Oyuncu Ezgi Mola, İspanya'da yaşadığı bir olayla gündeme geldi. Mola, İspanya'da satın aldığı eve 'okupa' adı verilen işgalcilerin çöktüğünü açıkladı.

İspanya'da son yıllarda yaygınlaşan bir sorun olan 'okupalar', satın alınan veya boş bırakılan evlere yasal olmayan yollarla yerleşen kişileri ifade ediyor. Bu durum, ev sahipleri için büyük bir problem teşkil ediyor, zira işgalcileri evden çıkarmak uzun ve karmaşık bir yasal süreç gerektirebiliyor.

Ezgi Mola'nın başına gelen bu olay, 'okupa' sorununa dikkat çekerek, İspanya'da ev sahibi olmayı düşünenlerin bu konuda bilinçli olması gerektiğini vurguluyor.

Okupa Nedir?

Okupalar, İspanya'da boş veya sahipsiz evleri işgal eden kişilere verilen isimdir. Bu durum, özellikle büyük şehirlerde ve turistik bölgelerde daha sık görülmektedir. Okupaların evden çıkarılması yasal süreçler gerektirdiğinden, ev sahipleri için ciddi maddi ve manevi kayıplara neden olabilmektedir.

Ezgi Mola'nın Açıklaması:

Ezgi Mola, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, İspanya'daki evine okupa olarak bilinen işgalcilerin yerleştiğini duyurdu. Mola, bu durumun kendisini oldukça şaşırttığını ve üzgün olduğunu ifade etti. Konuyla ilgili yasal süreci başlattığını belirten Mola, takipçilerini bu tür olaylara karşı dikkatli olmaları konusunda uyardı.

İspanya'da Okupa Sorunu:

İspanya'da okupa sorunu, özellikle ekonomik kriz dönemlerinde artış göstermiştir. Boş ev sayısı arttıkça, bu evlere yerleşen kişilerin sayısı da paralel olarak yükselmiştir. İspanyol yasaları, ev sahiplerinin haklarını korumakta yetersiz kaldığı için, okupa sorunu çözümü zor bir hale gelmiştir.

Vatikan'da yeni Papa'nın seçimi için bekleyiş sürüyor. Kardinaller, Sistina Şapeli'nde toplanarak yeni Papa'yı belirlemek için oylamalar yapıyor. Dünyanın dört bir yanından gelen Katolikler ve meraklı gözler, şapelin bacasından çıkacak dumanın rengini bekliyor.

Siyah duman, oylamaların sonuçsuz kaldığı anlamına geliyor. Eğer bacadan siyah duman yükselirse, kardinallerin henüz bir Papa üzerinde anlaşamadığı anlaşılacak ve oylamalara devam edilecek.

Beyaz duman ise yeni Papa'nın seçildiği anlamına geliyor. Beyaz dumanın yükselmesi, kardinallerin gerekli çoğunluğu sağlayarak yeni Papa'yı belirlediği anlamına gelecek. Bu durumda, kısa süre sonra yeni Papa'nın kim olduğu açıklanacak.

Vatikan'daki bu önemli süreç, dünya genelinde büyük bir ilgiyle takip ediliyor. Yeni Papa'nın kim olacağı ve Katolik Kilisesi'nin geleceğine nasıl yön vereceği merakla bekleniyor.

Sistina Şapeli'nin bacasından çıkacak dumanın rengi, milyonlarca Katolik için büyük bir anlam taşıyor. Bu nedenle, Vatikan'daki bekleyiş, heyecan ve umutla devam ediyor.

Uluslararası Spor Filmleri Festivali kapsamında, Türk futbolunun efsane ismi Metin Oktay için bir saygı gecesi düzenlendi. Festival, spor ve sinemayı bir araya getirerek önemli bir etkinlik haline geldi.

Metin Oktay'ın futbol kariyeri ve kişiliği, gece boyunca yapılan konuşmalar ve gösterimlerle anıldı. Türk futboluna katkıları ve örnek kişiliği vurgulandı. Geceye, spor camiasından önemli isimler ve çok sayıda futbolsever katıldı.

