Milattan sonra birinci yüzyıla ait olduğu tahmin edilen ve üzerinde Hz. İsa'nın tasvir edildiği düşünülen bronz figürin, İsrail Müzesi'nde ilk kez sergileniyor.

İsrail Müzesi, üzerinde Hz. İsa'nın tasvir edildiği düşünülen ve milattan sonra birinci yüzyıla ait olduğu tahmin edilen bronz bir figürini ilk kez sergiliyor. Figürin, Kutsal Topraklar'da bulunan en eski Hristiyan ikonlarından biri olarak kabul ediliyor.
Figürin, yaklaşık 23 santimetre uzunluğunda ve bir adamın tunik giymiş, sakallı ve kısa saçlı halini tasvir ediyor. Kollarını öne doğru uzatmış ve başı hafifçe yana eğik şekilde betimlenmiş. Arkeologlar, figürinin o dönemde yaygın olan Roma İmparatorluk figürinlerine benzediğini, ancak yüz hatlarının ve duruşunun onu farklı kıldığını belirtiyor.
Figürinin kimliği uzun yıllar boyunca tartışma konusu oldu. Bazı bilim insanları figürinin bir Roma tanrısını veya imparatorunu tasvir ettiğini düşünürken, diğerleri bunun Hz. İsa'nın en eski tasvirlerinden biri olabileceğine inanıyordu. Son yıllarda yapılan araştırmalar, figürinin üzerindeki bazı sembollerin ve detayların Hristiyan ikonografisiyle örtüştüğünü ortaya koydu. Özellikle, figürinin başının etrafındaki hale benzeri ışık ve kollarının duruşu, Hz. İsa'nın erken dönem tasvirlerinde sıkça görülen özellikler arasında yer alıyor.
İsrail Müzesi'ndeki sergi, figürinin tarihini, kimliğini ve önemini detaylı bir şekilde inceliyor. Sergi, figürinin bulunduğu döneme ait diğer eserlerle birlikte, Hristiyanlığın ilk yıllarındaki sanatsal ve kültürel ifade biçimlerine ışık tutmayı amaçlıyor.
Sergi küratörü şunları söyledi:
- "Bu figürin, Hristiyanlığın doğuşuna tanıklık eden nadir bir eserdir."
- "Üzerindeki detaylar, o dönemdeki insanların Hz. İsa'yı nasıl hayal ettiklerine dair önemli ipuçları sunuyor."
- "Bu sergi, figürinin hem sanatsal hem de dini açıdan önemini anlamamıza yardımcı olacak."
Figürinin sergilenmesi, hem Hristiyan dünyasında hem de arkeoloji camiasında büyük ilgi uyandırdı. Birçok kişi, bu eserin Hristiyanlığın ilk yıllarına dair yeni bilgiler sunabileceğine ve inanç tarihini daha iyi anlamamıza yardımcı olabileceğine inanıyor.