ve Amerika Birleşik Devletleri, Kuzey Kore'nin askeri faaliyetlerini yakından takip ediyor ve bölgedeki askeri varlıklarını güçlendiriyor. İki ülke, Kuzey Kore'ye yönelik diplomatik çabaların sürdürülmesi gerektiğini savunurken, aynı zamanda caydırıcı önlemlerin alınmasının da önemine vurgu yapıyor.

Uluslararası ilişkiler uzmanları, Kuzey Kore'nin bu tür provokatif eylemlerinin, bölgedeki istikrarı tehdit ettiğini ve uluslararası toplumun daha kararlı bir şekilde hareket etmesi gerektiğini belirtiyor. Kuzey Kore'nin nükleer silah programından vazgeçmesi ve uluslararası normlara uyması gerektiği vurgulanıyor.