Festivalde, Metin Oktay'ın hayatını ve kariyerini anlatan özel bir film gösterimi yapıldı. Ayrıca, Oktay'ın unutulmaz golleri ve maçlarından kesitler de izleyicilerle paylaşıldı. Katılımcılar, Metin Oktay'ın Türk futbol tarihindeki önemine bir kez daha şahit oldular.

Festivalin amacı, sporun birleştirici gücünü sinema aracılığıyla daha geniş kitlelere ulaştırmak ve sporcuların hayat hikayelerini gelecek nesillere aktarmaktır. Metin Oktay'a yapılan bu saygı gecesi, festivalin bu amacına hizmet eden önemli bir etkinlik oldu.

Gecede, Metin Oktay'ın ailesi ve yakınları da yer aldı. Onlar da Oktay'ı anlatan duygusal konuşmalar yaptılar ve anılarını paylaştılar. Metin Oktay'ın sevenleri, bu anlamlı gecede bir araya gelerek efsane futbolcuyu bir kez daha sevgi ve saygıyla andılar.

Festivalin ilerleyen günlerinde de farklı spor dallarıyla ilgili film gösterimleri ve etkinlikler devam edecek. Uluslararası Spor Filmleri Festivali, spor ve sinema tutkunlarını bir araya getirmeye devam ediyor.

• Festivalde, sporun ve sinemanın birleşimi kutlandı.
• Metin Oktay'ın hayatı ve kariyeri anısına özel bir gece düzenlendi.
• Katılımcılar, Metin Oktay'ın Türk futbolundaki önemini bir kez daha hatırladılar.

CHP Grup Başkanı Özgür Özel, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu Silivri'de ziyaret etti. Ziyaret sonrası açıklamalarda bulunan Özel, Türkiye'nin önemli bir süreçten geçtiğini belirterek, 'Darbenin dijital ayağıyla karşı karşıyayız' ifadelerini kullandı.

Özel, İmamoğlu'nun maruz kaldığı yargı sürecine değinerek, bu sürecin siyasi bir operasyon olduğunu ve amaçlarının İmamoğlu'nu siyasetten uzaklaştırmak olduğunu savundu. 'Bu sadece Ekrem İmamoğlu'na değil, İstanbul halkının iradesine de yapılmış bir darbedir' dedi.

Özgür Özel, açıklamalarında şunları kaydetti:

• Türkiye'de hukuk sisteminin siyasallaştığını ve muhaliflere yönelik baskıların arttığını belirtti.
• İmamoğlu'na verilen cezanın hukuki değil, siyasi bir karar olduğunu vurguladı.
• CHP olarak bu hukuksuzluğa karşı mücadele edeceklerini ve İmamoğlu'nun yanında olduklarını ifade etti.

Özel ayrıca, iktidarın sosyal medya ve dijital platformlar üzerinden algı operasyonları yürüttüğünü ve bu operasyonlarla muhalefeti hedef aldığını iddia etti. 'Darbenin dijital ayağıyla karşı karşıyayız' sözleriyle bu duruma dikkat çekti.

Ziyaret ve açıklamalar, yaklaşan yerel seçimler öncesinde CHP'nin İmamoğlu'na olan desteğini ve yargı sürecine yönelik tepkisini göstermesi açısından önem taşıyor.

İzmir'de 2022 yılında meydana gelen olayda, Ayşe Vural isimli anne, 16 yaşındaki kızı Zeynep Vural'ı boğarak öldürmüştü. Olayın ardından Ayşe Vural hakkında dava açılmıştı. İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada karar açıklandı.

Mahkeme heyeti, Ayşe Vural'ı önce müebbet hapis cezasına çarptırdı. Ancak, sanığın duruşmalardaki iyi halini göz önünde bulundurarak cezada indirime gitti. Sonuç olarak Ayşe Vural, 14 yıl hapis cezası aldı.

Olay, 2022 yılının Ekim ayında, İzmir'in Bayraklı ilçesinde yaşanmıştı. Ayşe Vural, iddiaya göre psikolojik sorunlar yaşayan kızı Zeynep'i, uyuduğu sırada boğarak öldürmüştü. Olayın ardından gözaltına alınan Ayşe Vural, tutuklanarak cezaevine gönderilmişti.

Mahkeme sürecinde Ayşe Vural'ın avukatı, müvekkilinin olay sırasında akıl sağlığının yerinde olmadığını savunmuştu. Ancak, mahkeme bu savunmayı dikkate almadı.

Kararın ardından Zeynep Vural'ın yakınları büyük üzüntü yaşadı. Aile avukatı, karara itiraz edeceklerini belirtti.

• Olay: Ayşe Vural'ın kızı Zeynep Vural'ı boğarak öldürmesi
• Yer: İzmir, Bayraklı
• Karar: Müebbet hapis cezası, iyi hal indirimiyle 14 yıla düşürüldü

Milli Savunma Bakanlığı (MSB) kaynakları, İsrail ile yapılan görüşmelere dair önemli açıklamalarda bulundu. Bakanlık kaynakları, Suriye hükümetinin talebi üzerine bölgede bulunan tüm unsurlarla koordinasyonun sürdürüldüğünü vurguladı.

MSB kaynakları, görüşmelerin içeriğine dair detaylı bilgi vermezken, bölgesel güvenlik ve istikrarın sağlanmasına yönelik çalışmaların devam ettiğini belirtti. Koordinasyonun, Suriye'deki mevcut durumun hassasiyeti göz önünde bulundurularak yürütüldüğü ifade edildi.

Açıklamada, Türkiye'nin bölgedeki aktörlerle yürüttüğü diyalog ve işbirliğinin önemi vurgulanırken, Suriye'deki istikrarın sağlanmasının Türkiye'nin öncelikleri arasında yer aldığı belirtildi. Ayrıca, Türkiye'nin uluslararası hukuk çerçevesinde hareket ettiği ve bölgedeki tüm aktörlerle yapıcı ilişkiler kurmaya çalıştığı ifade edildi.

MSB kaynakları, Suriye'deki durumun karmaşıklığına dikkat çekerek, çözüm için tüm tarafların yapıcı bir yaklaşım sergilemesi gerektiğini belirtti. Türkiye'nin, bölgedeki barış ve istikrarın sağlanması için üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeye devam edeceği vurgulandı.

Açıklamanın devamında, Suriye hükümetinin talebiyle yapılan koordinasyonun, bölgedeki diğer ülkelerle de sürdürüldüğü belirtildi. Bu koordinasyonun, terörle mücadele başta olmak üzere birçok alanda işbirliğini içerdiği ifade edildi.

Son olarak, MSB kaynakları, Türkiye'nin bölgesel güvenlik ve istikrarın sağlanmasına yönelik çabalarının kararlılıkla sürdürüleceğini ve tüm aktörlerle diyalog kanallarının açık tutulacağını vurguladı.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi, Nisan 2024 dönemine ilişkin iş cinayetleri raporunu yayımladı. Rapora göre, Nisan ayında Türkiye'de en az 152 işçi hayatını kaybetti. Bu iş cinayetlerinin nedenleri arasında önlenebilir kazalar ve iş güvenliği eksiklikleri yer alıyor.

Raporda dikkat çeken bir diğer nokta ise çocuk işçiliğin giderek derinleşmesi. Mevsimlik tarım işlerinde ve kayıt dışı sektörlerde çalışan çocuk işçiler, güvencesiz koşullarda çalıştırılıyor ve bu durum onların hayatlarını tehlikeye atıyor. İSİG Meclisi, çocuk işçiliğin önlenmesi için daha etkin politikalar uygulanması gerektiğini vurguladı.

Nisan ayında hayatını kaybeden işçilerin sektörlere göre dağılımı incelendiğinde, inşaat, tarım, taşımacılık ve metal işkollarında yoğunlaşma olduğu görülüyor. Raporda, bu sektörlerdeki iş güvenliği önlemlerinin yetersizliği ve denetim eksikliği eleştiriliyor.

İSİG Meclisi raporunda şu ifadelere yer verildi:

• İş cinayetlerinin temelinde, kar hırsı ve güvencesiz çalışma koşulları yatmaktadır.
• İş güvenliği önlemleri alınmadığı takdirde, iş cinayetleri devam edecektir.
• Devletin, iş güvenliği denetimlerini artırması ve işverenlerin gerekli önlemleri almasını sağlaması gerekmektedir.

Raporda ayrıca, iş cinayetlerinin önlenmesi için işçi sendikalarının ve sivil toplum kuruluşlarının daha aktif rol oynaması gerektiği belirtiliyor. İşçilerin bilinçlendirilmesi ve iş güvenliği konusunda eğitilmesi de büyük önem taşıyor.

Sonuç olarak, İSİG Meclisi'nin raporu, Türkiye'de iş cinayetlerinin ve çocuk işçiliğin ciddi bir sorun olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor. Bu sorunların çözümü için daha etkin politikaların uygulanması ve tüm paydaşların işbirliği yapması gerekiyor.

X, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'na verilen hapis cezası ve siyasi yasak kararıyla ilgili bir açıklama yayınladı. Açıklamada, kararı uygulamakla birlikte kesinlikle katılmadıklarını ve itiraz edeceklerini belirttiler.

X'in açıklamasında şu ifadelere yer verildi:

• Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 38. maddesi gereğince, hiç kimse sadece sözleri nedeniyle cezalandırılamaz.
• İmamoğlu'nun davasında verilen karar, ifade özgürlüğüne açık bir saldırıdır.
• Bu kararın, Türkiye'nin demokratik değerlerine zarar vereceğine inanıyoruz.
• Kararı uygulamakla birlikte kesinlikle katılmıyor ve itiraz ediyoruz.

Açıklamada ayrıca, X'in Türkiye'deki tüm kullanıcılarının ifade özgürlüğünü savunmaya devam edeceği vurgulandı.

İmamoğlu'na verilen ceza, siyasi çevrelerde ve kamuoyunda geniş yankı uyandırmıştı. Birçok kişi ve kurum, kararın siyasi amaçlı olduğunu ve hukuksuz olduğunu savunmuştu.

X'in bu açıklaması, karara karşı çıkan tepkilerin bir parçası olarak değerlendiriliyor.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun X hesabının kapatılma tehlikesiyle karşı karşıya kalmasının ardından, İBB yetkilileri tarafından yapılan açıklamada, kapatılmaya gerekçe gösterilen tweet'in aslında karar paylaşımı yapıldığı gün alındığı belirtildi. İBB Sözcüsü Murat Ongun, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, söz konusu kararın siyasi olduğunu vurguladı.

Murat Ongun'un paylaşımında, Ekrem İmamoğlu'nun avukatlarının itirazda bulunduğu ve sürecin takipçisi olacakları ifade edildi. Paylaşımda ayrıca, kararın ifade özgürlüğüne yönelik bir ihlal olduğu ve siyasi bir amaç taşıdığı savunuldu.

İBB yetkilileri, kararın gerekçesini detaylı bir şekilde incelediklerinde, tweet'in paylaşıldığı gün, yani kararın alındığı gün ekran görüntüsünün alındığını tespit ettiklerini belirtiyorlar. Bu durum, kararın önceden planlanmış olabileceği şüphesini doğuruyor.

İmamoğlu'nun X hesabının kapatılmasına gerekçe gösterilen tweet'in içeriği hakkında henüz net bir bilgi bulunmamakla birlikte, İBB yetkilileri, kararın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu ve siyasi bir motivasyonla alındığını savunmaya devam ediyor. Avukatlar aracılığıyla yapılan itirazın sonucunda kararın iptal edilip edilmeyeceği ise merak konusu.

Olayın detayları şu şekilde gelişti:

• Ekrem İmamoğlu'nun X hesabı, bir mahkeme kararıyla kapatılma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı.
• İBB Sözcüsü Murat Ongun, kararın siyasi olduğunu ve itiraz edeceklerini duyurdu.
• İBB yetkilileri, kararın gerekçesi olarak gösterilen tweet'in, kararın alındığı gün ekran görüntüsünün alındığını tespit etti.
• Avukatlar, karara itiraz etti ve sürecin takipçisi olacaklarını belirtti.

Gelişmeler yakından takip ediliyor.